resmin alt tagı

Havacılıkta Kullanılan En Yaygın Uçak Tipleri Nelerdir?

Havacılık sektöründe farklı ihtiyaçların karşılanması için farklı uçak tipleri geliştirilmiştir. Bu uçaklar, yolcu taşımacılığı, kargo nakli, askeri operasyonlar ve özel uçuşlar gibi farklı amaçlara hizmet etmektedir. İşte havacılık sektöründe sıkça kullanılan bazı uçak tipleri:

  1. Yolcu uçakları:

Yolcu uçakları, ticari havayolu şirketleri tarafından geniş bir yolcu kapasitesine sahip olarak tasarlanmıştır. Boeing 737, Airbus A320, Boeing 777 ve Airbus A380 gibi modeller, uzun menzilli ve kısa menzilli uçuşlarda kullanılan popüler yolcu uçakları arasındadır. Bu uçaklar, konfor, güvenlik ve ekonomik performans açısından tasarlanmış olup, dünya genelinde yoğun bir şekilde kullanılmaktadır.

  1. Kargo uçakları:

Kargo uçakları, özellikle lojistik sektöründe önemli bir rol oynamaktadır. Boeing 747 ve McDonnell Douglas MD-11 gibi geniş gövdeli uçaklar, büyük miktarlarda kargonun taşınması için tasarlanmıştır. Bu uçaklar, hava kargo taşımacılığına hizmet veren şirketler tarafından kullanılmakta olup, ticaretin dünya genelinde hava yoluyla yapılmasına katkı sağlar.

  1. Hafif ve orta sınıf iş uçakları:

Hafif ve orta sınıf iş uçakları, genellikle kurumsal ve bireysel kullanım için tasarlanmıştır. Bu uçaklar, kişiye özel, küçük işletmeler için veya hava taksileri tarafından kullanılmaktadır. Cessna 172, Beechcraft King Air ve Pilatus PC-12 gibi modeller, bu alanda yaygın olarak kullanılan uçaklardır.

  1. Helikopterler:

Helikopterler, dikey iniş kalkış yetenekleri sayesinde özellikle şehir içi taşımacılık, kurtarma operasyonları ve askeri kullanım için uygundur. Bell 206, Sikorsky UH-60 Black Hawk ve Eurocopter EC135 gibi helikopter modelleri, farklı alanlarda kullanılarak hizmet vermektedir.

  1. Askeri uçaklar:

Askeri uçaklar, stratejik bombardıman uçaklarından savaş helikopterlerine kadar geniş bir çerçeveyi kapsamaktadır. F-16 Fighting Falcon, F-35 Lightning II ve C-130 Hercules gibi modeller, çeşitli askeri görevler için kullanılan öncü uçaklardır.

Bu uçak tipleri, havacılık endüstrisinin değişen ihtiyaçlarına cevap vermek üzere tasarlanmıştır. Her biri, özel ihtiyaçlara uygun olarak geliştirilmiş teknolojik özelliklere ve yeniliklere sahiptir. Uçak türlerinin bu çeşitliliği havacılık sektöründe ihtiyaç duyulan hizmet çeşitliliğini yansıtmaktadır.

Uçaklar Yere İndiklerine Nasıl Yavaşlar?

Uçakların inişe geçmesi ilk olarak uçak içi güvenliğin sağlanmasıyla oluşur. Pilotun inişe geçileceğini bildirmesiyle kabin görevlileri gereken pozisyonları alarak anons yapmaya başlarlar. İniş sırasında ayakta dolaşılmamalı ve emniyet kemeri bağlı bir şekilde koltukta oturulmalıdır. Koltuklar dik konumda, pencereler ve sehpalar kapalı olmalıdır.

Günümüzde uçakların ortalama iniş hızı saatte 260 km civarında. Bu hıza ortalama 70 ton civarında olan bir uçak ağırlığı da eklendiğinde iniş daha da zorlaşıyor. Bu hızdaki bir uçağın tekerleri piste değdikten sonra bile kanatları uçağı tekrar havalandıracak kadar kaldırma kuvveti üretiyor.

Spoiler

İnişe geçecek bir uçağın ürettiği kaldırma kuvvetinin spoiler adı verilen elemanlarla bu kuvvetin ortadan kaldırılması gerekiyor. Bu yüzden spoilerlerin erkenden açılması uçakların yere inişinde frenleyerek yavaşlamasına katkıda bulunuyor.

Frenler

Uçağın yere indikten sonra durmasını sağlayan en önemli sistem fren sistemidir. Frenler ana iniş takımlarının tekerleklerinde bulunur. Pilotların frenleme yapabilmesi için 2 adet fren pedalı bulunur. Sağ ve sol iniş takımlarını kontrol eden bu pedallara ‘differential braking’ adı verilir. Bu sistemle pilot ineceği pistin uzunluğuna, uçağın ağırlığına ve hızına göre yavaşlamak istediği ivme ile frenleme yapar. Aynı zamanda bilgisayar kontrollü frenleme yapılarak da hem fren sisteminin ömrü uzatılır hem de yavaşlamaya yardımcı olunur.

Thrust Reverser

Uçak motorları önden aldıkları havayı sıkıştırıp, yakıp, bu havayı egzozdan çıkararak itki elde ederler. Thrust reverser ise bu hava akışını kesip, tersine çevirmeye yarar. Hava akışı tersine çevrildiği için itki yerine frenleme işlevi görmüş olur. Günümüzdeki birçok uçakta bu teknoloji bulunmaktadır.

Yolcu Uçakları Gösteri Uçakları Gibi Keskin Manevra Yapabilir Mi?

Boeing 787-9 Dreamliner uçağı Paris hava gösterileri için prova yaparken görüntülenmişti. Normal kalkış yapan uçak bir anda dikey bir şekilde yükselmeye başlamıştı. Böyle bir kalkışı normal havaalanlarında görmemiz mümkün değil.

Dik tırmanış büyük bir hava direnci ortaya çıkarır çünkü uçak ileri doğru giderken normalden daha az aerodinamik bir konumdadır. Uçağın hızını azaltır ve neredeyse durma noktasına gelmektedir. Bunun sırrı kanatların altında bulunan iki büyük General Electric motorunda yatıyor. Birden fazla motora sahip bütün uçaklar tüm motorları kullanmadan kalkış gücüne sahip olmalıdırlar. Yani uçak eğer 2 motora sahipse kalkışı tek motorla, dört motorluysa üç motorla kalkış yapabilmelidir.

Askeri uçaklar ise sesten hızlı uçabilen ve manevra yeteneği yüksek araçlardır. Bu sebeple bu tür dik manevraları ve kalkışları daha rahat yapabilirler. Uçaklar Nasıl Manevra Yapar?

Uçağı havada tutan dört temel kuvvet vardır bunlar taşıma, ağırlık itme ve sürükleme kuvvetleridir. Uçağa etki eden dört kuvvet birbirini dengelediği zaman uçak sabit hızda ilerler.

  • İstikamet Dümeni (Rudder) uçağın kuyruk bölümünde bulunur uçağın dönüş (yaw) kontrolünü ve uçuşta uçağın sağa, sola manevra yapmasını sağlar.
  • Elevatör ise uçağın yukarı aşağı (yunuslama) kontrolünü sağlar.
  • Aileron uçağın yatış (roll) kontrolünü sağlamaktadır. Aileronlar birbirinin tersi yönünde hareket sağlar. Yani kanadın altında hareket eden aileronlar çarpan hava sayesinde kanadı yukarı kaldırırken, yukarı çıkan aileronlar ise kanadı aşağı yönde hareket ettirir.

Ticari Yolcu Uçakları Suya İnebilir Mi?

Uçakların yapmış olduğu acil inişler arasında denize acil iniş; hava aracında meydana gelen sorun nedeniyle, hava aracının su yüzeyine çarparak inişini gerçekleştirmesidir. Su yüzeyi ile temas eden uçak, suda yüzebilecek şekilde tasarlanmamış ise hava aracı batacaktır.

Havacılık Tarihinde Su Üzerine İniş Gerçekleştiren Uçaklar Var Mıdır?

Ticari yolcu uçaklarının su üzerine inişlerinin gerçekleşip gerçekleşmediğini havacılık tarihi üzerinden inceleyelim.

2009 yılında US Airways’e ait ticari yolcu uçağı kalkışından bir müddet sonra kaz sürüsü ile karşılaşmış ve kaz sürüsü ile çarpışan uçağın motorları önemli derecede hasar almıştır. Büyük bir tedirginliğin ve korkunun sardığı yolcular için en soğukkanlı davranan mürettebat ya uçağı ABD’nin en yoğun şehirlerinden birine çarparak indirecekti ya da Hudson nehri üzerine indirerek büyük bir facianın önüne geçecekti. US Airways’in 150 yolcusu bulunan A320 tip uçağını Hudson Nehri üzerine indirmeye karar veren deneyimli pilot Kaptan Sully, kuşların uçağa çarpmasından sonra sadece 6 dakika içerisinde ve acil durum ekiplerinin hızlı geri dönütleri ile uçağı emniyetli bir şekilde Hudson Nehri üzerine indirmiştir. Tarihte filmlere bile konu olan bu mucizevi inişte 150 yolcunun tamamı burunları bile kanamadan uçak içerisinden çıkarılmıştır.

Havacılık tarihinde su üzerine iniş gerçekleştiren bir diğer örnek ise, 2013 yılında Endonezya’nın Bali adasındaki pisti kaçıran Lion Air’e ait B737 tipi yolcu uçağının suya çarparak inişini gerçekleştirmesidir. Bu inişte 101 yolcusu olan uçakta, yolculardan hayatını kaybeden olmamıştır.

Ticari Yolcu Uçaklarının Su Üzerine İnişi Tehlikeli Midir?

Havacılık tarihinde ne kadar suya inişi başarılı bir şekilde gerçekleştiren pilotlar olsa da su üzerine çarparak iniş son derece tehlikelidir.

Havacılık tarihinde su üzerine inişler genellikle motor arızası veya yakıtı tükenmesinden kaynaklanmaktadır. Acil inişler arasında bulunan suya iniş durumları için pilotlara kapsamlı bir eğitim verilmemektedir.

Sadece bir kılavuz okutulup, bir sınıf tartışma yaptırılarak bu konu üzerinde eğitim sırasında pek durulmamaktadır. Ticari Yolcu Uçaklarının Suya İniş Prosedürleri Nelerdir?

Suya inişlerde pek çok ince prosedürler bulunmaktadır. Çünkü bu durum piste iniş gibi olmayıp pilotun kontrolü dışında gerçekleşen, dikkate alınması gereken değişkenler bulunmaktadır.

Bu değişkenlerden en belirgin olanı dalgalardır. Dalgalar ne kadar çok olursa iniş o kadar tehlikeli olur. Bu durumda pilotlar uçağı dalgalara karşı değil de uçağın ve yolcuların yaralanmaması için uçağı dalgalara paralel biçimde indirmeye çalışırlar. Aynı zamanda su üzerine inişlerde pilotlar kanatların sert darbe almaması için, kanatları düz tutmalı ve kabin ekibi gevşek olan her şeyi bağlamalıdır. Havanın elverişli, görüşün açık olduğu durumlarda pilotlar uçak üzerinde daha iyi bir kontrol sağlar. Denilebilir ki suya inişlerde meteorolojik şartlar önemli bir faktördür.

Kısacası pilotlar, suya iniş sırasında sert bir iniş yerine yumuşak bir dokunuş ile inişi gerçekleştirmelidir. Çarpmayla uçağın kırılıp sel gibi felaketlerin oluşmaması, uçağın parçalanmaması için pilotlar bahsetmiş olduğum tüm bu değişkenleri dengelemektedirler.

Uçaktaki Işıklar Ne Anlama Gelmektedir?

Uçaklarda Kaç Tane Işık Var?

Uçakların dış tarafında sıkça kullanılan yedi tane ışık vardır. Bu ışıklar kullanım amaçları ve şekillerine göre ayrı başlıklar altında anlatılabilir. Uçak Kanatlarındaki Işıkların Anlamları Ne?

  1. Navigasyon ışıkları: Uçan bir uçağa aşağıdan bakıldığında özellikle gece daha belli olan kırmızı ve yeşil lambaları görürüz. O ışıklar navigasyon ışıklarıdır. Gece ve gündüz her zaman açıktır. İki kanatta da farklı renkler bulunur. Bunun sebebi uçağın hangi yöne gittiğini bilmek içindir. Kırmızı lamba her zaman sol kanatta, yeşil ışık ise her zaman sağ kanatta bulunur. Pilotlar uçağa ilk bindiği anda bu lambaları yakar ve uçak seferden dönüp uçağı park edene kadar bu lambalar açık kalır. Bu ışıklar havada diğer uçakların, kulenin veya insanların uçağın gittiği yönü ve uçağa ne kadar yakın olduğunu gösterir.
  2. Strobe ışıklar: Çarpışma önleyici ışıklar olarak da bilinirler.  Gece ve gündüz açık olması gereken bu ışıklar, kalkış için pistin başında açılır ve kalktıktan sonra kapatılır. Eğer uçak iniş yapacak ise de indikten sonra taksi yoluna girerken kapatılır. Kanatta bulunan navigasyon ışıklarının arka tarafında bulunur ve belirli zaman aralıklarında yanıp sönerler. Uçakta, sağ ve sol kanatlarda birer tane, kuyruğun alt kısmında da bir tane olmak üzere toplamda 3 tane strobe ışık vardır.
  3. Beacon Işıklar: Uçak gövdesinin üst ve alt taban kısmında birer tane bulunur. Uçak motoru çalışmaya başladığı zaman açılır ve motorlar kapanana kadar açık kalır. Işıklar aralıklı olarak yanıp sönerler ve ışık kırmızı renklidir.
  4. Taxi: Bu ışıklar kısa far ışıkları olarak da adlandırılır. İniş esnasında uçak pisti terk edip taksi yoluna yaklaşırken veya uçak pistten uzaklaşırken açılır ve sonrasında kapatılır. Gece uçuşlarında kullanılır. Uçağın tipine göre sayısı ve yeri değişiklik gösterir.
  5. Landing (Uzun Far): Bu ışıklar pisti tamamen aydınlatacak güce sahiptir bu yüzden iniş ve kalkışlarda pistin aydınlatılması için kullanılır. Kuleden uçuş izni alan pilot pist başına gelip kalktıktan hemen önce ve indikten sonra taksi yoluna girene kadar açık tutar. Işıkların yakılması veya söndürülmesinde hem iniş hem de kalkış için 10.000ft irtifa değerine ulaşılması gerekmektedir.
  6. De-Ice: Kış aylarında uçağın kanatlarında ve motor yüzeylerinde oluşmuş olan buzları görmek için kullanılır. Uçak gövdesinin yanlarında birer tane bulunur ve ışıklar arka tarafa yönlendirilmiş şekilde konumlandırılmıştır.
  7. Logo Işıkları: Uçağın kuyruk kısmındaki logonun görünmesini sağlayan ışıklardır. Her uçakta bulunmayabilir. Genelde gece uçuşlarında kullanılır.

Bu Işıklar Nasıl Kontrol Edilir?

Binlerce waltt’lık ışıklar ve bunları açıp kapamak için onlarca düğme… İki pilotunda rahatça ulaşabilmesi için bu düğmeler üst panelde yer alır. Taksi ve iki kalkış ışığı sol tarafta bulunurken alt taraftaki üç büyük düğme iniş ışıklarını kontrol eder. Konum, çarpışma önleyici ve kanat ışıklandırmasını kontrol eden ışıklar ise dört siyah düğmedir.

Uçakta Kanatlar Neden Altta, Üstte veya Ortada Olur?

Uçağı oluşturan temel yapılar içinde kanatların görevi, basınç farkı oluşturarak uçağın havaya kalkmasını ve havada tutunmasını sağlamaktadır. Bunun yanı sıra kanatlar, yakıt tankı olarak da kullanılmaktadır.

Farklı uçak tiplerine bakıldığında kanatların uçağa yerleştirilmesi bakımından bazı farklılıkları olduğu görülmektedir.

Kanadın konumu bakımından uçaklar 3 şekilde uçağa yerleştirilir;

  • Alttan kanat
  • Ortadan kanat
  • Üstten kanat

Alttan Kanat

Günümüz yolcu uçaklarında en çok kullanılan kanat tipidir. En önemli getirisi ise iniş takımlarının yerleştirilebilir olmasıdır. Aksi halde iniş takımlarının gövde içerisinde yerleştirilmesi gerekir ki nispeten küçük olan yolcu uçakları için istenmeyen bir durumdur.

Alttan kanat için diğer avantajlı bir durum ise hava aracı ile yer arasında bir tampon görevi görüyor olmasıdır. İstenmeyen bir durumla karşılaşıldığı zaman yere yakın kanatlar sayesinde durumlarda yere çarpma şiddetini hafifletilebilmektedir. Fakat bunun yanında uçağın itici güçlerinin de yere yakın olması gelecek tehlikelere karşı risk oluşturmaktadır.

Uçağın kanat kök kesitinin geniş bir alan kaplamasına imkân vermesi sağladığı diğer avantajlı bir durumdur. Bu sayede kanada daha fazla sivrilik verilip kanat girdabı etkileri azaltılabilir. Bu durum ise kanat verimliliği açısından oldukça faydalıdır. Ortadan Kanat

Ortadan kanat yerleşimine bakıldığında bu kanadın en önemli avantajı kanat-gövde birleşmesi için asgari bir alana ihtiyaç duymasıdır. Yani bu demek oluyor ki yüzey azaldığı için doğrudan sürtünme azalmaktadır diğer bir ifade ile sürüklemeyi azaltmaktadır.

Ortadan kanat yerleşimindeki en önemli problem ise yayılı bir alanda olan taşıma kuvvetleri sebebiyle oluşan eğilme momentini karşılamaktır. Bu eğilme momentini karşılamak için gövde içinden geçmesi gereken yapısal düzenlemeler vardır. Bu durum ise gövde hacminin verimli kullanılmasını engeller. Uçağın boş ağırlığının artmasına sebep olan hantal halka kirişleri de kullanmak zorunlu hale gelmektedir. Bu sebeplerden ötürü günümüzde çok tercih edilmez. Üstten Kanat

Genellikle kargo uçaklarında tercih edilen bu kanat yerleşimi sayesinde uçağa yapılan yükleme ve boşaltmalar daha rahat olmaktadır.

Diğer bir avantajı bu kanat yerleşiminin uçağa kazandırdığı kararlılıktır. Kötü hava şartlarında karşılaşılan hava burgaçları, kanadın uçağa kazandırdığı kararlılık sayesinde fazla müdahale gerektirmeden çözülebilmesidir. Fakat uçağın bu kararlılık durumu manevra kabiliyetini de etkilemektedir. Manevra kabiliyetini azalttığı için pilotların işini zorlaştırabilmektedir.

Kanatların yerden yüksek olması “Yamaha” (Yabancı Madde Hasarı) zararını en aza indirmektedir. Fakat kanatlar yerden yüksekte olduğu için gövdeye takılan iniş takımları yapısal olarak uçağı zorlayabilmektedir.

Uçaklar Geri Geri Gidebilir Mi?

Uçak motorları vitesli bir sisteme sahip olmadıkları için uçaklarda geri vites bulunmamaktadır. Ancak uçakların “Reserve Thrust” özelliği ile geri gitmeleri mümkündür bu özellik aslında iniş sırasında bir frenleme sistemidir. Frenleme yerine geri gitme özelliğine ise “Power Back” denir. Bu olay itiş yönünün tersine bir hareketle meydana gelir. Neden Uçaklar Kendi Gücü ile Geri Gitmez?

Uçakların towcar olmadan geri gitmesi çok fazla güç gerektiriyor bu sebeple ses dayanılmaz seviyelere ulaşıyor. Ayrıca motorda ters hava akımı ciddi bir güvenlik sorunu oluşturabilir mesela yerde bulunan herhangi bir cisim uçup terminal camlarını kırabilir, görevli insanlara zarar verebilir. Aynı zamanda daha fazla yakıt tüketimine sebep olur.  Bu sebeplerden dolayı uçaklar kendi gücünü kullanarak geri gitmezler.

Peki, Uçaklar Nasıl Geri Geri Giderler?

Uçakların burun kısmına takılan towcar adlı bir araç yardımı ile geri geri gidebilirler. Bu harekete “Pushback” denir. Bu hareketi pushback görevlisi sorunsuz bir şekilde gerçekleştirmekten sorumludur. Bu şekilde uçaklar taksi yapacakları yola kadar geri itilebilirler. Elektro Motor Sistemi Nedir?

Henüz hayata geçirilmeyen ancak planlanan bir projedir. Elektro motorların uçağın ana tekerlerine takılması planlanmıştır. Bu gücü APU’nun sağlaması planlanıyor. Yapılan denemelerde gürültüyü ve pushback çevre kirliliğini ciddi oranda azalttığı görülmüştür. Bu projenin pushback sırasında özellikle buzlanmış pistte yaşanan aksaklıklar, yakıt tasarrufu gibi birçok şeye faydalı olabileceği düşünülüyor.

Uçak Camlarındaki Küçük Delik Neden Var?

Eğer uçak pencerelerine dikkatli bir şekilde bakacak olursanız üç katmanı olduğunu fark edersiniz. Bu katmanlardan uçağın iç kısmında bulunan katman yolcuların camlara kafalarını yasladıklarında oluşan ter gibi sıvıları tutar ve kendisinden sonra olan katmanları korur. Orta katman yani plastik katman dış ve iç katmanı korumak için yerleştirilmiştir ve bahsettiğimiz küçük delik yani başka bir tabirle “soluk alma deliği” de bu katmanda bulunur. En dış katman ise uçağın basınç farkıyla mücadele eden katmandır. “Soluk Alma” Deliği Ne İşe Yarıyor?

Bilindiği üzere irtifa arttıkça hem uçak içerisindeki basınç hem de dış hava basıncı düşer. Fakat dışardaki basınç içerdeki basınçtan her zaman düşüktür. Orta ve dış katmanlar bu basınç farkını düzenlemek için bulunmaktadır. Orta katmanda bulunan soluk alma delikleri dış ve orta katmanlar arasındaki hava basıncı ile kabin içerisindeki hava basıncının dengelenmesini sağlar ama yukarıda da bahsettiğimiz gibi en fazla yük dış katmandadır.

Dış Katmandaki Cama Zarar Gelirse Ne Olur?

Uçuş esnasında dış katman zarar görürse yani basınç farkından çatlayacak olursa ya da başka herhangi bir sebepten zarar görürse uçak içerisindeki hava yavaşça sızacaktır. Bu hava sızma olayı o kadar düşük olacaktır ve uçağın dengeleme sistemi bununla baş edebilsin. “Soluk Alma” Deliğinin Başka Bir Görevi Var Mıdır?

Evet, uçağın basıncını dengelemek dışında katmanlar arasındaki nemi dışarı atar ve camların buğulanmasının önüne geçer. Bazen bu delikler çevresinde buz kristalleri olur. Bunun sebebi ise, kabin içerisindeki dış havaya göre sıcak olan havanın iyice soğumuş olan pencerenin yüzeyi ile temas etmesi sonucunda ortaya çıkar.

Her Uçak Her Piste İnebilir Mi?

Her uçağın her piste inebilmesi çok acil durumlar hariç yaşanamayacak bir olaydır. Uçakların yapısı ve uzunluğu kullanım hedeflerine göre çok değişiklik gösterdiği için ve dünya üstünde standart bir pist ölçüsü bulunmadığından cevabımız hayır olacaktır. Nasıl Pistlere İnebilirler?

Pistlerin uzunluğu, beyan edilen mesafelerin hesaplanması, rakım, sıcaklık ve eğim gibi birçok konuları birleştirdiğimiz zaman o koşulları karşılayan uçaklar pistlere inebilirler. Pistlerin uzunluğu kadar kalınlığı ve pist içerisindeki teknik malzemelerin de bir o kadar önemi vardır. Bu ve benzeri pek çok nedenden dolayı her uçak tek bir istisna dışında istediği bir piste iniş yapamaz.

Hangi Durumlarda İstisna Görülür?

Çok nadir durumlarda istisna görülür. Onlar da acil durumlardır. Ki bu acil durumlar için de pilotlar gitmeden önce rotalarında her ihtimale karşı olarak ineceği yerin yakınındaki pistler bulunmaktadır.

Sesten Hızlı Uçabilen Yolcu Uçağı, Concorde! 

Concorde için sadece sesten hızlı uçabilen bir uçak demek yeterli olmaz, sesin tam 2 kat hızında uçabilmekteydi.

Concorde’un Üretim Aşaması 

Concorde’un yapım fikri ilk 1965 yılında ortaya çıktı. Bu amaç doğrultusunda ilk olarak İngiltere’de ‘Sesten hızlı uçak komitesi’ kuruldu. Proje İngiltere ve Fransa ile imzalanan anlaşma çerçevesinde geliştirilmiştir. Concorde uçağı ilk deneme uçuşunu 2 Mart 1969 tarihinde Fransa’nın Toulouse kentinde yaptı. İlk sesten hızlı uçuşunu ise 1 Ekim 1969 tarihinde gerçekleştirmiştir, resmi olarak hizmete bundan 7 yıl sonra yani 21 Ocak 1976 da girmiştir. Concorde normal uçuşta saatte 2bin 132 kilometre hıza erişiyor ve yerden 18 bin 200 metre yükseklikte uçuyordu. Normal yolcu uçaklarının yaklaşık 5 saatte aştığı Atlantik’i Concorde uçakları normal şartlarda 3 saatte aşabiliyordu. Concorde’un dış yüzeyi çok hafif ve ısıya dayanıklı titanyum malzemesinden üretilmişti. Uçuş sırasında diğer uçaklar kalorifer çalıştırırken sürtünme nedeniyle gövde çok fazla ısındığı için Concorde soğutuluyordu. Stratosferde 18 bin metre yükseklikte uçtuğu için uçak sarsılmıyor ve türbülansa girmiyordu.

Concorde’un Yapısal Özellikleri

Tek koridorlu 2+2 oturma düzenine sahip ve 100 yolcu kapasitesi olan Concorde delta şeklindeki kanatları ve kanatların altında bulunan turbojet motorları, uzun ve ince tüpe benzeyen dar gövdesi ve aşağı yukarı hareket edebilen burnu sayesinde diğer yolcu uçaklarından kolaylıkla ayırt edilebilmekteydi.

Concorde Uçağının Uçuş Maliyeti Ne Kadardı?

Uçak uçuş süresinin %60’lık kısmında full power % afterburn kullanmaktadır. Afterburn ise yakıt tüketimini oldukça artırmaktadır. Kendisinden 2,5 kat fazla yolcu taşıyan bir uçaktan tam 4 kat fazla yakıt tüketmekteydi. Concorde 1 yolcusu için 100 km de yaklaşık 20 litre kerosen tüketmektedir. Sadece bir yolcunun yakıt maliyeti 1.080 TL ye ulaşmaktadır. Uçuş bakım maliyetleri ve işletme maliyetleri eklendiğinde ise bu rakam katlanarak artar. 2003 yılında bir yolcu bileti 6000 $ ulaşmıştır. Tek bir operasyonda yaklaşık 90.000 litre yakıt tüketmektedir. 1 Concorde uçağını kaldırmak 6 adet Boeing 747 seferine eşdeğer maliyet gerektirmekteydi. Uçağın maliyeti proje başında düşünülen miktarın 6 kat üzerine çıkmıştır. Bu yüzden teknoloji, mühendislik ve tasarım harikası olarak görülen Concorde ticari açıdan ise büyük bir hüsran olarak görülmektedir. Concorde’un Son Seferi

25 Temmuz 2000 yılında Paris Charles de Gaulle Havaalanı’ndan kalkışından 1,5 dakika sonra geçirdiği kaza sebebiyle uçuşlar durdurulmuştur. Güvenirliliğin az, maliyetin yüksek olması ve yolcu kapasitesinin sınırlı olmasından dolayı üretimden kaldırılmıştır. Son ticari seferini ise 24 Ekim 2003 tarihinde Londra-New York arası yapmıştır.

Concorde Genel Özellikleri

  • Mürettebat:9
  • Kapasite: 92-120 yolcu
  • Uzunluk:61,65 m
  • Kanat Açıklığı:25,6 m
  • Yükseklik:12,20 m
  • Yakıt Kapasitesi:95.680 kg
  • Boş Ağrlık:78.700 kg
  • Motor :4*Rolls Royce-Snecma Olympus 593
  • Menzil:7.250 km
  • Seyir Sürati:2.158km/s (Mach 2.02)

Kargo Uçaklarının Kanat Şekli Yolcu Uçaklarından Neden Farklıdır?

Günümüzde yük ve yolcu taşımacılığının çoğunu uçaklar üstlenmektedir. Kullanım alanları farklılık gösteren uçakların kanatlarının da yapılan işe göre elveriş sağlaması gerekmektedir. Kargo uçakları ve yolcu uçaklarının arasındaki en belirgin fark tabi ki kargo uçaklarının yük nakliyesi yolcu uçaklarının ise yolcu taşımacılığı alanında rol oynamalarıdır.

Kargo Uçaklarını ve Yolcu Uçaklarının Kanat Şekli Bakımından Farkları
Kargo uçaklarında temel amaç yük nakliyesi olduğu için yolcudan çok bu amaca yönelik tasarlanan sabit kanatlı uçaklardır. Yolcu uçaklarından ayrılan bir diğer özellik ise konfordur. Kargo uçaklarında yolcu uçaklarına nazaran konfor gözetilmez. Kanatların gövde de yol açtığı sarsıntı kargo uçakları için önem teşkil etmez. Kabin içi alandan avantaj sağlamak amacıyla da kanat konumuna önem veren kargo uçakları genellikle üstten kanat tercih ederler. Kargo uçakları ve yolcu uçaklarının kanat bakımından değerlendirecek olursak. En temel fark kargo uçaklarının daha fazla ağırlığa odaklanması, yolcu uçaklarının ise sarsıntı gibi konfor etkenlerine dikkat etmesidir.

Kanat Farklılığı Yakıtı Nasıl Etkiler?
Yolcu uçaklarına nazaran kargo uçaklarında kullanılan kanatların yüzey alanı geniş ve kalındır. Normal bir yolcu uçağına göre daha ağır kanatlar kullanan kargo uçakları her ne kadar yakıt tüketimini arttırsa da kanatların büyüklüğü fazla olduğu için yakıt deposunun hacmi de artar. Yani uçağa daha fazla yakıt depolanabilirken aynı zamanda bu yakıtı daha hızlı tüketir.

Yolcu Uçağında Canlı Hayvan Taşımacılığı Nasıl Yapılır, Kuralları Nelerdir?

Uçakta seyahat ederken yanınızda evcil hayvanlarınızı belirli şartlara ve prosedüre uyarak götürebilirsiniz. Evcil hayvan taşıma kuralları havayolundan havayoluna farklılık gösterir. Evcil hayvanlar yalnızca yolcu eşliğinde uçağa kabul edilir.

Bir Yolcu Uçakta En Fazla Kaç Hayvan Taşıyabilir?

Uçak tipine ve büyüklüğüne göre taşınabilecek canlı hayvan sayısı belli bir sınırdadır. Uçuşta her bir yolcu için iki kafes kabul edilir ve bir tanesi kabine alınır.

Evcil Hayvanların Uçağa Kabul Aşaması Nasıl Oluyor?

Kabinde yolcu beraberinde evcil hayvan olarak sadece kedi, köpek ve küçük ötücü kuşlar (muhabbet kuşu, kanarya) taşınabilir. Kabin içinde ve kargo bölümünde canlı hayvan taşınabilmesi için rezervasyonun uçuş saatinden en geç 6 saat öncesine kadar yapılması gerekir. Kafesin standart boyutlara uymaması, ağırlığının 8 kg’dan fazla olması gibi nedenlerle kabine alamadığımız evcil hayvanlarınızı, özel kafeslerinde uçaklarımızın kargo bölümünde taşıyabiliyoruz Evcil hayvan bagajda seyahat edecekse check-in sırasında havayolu görevlisine teslim ediyor, inişte de yine görevliden teslim alıyorsunuz. Yanınıza alacaksınız direk aprona evcil hayvanınızla giriyorsunuz. Evcil hayvanınızın kafesinin üzerinde mutlaka ad ve soyadı bilgisi, ev adresi, kişisel telefon numaranız, evcil hayvan sayısı ve evcil hayvanınızın adı olan bilgilendirme etiketi ekleyin. Bu etiket olmadan canlı hayvan uçağa alınmıyor. Evcil hayvanınıza ait sağlık belgesi ve aşı kâğıdını check-in sırasında yanınızda bulundurun. Seyahatinizde taşınacak olan evcil hayvanınızın, kişisel bagaj hakkınıza dâhil değildir. Ayrıca canlı hayvanınız için ek ücret ödenir. Canlı hayvanın  kargo kısmında taşınması konusunda son kararı pilot verir.Bu sebeple, uçuştan önce pilotlarımızın havalandırma koşullarının yeterli olmadığını bildirirlerse, evcil hayvanlarınızı kargo bölümünde taşınmaz.

Hangi Hayvanların Uçakta Taşınması Yasaktır?

Uluslararası havacılık kuralları nedeniyle bazı evcil hayvanlarınızı uçuşa kabul edilmez. Amerikan Pitbull Terrier, Amerikan Staffordshire Terrier, Pitbull Terrier, Japanese Tosa, Dogo Argentino, Fila Brasileiro gibi tehlikeli ve saldırgan köpek türlerinin uçakta seyahat etmesi yasaktır.

Evcil Hayvanların Dış Hat Seferlerinde Taşınması İçin Koşullar Nelerdir?

Seyahat edeceğiniz ülkenin evcil hayvan için istediği belgelerin tam olması gerekiyor. Olumsuz bir durumda hayvan taşınmaz. Avrupa Birliği üyesi olmadığımız için üye ülkelere seyahat ederken petinizin inaktif kuduz aşısını yaptırmanız gerekiyor. Bu nedenle aşıyı son haftalara bırakmamaya dikkat edin. Bazı ülkeler yurtdışından canlı hayvan kabul etmiyor. Bundan dolayı uçuş gününden önce gideceğiniz ülkenin bu konuyla ilgili kurallarına araştırın. Hamile hayvanlar uçuşa kabul edilmiyor. Emziren anneler ile 8 haftadan küçük veya anne sütünden kesilmemiş yavru kedi/köpekler uçuşa kabul edilmiyor

 

resmin alt tagı

Herkes İçin Havacılık Derneği, 2015 yılında öğrenciler tarafından kurulan ve yönetilen bir dernek olarak İLK ve TEK olma özelliğiyle havacılık tarihine imzasını bırakmıştır.

Bugün itibariyle ise 3150+ üyesi ve 7 temsilciliği ile Havacılığın En Büyük Sivil Toplum Kuruluşu haline gelmiştir.

Mail Formu

     

    İletişim

    Yenişehir Mahallesi Osmanlı Bulvarı No:2 Ayport Sitesi A Blok Ofis No:2
    Pendik/ İstanbul

    info@herkesicinhavacilik.com