Sivil Havacılık Faaliyetleri ve Türk Sivil Havacılık Otoritesi İçin Organizasyon Yapısı Önerisi
Türkiye'de 1983 yılında yapılan yasal düzenlemeler sonucunda özel şirketlere de hava taşımacılığı ve havaalanı işletmeciliği yapılması hakkı tanınmıştır. Bu şekilde, hızlı bir gelişim içine giren ülkemiz sivil havacılık faaliyetlerinde, şirket sayısı 2'den 5'e, uçak sayısı da 31'den 302'ye çıkmıştır. Ülkemiz sivil havacılık faaliyetlerinin uluslararası kurallar ve uygulamalar çerçevesinde yönlendirilmesi, denetlenmesi ile uluslararası ilişkilerde ülkemiz hak ve çıkarlarının korunması amacıyla 1954 yılında Ulaştırma Bakanlığı içinde ''Sivil Havacılık Dairesi'' kurulmuştur. 1981 yılına gelindiğinde, bu Daire'nin adının ''Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'' olması dışında hiçbir değişime uğramaksızın artan görevlerini sürdürmeye çalıştığı görülmektedir. Bugün için mevcut yapısı ve kadrosuyla, ülkemiz sivil havacılık faaliyetlerinin yönlendirme ve denetiminde istenen ve beklenen amaca ulaşmada her geçen gün daha büyük zorluk çekilmekte olduğu bilinmektedir. Uluslararası uygulamaların takibi ve ilişkiler sınırlı yürütülebilmektedir. Bu tespit, sivil havacılıkla ilgili olarak yapılan tüm kamu çalışmalarında da açık olarak yer almakta, yeni bir yapılanma gereksinimden bahsedilmektedir. Ancak, uygulamaya yönelik bir çalışma ne yazık ki başlatılmamıştır. Bu çalışmanın amacı, ülkemiz sivil havacılık otoritesi olan ''Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'' için günün şartlarına uygun, gelişen sivil havacılık faaliyetlerinde etkin yönlendirme ve denetim sağlayacak yeni bir yapılanma şekli geliştirmektedir. Çalışmada, sivil havacılık faaliyetleri açıklanmış, sivil havacılık sektörü tanıtılmış, sivil havacılık otoritesinde organizasyon sorunları ve yeniden yapılanma gereksinimi ortaya konmuş ve Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı üyesi ülkelerden 88'inde sivil havacılık otoritelerinin yapıları incelenerek, ülkemiz yasal uygulamaları ve mevcut koşullar paralelinde, uygulanabilir bir yapı modeli geliştirilmesine çalışılmıştır.
-
1991
-
Yıldırım SALDIRANER
Havacılık Çalışanlarının Yaşam Doyumunun Demografik Değişkenler Açısından Değerlendirilmesi
Havacılık sektörü her geçen gün teknoloji ve küreselleşmenin etkisiyle gelişmekte ve değişmektedir. Bu gelişim ve değişim çalışanların yaşam doyumlarını da etkileyebilecek birçok olumlu ve olumsuz olayı beraberinde getirmektedir. Artan iş yükü, yeni teknolojilerin getirebileceği karmaşık iş süreçleri, uçuş yoğunluğu, yorgunluk, stres, tükenmişlik bunun gibi bazı olumsuz durumların çalışanların yaşam doyumlarını etkileyebileceği düşünülmektedir. Yaşam doyumu, bireyin gerek iş yaşamında karşılaştığı olumlu veya olumsuz durumlar gerekse de iş harici sosyal yaşamında karşılaştığı olumlu veya olumsuz durumlar olarak tanımlanmakta ve bireyin yaşamdan duyduğu hazzı bütünüyle etkilemektedir. Bireyin beklentileri ve halihazırda neye sahip olduğunun kıyaslanması sonucu elde edilen durum olarak da tanımlanan yaşam doyumu, bireylerin iş ve sosyal hayatı boyunca yaşadığı olumlu veya olumsuz olarak nitelendirilen olayların toplamıdır. Çalışmanın amacı, havacılık çalışanlarının yaşam doyumunun demografik özellikleri bakımından incelenmesidir. Araştırma verileri havacılık alanında faaliyette bulunan bir işletmenin 263 çalışanı üzerinden anket yöntemiyle toplanmıştır. Araştırmada kullanılan anket formunun birinci kısmında demografik sorular, ikinci kısmında ise çalışanların yaşam doyumu ile ilgili sorular bulunmaktadır. Araştırmada kullanılan yaşam doyumu ölçeğinin güvenilirlik değeri %86,3 olarak belirlenmiştir. Havacılık çalışanlarının yaşam doyumunun demografik özellikleri bakımından nasıl farklılık gösterdiği varyans ve t-testi analizleri kullanılarak incelenmiştir. Araştırma bulgularına göre; havacılık çalışanlarının yaşam doyumu eğitim, yaş ve toplam hizmet süreleri açısından anlamlı farklılıklar gösterirken, medeni durumları ve hobileri açısından herhangi bir farklılık gözlenmemiştir.
-
18 Temmuz 2017
-
Engin KANBUR, Alper EROL
Havacılık Yer Hizmetleri Yönetiminde İnsan Kaynakları Yönetimi Uygulamalarının Yeri ve Önemi: Konya Havalimanı Örneği
Havacılık yer hizmetleri yönetimi açısından önemli bir rekabet unsuru olan insan kaynakları yönetimi, diğer üretim faktörlerine göre yönetilmesi çok daha zor ve karmaşık bir konudur. İnsan kaynağının iyi yönetilmesi; planlı ve sistemli bir çalışmanın yürütülmesi ile mümkün olabilir. Bu çalışmanın amacı, temel işletme faaliyetleri içinde önemli bir yer tutan insan kaynakları yönetiminin, havacılık yer hizmetleri yönetimi açısından önemini vurgulamak ve temel insan kaynakları yönetimi uygulamalarını açıklamaktır. İlk olarak havacılık yer hizmetleri kavramsal çerçevede açıklanmıştır. Daha sonra insan kaynakları yönetimi uygulamaları genel hatlarıyla ortaya konularak havacılık yer hizmetleri açısından önemi açıklanmış ve Konya havalimanında insan kaynakları yönetimi uygulamaları incelenmiştir.
-
21 Haziran 2013
-
Sadife GÜNGÖR
Havacılık Sektöründe İş ve Çalışan Niteliğinin Çalışanların Motivasyon Ve İş Tatminine Etkisi
Bu çalışmada havacılık sektöründe personel verimliliğini arttırmak için yönetimin 4 temel unsurundan biri olan motivasyonu ve dolayısı ile iş tatminini ölçmek ve bu ölçümler sonunda gelişime açık noktalarda düzeltici faaliyetler ya da geliştirme faaliyetleri önermek hedeflenmiştir. Bir havacılık sektörü şirketinde yapılacak motivasyon ve iş tatmini araştırmasında elde edilecek sonuçlar ile havacılık sektörü şirketini değerlendirmenin ve yönetim anlayışını bu sonuca göre şekillendirmenin her zaman doğru sonuç vermeyeceği düşünülmektedir. Her departmana ve her departmanda çalışan farklı nitelik gruplarına durumsal yönetim uygulamaları yapılmalıdır.103 havacılık sektörü çalışanı tarafından cevaplanan anket çalışmasının SPSS ile değerlendirilmesi sonucunda elde edilen en önemli bulgu, iş ve çalışan niteliğinden bağımsız olarak havacılık sektörü çalışanlarının işle ilgili motivasyonunu iş dışı motivasyona göre daha yüksek olduğudur. Ayrıca üniversite ve üzeri eğitime sahip personelin iş tatmini lise mezunu personele göre daha düşük tespit edilmiştir. Çalışmada elde edilen bulgular sonucunda tüm iş niteliklerdeki çalışanların iş dışı motivasyonunu ve aşırı kalifiye personelin iş tatminini arttırmak amacı ile çalışma koşulları gözden geçirilmeli, çalışanların statüsünü arttırıcı yönetim teknikleri uygulanmalı, şirket politikası tüm çalışanlarla paylaşılmalı ve yönetimde katılım sağlanmalı, çalışanlar işlere yerleştirilirken aşırı kalifiye personelden kaçınılmalı, çalışanlar niteliklerine uygun işlere yerleştirilmeli ve yönetici-çalışan ilişkisi ve iletişimi arttırılmalıdır.
-
13 Ocak 2014
-
Cengiz GÜNGÖR, Ahmet Serhat SUNTUR
Covid-19'un Havacılık Sektörüne Etkisi
2019 yılı sonunda Çin’in Wuhan şehrinde baş gösteren COVID-19 salgını, tüm dünyayı etkisi altına almıştır. Salgının yayılması ile küresel ticarete ilişkin ekonomik faaliyetler azalmış, hava taşımacılık operasyonları gerilemiştir. Ülkeler, Dünya Sağlık Örgütü önerileri doğrultusunda COVID-19’un bulaşıcılık etkisinden korunmak amacıyla hava taşımacılığını önce kısıtlamış ardından sınırlarını kapatarak uçuş faaliyetlerinin büyük bir kısmını durdurmuştur. Bu gelişmeler, havacılık sektörü gelirlerinin azalmasına neden olmuş ve havacılık sektörü ile ilgili diğer sektörlerin de finansal kayıplarını arttırmıştır. Bu çalışmada havacılık sektöründe COVID-19 kapsamında ele alınan tedbirlerden bahsedilmiş ve salgının sektör üzerindeki ekonomik etkisi incelenmiştir. Ayrıca, Türkiye’nin havacılık sektörü göstergeleri üzerinden mevcut duruma ilişkin değerlendirmeler yapılmıştır.
-
2020
-
Meltem AKCA
Türk Hava Yolları'nın Havacılık Sektöründeki Konumu
1983 yılında yürürlüğe giren Sivil Havacılık Kanunu ile Türk sivil havacılık sektöründe serbestleşme yönünde önemli bir adım atılmıştır. Bu kanunla başlayan dönemde özel sektör havayolları şirketlerinin sayısı, filo kapasiteleri ve şirketlerin sektörden aldıkları payda önemli artışlar gözlenmiştir. Bu dönemde artan rekabet şartları karşısında, Türk Hava Yolları (THY) da filosunu geliştirmeye başlamış ve hizmet standartlarını yükseltme çabasına girmiştir. Bu çalışmada; Türk Sivil Havacılık sektörünün ve THY’nin son otuz yıldaki gelişimi incelenerek, Pazar Güçleri (Porter) Analizi ve Güçlü Yönler, Zayıf Yönler, Tehditler ve Fırsatlar (SWOT) Analizi kullanılarak mevcut durum, karşılaşılan sorunlar ve fırsatlar ortaya konulmuştur. THY’nin özelleştirilmesi, kurum kararlarının ticari şartlara göre alınmasını ve kurumun devlet baskısı olmadan daha etkin yönetilmesini mümkün kılacaktır. Diğer taraftan, THY yan kuruluşları ve Star Alliance ile olan sinerjisini artırarak operasyon gelirlerini artırabilir ve finansal risklerini azaltılabilir. Bu da THY’nin rakiplerinin pazara giriş temayüllerini azaltmak için avantaj sağlayabilir.
-
2014
-
Haşmet GÖKIRMAK
Türk Havacılık Tarihinde Bağış Uçakları ve Havacılık Sanayii Kurulmasına Tesirleri
Bağış, Türk kültürünün önemli yönlerinden biridir. Türkler, şahitlikleri ve ihtiyaç sahiplerine, kültür emellerinden dolayı varlıklarını daha kolay sürdürmektedirler. Zamanla, hükümetin kendisinin de bağışa ihtiyacı vardı. Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemi de teknolojik gelişmenin hızlı bir dönemiydi. Havacılık teknolojisinin çığır açan gelişimi bu dönemin sonuçlarından biridir. Osmanlı İmparatorluğu havacılığa ilgi duysa da bütçesi bu tür çalışmalar için uygun değildi. Ama havacılık teknolojisindeki gelişmeleri takip etmemek daha büyük bir tehlikeyi beklemek anlamına geliyordu. Böyle zor bir dönemde Türk halkı havacılığı destekledi ve ordusunun uçak satın almasına yardım etti. Kurtuluş Savaşı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin erken dönemlerinde yapılan bağışlar Türk Havacılığının inşası ve desteklenmesinde daha önemli rol oynamıştır. Ülkenin bu zor döneminde Türk Hava Kuvvetleri'ne 350 uçak bağışlandı. Bu bağışlar 1970'ten sonra Ulusal Havacılık Savaş Sanayii'ni kurarken de sürdürüldü.
-
2010
-
Osman YALÇIN
Türkiye Sivil Havacılık Sektöründe Yoğunlaşma
İktisat teorisinde refahın ve etkinliğin belirleyicilerinden biri olan rekabet, pi- yasa yoğunlaşmasıyla doğrudan alakalıdır. Bu çalışmada Türk Sivil Havacılık Endüstrisinin 2011-2013 dönemi için yoğunlaşma derecesi ve rekabet düzeyi araştırılmaktadır. Yöntem olarak N-Firma yoğunlaşma oranı ve Herfindahl-Hirschman endeksleri kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda Türk sivil havacılık endüstrisinde yoğunlaşma oranının oldukça yüksek olduğu tespit edilmiştir ve rekabet düzeyi oligopol piyasalarına yakın bir düzeyde seyretmektedir. THY firması dışarda tutularak yapılan hesaplamada ise düşük dereceli yoğunlaşma görülmüştür. Dolayısıyla, yüksek yoğunlaşma derecesinin çoğunlukla THY’nin piyasa payının büyüklüğünden kaynaklandığı sonucuna ulaşılmıştır.
-
2015
-
Hakan SARIBAŞ
Havacılık Ortamlarında İletişim Biçimleri
Havacılıktaki kaza ve olayların çoğunun nedenini oluşturan insan hatalarının, etkisiz iletişim ve diğer iletişimle ilişkili göstergelerden kaynaklandığı bilinmektedir. Bu çalışmada öncelikle havacılık ortamlarında iletişim sürecinin nasıl gerçekleştiğine değinilmiştir. Ardından havacılık ortamlarında kullanılan mesaj tipleri olarak, sözel iletişim mesajları, sözel olmayan iletişim mesajları, yazılı iletişim mesajları, sözel-görsel iletişim mesajları, teknoloji kullanılarak gerçekleştirilen iletişim mesajları örneklerle incelenmiştir. Havacılık güvenliğinde iletişimin özellikle kritik olduğu kabul edilmektedir. Çünkü bilgiyi toplama ve paylaşma, planlama, liderlik, karar verme, problem çözümü gibi bir ekibi oluşturan üyelerin yaptığı etkinlikler tipik olarak iletişim aracılığıyla olmaktadır. Bu nedenle havacılık güvenliğinde, hava operasyonları ile ilgili kişilere iletişim konusunda eğitim verilmesi gerekliliği üzerinde durulmuştur.
-
2009
-
Hülya ERGÜL
Havacılık Kazalarında İnsan Faktörü
İnsanın becerisi, refleksleri, yetenekleri, bilgi ve eğitim düzeyi, zekâ muhakemesi, heyecanı, duyarlılığı, dikkati, stresi, kişilik yapısı ve sağlığı uçuş emniyetini en çok etkileyen unsurlardan sadece bazılarıdır. İnsan faktörü tam olarak tanımlanamasa da bu etkiler gözden geçirildiğinde tanımına biraz olsun yaklaşılabilir. Meydana gelmiş olan kazalar incelendiğinde, insan faktörünün %70-80 gibi düzeylerde olduğu, üzerine gidilmesi ve kontrol altına alınması gereken bir unsur olduğu dikkat çekmektedir. Buradan hareketle, herhangi bir kaza riskini en aza indiren en büyük unsur yine bizzat ilgili uçuşu yapan pilot, hava trafik kontrolörü, radar operatörü, bakımcı personelin kendisidir diyebiliriz.
-
1 Mart 2006
-
Mustafa YÜKSEL, Özgür DEMİRTAŞ, Mustafa KURT, Diyar AKAY
Türkiye'de Sivil Havacılık Sektörü ve Sivil Havacılık Sektörüne Sağlanan Devlet Desteği
Sivil havacılık sektörü ulaştırma ve haberleşme sektörü içinde yer alan sektörlerden birisidir. Ulaştırma faaliyetleri ticari ve sosyal hayat ile insanoğlunun varlığı boyunca iç içe olmasına rağmen, sivil havacılık bu yüzyılda gelişmeye başlamıştır. Bu çalışmanın amacı, sivil havacılığın Dünya ve Türkiye'deki gelişimi ve devlet düzenlemeleri ile sağladığı desteğin etkilerini incelemektir. Çalışmanın birinci bölümünde genel olarak ulaştırma sektörü ve ulaştırma sektörü içinde sivil havacılığın ABD ile AT'ta tarihsel gelişimi incelenmiştir. İkinci bölümde, Türkiye sivil havacılık ele alınmış ve ekonomide payı ve önemi araştırılmıştır. Üçüncü bölümde, ulaştırma sektörü içinde sivil havacılığa yönelik devlet desteği ve mali teşvik uygulamaları Türkiye incelenmiş, problemler tespit edilerek çözüm önerileri getirilmeye çalışılmıştır.
-
1996
-
Ufuk ÇEVİK
Havacılık Kazası ve Pilot Hatası Kavramı Üzerine Bir Değerlendirme
Havacılık sektörü her gün gelişiyor. Havacılık sektörünün gelişiminde teknolojik yeniliklerin rolü çok önemlidir. Hava taşımacılığı faaliyetlerine yönelik politikalar da sektörün hızlı büyümesini tetiklemektedir. Havacılık sektöründe güvenlik, taşımacılık faaliyetlerinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Uçuş operasyonlarının yürütülmesinde yer alan çalışanların temel amacı güvenliği sağlamaktır. Bu bağlamda havacılık sektörünün tüm birimlerinde güvenliğin değeri oldukça yüksektir. Havacılık sektörü son yirmi yılda güçlü bir ivme kazandı, yolcu-uçak-kargo tabanında yığılma eğilimi gösterdi ve havacılıkla ilgili diğer sektörlerin gelişimini hızlandırdı. Bu süreçte uçak kazalarında, havacılık otoritelerinin düzenlemeleri ve uçak teknolojilerinin geliştirilmesi gibi faktörlerle gözlenmiştir. Ancak havacılık sektöründeki büyüme hızına göre havacılık kazalarında azalma oranının daha düşük olduğunu söylemek mümkündür. Havacılık kazaları raporlarından elde edilen veriler doğrultusunda, kazaların nedenleri çeşitli boyutlarda incelenir ve tartışılır. Kamuoyunun dikkatini çeken nedenlerden biri de pilot hatasıdır. Bu çalışmada havacılık kazası, pilot hatası, kaza nedenleri kavramları incelenmiş ve çalışmaların sonuçları açıklayıcı bakış açısıyla derlenmiştir. Yapılan araştırmalar sonucunda, kazaların nedenlerinin aynı anda farklı boyutlarda benimsenebileceği ve pilot hataya bağlı demografik değişkenlerin evrensel özelliklere sahip olmadığı saptanmıştır.
-
4/2020
-
Meltem AKÇA
Havacılık Sektöründe Çalışanların Mobbing'e Maruz Kalma ve Stres Durumlarının Değerlendirilmesi
Araştırmanın amacı, Türkiye'de havacılık sektöründe çalışanların mobbinge maruz kalma ve stres durumlarını incelemektir. Araştırma evrenini Türkiye'de çalışan havacılık sektörü çalışanları oluşturmaktadır. Basit tesadüfi örnekleme yöntemi ile 171'i kadın, 239'u erkek toplam 410 kişi ile örneklem oluşturulmuştur. Araştırma, beş bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde mobbing ve mobbingin hukuksal boyutu, İkinci bölümde ise stres kavramı, açıklanmaya çalışılmıştır. Üçüncü bölümde araştırmada kullanılan yöntem izah edilmeye çalışılmıştır. Araştırmamızda veri toplama aracı olarak anket metodu kullanılmıştır. Dördüncü bölümde veri toplama aracından elde edilen bulgular tablolar halinde getirilerek yorumlanmıştır. Beşinci ve son bölümde elde edilen bulgular ışığında ulaşılan sonuçlara ve bu sonuçlar ışığında hazırlanan önerilere yer verilmiştir. Araştırma sonucunda kadınların ve erkelerin mobbing algısında anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. Ancak, kadınların stres düzeylerinin erkeklere oranla daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Elde edilen bir diğer sonuç, toplam, işyerinde ve haftalık çalışma süreleri dikkate alındığında çalışanlar arasında mobbing algısı ve stres düzeylerinde anlamlı bir farklılığın var olduğudur. Son olarak, çalışanların, kişilik ve itibara yönelik yıldırma ve kişisel sağlığa yönelik yıldırma algıları ile stres düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
-
14 Şubat 2015
-
Yasin AFACAN
Havacılık Sektöründe Kalite Sistemi
Bu çalışma ile kalite kavramının havacılık sektöründe nasıl uygulandığı, sektördeki yazılı kurallarla nasıl standartlaştırıldığı ortaya konulmuştur. Sektörde yürürlükte olan kurallar incelenmiştir. Çalışmada kalite yönetimi, kalite el kitabı, kalite denetimi, AS9100 kalite standardı gibi konulara açıklık getirilerek kavramsal bir çalışma yapılmıştır. Kalite konusunun sektördeki ISO, ICAO, EASA gibi uluslararası yetkili kuruluşlarca ve SHGM gibi ulusal yetkili kuruluş tarafından nasıl standardize edildiği açıklanmıştır. Bu açıklamalar ışığında hava aracı parçalarının standartlara uygun olması yanında, bakım onarım kalitesi ve havacılık işletmelerinin yönetim sürecinde bir kalite yönetim sistemi oluşturması gerektiği ortaya çıkmıştır. Ayrıca bu çalışma sonucunda, kuralları kanla yazılan havacılık sektöründe “kalite” kavramının “emniyet” kavramı ve “uçuşa elverişlilik” kavramlarıyla özdeşleştiği tespit edilmiştir. Havacılıkta kalite yönetimi konusunda literatürde yapılmış çalışma yok denecek kadar azdır. Bu nedenle özgün olan çalışma gelecekte yapılacak araştırmalara yol gösterici olabilir. Çalışmanın havacılık yönetimi alanında kalite konusunda literatüre katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
-
31 Ekim 2018
-
Sabiha ANNAÇ GÖV
Göklerdeki istikbal: Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü
1912 yılında başlayan ilk havacılık çalışmaları, Mustafa Kemal Atatürk'ün "İstikbal Göklerdedir!" sözünü temel alarak 1925 yılında ilk olarak Türk Tayyare Cemiyeti adı altında başlamıştır ve daha sonra Türk Hava Kurumu olarak devam eden kurumsallaşmış yapısını kazanmıştır. 1933 yılı itibari ile önceleri "Türk Hava Postaları" filosu ile ilk Sivil Hava Taşımacılığı gerçekleştirilirken, daha sonraki yıllarda Dünyadaki değişim hızına ayak uydurabilme, Türk Sivil Havacılık faaliyetlerinin uluslararası kimliği, denetlenmesi gibi amaçlar doğrultusunda 1954 yılında Ulaştırma Bakanlığına bağlı olarak Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Bu süreçte, çeşitli Sivil Havacılık kazaları yaşanmış ve bu kazaların ardından hava yollarının güvenli hâle getirilmesi için bir dizi önlem alınmıştır. Faaliyetlerini daha hızlı gerçekleştirebilmesi adına 2005 yılı itibariyle Ulaştırma Bakanlığı bünyesinden finansal anlamda özerkliğini kazanmıştır ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü teşkilatlanmasında değişikliğe gidilmiştir. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü şu an hâlâ çalışmalarını sürdürmektedir.
-
2020
-
Ayşe Aybüke SÜLÜN, Ebubekir BÜMEN, Fatma Selen ÇELİK, Gülnur ATLI, Nida Nur YILMAZ
Türkiye’de Sivil Havacılık Sektörünün Gelişimine Genel Bir Bakış
Dünyadaki havacılıkla ilgili hızlı ilerlemelere paralel olarak Türkiye; uçak trafiği ve yolcu sayısında kırılan rekorlar, dünyaya örnek olan havaalanı yatırımları, yurt içi yurt dışı uçuş ağında yaşanan gelişmeler, uçuş emniyeti ve havacılık güvenliği konusunda yapılan düzenlemeler ile sivil havacılıkta uluslararası alanda önemli bir konuma yükselmiştir. 2016 yılında yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, taşıdığı potansiyel, fırsat ve riskleri değerlendirerek atılım ve projelerle tüm dünyada konuşulmaya devam eden Türkiye, mevcut devlet ve özel işletmeleriyle kaliteli hizmet sunarak havacılığın konforunu, hızlı ve güvenli olarak dünyaya ve ülkesine sunmaktadır. 168 ülke ile ikili havacılık anlaşması bulunan Türkiye’nin dünyada en fazla uçuş ağına sahip ülkelerinden biri olduğu söylenebilir. 2016 yılında Uluslararası havacılık kurallarını belirleyen ICAO Konsey Üyesi olmayı başaran Türkiye, uçuş emniyeti ve havacılık güvenliği konularında da uluslararası düzeyde katkı sağlayan ülkeler arasındadır. Türkiye’nin ulusal hava yolu şirketi aynı zamanda en değerli markası olan Türk Hava Yollarının dünyadaki başarısı da ülkede sivil havacılığa verilen önemin göstergesidir. Türkiye’nin dünyada havacılık açısından bir merkez olmasını sağlayacak olan 3. Havalimanı yatırımının Türkiye’yi bölgesinde daha güçlü bir hale getireceği ayrıca ekonomik getirilerinin yanı sıra uluslararası strateji bağlamında da belirgin avantajlar sağlayacağı düşünülmektedir. Bu kapsamda bu çalışmanın amacı Türkiye’nin sivil havacılıkla ilgili birikimlerini özetleyerek güncel veriler ışığında ortaya koymaktır. Ayrıca Türkiye’yi bölgesinde lider ve dünyada söz sahibi yapacak konuları gündeme getirerek bu konulara ilişkin farkındalık oluşturmakta amaçlanmıştır.
-
20 Temmuz 2018
-
Cenk AKSOY
Hava Trafik Kontrol Kaynaklı Uçak Kazalarının İncelenmesi
Abstract Hava Yolu ulaşımı günümüzde çok tercih edilen ulaşım şekillerinden biridir. Bunun önemli nedeni; hava yolu ulaşımının diğer ulaşım tiplerine göre son derece hızlı olmasıdır. Çok yüksek hızlar söz konusu olduğu için doğal olarak emniyet faktörü havacılıkta daha da fazla önem kazanmaktadır. Havacılığın genel olarak emniyetli bir ulaşım sistemi olduğu söylenebilir. Ancak bu kaza riskinin hiç olmadığı anlamına gelmez. Kaza riskini aza indirebilmek için hem ulusal hem de uluslararası kuruluşlarca çeşitli çalışmalar yürütülmektedir. Bu çalışmaların hemen hepsinde havayolu ulaşımının emniyet seviyesini etkileyen önemli unsur olarak insan faktörü ön plana çıkmaktadır. Pilotlar, hava trafik kontrolörleri, hava aracı bakım personelleri, uçuş harekât uzmanları, kabin görevlileri, uçak üretiminde çalışanlar vb. havacılıkta insan faktörlerini oluşturmaktadır. Dolayısıyla insan faktörü havacılık sisteminin tüm alanlarında kaza risk düzeyi üzerinde etkilidir. Ancak bu çalışmada sadece hava trafik kontrol alanı üzerine odaklanılacak ve hava trafik kontrolörlerinden kaynaklanan uçak kazaları ayrıntılı şekilde incelenmiştir. Makalenin sonunda ise olası kazaların önlenebilmesi için çözüm önerileri sunulacaktır.
-
2017
-
Suat USLU, Kadir DÖNMEZ
Türkiye’de Hava Trafik Sisteminin Yeniden Yapılandırılması
1980’li yıllardan sonra havacılık teknolojisinde meydana gelen ilerlemeler ve havacılık sistemindeki gelişmeler havacılığın yapısında meydana gelen köklü değişiklikleri de beraberinde getirmiştir. Türkiye’yi de kapsayan Avrupa bölgesinde artan hava taşımacılığı talebi karşısında hava trafik sistemlerinin her açıdan yeniden gözden geçirilmesi ve yeniden yapılandırılması zorunlu hale gelmiştir. Yaşanan bu hızlı gelişmeler hava trafik sistemleri için farklı modeller ve çözümlerin araştırılması ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Bu makale Türkiye’de hava trafik sisteminin özelleştirilmesi üzerine odaklanmaktadır. Bu nedenle Türkiye’de hava trafik hizmet sağlayıcısı olan DHMİ’nin (Devlet Hava Meydanları İşletmesi) özelleştirilmesi konusu araştırılmaktadır. Bu amaçla dünyadaki benzer uygulamalar incelenmiş ve bunlardan yola çıkarak Türkiye için bir özelleştirme uygulaması önerilmiştir.
-
2017
-
Suat USLU
Türk Hava Sahasında Meydana Gelen Ölümcül Uçak Kazalarına İnsan Faktörleri Analiz Ve Sınıflandırma Sisteminin (Hfacs) Uygulanması
Uçak kazalarının önlenmesi için en önemli faktör daha önce meydana gelen kazalardan dersler çıkarmaktır. Uçak kaza ve kırımlarının analiz edilmesi ve kazaya neyin sebep olduğunun bulunması bir sonraki kazayı önlemek için atılacak ilk adımdır. Bir kazanın analizinde eğer sebep çevre ya da teknik sebepler ise bu kazanın nedenin sınıflandırmak kolay olacaktır. Örneğin motor arızası, yoğun sis nedeniyle görüşün azalması ya da türbülans çok kolay bir şekilde kategorize edilebilir. Ancak kaza insan kaynaklı bir faktörden meydana geliyorsa bunu sınıflandırmak nispeten zor olacaktır. Shappell ve Wiegmann insan faktörlerinden meydana gelen kazaların sınıflandırılması için ilk olarak Amerikan deniz kuvvetlerinde meydana gelen kazaları inceleyerek insan faktörleri analiz ve sınıflandırma sistemini (HFACS) geliştirmişlerdir. İnsan faktörleri analiz ve sınıflandırma sisteminin temeli Reason’un İsviçre peynir modeline dayanmaktadır. İnsan faktörleri analiz ve sınıflandırma sistemi, meydana gelen bir kazanın sebebinin sadece kabin ekibinin suçu olmadığını ve kazanın arkasında yöneticilere kadar uzanan birçok faktörün olduğunu vurgular. Bu model günümüzde geçerliliğini yitirmemiş ve literatürde sıklıkla kullanılan bir modeldir. Bu çalışma da bu modeller detaylı anlatılacak ve daha sonra Türk hava sahasında meydana gelen en ölümcül kazalara insan faktörleri analiz ve sınıflandırma sistemi uygulanacaktır. Yapılan analizler sonucu elde edilen veriler yorumlanacak ve analizlere uygun olarak kazaların önlenebilmesi için çözüm önerileri sunulacaktır.
-
2017
-
Kadir DÖNMEZ
Geçmişten Günümüze Havacılık Kazalarının Sebeplerindeki Değişimler Üzerine Bir İnceleme
Hava yolu ulaşımı günümüzde en çok tercih edilen ulaşım türlerinden biridir. Şüphesiz bunda en önemli faktörler hızlı ve güvenilir olmasıdır. Hava yolu ulaşımı en güvenilir ulaşım türlerinin başında gelmektedir. Ancak bu, kaza riski olmadığı anlamına gelmemektedir. Gelişen teknoloji ile birlikte kaza riskini en aza indirmek için birçok kuruluş tarafından çalışmalar ve araştırmalar yürütülmektedir. Bu araştırmalar kaza riskini minimuma indirmek için belirli başlıklar altında yürütülmektedir. Bunlar havacılıkta kaza nedenleri olarak bilinen temel faktörlerdir. Bu faktörleri şöyle sıralayabiliriz; İnsan faktörleri, Teknik nedenler, diğer faktörler (Hava durumu vb.). Bu faktörler havacılık tarihinin başından beri bütün kazaların nedenlerini oluşturmaktadır. Havacılık kazalarındaki bu faktörler zamanla farklılık göstermişlerdir. Örneğin havacılığın ilk yıllarında gerek donanımsal eksikliklerden gerekse teknolojinin henüz yeterince gelişmemiş olmasından dolayı kazaların büyük çoğunluğu teknik nedenlerden kaynaklı meydana geliyordu. Ancak günümüze doğru yaklaştıkça teknolojinin gelişmesiyle birlikte uçaklarda birçok yedek sistemin yanı sıra birçok üstün teknoloji ürünü donanımlar kullanılmaktadır, bu da teknik sebeplerden meydana gelen kazaların azalmasını sağlamıştır. Teknik nedenlerden kaynaklı problemler azalmasına rağmen havacılık sektöründe hızla artan insan gücü artık insan kaynaklı hatalardan meydana gelecek uçak kazalarının önünü açmaktadır. Pilot, kontrolör, teknisyen gibi uçuş ve uçuş öncesinde kritik safhalarda yer alan insanların yaptıkları küçük bir hata büyük felaketlere yol açabilmektedir. Bu makalede uçak kazalarının meydana gelmesine sebep olan bu faktörlerin tarihsel değişimi incelenecek ve kaza örnekleri verilecektir.
-
2016
-
Suat USLU, Kadir DÖNMEZ
Uçak Kazalarında İnsan Faktörlerinin Dünü ve Bugünü
Ulusal ve uluslararası Sivil Havacılık Organizasyonları ve Otoriteleri tarafından, havacılıkta insan faktörleri ile ilgili eğitim, zorunlu tutulmuştur. İnsan faktörleri; kokpit ve kabin ekibinin, uçak bakım teknik ekibinin bütün faaliyetlerinin temel unsurudur. Bu maksatla insan faktörleri konusu sosyal psikoloji, performansa etki eden faktörler, fiziksel çevre, görevler, iletişim, insan hatası, işyerindeki tehlikeler açılarından detaylı olarak ele alınmaktadır. Sektör çalışanlarının uçak kazalarına sebep olabilecekleri riskleri minimuma indirmek için her iki yılda bir detaylı olarak insan faktörleri eğitimine tabii tutulması otoritelerce yasal bir zorunluluk haline getirilmiştir.
-
2017
-
Mukadder İĞDİ ŞEN
Geniş Gövdeli Uçak Karakteristiklerinin Havaalanı Tasarımı ve İşletimine Etkileri
Dünya genelinde hava taşımacılığında yaşanan hızlı büyüme, hava trafiğinde yoğunluğun artmasına ve havaalanlarında gecikmelere neden olmaktadır. Problemin çözümü için havayolu işletmeleri, özellikle uzun menzilli uçuşlarda, A380 gibi 500-600 yolcu kapasiteli, geniş gövdeli, maliyet etkin uçakları tercih etmeye başlamıştır. Ancak dünya genelindeki havaalanlarının sadece bir bölümü bu tür uçaklara hizmet verebilecek altyapıya sahip durumdadır. A380 uçağını üreten Airbus firması, Türkiye’de sadece İstanbul’a yeni yapılan üçüncü havaalanı, Ankara Esenboğa ve Trabzon havaalanlarının A380 için uygunluğunu onaylamıştır. Bu çalışmanın amacı, geniş gövdeli uçak karakteristiklerinin havaalanı tasarımı ve hava sahası yönetimini ne ölçüde etkilediğini ortaya koymaktır. Bu kapsamda, Türkiye’nin fazla yolcu trafiğine sahip 5. havalimanı olan İzmir Adnan Menderes Havalimanı örnek çalışma olarak ele alınmış, havalimanının A380 operasyonlarına ne derece uygun olduğu araştırılmıştır. Yapılan analizlerde Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü ICAO ve Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği IATA tarafından geliştirilen standartlardan faydalanılmıştır. Elde edilen sonuçlar, incelemeye alınan havalimanının hem hava hem de kara tarafında A380 için önemli düzenlemelere ihtiyaç olduğunu göstermiştir.
-
2018
-
Hakan OKTAL, Fikriye YAKUT
Türk Sivil Havacılık Sektörünün Uluslararası Rekabetçilik Düzeyinin Analizi
2002’den beri yurt içi pazarlarda, son yıllarda da uluslararası pazarlarda etkisini hissettiren Türk sivil havacılık sektörünün rekabet gücünü değerlendirmek ve bu doğrultuda öneriler sunmak çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Bu amaçla çalışmada Porter’in elmas modeli kullanılmıştır. Analiz sonucunda sektörün nitelikli insan gücü bulmakta sıkıntı yaşadığı, yakıt maliyetlerinden olumsuz etkilendiği; bunun yanı sıra ülkenin coğrafik özellikleri açısından ise avantajlı olduğu görülmüştür. İç talebin yüksek olması ve sektördeki büyüme önemli bir avantajdır. Pazardaki çoğu firma maliyet liderliği stratejisi ile rekabet ederken pazar lideri olan THY; kendi markası ile farklılaşma, Anadolu Jet ile de maliyet liderliği stratejisini benimsemiştir. Türk turizm ve lojistik sektörünün büyümesi havacılık sektörünün rekabet gücü için oldukça önemli bir etkendir.
-
1 Haziran 2013
-
Ayşe Elif YAZGAN, Sema YİĞİT
Havacılık Sektöründe Psikolojik Güçlendirme, İş Performansı ve İşten Ayrılma Niyeti Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi
Bu çalışmanın amacı, havacılık sektöründeki çalışanların psikolojik güçlendirme algıları, iş performansları ve işten ayrılma niyetleri arasındaki ilişkilerin ne düzeyde olduğunun ortaya konulmasıdır. Araştırmanın örneklemini, savunma sektöründe uçak ve parçalarının bakım, onarım ve revizyon faaliyetlerini sürdüren bir kamu kurumundaki 213 çalışan oluşturmaktadır. Anket yöntemi ile toplanan verilerin değerlendirilmesinde korelasyon ve regresyon analizlerinden yararlanılarak değişkenler arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Elde edilen bulgulara göre, psikolojik güçlendirmenin; iş performansı ile pozitif yönlü ve anlamlı, işten ayrılma niyeti ile negatif yönlü ve anlamlı ilişkili olduğu saptanmıştır. Ayrıca iş performansı ile işten ayrılma niyeti arasında çift yönlü negatif ve anlamlı bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir.
-
1 Ocak 2018
-
Engin KANBUR
Havacılık Endüstrisinde Stratejik Yönetim: Swot Analizi ile Durum Değerlendirmesi
Stratejik yönetim süreci ve bu süreçte yer alan planlama ve değerlendirme çalışmalarına yönelik literatürde birçok çalışma söz konusudur. Ancak, özellikle günümüzde devlet ve özel sektör desteğinin de artmasıyla önemi daha da fazla ortaya çıkan havacılık endüstrisi kapsamında, stratejik değerlendirme sürecine yönelik çalışmaların Türkçe literatürde yeterli düzeyde olmadığı gözlenmiştir. Bu nedenle mevcut çalışmada, havacılık endüstrisinde imalat ve uçak bakım faaliyetleri yönünden önemli bir yer tutan lojistik destek merkezinin stratejik yönetim süreci ele alınmıştır. Bu amaca yönelik de işletmenin mevcut üstün ve zayıf yönlerinin, ayrıca muhtemel fırsat ve tehditlerin analiz edilmesine imkân tanıyan SWOT analizi kullanılmıştır. Nitel bir araştırma tekniği olan derinlemesine görüşme ve mülakatlar ile tümevarımsal bir analizle yapılan değerlendirme süreci sonunda, yöneticilere strateji geliştirme ve değerlendirme sürecinde önerilerde bulunulmuştur.
-
25 Şubat 2019
-
Özgür DEMİRTAŞ
Havacılık Sektöründe Talep Tahmininin Önemi: Yolcu Talebi Üzerine Bir Tahmin Modeli
Global gelişmeler ve gerçekleştirilen yatırımlar sayesinde, 1990’lı yıllarda daha çok üst gelirli insanlara hitap eden hava yolu ulaşımı, 2000’li yıllardan sonra düşük maliyetli taşıyıcıların da güçlü bir şekilde piyasaya girmesiyle orta ve düşük gelirli insanlara da hitap etmiş ve daha çok talep görmeye başlamıştır. Hava yolu taşımacılığı, hız, güvenlik ve konfor gibi üstünlükleri sebebiyle, kara, demir ve denizyolu ulaşımına göre daha çok tercih edilmektedir. Sektördeki gelişmeye paralel olarak akademik alanda da hava taşımacılığı konusunun incelendiği çalışmalarda yükselen bir ivme göze çarpmaktadır. Hava yolu firmalarının yüksek derecede öneme sahip olan filo ve ağ gibi ticari planlamalarının başarısı, talep tahminin tutarlılığı ile ilişkilidir. Bu çalışmada 1950 ile 2015 yılları arasında hava yolu yolcu taşımacılığı tahmini konusunda sunulmuş 114 adet makale teknik, yıl ve ülke bazında incelenmiştir. İnceleme sonucunda, son yıllarda ekonometrik modeller yerine yapay zekâ tekniklerinin ön plana çıktığı görülmüştür. Çalışmada havacılık sektöründe yolcu talep tahmininin kritik bir öneme sahip olduğu göz önüne alınarak, yapay zekâ teknikleri ile ekonometrik bir model olan regresyon tekniği karşılaştırması yapılmıştır. Adaptif sinirsel bulanık çıkarım sistemi (ANFIS), yapay sinir ağları ve regresyon analizinin kullanıldığı bu çalışmada, havacılık sektöründe yolcu talep tahmini konusunda en başarılı ve güvenilir sonuçları “yapay sinir ağları” tekniğinin verdiği bulunmuştur. Çalışmanın bir diğer amacı da, hava yolu yolcu talebini etkileyen faktörleri bulmaktır. Bu sebeple literatürde bulunan faktörler derlenmiş, ardından korelasyon analizine tabi tutulup ilişkili olanlar belirlenmiştir.
-
2 Aralık 2017
-
Tuğba EFENDİGİL, Ömer Emin EMİNLER
Balkan Savaşlarında Osmanlı Devleti'nde Havacılık Faaliyetleri
Bu makalede, Balkan Savaşları sırasında henüz kuruluş aşamasında bulunan Türk havacılığının savaş sırasındaki faaliyetleri ortaya konmuştur. Bu bağlamda ilk olarak Balkan Savaşı öncesi gerek Balkan devletlerinde ve gerekse Osmanlı Devletindeki havacılık faaliyetleri incelenmiştir. Daha sonra Balkan Devletleri ile Osmanlı Devleti’nin savaştaki havacılık faaliyetleri üzerinde durularak bu savaşta hava kuvvetlerinden ne oranda istifade edildiği ve Osmanlı Devleti'ne bir avantaj sağlayıp sağlamadığı değerlendirilmiştir.
-
2012
-
Ökkeş Kürşad KARACAGİL
E-Devlet Hizmetleri: Türkiye’de Sivil Havacılık Alanında Uygulama
Devletin temel amacı, kişilerin hak ve özgürlüğünü koruyarak, vatandaşların maddi ve manevi varlığının gelişmesini ve toplumun huzur ve refahını sağlayacak kamu hizmetlerini sunmaktır. E – devlet hizmetleri “devlet tarafından verilen kamu hizmetlerinin vatandaşa en kolay ve etkin yoldan, kaliteli, hızlı, kesintisiz ve güvenli olacak şekilde, elektronik ortamda sunulması” olarak ifade edilmektedir. Bu çalışmada, Türkiye’de T.C. Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından verilen e-devlet hizmetlerini ve gerçekleştirilen e-devlet faaliyetlerini incelenmiş ve Türkiye için bir model önerisinde bulunmuştur. Bu kapsamda araştırmanın birinci bölümünde, e-devlet yapısı alan yazın incelemelerine yer verilmiştir. İkinci bölümde, uygulama alanı olan Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü bünyesinde verilen e-devlet hizmetlerinin yapısı kurumsal internet sayfası ile incelenmiştir. Son bölümünde ise dünya modellerine paralel e-devlet yapısı önerisinde bulunulmuştur. Araştırmada mevcut durum analizi yapılarak iş süreçleri yönetim modeli kullanan yazılımların Türk e-devlet yapısına uygun bir model oluşturulabileceği ortaya konulmuştur.
-
5 Ekim, 2020
-
Savaş Selahattin ATEŞ
Hava Yolu İşletmelerinde Hava Aracı Bakım Faaliyetlerinin Dış Kaynaklardan Temin Edilmesi: Ortaya Çıkması Muhtemel Emniyet Tehlikelerinin Belirlenmesi
Bu çalışmada, hava yolu işletmelerinin hava aracı bakım faaliyetlerinde dış kaynak kullanması (DKK) sonucu; sürece özgü ortaya çıkması muhtemel potansiyel tehlikelerin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Böylece havacılık emniyetinin artırılmasına katkı sağlamak için öneriler sunulmuştur. Çalışmada bu amaçlara ulaşabilmek için nitel araştırma deseni tercih edilmiştir. Bu kapsamda amaçlı örneklem oluşturmak ve veri toplamak için daha çok iş amaçlı profesyonellerin kullanmayı tercih ettiği küresel ölçekte faaliyet gösteren LinkedIn sosyal medya ortamından yararlanılmıştır. LinkedIn'deki konuya ilişkin uzmanların üye olduğu "Havacılıkta Kalite Güvence ve Emniyet Bilgi Paylaşımı (Aviation Quality & safety information Exchange)" adlı grupta bir alt tartışma grubu oluşturulmuş, bu sayede amaçlı örneklemden toplanan nitel veriler tümevarımsal bir yöntemle analiz edilmişlerdir. DKK uygulaması, bakım faaliyetini havayolu örgüt hiyerarşisi dışına çıkardığı için hiyerarşik kontrol etkinliğinin azaldığı ve gittikçe karmaşık hale gelen DKK uygulamalarının havacılık otoriteleri tarafından takip edilmesinin güçleştiği tespit edilmiştir. DKK'nın temelde maliyetleri azaltma aracı olarak görülmesinin de diğer bir potansiyel tehlike olduğu görülmüştür
-
2017
-
Hakkı BAĞAN, Ender GEREDE
Türk Hava Kurumu’nun Kurduğu Hava Harp Sanayi Fabrikaları
İstiklal Savaşı yıllarından başlamak üzere Anadolu’da harp sanayinin kurulmasına yönelik çalışmalar yapılmıştır. Bu maksatla birçok tesis ve işletme Kırıkkale taraflarına yapılmaya başlanmıştır. Konya’da ise hava unsuruna ait sistemlerin onarım ve faaliyetinin sağlandığı bir merkez oluşturulmuştur. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile birlikte harp sanayine verilen önem artırılmış, kısa süre içinde kara, deniz ve hava güçlerine ait birçok tesisin kurulmasına başlanmıştır. 16 Şubat 1925 yılında Türk Tayyare Cemiyeti kurulmuştur. Aynı yıl içinde 15 Ağustos 1925’de Alman Junkers Firması ile Kayseri’de uçak üretilmesi için bir antlaşma imzalanmıştır. Türk Tayyare Cemiyeti’nin ilk kuruluş amacında Uçak Sanayini kurmak gibi çok önemli bir hedefi de vardı. Bu madde daha sonra Kurum’un kuruluş amaçlarından çıkarılmıştır. Kurum bu süreçte daha çok sportif havacılık ile bağış işlerini koordine ederek Hava Kuvvetlerine uçak temini ile iştigal etmiştir. İkinci Dünya Savaşı yıllarında ise Türkiye’nin ihtiyacı olan uçakların içeride üretilmesi zorunluluğu ortaya çıkınca Hava Kurumu tarafından Uçak ve Uçak Motor Fabrikaları kurulması planlanmıştır. Etimesgut Uçak Fabrikası 1942 yılında 5.840 metre² bir alanı kaplayan bir atölye durumundan kısa süre sonra 13.790 metre² alana yayılan bir fabrikaya dönüşmüştür. Burada onlarca uçak ve bir çok planör üretilmiş, prototip hava araçları hazırlanmıştır. Ancak II. Dünya Savaşı sonrası alınan dış yardımlar bu fabrikanın kapanmasına neden olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde küçük ve ferdi denemeler dikkate alınmaz ise ilk Uçak Motor Fabrikası, Türk Hava Kurumu tarafından Gazi Orman Çiftliği’nde 1945 yılında kurulmaya başlamış ve 1948 yılında çalışmaya başlamıştır. Motor Fabrikası kurulmadan önce Türk Hava Kurumu Başkanı Şükrü Koçak ve ekibi Amerika’da ve İngiltere’de temaslarda bulunmuş, motorların evsaf ve durumları hakkında incelemeler yapmışlardır. Fabrikanın, Devlet Ziraat İşletmeleri Genel Müdürlüğü arazisi olan Ankara Tavukçuluk Enstitüsü yanındaki 120.000 m²’lik alanda kurulması planlanmıştır. Seçilen arazi ve düşünülen projenin modern ve geleceğe yönelik ihtiyaçlara cevap vermesi bakımından oldukça ileriyi gören bir planlama yapılmıştır. Fabrika kurulmuş, motor üretimi gerçekleştirilmiştir. Ayrıca hava sanayi dışında da üretimler yapılmıştır. Motor Fabrikası da Uçak Fabrikası ile aynı kaderi paylaşmış, önce Makine Kimya Endüstrisi Kurumu(MKEK)’na devredilmiş sonra Traktör Fabrikasına dönüşmüştür.
-
2013
-
Osman YALÇIN
Havacılık Sektöründe Yabani Hayatı Yönetim Üzerine Hamid Karzai Uluslararası Havalimanında (Kabil-Afganistan) Bir Araştırma
Küreselleşme ve teknolojik gelişmelere bağlı olarak hızla değişen günümüz dünyasında havacılık sektörü giderek büyümekte ve modern havalimanlarını yönetmek birçok sorunu kapsayan önemli bir sorumluluğu beraberinde getirmektedir. Havalimanlarının içinde bulunduğu çevrenin, özellikle yabani hayattan kaynaklanan ve uçuş emniyetini tehlikeye sokan riskleri taşıması nedeniyle kontrol altında tutulması gerekmektedir. Bu çalışmada, öncelikle literatür taraması yapılarak havacılık sektöründe yabani hayatı yönetim kavramı, yabani hayatın ortaya çıkardığı riskler ve bu risklerle mücadele etmek için kullanılan yöntemlerden bahsedilmiştir. Literatür taramasından sonra yapılan saha araştırmasında, Afganistan’ın başkenti Kabil şehrinde bulunan Hamid Karzai Uluslararası Havalimanındaki yabani hayatı yönetim uygulamaları ve riskleri yerinde incelenmiştir.
-
2018
-
Ramazan ÇOBAN
Havacılık Endüstrisinde Stratejik Ortaklıklar: VZA ve Güven Bölgesi Yaklaşımı ile Bir Etkinlik Analizi Çalışması
Amaç: Stratejik ittifak, birlikte ürün veya hizmet üreten iki veya daha fazla şirketin, üretilen ürün veya hizmetlerin satışı için ortak çıkarlar doğrultusunda hareket etmesi olarak tanımlanır. Günümüzde özellikle havacılık sektöründe faaliyet gösteren şirketler, değişen küresel koşullara daha hızlı uyum sağlamak için bu tür stratejik ortaklıklar kurmuş görünmektedir. Bu çalışmada havacılık sektöründe kurulan stratejik ittifaklar için karşılaştırmalı bir verimlilik analizi yapılması amaçlanmıştır. Yöntem: Temel Veri Zarflama Analizine (VZA) ek olarak, Güvence Bölgesi yaklaşımı da 59 havayolu şirketine uygulanmış ve bulgular bu yaklaşım ışığında farklı bir bakış açısıyla yapılmıştır. Bulgular: Temel VZA ile karşılaştırıldığında, Girdi ve çıktı değişkenlerinin her birinin ağırlıklarını dikkate alan Güvence Bölgesi Yöntemi altında oldukça farklı sonuçlar bulunmuştur. Bulgular: Ortalama etkinlik puanı, temel VZA'da %62 iken, VZA / AR yaklaşımında %44 olarak bulunmuştur. Bu sonuçlar, VZA / AR yaklaşımı altında verimlilik puanının yaklaşık %30 oranında azaldığını göstermektedir. Temel VZA kapsamında 11 havayolu şirketi verimli bulunmuş, bunlardan sadece 3 tanesi VZA / AR yaklaşımı kapsamında verimli bulunmuştur. Ayrıca VZA / AR yaklaşımının temel VZA'dan daha hassas bir teknik olduğunu söyleyebiliriz. Temel VZA kapsamında 11 havayolu şirketi verimli bulunmuş, bunlardan sadece 3 tanesi VZA / AR yaklaşımı kapsamında verimli bulunmuştur. Ayrıca VZA / AR yaklaşımının temel VZA'dan daha hassas bir teknik olduğunu söyleyebiliriz. Temel VZA kapsamında 11 havayolu şirketi verimli bulunmuş, bunlardan sadece 3 tanesi VZA / AR yaklaşımı kapsamında verimli bulunmuştur. Ayrıca VZA / AR yaklaşımının temel VZA'dan daha hassas bir teknik olduğunu söyleyebiliriz.
-
2018
-
Burak KESKİN
Havacılık Sektöründe Ticari Hava Aracı Seçiminin Çok Kriterli Karar Verme Yöntemleri Yoluyla Uygulanması
Bu çalışmanın amacı, havayolu şirketlerinin en çok talep ettiği hava araçlarını çeşitli kriterlere göre sıralayarak en uygun uçak tipini belirlemektir. Bu kapsamda 2016 yılında en çok sipariş edilen uçak tipleri; A320, A321, B737-800 ve B737-900ER, maliyet, performans ve çevresel faktörlere göre analiz edildi. Çalışmada AHP, COPRAS ve MOORA yöntemleri kullanılmıştır. Çalışmanın bulguları, çok kriterli karar verme yöntemlerinin sonuçlarının birbiriyle uyumlu olduğunu ve en uygun uçak tipinin Boeing 737-800 olduğunu gösteriyor.
-
2018
-
Mahmut BAKİR, Kasım KİRACI
Havacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama Çalışanların Demografik Farklılıkla Değişime Karşı Tutum Algılarının Örgütsel Analizi
Genelde işletmeler faaliyetlerine birçok değişikliğin etkisi ile devam etmektedir. İşletmeler, bu etkilere uyum sağlayacak çalışanlarla yolculuklarına devam etmek zorundadır. Bu zorunlu bakış açısıyla hazırlanan çalışmanın amacı, demografik özellikler açısından çalışanların örgütsel ortamda değişime yönelik tutumlarında anlamlı bir farklılık olup olmadığını incelemektir. Değişim kavramı temelinde örgütsel değişim ve değişime yönelik tutum vurgulanmaktadır. Daha sonra bu amaçla demografik farklılıkların önemi ele alınır. Tasarım / metodoloji / yaklaşım - Çalışma, farklı uzmanlık ve özelliklere sahip 417 kişi ile İstanbul çevresinde havacılık sektöründe gerçekleştirilmiştir. Çalışmada birincil veri toplama aracı olan anket yöntemi uygulanmıştır. Elde edilen veriler, SPSS programında tek yönlü varyans analizi olan Anova ve T-testi ile aktarılır. Bulgular - Çalışanların cinsiyet, yaş, deneyim ve eğitim değişikliklerine göre farklılaştığı anlaşılmaktadır.
-
2020
-
Abdullah TÜRK
Hava Yolu Ulaştırması Sektörünün Rekabetçi Yapısı: Türk Hava Yolu Ulaştırmasının Açılım Dönemi Üzerine Bir Değerlendirme
Günümüzde ulaştırma sektörü ekonominin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Üstelik ulaştırma sektörü diğer birçok sektörle yakın ilişki içindedir ve onlar için alt yapı görevi görmektedir. Teknolojiyle olan yakın bağlantıları, ulaşım sektöründe sürekli bir değişim ve gelişime yol açmaktadır. Gelişen bu yapı, değişimi tespit etmeye yönelik çok sayıda çalışmanın nedenini açıklayabilir. Bu yazının amaçlarından biri de Türk hava taşımacılığı sektörünün reform döneminin başında değişimini ve gelişimini değerlendirmektir. Çalışma aynı zamanda Türk hava taşımacılığı sektörünün rekabetçi yapısını karşılaştırmalı bir şekilde incelemeyi amaçlamaktadır. Sektörel başarının kritik noktası, rekabet ortamında seçilen sektörel aktörlerin başarısı olarak görülebilir. Türk hava taşımacılığının incelenmesi, küresel gelişmelerin yorumlanmasında bazı gecikmeler yaşandığını gösteriyor. Bu sonuç, karşılaştırmalı faktör üretkenliği analizinin sonuçları tarafından da paylaşılmaktadır.
-
2016
-
Onur TUTULMAZ
Sivil Havacılık Sektöründe Kabin Personelinin Sosyal Kaygı Düzeyleri İle Örgütsel Bağlılık Arasındaki İlişkinin İncelenmesine Yönelik Bir Alan Araştırması
Çalışmanın amacı, havacılık sektöründe çalışan kabin personelinin sosyal kaygı düzeylerinin örgütsel bağlılık üzerine olup olmadığını belirlemektir. Çalışmada havacılık sektörünün önde gelen işletmelerinde görev yapan 130 kabin personeli üzerinde uygulamalı araştırma gerçekleştirilmiş ve toplanan veriler anket formu ile analiz edilmiştir. Araştırma grubundaki kabin personelinin demografik faktörleri gözlendi. Sosyal kaygı açısından cinsiyet ve eğitim açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmazken, sosyal kaygı açısından medeni durum, öğrenim süresi, yaş ve görev açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık vardı. Çalışma sonucunda kabin personelinin sosyal kaygı düzeyinin düşük, kabin personelinin örgütsel bağlılığının yüksek olduğu tespit edilmiştir. Duygusal ve örgütsel bağlılığın alt boyutlarında sosyal kaygının olumsuz etkisinin olduğu bulunmuştur.
-
2018
-
Gözde YANGINLAR, Fatma KARACAN
Atatürk ve Havacılık
Bu makale Atatürk'ün havacılığa her zaman verdiği önemi ele almaktadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu izleyen yıllarda havacılıktaki gelişmeler ve Atatürk'ün Türkiye'de havacılığın gelişmesinde oynadığı öncü rol ayrıntılı olarak anlatılmıştır.
-
1985
-
Muhterem ERENLİ
Çalışanların Performansı, Yaratıcılığı ve Öğrenme Davranışı Üzerinde Kontrol Olgusunun Etkisi: Havacılık Sanayinde Araştırma
Öğrenme, yaratıcılık ve performans iş yaşamında çalışanların başarısında öne çıkan kavramlar arasındadır. Etkisi incelenen kontrol olgusuysa planlarla gerçeklerin karşılaştırılması ve gerektiğinde sapmaların düzeltilmesiyle ilgilidir. Bu makalenin amacı örgütlerde yürütülen kontrol faaliyetlerinin çalışanların yaratıcılıkları, öğrenme davranışı ve performansları üzerindeki etkisini incelemektir. Bu amaçla kontrol; yönetimsel olarak resmi ve gayri resmi kontrol başlığında iki alt boyut ve bunların alt bileşenleriyle ele alınmıştır. Uygulama alanı olarak seçilen havacılık sanayi üzerinde, belirlenen faktörler arasındaki ilişkiler yapısal eşitlik modeliyle analiz edilmiştir. Sonuç olarak; kişisel kontrol haricinde hiçbir kontrol bileşeninin yaratıcılık üzerinde etkili olmadığı ancak sosyal kontrol dışındaki tüm kontrol türlerinin öğrenme üzerinde etkiye sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Bir başka bulgu da kontrol türlerinin aracı olmadan doğrudan performans ile arasında anlamlı bir ilişki bulunmamasıdır.
-
2017
-
Kıcır Güzin KIYIK
Dünden Bugüne Türk Havacılık Tarihi ve Eskişehir
Anadolu’nun en gözde ve modern şehirlerinden biri olan Eskişehir havacılık konusunda da Türkiye’de çok önemli bir yere sahiptir. Dünyada kuvvetli devletlerin hava kuvvetlerini inşa etmeye başladıkları zamanda ileri görüşlü bazı Türk devlet adamlarının çalışmalarıyla, ilk uçağın uçuşundan sadece sekiz sene sonra Türk Hava Kuvvetlerinin kurulması için ilk adımlar atılmıştır. Kurtuluş Savaşı’yla birlikte Eskişehir Batı Cephesi’nin en önemli üssü olmuştur. Cumhuriyet’in ilanından sonra ise Eskişehir hem askeri hem de sivil havacılık için önemini sürdürmeye devam etmiştir. Batı ve doğu olarak ikiye ayırabileceğimiz Türk Hava Kuvvetlerinin, Batı Kuvvet Komutanlığı olarak da adlandırabileceğimiz 1nci Hava Kuvveti Karargâhı Eskişehir’de konuşlanmıştır. Ayrıca 1nci Ana Jet Üssü, 1. Hava İkmal Merkezi ve bir dönem NATO bünyesinde Hava Karargâhı olarak kullanılan Birleştirilmiş Hava Harekât Merkezi de yine Eskişehir’de faaliyet gösteren Hava Kuvvetlerine ait önemli merkezlerdir. Günümüzde sivil havacılıkta Eskişehir bir marka olmuştur. Türk Hava Kurumuna ait olan İnönü eğitim merkezi her yıl yüzlerce yeni havacı yetiştirmektedir. Aynı zamanda Anadolu üniversitesinde Havacılık sektörüne kaynak olmak üzere, Havacılık Yüksek Okulu eğitimlerine akademik seviyede devam etmektedir. Sivil Havacılık sanayinde TEI ve Alp Havacılık gibi uluslarası projelere imza atmış büyük havacılık şirketleri de burada bulunmaktadır. “Dünden Bugüne Türk Havacılık Tarihi ve Eskişehir” çalışması üç ana bölümden oluşmaktadır: Tezin birinci bölümünde genel olarak Türk Havacılık Tarihi incelenmiştir, ikinci bölümde ise Eskişehir’de havacılıkta yaşanılan tarihsel gelişmelerden bahsedilmiş ayrıca Eskişehir’de bulunan havacılıkla ilgisi bulunan şirket ve kuruluşlar tanıtılarak bunlar hakkında bilgiler verilmiş ve gelecekte Eskişehir’in havacılıktaki yerinin ne olacağı hakkında varsayımlarda bulunulmuştur. Çalışmaya bir sonuç yazısıyla son verilmiştir.
-
2011
-
Mustafa Gökhan ERDEMLİ
Serbest Uçuş: Dinamik Akış Kontrol
Hava taşımacılığına olan hızlı talep artışı karşısında, hava trafik yönetim sisteminin yavaş gelişmesi hava trafik kontrol sisteminin tıkanmasına neden olmuştur. Havacılık endüstrisindeki gelişmeler modern ulaştırma uçaklarının uçuş harekâtlarını otomasyona doğru yöneltmiştir. Bu yüzden, hava trafik yönetimi teknolojisi uçak teknolojisine ayak uydurabilmek için yoğun araştırma ve geliştirme faaliyetlerine gerek duymaktadır. Böylece hava trafik yönetimi sisteminin uçuş plânlama ve kontrol fonksiyonları için otomasyon teknolojileri geliştirilmeye başlanmıştır. Teknoloji geliştirme çabalarının yanında, mevcut gelişmiş donanımlara dayalı yeni seyrüsefer usulleri de gelişmiştir. Bu usullerden birisi de serbest uçuştur. Serbest uçuş kavramı öncelikle A.B.D. 'de ortaya çıkmıştır, daha sonra Avrupa' da Eurocontrol tarafından da üzerinde çalışılmaya başlanmıştır. Bu makalede serbest uçuş kavramına ait temel prensipler tanıtılmış ve Türkiye hava sahasından bir örnek uygulama verilmiştir.
-
2001
-
Aydan CAVCAR, Mustafa CAVCAR
Havacılık Yaralanmaları ve Adli Tıp
Havacılık, çok çeşitli araçlar ve teknolojik mekanizmalarla gerçekleştirilen eğlence veya toplu taşımacılık aktivitesidir. Her geçen gün gelişim gösteren bu sektör ve endüstride azımsanmayacak ölçüde kazalar meydana gelebilmektedir. Bu kazalar sonucunda basit bireysel yaralanmalardan kitlesel felaketlere kadar çeşitli durumlar oluşabilmektedir. Kaza sonrasında sistematik olarak yapılacak adli bilimler yaklaşımı ile temel olarak ulaşılması gereken hedefler kurbanların kimliklendirilmesi, yaralanmaların nedeni ve mekanizması hakkında karara varılması, kazaya neden olan sebebin tahminine katkıda bulunulması, kaza anında uçağı kontrol eden kişinin belirlenmesi, pilotun kaza anında yeterliliğini ve uçuş performansını etkileyecek medikal veya toksikolojik durumların araştırılması olarak ortaya çıkmaktadır. Bu yazıda havacılık kazalarına ve bu kazalara yönelik adli bilimler yaklaşımına dikkat çekilmesi amaçlandı.
-
2016
-
Ramazan AKÇAN
Havacılık Kazası ve Pilot
Havacılık sektörü her geçen gün gelişiyor. Havacılık sektörünün gelişiminde teknolojik yeniliklerin rolü çok önemlidir. Hava taşımacılığı operasyonlarına yönelik politikalar da sektörün hızlı büyümesini tetikliyor. Havacılık endüstrisinde güvenlik, ulaştırma faaliyetlerinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Uçuş operasyonlarının gerçekleştirilmesinde görev alan çalışanların birincil amacı güvenliği sağlamaktır. Bu bağlamda havacılık sektörünün tüm birimlerinde emniyetin değeri oldukça yüksektir. Havacılık sektörü, son yirmi yılda güçlü bir ivme kazanmış, yolcu-uçak-kargo tabanında büyüme eğilimi göstermiş ve havacılık ile ilgili diğer sektörlerin gelişimini hızlandırmıştır. Bu süreçte, Havacılık otoritelerinin düzenlemeleri ve uçak teknolojilerinin gelişimi gibi faktörlerle uçak kazalarında düşüşler gözlemlenmiştir. Ancak havacılık sektörünün büyüme hızına paralel olarak havacılık kazalarında azalma oranının daha düşük olduğunu söylemek mümkündür. Havacılık kaza raporlarından elde edilen veriler doğrultusunda kaza nedenleri araştırılarak çeşitli boyutlarda tartışılmaktadır. Kamuoyunun dikkatini çeken nedenlerden biri pilot hatasıdır. Bu çalışmada, havacılık kazası, pilot hatası, kaza nedenleri kavramları incelenmiş ve çalışmaların sonuçları betimsel açıdan derlenmiştir.
-
2020
-
Meltem AKÇA
Avrupa Birliği Çerçeve Programlarında Havacılık ve Uzay
Avrupa Birliği 6. Çerçeve Programı (6ÇP) Havacılık ve Uzay tematik alanında, Avrupa Havacılık Araştırmaları Danışma Konseyi ( The Advisory Council for Aeronautics Research in Europe-ACARE) ve Avrupa Uzay Stratejileri’nin (European Strategy for Space) gösterdiği doğrultuda, Araştırma ve Teknolojik Geliştirme (RTD) çabalarının güçlendirilmesi, sağlamlaştırılması ve üst düzey teknolojik mükemmelliğe ulaştırılması hedeflenmektedir. Önümüzdeki 10-15 yıl içinde, hava taşımacılığının büyük bir gelişme göstermesi, bunun sonucu olarak mesafelerin kısalması ve insanların dolaşımının kolaylaşması beklenmektedir. Hava taşımacılığının gelişmesinin beraberinde getirebileceği olumsuz sonuçlarıda göz önünde bulunduran Avrupa Birliği, çevrenin korunması, uçak seyrüsefer güvenliği ve daha sağlam malzemelerin geliştirilmesi ile ilgili araştırma faaliyetlerini 6ÇP kapsamına almıştır. 7. Çerçeve Programı (7ÇP) içerisinde havacılık ve uzay faaliyetleri farklı tematik alanlar içerisinde değerlendirilmiştir.
-
2005
-
Aziz KORU, Tamer ÖZALP
Dünyada Bölgesel Hava Taşımacılığı ve Türkiye'de Uygulanabilirliği
Bu çalışmada son yıllarda dünyada büyük gelişme gösteren bölgesel hava taşımacılığı kavramı tanımlanarak, A.B.D. ve Avrupa’daki gelişimi incelenmiştir. Daha sonra Türkiye’de hava taşımacılığının mevcut durumu ortaya konarak, henüz ülkemiz için yeni bir kavram olan bölgesel hava taşımacılığının uygulanabilmesi yönünde bazı temel yaklaşımlar önerilmiştir.
-
2007
-
Hakan OKTAL, Hatice KÜÇÜKONAL
Bulanık Multımoora ile Personel Seçimi: Havacılık Sektöründe Bir Uygulama
İşletmelerin doğru işe doğru personel yerleştirmesi, zaman, para ve enerji gerektiren hayati derecede önemli bir süreçtir ve sübjektif sözel ve sayısal kriterler içeren birçok kriterli karar verme (ÇKKV) problemidir. Bu çalışmada, personel seçimi sürecindeki belirsizlik ve sübjektiflik de dikkate alınarak problemin çözümü için bulanık MULTIMOORA metodu önerilmiştir. İşletmenin çalışanlarında aradığı yetkinlikler dikkate alınarak önde gelen bir havacılık firmasında, çeşitli departmanlarda istihdam edilmesi planlanan uzman personel seçimi çalışması yapılmıştır. İlk aşama olan yazılı sınavları geçen üç aday, işletmede personel alımında görevli üç üst düzey yönetici tarafından değerlendirilmiştir. İnsan kaynakları uzmanları ile gerçekleştirilen bu görüşme sonucunda ortaya çıkan veriler kullanılarak MULTIMOORA yöntemiyle en iyi aday belirlenmeye çalışılmıştır. Bulguların geçerliliğini test etmek ve önerilen yöntemin kullanışlılığını karşılaştırmak amacıyla adaylar ayrıca bütünleşik AHS-TOPSIS yöntemi ile değerlendirilmiş ve iki modelin aynı sonucu verdiği görülmüştür.
-
2019
-
Ali Osman KUŞAKCI, Berk AYVAZ , Fatih ÖZTÜRK
Örgütsel İletişimin Örgütsel Sessizliğe Etkileri: Havacılık Bakım Merkezlerinde Bir Uygulama
Bu çalışmanın amacı; örgütsel iletişim ile çalışanların örgüt içinde karşılaştıkları sorunların çözümlenmesi sürecinde sessiz kalmaları şeklinde ortaya çıkan örgütsel sessizlik arasındaki etkileşimi araştırmaktır. Araştırma kapsamında örgütsel iletişim ve örgütsel sessizlik ile örgütsel sessizliğin alt boyutları olan “kabul edilen sessizlik, savunma amaçlı sessizlik ve örgüt yararına sessizlik” arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Çalışma için Ankara’da faaliyet gösteren havacılık bakım merkezlerinde görevli 324 iş gören üzerinde görgül bir araştırma yapılmıştır. Araştırma sonucunda; örgütsel iletişim ile örgütsel sessizlik arasında negatif yönlü anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca örgütsel iletişim ile örgütsel sessizliğin alt boyutlarından “kabul edilen sessizlik” ve “savunma amaçlı sessizlik” arasında da negatif yönlü anlamlı ilişkiler olduğu görülmüştür. Diğer taraftan örgütsel iletişim ile örgütsel sessizliğin diğer alt boyutu “örgüt yararına sessizlik” arasında ise pozitif yönlü anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir.
-
2019
-
Tamer KILIÇ, İhsan SAYGILI
Havaalanlarında Yap İşlet Devret Uygulamaları
Bu çalışmada Antalya ve Atatürk havalimanlarındaki YİD uygulamaları incelenmiş ve değerlendirilmiştir. Havaalanlarında YİD süreci, Antalya Havalimanı YİD projesinin 1993 yılında ihale edilmesiyle başlamıştır. Projenin devir tarihi 1 Ağustos 2007"dir. Atatürk Havalimanı YİD projesi, 1997'de ihale edilmiş ve 2 Temmuz 2005'te tamamlanmıştır. Son dönemde, YİD modeliyle 4 yeni ihale daha gerçekleştirilmiştir. İşletmeciler ve kamu yetkilileri, yeni projelere girişme konusunda isteklidirler. Mevzuattan ve bürokrasiden kaynaklanan mevcut sorunların zaman içinde çözülmesi beklenmektedir. Uygulamaya, maliyet-süre uyumu ve uygun gelir paylaşımı gözetilerek devam edilmelidir. Ayrıca "kirala-geliştir-işlet" vb. alternatif yöntemler de uygulanmalıdır. Çünkü bu projelerin temel amacı, "kamu-özel-iş birliği" yoluyla yatırımların ve hizmetlerin sürekliliğini sağlamaktır.
-
2007
-
Ergün KAYA, Ender GEREDE, Mehmet BAŞAR, Ferhan KUYUCAK, Arda SÜRMELİ
Türkiye’de Yer Hizmetleri İşletmelerindeki Hizmet Kalitesinin ‘SERVQUAL Yöntemi’ İle Ölçülmesi
Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de faaliyet gösteren yer hizmeti işletmelerinin sunduğu hizmetin kalitesinin havayolu perspektifinden hizmet kalitesi boyutları bağlamında değerlendirilmesidir. Çalışma kapsamında, Türkiye’de havayollarının operasyonel faaliyetlerini sürdüren yer hizmetleri (ground handling) işletmelerinin sundukları hizmet, hizmet kalitesi boyutları açısından SERVQUAL yöntemi kullanılarak analiz edilerek sunulan hizmetin kalitesinin havayolları tarafından nasıl algılandığı ve havayolu beklentilerini karşılayıp karşılamadığı üzerinde durulmuştur. Hizmet kalitesi değerlemesini yapmak için İstanbul Atatürk Havalimanı ve Antalya Uluslararası Havalimanı’nda faaliyet gösteren havayolu işletmelerinin ve C grubu çalışma ruhsatına sahip temsil/gözetim işletmelerinin istasyon şefleri ve süpervizörleri ile online anket yöntemi kullanılarak veri toplanmıştır. Çalışma sonucunda yer hizmetleri işletmelerinin sundukları hizmetin kalitesine etkiyen boyutlar havayolları açısından ortaya konulmuştur.
-
2016
-
Mehmet YAŞAR, Emircan ÖZDEMİR
Yer Hizmetleri Kuruluşlarında Muhasebe ve Bağımsız Denetim
Bu çalışmanın amacı, yer hizmetleri kuruluşlarını, ilgili mevzuat ve uygulamaları da esas alarak çeşitli yönleriyle açıklamak ve bu kuruluşlardaki seçilmiş önemli iş süreçlerini ve finansal tablo hesaplarını, muhasebe ve bağımsız denetim-iç kontrol uygulamaları açısından incelemektir. Çalışmanın birinci bölümünde, yer hizmetleri kuruluşlarının türleri, yetki ve sorumlulukları, yükümlülükleri, verilen hizmet türleri ve yer hizmetleri kuruluşlarının genel yapısı anlatılmıştır. İkinci bölümünde, bağımsız denetim olgusu ve denetim standartları temelinde bağımsız denetim süreci açıklanmıştır. Üçüncü bölümünde ise, yer hizmetleri kuruluşlarında seçilmiş iş süreçlerine bağlı olarak finansal tablo hesaplarıyla ilişkili muhasebe sistemi uygulama örneklerine yer verilmiştir. Ayrıca iv bu bölümde çalışmanın muhasebe uygulamaları bölümüyle de ilişkili olarak; bağımsız denetim sürecinde kilit rol oynayan faaliyet döngülerinin (iş süreçlerinde) incelenmesi konusuna açıklık getiren sorulara ve bağımsız denetim iç kontrol sistemi değerlendirmelerinde uygulanacak denetim işlemlerinden olan kontrol testlerine örnekler verilmiştir. Sonuç bölümünde; çalışma özetlenmiş ve değerlendirmelerde bulunulmuştur.
-
2019
-
Erkan TEMEL
Hava Trafik Kontrolör Performansı: Bir Alan Araştırması
Havacılık sektörü tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hızlı bir gelişme gösteriyor. Hava trafik sayılarının artması ile birlikte uçuş operasyonlarını yöneten hava trafik kontrolörlerinin performansı daha önemli hale gelmektedir. Hava trafik operasyonlarının emniyetli ve hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesi hava trafik kontrolör performansı ile ilişkilidir. Hava trafik kontrolör performansı; bireysel, operasyonel, çevresel, teknoloji kullanımından etkilenebilmektedir. Bu sayıdaki büyük beş meydanında çalışan hava trafik kontrolörlerinin ortaya çıkan rolünün ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Araştırma modelinin oluşturulmasında literatürde yer alan çalışmalardan yararlanılmıştır.
-
2019
-
Meltem AKÇA , R. İbrahim PINAR
Ses Altı Uçuş¸ Koşullarındaki Bir Uçak Kanadının Diferansiyel Dönüşüm Yöntemi ile Çırpınma Analizi
Bu çalışma kapsamında diferansiyel dönüşüm yöntemi ile bir uçak kanadının ses altı uçuş koşullarındaki aeroelastik karakteristiği sayısal çözümleme ile incelenmiştir. Uçak kanadı, kanat yapısal modelini sadeleştirmek adına yaygın olarak tercih edilen Euler-Bernoulli kirişi olarak modellenmiştir. Kanat üzerine etkiyen aerodinamik kuvvetler ise Theodorsen'in aerodinamik teorisiyle ifade edilmiştir. Eğilme ve burulma hareketi yapan ankastre Euler-Bernoulli kirişinin enerji ifadeleri verildikten sonra dinamik davranışını tanımlayan hareket denklemleri Hamilton prensibi ile türetilmiştir. Etkili bir çözüm yöntemi olan Diferansiyel Dönüşüm Yöntemi (DDY) tanıtılmış ve hareket denklemleri ile sınır şartlarını yeni ifadelere dönüştürmek için gerekli kurallar verilmiştir. DDY ile Euler-Bernoulli kirişinin hareket denklemleri ve sinir koşulları yeniden ifade edilmiştir. Dönüştürülmüş hareket denklemleri ile sınır koşulları geliştirilen kod ile çözülmüştür. Geliştirilen kodun doğruluğunu ve güvenilirliğini teyit etmek amacıyla literatürde doğal frekans ve çırpınma değerleri mevcut olan Goland kanadı ile Hale- Altitude Long-Endurance (HALE) kanadı seçilmiştir. Geliştirilen kod yardımıyla dönüştürülmüş denklemlerin çözülmesi ile Goland ve HALE kanatları için çeşitli modlarda doğal frekans değerleri elde edilmiştir. DDY ile bulunan doğal frekanslar değerleri, literatürdeki aynı kanat modellerinin serbest titreşim analizlerinden elde edilen doğal frekans değerleri ile her bir mod için karşılaştırılmıştır. Ardından Euler-Bernoulli kirişi olarak modellenen kanadın çırpınma analizleri yine Goland ve HALE kanatları için gerçekleştirilmiştir. Sistemin aeroelastik analizi için klasik aeroelastik çözüm yöntemlerinden biri olan ve literatürde yaygınca kullanılan k-yönteminden yararlanılmıştır. Bulunan çırpınma hızı ve frekansı değerleri Goland ve HALE kanatlarının literatürdeki değerleri ile karşılaştırılmıştır. Yapılan çalışmanın literatürdeki verilerle kıyaslaması ile oldukça düşük hata paylarıyla çok yakın sonuçlar elde edildiği görülmüştür.
-
2020
-
Damla DURMUŞ, Metin O. KAYA
Kompozit Uçak Yüzeyinde Elektrik İletkenliği
Normal bir uçuş sırasında uçaklar yıldırım çarpması, uçak ve hava arasında sürtünmeden kaynaklanan statik elektrik veya uçağın elektronik donanımından kaynaklanan magnetik alan gibi çeşitli nedenlerle elektrik akımına maruz kalmaktadır. Bu akım, uçağa zarar verebilmekte hatta kazalara neden olabilmektedir. Bu nedenle, uçak yapılarında elektrik iletkenliğinin sağlanması önemli bir konudur. Uçak malzemesi olarak alüminyum kullanıldığında bu problem, alüminyumun iyi bir iletken olması nedeniyle yaşanmamaktadır. Ancak son yıllarda metallere göre daha hafif buna karşılık daha mukavim olduğu için iletkenliği düşük kompozit malzemelerin kullanımı artmaktadır. Bu malzemelerin kullanımı, uçak yapılarında iletkenliğin sağlanması için tasarımcıları çözüm bulmaya zorlamaktadır. Bu makalede bu çözümlerden bahsedilmiştir.
-
Deniz ÖZEL, Cahit TÖRE
Uçak Sahipliği Açısından Türk Havacılık Şirketleri Üzerinde Bir Araştırma
Havacılık sektörü büyük yatırımlar gerektiren, buna karşın kârlılığı küresel ölçekte yüzde 10’lara erişmeyen ve her türlü ekonomik/siyasi istikrarsızlıktan kolaylıkla etkilenebilen sektördür. İşletmeler, bu koşullar altında rekabet ederken, aynı zamanda sürekli gelişen teknolojiye ayak uydurmak ve yeni yatırımlar yaparak büyümek zorundadırlar. Havayolu işletmelerinin en önemli maliyet kalemlerini personel giderleri, uçak ve yakıt bedelleri oluşturmaktadır. İşletmeler açısından finansal olanaklarının önemli bir kısmının uçak sahipliğine ayrılması rasyonel değildir. Havayolu şirketleri operasyonlarının temel ve en yüksek maliyetli unsuru olan uçakları, farklı biçimlerdeki leasing alternatifleri aracılığıyla operasyonlarına katmaktadırlar. Leasing, işletmeler için alınmak istenilen eşya, araç ve makinenin leasing firması tarafından satın alınarak, ihtiyacı olan işletmeye kiralanmasını kapsayan bir sözleşme olup, genellikle yüksek maliyet içeren duran varlıklar için başvurulan bir finansman yoludur. Leasingin öne çıkan iki türü finansal ve operasyonel leasing olup havayolu işletmeleri açısından finansal leasing görece daha çok tercih edilen bir yöntemdir. Havayolu şirketleri filolarının önemli bölümü farklı leasing yöntemleriyle edinilmiş uçaklardan oluşmaktadır. Bu çalışmada Türkiye’de faaliyet gösteren THY, Pegasus, Atlas Global ve Corendon gibi havayollarının filo yapısı incelenmiş ve uyguladıkları finansal yöntemlerle ilgili analizlerde bulunulmuştur. Araştırma yöntemi olarak veri analizi uygulanmıştır. Araştırmanın sonunda, uçak alımlarında şirketlerin finansal durumlarına ve büyüklüğüne göre kullandıkları leasing yöntemlerinin farklılık gösterdiği görülmüştür. Büyük şirketlerin daha çok uzun vadeli olan finansal leasing yöntemini, küçük işletmelerin ise daha çok operasyonel leasing yöntemini tercih ettikleri sonucuna ulaşılmıştır. Bu yöntemlerin diğer ikame yöntemlere kıyasla maliyet açısından daha avantajlı olduğu görülmüştür.
-
1-2 Aralık 2018
-
Hakan RODOPLU, Güler POLAT, Doğan KILIÇ
Psikolojik Dayanıklılık ile Örgütsel Vatandaşlık Davranışı Arasındaki İlişkide İş Doyumunun Aracılık Rolü: Havacılık Sektöründe Bir Araştırma
Bu çalışmada, çalışanların psikolojik dayanıklılık düzeylerinin örgütsel vatandaşlık davranışı ve boyutları ile ilişkisinde iş doyumunun aracılık (tam/kısmi) rolü incelenmiştir. Araştırmanın örneklemi, havacılık sektöründe faaliyetlerini sürdüren bir işletmede görev yapan 263 çalışandan oluşmaktadır. Araştırmanın verileri anket tekniği kullanılarak toplanmıştır. Araştırmada; Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği, Örgütsel Vatandaşlık Davranışı Ölçeği ve İş Doyumu Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmada değişkenler arasındaki ilişkiyi ölçmek için korelasyon analizi, nedenselliği ölçmek için regresyon analizi ve aracılık rolünü ölçmek için ise hiyerarşik regresyon analizinden yararlanılmıştır. Araştırmanın bulgularına göre; psikolojik dayanıklılık ile örgütsel vatandaşlık davranışı ve iş doyumu arasında pozitif ve anlamlı bir ilişki olduğu görülmüştür. Psikolojik dayanıklılığın örgütsel vatandaşlık davranışı ile ilişkisinde iş doyumunun kısmi aracılık etkisi olduğu saptanmıştır. Ayrıca, psikolojik dayanıklılığın örgütsel vatandaşlık davranışı alt boyutlarından vicdanlılık ve nezaket üzerindeki etkisinde iş doyumunun tam aracılık etkisi, diğerkâmlık, centilmenlik ve sivil erdem üzerindeki etkisinde iş doyumunun kısmi aracılık etkisi olduğu vurgulanmaktadır.
-
Ekim 2017
-
Engin KANBUR, Aysun KANBUR, Burak ÖZDEMİR
Stratejik Yönetim Kapsamında Küresel Hava Yolu İşbirliklerinin SWOT Analizi
Teknolojisi sürekli değişen ve gelişen hava yolu işletmeleri küresel bir oyuncu olarak hayatta kalabilmek ve rekabetçi avantajını koruyabilmek için güçlü ve zayıf yönleri ile fırsat ve tehditlerini farkına varmalı ve stratejik analizlerini bu doğrultuda yapmalıdırlar. Bu çalışmada, küresel hava yolu işbirlikleri (Star Alliance, Oneworld, Skyteam)’nin SWOT analizleri yapılmıştır. Analizler sonucunda küresel işbirliklerinin hava yolu işletmelerinin uçuş ağlarını genişletme, riskleri paylaşma, karlılıklarını artırma, maliyetleri düşürme gibi birçok güçlü yönünün olduğu ortaya çıkmıştır. Bunun yanı sıra taahhüt edilen kesintisiz seyahati zaman zaman sağlayamama, bilgi teknolojileri arasındaki uyum sorunları nedeniyle aksaklıklar yaşama, işbirliğinin gerçek anlamda faydasını ölçememe gibi zayıf yanlar da ortaya çıkmıştır. Çalışma kapsamında ortaya çıkan diğer bir sonuç ise küresel işbirliklerinin fırsatlarına yönelik olmuştur. Küresel hava yolu işbirliklerinin hava yolu işletmelerine ölçek ekonomisine ulaşmada yardımcı olmak, ortak satın alım faaliyetleri sayesinde maliyet avantajı elde etmek gibi birçok fırsat sunduğu belirlenmiştir. Ayrıca, üyeler arasındaki zayıf uyum sağlama sorunları nedeni ile tüketici güveninin sarsılabileceği, düşük maliyetli taşıyıcıların her geçen gün yükselişe geçebileceği gibi tehditler de analizler sonucunda ortaya çıkmıştır.
-
28 Ağustos 2017
-
Engin KANBUR, Harun KARAKAVUZ
Yenilikçiliğin Çalışan Performansına Etkisi: Havacılık Teknisyenleri Üzerinde Bir Araştırma
Firmalar rekabetçi bağlamında üstünlük kurabilmek için birtakım enstrümanlara ihtiyaç duymaktadır. Bu enstrümanların başında yenilik ve yenilikçilik kavramı gelmektedir. İşletmelerin zorluklarla baş edebilmesi ve sürdürülebilirliği koruyabilmesi için yenilik ve yenilikçilikle ilgili konuları yakından takip etmesi küresel bir norm haline gelmiştir. Havacılık işletmeleri dinamik yapısı nedeniyle yenilikçiliği takip etmesi gereken sektörlerin başındadır. Bu çalışma havacılığın dinamik doğasını doğrudan soluyan hava aracı bakım teknisyenlerinin, yenilikçilik algıları ile bağlamsal ve görev performansları arasındaki varsayılan ilişkiyi sınamaktadır. Bu amaç doğrultusunda farklı illerde iş süreçlerini yürüten 226 hava aracı bakım teknisyenlerine, geçerliliği ve güvenirliği sağlanmış ölçekleri içeren anket ulaştırılmıştır. Araştırma bulgularına göre yenilikçiliğin çalışanların bağlamsal ve görev performansını olumlu ve orta düzeyde etkilediği görülmüştür. Araştırma sonuçları ilgili literatür bağlamında tartışılmış, sektöre ve alana bazı öneriler sunulmuştur.
-
31 Temmuz 2022
-
Mustafa TURĞUT, Ahmet SONGUR
MEREC Tabanlı CoCoSo Yöntemiyle Uçuş Okullarının Uçak Seçimlerinin Değerlendirilmesi
Uçuş okulları; sektörde kalite ve rekabeti sağlamak için ve sektörün pilot ihtiyacını karşılamak amacıyla eğitim faaliyetlerini yürüten kurumlardır. Dolayısıyla eğitimlerde kullanılacak uçakların da doğru seçilmesi gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı, uçuş okullarının uçak seçim kriterlerini belirleyerek, söz konusu kriterlerin ağırlıklarını bulmak ve uçuş okullarında tercih edilen uçak alternatifleri arasından en uygun olanını seçmektir. Çalışmada güncel olan Çok Kriterli Karar Verme yöntemlerinden MEREC ve CoCoSo yöntemleri tercih edilmiştir. Kriter ağırlıklarının bulunmasında MEREC yöntemi, uçakların sıralanmasında da CoCoSo yöntemi kullanılmıştır. Yapılan literatür araştırmasında MEREC ve CoCoSo yöntemlerinin uçuş okullarının uçak seçiminde kullanıldığı bir çalışmayla rastlanmamıştır. Analiz sonuçlarında, en önemli üç değerlendirme kriteri sırasıyla, “standart ağırlık”, “yakıt depo kapasitesi” ve “maksimum kalkış ağırlığı” olduğu tespit edilmiştir. Önem derecesi en düşük kriter ise, “motor üreticisi firmanın havacılık yeteneği” kriteri olmuştur. Uçak sıralamasında da alternatif 3 kodlu “Piper PA-44 Seminole” uçağı ilk sırada yer almıştır. Çalışmanın havacılık sektörü ve uçuş okulu yöneticilerine faydalı olacağı düşünülmektedir.
-
21 Haziran 2022
-
Buket KIRCI ALTINKESKİ, Oğuzhan ÖZYİĞİT, Emre ÇEVİK
Sivil Havacılık Sektöründe Kural Dışı Yolcu Kavramı Üzerine Fenomenolojik Bir Araştırma
Sivil havacılık sektöründe uçuş emniyeti ve güvenliğini tehdit eden kural dışı yolcu olayları, son yıllarda giderek artmakta ve sektör açısından birçok olumsuz sonucu beraberinde getirmektedir. Bu kapsamda literatür taraması ışığında yapılan bu araştırmanın amacı, sivil havacılık sektöründe kural dışı yolcu olaylarının sebeplerini nitel bir araştırma ile incelemektir. Araştırmada nitel araştırma desenlerinden fenomenolojik araştırma yöntemi kulanılmıştır. Araştırmanın örneklemini 2005-2020 yılları arasında dünyanın farklı coğrafi bölgelerinde yaşayan yolcuların dâhil olduğu 203 kural dışı yolcu olayı oluşturmaktadır. Veri toplamak amacıyla döküman incelemesi yöntemi kullanılmıştır. Elde edilen veriler, NVivo 12 programı kullanılarak tümevarımcı ve betimsel bir yaklaşımla içerik analizine tabi tutulmuştur. İçerik analizi sonucunda, kural dışı yolcu davranışına sebep olan yedi tema bulunmuştur. Bu temalar; yolcular ile ilgili sebepler, uçak içindeki fiziksel ortam, uçak içindeki sosyal ortam, kurallara uymamak, havayolu işletmesi hizmet kalitesi, havalimanı ile ilgili sebepler ve mevsimsel sebepler olarak sınıflandırılmıştır. Araştırmanın kural dışı yolcu kavramı ve havacılık güvenliği ile ilgili literatüre özgün bir katkı yapacağı düşünülmektedir.
-
31 Mart 2022
-
Ramazan ÇOBAN
Öznel İyi Oluş Ve Benlik Saygısının İletişim Becerileri Üstündeki Etkisinin İncelenmesi: Sivil Havacılık Kabin Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinde Bir Alan Araştırması
Doğduğu andan itibaren çevresiyle iletişim kurmaya başlayan insanların iletişim becerisini etkileyen birçok farklı faktör vardır. İletişim becerisi kişinin hem özel hem de iş hayatını etkileyen en temel becerilerden biridir. Sahip olunan bilgi, deneyim ve yetenek ne olursa olsun etkin iletişimle aktarılmadığında doğru sergilenememekte ve başarıya dönüşmemektedir. Öznel iyi oluş (mutluluk) çoğu kişinin ulaşmak istediği, duygu, düşünce ve davranışlarını olumlu etkileyen bir duygu durumudur. Benlik saygısı da kişinin hayatını, duygu ve davranışlarını etkilemesi açısından önemlidir. Sivil havacılık kabin hizmetleri çalışanları uçaklarda yolcuların güvenli, memnun ve huzurlu bir seyahat deneyimi yaşaması için görevlidirler. Yolcularla birebir iletişim kurarak hizmet verdikleri için iletişim becerileri mesleki başarıları için önemlidir. Bu bağlamda araştırmamızın amacı öznel iyi oluş ve benlik saygısının iletişim üstündeki etkisinin sivil havacılık kabin hizmetleri öğrencilerinde incelenmesidir. Araştırmada kolayda örnekleme yöntemiyle ulaşılan 195 öğrenciye demografik bilgi formu, mutluluk, benlik saygısı ve iletişim becerilerini ölçen dört bölümden oluşan bir anket formu uygulanmıştır. Veriler SPSS 21.0 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Öznel iyi oluş ve benlik saygısının iletişim becerileri üzerinde pozitif yönlü ve anlamlı etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
-
28 Şubat 2022
-
Gülbeniz AKDUMAN, Gülnaz KARAHAN
Sektörel Bazlı Entegre Raporlama İncelemesi: Havacılık Sektörü Üzerine Bir Çalışma
Entegre raporlama, kurumsal raporlama biçimlerinin günümüzde ulaşmış olduğu en son noktadır. Entegre raporlama, paydaşların ihtiyaçlarını karşılama hususunda yegâne kaynak olarak karşımıza çıkmaktadır. Entegre rapor içerisinde sadece finansal ve finansal olmayan bilgileri değil ayrıca şirkete etki eden şirket içi ve şirket dışı unsurları da içermektedir. Entegre raporun kullanım alanı şuan için her ne kadar çok az olsa da günden güne artış eğilimi içerisindedir. Bu çalışmada, havacılık sektöründe entegre rapor kullanımı ele alınacaktır. Entegre raporun havacılık sektörüne etkileri incelenirken; havacılık sektöründe entegre rapor kullanan üç ayrı şirket ile entegre rapor kullanmayan Türk Hava Yollarının finansal ve finansal olmayan raporları entegre rapor bileşenleri açısından kıyaslanacaktır.
-
31 Ocak 2022
-
Emre GÜZEL, Başak ATAMAN
Jet uçağı ile taşınan bir faydalı yükün yapısal cevabının havacılık yapıları tasarımında kullanımı
Jet tipi savaş uçağı ile taşınan bir faydalı yükün içindeki ekipmanların yapısal cevabı deneysel olarak çalışılmış, yapay sinir ağları(YSA) ile tahmin edilmiş ve askeri şartnamelerin önerdiği değerler ile karşılaştırılmıştır. Çalışmanın asıl amacı askeri şartnamelerin önerdiği cevap limitlerini, deneysel çalışmalar ile beraber değerlendirmek ve YSA temelli yeni bir yaklaşım önermektir. Çalışmada güdüm kitine sahip kütle ve geometri eşdeğer Mk-83 harp başlığı kullanılmıştır. Yetmiş beş farklı uçuş koşulu YSA eğitimleri için kullanılmıştır. Bu durumlardan ayrı olarak 8 adet uçuş koşulu ise eğitilen ağın testine yönelik kullanılmıştır. İvme verileri uçuş esnasında veri toplama sistemi ile toplanmıştır. Yapısal cevaplar ivme-güç spektrum yoğunluğu(İGTY) olarak frekans bandında işlenmiştir. Ölçümlerden alınan en yüksek yapısal cevap tahmininde normal tolerans limiti yöntemi kullanılmıştır. Yapısal tasarımlarda kullanılan rastgele titreşim tabanlı yükler, frekans-İGSY grafiklerinden üç-sigma kuralı ile 20-300Hz arası veriler dikkate alınarak çıkarılmıştır. Taşıyıcı bir yapısal parça üzerinde YSA tahmini yükleri, test yükleri ve askeri şartname yükleri uygulanarak topoloji eniyilemesi gerçekleştirilmiştir. Eniyileme sonucuna göre YSA tahmini ile elde edilen tasarım, askeri şartnamelerin önerdiği yük ile elde edilen tasarıma göre daha hafif olurken, aynı zamanda yeterli emniyet faktörüne de sahip olduğu gözlenmiştir.
-
28 Şubat 2022
-
Engin Metin KAPLAN, Erdem ACAR, Mehmet Bülent ÖZER
Havacılık Sektöründe Havalimanlarının Dijital Dönüşümü
Havacılık, dünyada hızla gelişen ve büyüyen bir endüstridir. Ülkelerin sosyo-ekonomik refahının arttırmasında önemli bir rol oynamaktadır. Havacılık sektörünü yakından takip eden ülkeler, kendi havacılık endüstrilerinin gelişimi için yatırım yapmaktadır. Havacılık endüstri firmaları gelirlerini çoğaltmak, gelişmek ve inovasyonu sağlamak için dijital dönüşüm teknolojilerini kullanırlar. Dijitalleşme sürecinde yeni teknolojileri uygulayarak yeni çağa ayak uydurmaktadırlar. Bu kapsam çerçevesinde dijital dönüşüm süreci havacılık sektöründeki gelirlerin artışı ve operasyonlarının geliştirilmesi ve yolcu ihtiyaçlarına yönelik yapılan dönüşümlerdir. Dijital dönüşüm araçlarının havacılık sektöründeki yeri havalimanlarındaki dijital dönüşüm süreci anlatılmıştır. Buna bağlı olarak dijital dönüşüm araçları, büyük veri gibi teknolojik gelişmelerin havacılık sektöründeki uygulanma süreci, dijital dönüşümün havalimanlarındaki uygulanma süreçleri ve bu teknolojileri kullanmakta olan 6 gelişmiş havaalanı hakkında toplanan veriler arasında karşılaştırma yapılmıştır.
-
15 Mart 2022
-
UĞUR TÜRKAY, Doç. Dr. Okşan ARTAR
Havacılık Sektöründe Havalimanlarının Dijital Dönüşümü
Havacılık, dünyada hızla gelişen ve büyüyen bir endüstridir. Ülkelerin sosyo-ekonomik refahının arttırmasında önemli bir rol oynamaktadır. Havacılık sektörünü yakından takip eden ülkeler, kendi havacılık endüstrilerinin gelişimi için yatırım yapmaktadır. Havacılık endüstri firmaları gelirlerini çoğaltmak, gelişmek ve inovasyonu sağlamak için dijital dönüşüm teknolojilerini kullanırlar. Dijitalleşme sürecinde yeni teknolojileri uygulayarak yeni çağa ayak uydurmaktadırlar. Bu kapsam çerçevesinde dijital dönüşüm süreci havacılık sektöründeki gelirlerin artışı ve operasyonlarının geliştirilmesi ve yolcu ihtiyaçlarına yönelik yapılan dönüşümlerdir. Dijital dönüşüm araçlarının havacılık sektöründeki yeri havalimanlarındaki dijital dönüşüm süreci anlatılmıştır. Buna bağlı olarak dijital dönüşüm araçları, büyük veri gibi teknolojik gelişmelerin havacılık sektöründeki uygulanma süreci, dijital dönüşümün havalimanlarındaki uygulanma süreçleri ve bu teknolojileri kullanmakta olan 6 gelişmiş havaalanı hakkında toplanan veriler arasında karşılaştırma yapılmıştır.
-
15 Mart 2022
-
UĞUR TÜRKAY, Doç. Dr. Okşan ARTAR
İş Stresinin Örgüt İçi Çatışmaya Etkisi: Sivil Havacılık Çalışanları Üzerine Bir Araştırma
Bu araştırma iş yerindeki stresin çatışmaya olan etkisini ölçmek için yapılmıştır. Araştırma için 2 boyut ve 8 maddeden oluşan çatışma ölçeği ile iki boyut ve 9 maddeden oluşan iş stresi ölçeği kullanılmıştır. Bu kapsamda İstanbul Hava Limanında görevli yolcu hizmetleri memurları ile anket çalışması yapılmıştır. 416 kişiden alınan cevaplarla veri seti oluşturulmuştur ve veriler SPSS 25.0 programında analiz edilmiştir. Çalışma sonuçlarına göre, iş stresinin alt boyutlarından zaman stresinin görev çatışmasını etkilediği fakat ilişki çatışmasını etkilemediği anlaşılmıştır. Yine iş stresinin alt boyutlarında zaman stresi ve iş kaygısının, çatışmanın alt boyutları olan görev ve ilişki çatışmasını pozitif yönde etkilediği sonucuna varılmıştır. Çalışma neticesinde ulaştığımız sonuçlar, literatürle uyumlu bir şekilde stresin çatışmayı etkilediğini ortaya koymuştur.
-
28 Haziran 2021
-
İnan KAYNAK
Covid19 Pandemisinin Havacılık Sektörü Üzerine Etkileri
Çin’den bütün dünyaya yayılan COVID19 hastalığı hava taşımacılık sektörünü de diğer alanlarda olduğu gibi derinden sarsmış ve havacılık sektörünü büyük çapta etkilemiştir. Salgının önüne geçmek için ülkeler tarafından sınırları kapatmaya varan geniş tedbirler uygulanmış, bu tedbirlerle birlikte yolcu talebinde ciddi oranda düşüş yaşamıştır. Salgının en etkili olduğu ve hastalık hakkında henüz çok fazla bilgiye sahip olunmayan Mart-Haziran ayları arasında dünya geneli hava trafiğinde önceki dönemlere göre %90’lara varan düşüş yaşamış, dünya üzerindeki uçuşlar neredeyse durma noktasına gelmiştir. Bu ciddi düşüş sonrası havacılık sektörünün bütün paydaşları ve havacılık sektöründe çalışan personel olumsuz yönde etkilenmişlerdir. Bu çalışmada, COVID19 salgınının Türk havacılık sektöründe hava trafiği, hava yolu şirketleri ve havalimanlarına etkileri irdelenecek, ayrıca uçuşları daha emniyetli hale getirmek üzere alınan önlemlerden bahsedilecek ve havacılık sektörünün toparlanma süreci hakkında ilerideki süreçlerde nasıl bir yol izleneceği hakkında yapılan tahminler incelenecektir.
-
22 Ekim 2021
-
Berke HOPANCI, Hamza AKDENİZ, Özlem ŞAHİN
Türk Sivil Havacılık Sektöründe Covid-19 Pandemisinin Yönetimi
2020 yılı ile birlikte Dünya’nın uğraştığı en büyük problem Covid-19 pandemisi olmuştur. Çin’de başlayarak bütün Dünya’yı etkileyen virüsün yayılması, ülkeler tarafından alınan birçok tedbir ile önlenmeye çalışılmıştır. Hastalığın yayılmaması amacı ile çeşitli seyahat kısıtlamaları getirilmiş, uçuşlar azaltılmıştır. Corona virüsünün solunum yolu ile bulaşabilen bir virüs olması, çok sayıda yolcunun havaalanlarında birlikte bulunması ve uçak kabininde birlikte seyahat etmesine yönelik tedbirleri zorunlu kılmıştır. Bu çalışmada Covid-19 pandemisine yönelik Türk sivil havacılık sektöründe alınan tedbirlerin araştırılması amaçlanmaktadır. Covid-19 pandemisinin küresel havacılıktaki yönetimi, uluslararası sağlık ve havacılık kuruluşlarının yayınladıkları tedbir önerileri incelenerek, Türk Sivil Havacılık Sektöründe sürecin yönetimi değerlendirilmektedir. Durma noktasına gelen havacılık sektöründeki işletmelerin salgın sürecinden nasıl etkilendikleri ile ilgili çıkarım yapabilmek hedeflenmektedir. Çalışma sonucunda, Covid-19 pamdemisinin küresel havacılığın yaşadığı en büyük kriz olabileceği ve Türk Sivil Havacılık Sektörü’nün bu krizden olumsuz etkileneceği yönündedir. Uçuşların devam ettiği sürece gerekli tedbirleri alma ve uçuşlarla ilgili gerekli planlamaları sağlama konusunda krizi yöneten havacılık işletmeleri, uçuşların durması ile krizin finansal boyutuna odaklanmıştır.
-
30 Nisan 2021
-
Armağan MACİT, Deniz MACİT
Havacılıkta Organizasyonel Kazalar: Boeing 737 Max Uçak Kazalarının Mühendislik Perspektifinden İncelenmesi
Havacılık kazalarının oluşumu çoğunlukla birden fazla nedenden kaynaklanmaktadır. Diğer bir ifade ile havacılık kazaları birçok etkinin birleşiminin bir sonucu olarak meydana gelmektedir. Bu etkilere, üretim süreçleri, bakım faaliyetleri, beşeri unsurlar, meteorolojik şartlar, sertifikasyon kontrolleri ve pist durumu gibi hususlar örnek olarak verilebilir. Diğer taraftan aynı uçak tipindeki ardışık kazalar, doğal olarak dikkat çekicidir. 29 Ekim 2018’de Endonezya’da ve 10 Mart 2019’da Etiyopya’da meydana gelen B-737 Max ticari yolcu uçağı kazaları bu ardışık kazalara örnektir. Bu çalışmada söz konusu kazalar pilotaj ve mühendislik perspektifinden, sertifikasyon süreçleri açısından ele alınmaktadır.
-
31 Aralık 2020
-
Tamer SARAÇYAKUPOĞLU
Havacılık Sektöründe Yedek Parça Envanter Problemlerine Simülasyon Ve Çok Kriterli Karar Verme Yöntemleri İle Hibrit Bir Çözüm Yaklaşımı
Bu çalışmada uçaklara ait yedek parça (komponent) envanter problemlerine çözüm getirilmesi amacıyla, atölyeye tamir görmek için gelen komponentlerin önceliklerinin belirlenmesi ve tamir bakım hattının iyileştirilmesi ile kaynakların etkin ve verimli kullanılması hedeflenmiştir. Bu nedenle çalışmada, havacılık sektöründe yedek parça envanter problemlerine ilişkin karşılaşılan bekleme hattı (kuyruk) problemlerinin çözümünde Simülasyon ile bütünleşik Çok Kriterli Karar Verme yaklaşımı kullanılmıştır. Uygulamada firmaya ait olan atölyedeki komponentlerin sıra beklemelerine ilişkin bilgiler kuyruk teorisi yardımıyla analiz edilerek, Çok Kriterli Karar Verme yöntemlerinden VIKOR yönteminin kullanılmasıyla yedek parçaların tamir öncelikleri belirlenmiş ve bu öncelik sırasına göre komponentler simülasyon modelindeki işlem adımlarından geçirilmiştir. Bu yedek parça probleminde ÇKKV ve simülasyona ilişkin hibrit bir çözüm yaklaşımı kullanılmıştır. Atölyenin bakım onarım hattının iyileştirilmesi ve gözlenmesi Simülasyon modelinin kullanılmasıyla gerçekleştirilmiştir. Bu çalışma, Türkiye’nin en büyük havacılık bakım onarım merkezinde yapılmıştır. VIKOR yöntemi vasıtasıyla önceliklendirmede dikkate alınması gerekli olan kriterler belirlendikten sonra yapılan anket çalışmasıyla ağırlıklar belirlenmiş ve komponentlerin öncelik sıraları ortaya konulmuştur. Simülasyon ile atölyenin tamir bakım hattının iyileştirilmesine, kaynak ve kapasite kullanım oranlarının en iyi olduğu senaryoların elde edilmesine çalışılmıştır. Atölyenin kaynak sayılarında değişiklikler yapılarak oluşturulan senaryoların PROMETHEE yöntemiyle sıralaması gerçekleştirilmiş ve atölye için en iyi senaryo belirlenmiştir.
-
1 Ocak 2021
-
Emre EKİN, S. Erdal DİNÇER
Uçuş Operasyonlarında İnsan Faktörünün Rolü ve Pilot Performansını Arttıracak Öneriler
Uçuş emniyetinin vazgeçilmez unsuru insandır. İnsan yeteneklerinin kısıtlı olması, insanın teknik ve teknik olmayan yetkinliklerinin birçok değişken tarafından etkilenmesi, insan faktörünün uçuş emniyetini sağlamadaki rolünü önemli hale getirmiştir. Uçuş faaliyetlerinin tarihsel sürecine bakıldığında insan faktörünün uçak kazalarındaki yerinin %70-80 oranında olduğu görülmektedir. İnsan faktörüyle ilgili dinamikleri tam olarak bilmeden ve insan faktörlerinin uçuş operasyonlarına olan etkisi anlaşılmadan uçuş emniyetini sağlamanın zor olduğu bilinmektedir. Bu noktadan hareketle, bu çalışmada pilot performansının uçuş emniyetindeki yeri nitel araştırma yöntemi ile araştırılmıştır. Öncelikle, ayrıntılı bir şekilde insan faktörüne ilişkin bir literatür taraması yapılmış ve sonrasında tecrübeli kaptan pilotlarla yarı yapılandırılmış mülakatlar yapılarak konuyla ilgili veriler toplanmış, takiben elde edilen bulgular yorumlanarak araştırma tamamlanmıştır. Araştırmanın sonunda hava yolu işletmelerine sunulmak üzere insan performansını arttırmaya yönelik olarak “pilot performansını iyileştirecek bir öneri seti” oluşturulmuştur. Elde edilen önerilerde özellikle kurumal iklimin iyileştirilmesi, yönetimde adaletin sağlanması, uçuşa bilgili ve hazırlıklı gelme ve ihlallerden uzak durmanın ön planda olduğu görülmüştür. Çalışmada Ekip Kaynak Yönetimi (EKY) ve Tehdit ve Hata Yönetimi (TEHY) dinamikleri de dikkate alınmıştır. Çalışmanın ana amacı hava yolu işletmelerinde pilot performansını arttırmaya yönelik öneriler sunmaktır.
-
28 Aralık 2021
-
Melih BAŞDEMİR
Kabin Memurunun Sahip Olması Gereken Yetkinlikler: Sivil Havacılık Kabin Hizmetleri Mezunu İstihdam Edilen Kişilerle Bir Alan Araştırması
Dünya’da ve Türkiye’de hızla gelişen sivil havacılık sektörünün en önemli sorunlarından biri nitelikli insan kaynağıdır. Sivil havacılık sektörünün içerdiği yüksek risk, çalışanların sahip olduğu yetkinlikler ve aldıkları eğitimlerle azaltılmaya çalışılmaktadır. Kabin memuru olarak görev alan kişilerin sahip olması gereken yetkinlikler ve özellikler sivil havacılık sektöründe nitelikli işgücü oluşması için önemlidir. Bu bağlamda, araştırmamızın amacı sivil havacılık kabin hizmetleri ön lisans eğitimi almış ve bir havayolunda kabin memuru olarak görev alan kişilerin sahip oldukları yetkinliklerin değerlendirilmesi ve kabin memuru olarak görev alan kişiler ile almayan kişilerin karşılaştırılmasıdır. Cinsiyet ve kabin memuru olarak görev alma durumuna ilişkin iki sorudan oluşan demografik bilgi formu ve 11 ölçekten oluşan form kullanılarak 160 kişiye online olarak anket uygulanmıştır. Araştırmaya katılan tüm kişilerin kişilik özelliklerine ilişkin puanları incelendiğinde en yüksek düzeyde görülen kişilik özelliklerinin sırasıyla uyumluluk, sorumluluk ve değişime açıklık olduğu, en düşük düzeyde görülen kişilik özelliği ise duygusal dengesizlik (nevrotiklik) olarak tespit edilmiştir. Dışa dönüklük, duygusal dengesizlik, uyumluluk ve sorumluluk kişilik özelliklerinin kabin memuru olma bazında anlamlı farklılık göstermediği tespit edilmiştir. Değişime açıklık kişilik özelliği puanlarının kabin memuru olarak görev alma durumuna göre anlamlı farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Kabin memuru olan katılımcıların değişime açıklık puanları, kabin memuru olmayan katılımcıların puanlarına göre anlamlı düzeyde daha yüksektir.
-
18 Ağustos 2020
-
Gülbeniz AKDUMAN, Gülnaz KARAHAN