resmin alt tagı

Ram Air Turbine Nedir ve Nasıl Çalışır?

Ram Air Turbine (RAT), hava aracının kanatlarına veya gövdesinin altına monte edilen ve alternatif veya acil durum hidrolik veya elektrik güç kaynağı olarak kullanılan küçük bir türbindir. RAT, uçağın hızına bağlı olarak hava akımından güç üretir, elektrik jeneratörüne veya hidrolik pompaya bağlı olabilir.

Ram Air Nedir?

Ram kelimesi İngilizce’de çarpmak, vurmak, toslamak anlamına gelir. Ayrıca koyunların tokuşması da “ramming” olarak tabir edilir. Bu bağlamda Ram Air kelimesini uçağa çarpan hava olarak değerlendirebiliriz.

Ram Air Turbine Nasıl Çalışır?

Uçaklarda bulunan RAT, güç kaybı durumunda açılan 40 cm yarıçapında ve ortalama 6000 rpm hızla dönen küçük bir yardımcı pervanedir. Uçak uçarken çarpan hava akımından güç üreterek çalışır ve türbinin dönmesine neden olur. Türbin bir jeneratöre veya bir hidrolik pompaya bağlıdır.

Bu tarz sistemlerde havanın hızı, türbinin dönüş hızıyla ve dolayısıyla üretilen güç miktarı ile doğru orantılıdır. Uçak daha yüksek hızla uçarken türbin pervaneleri daha yüksek hızla dönecek ve bu hızlı dönüş daha yüksek miktarda hidrolik basıncı sağlayacaktır.

Acil Durumlarda RAT’ın Önemi

RAT’lar, dünya çapında belgelendirilmiş 16 acil durumda 1.700 kişinin hayatını kurtarmaya yardımcı olmuştur. RAT, bu kazalarda kontrol kaybını önleyip uçağın havada kalmasına yardım etmiştir. Fly By Wire ile uçuş kontrol yüzeylerinin hareketinin sağlandığı uçaklarda RAT’ların kullanımı çok önemlidir.

 

Otopilot Nedir?

İnsan hayatını kolaylaştırmak için otomasyon sistemleri, günümüzde hayatın her aşamasında kullanılmaktadır. Buna en iyi örnek olarak otopilotlar verilebilir. Uzun uçuşlarda pilotlar dikkatini sürekli uçuşa verdiği için bu durum ciddi bir yorgunluğa yol açmaktadır. Otopilotlar bu durumu engelleyerek pilotun uçuşa verdiği dikkati azaltmakta olup pilotların daha az yorulmasını sağlar.

İlk Otopilot Sistemleri

Uçakların menzilleri uzadıkça pilotun uçuşa verdiği dikkat artmış, bunun sonucunda da insan performansının yetersiz kaldığı durumlar ortaya çıkmış, bunun sonucunda havacılık kazaları meydana gelmiştir. İlk otopilot sistemleri de birinci dünya savaşından sonra geliştirilmeye başlanmıştır ve ikinci dünya savaşı bombardıman uçaklarında kullanılmaya başlanmıştır.

Modern Otopilot Sistemleri

Günümüzde uçan bölgesel jetlerde, dar ve geniş gövdeli yolcu uçaklarının tamamında otopilot sistemi bulunmaktadır ve bu durum sivil havacılık otoriteleri tarafından zorunlu hale getirilmiştir. Bunun yanında 19 kişi ve daha az yolcu taşıyan genel havacılık uçaklarında ise otopilot sistemi bulunmayabilir de.

Otopilotlar günümüz kompleks hava araçlarında 3 akslı ve bilgisayar kontrollüdür. Ayrıca modern yolcu uçaklarında taksi, kalkış, yükselme, seyir, alçalma, yaklaşma ve iniş aşamaları için bölünmüştür. Ayrıca ILS gibi yaklaşma sistemleri de otopilota yardımcı olarak uçağın güvenli bir şekilde yere inmesini sağlar.

Otopilot Sistemleri Nasıl Çalışır?

Daha küçük uçaklar için otopilotlarda üç kontrol seviyesi vardır. Tek eksenli bir otopilot, bir hava aracını yalnızca dönüş ekseninde kontrol eder; bu tür otopilotlar kanat dengeleyiciler olarak da bilinir.

İki eksenli bir otopilot, bir uçağı yatay eksenin yanı sıra dikey eksende de kontrol eder ve sınırlı pitch salınımı düzeltme yeteneğine sahip bir kanat dengeleyiciden biraz daha fazlası olabilir veya gerçek otomatik uçuş rehberliği sağlamak için yerleşik radyo navigasyon sistemlerinden faydalanabilir

Üç eksenli bir otopilot, dikey eksende de kontrol sağlar ve birçok küçük uçakta bulunmayabilir.

Dünyada Kaç Tane Uçak Vardır?

Dünya’da ki uçak grafikleri her geçen gün artmaktadır. Hem savaş uçakları hem de ticari uçaklar gün geçtikçe sayılarını katlarlar. Günümüz gelişen teknolojisi ve çağın hızına bakılırsa havacılık sektörü ve böylece uçak sayısındaki artık uzun süre de durmayacak gibi. Ticari uçaklar genel olarak 4 kategoriye ayrılır; Dar gövdeli uçaklar, geniş gövdeli uçaklar, pervaneli uçaklar ve bölgesel jetler. Özellikle bölgesel jetlere olan talep iyice artmış bulunmakta çünkü coğrafi sebepler, havalimanlarının artışı, hızlı dağıtım gibi istekleri sağlayabilen bir kategoride bulunmaktadır. Kısa pistlere inişi kalkış yapabilir, jet motorlarından dolayı hızlı ve maliyet olarak düşük bir kategoridir. Ticari uçaklar her geçen gün daha fazla dikkat çekiyor. Bu yüzden havayolu firmaları filolarını her sene güçlendiriyor. 2010 yılında ticari uçakların sayısı 27.000 bin civarındaydı. Şu an sayının bunun üstüne çıktığını söyleyebiliriz. Yerde yatan ve hiçbir şekilde çalıştırılmayan uçak sayısı da 3000 üzerindedir. Aynı zamanda ülkelerin kendilerine ait savaş uçakları da bulunmaktadır. Sayılar farklılık gösterse de neredeyse her ülkenin kendine ait savaş uçakları bulunmaktadır.  Sonuç olarak dünya üzerinde binlerce uçak bulunmakta. Yerde yatan, ticari uçaklar ve savaş uçakları hepsi gün geçtikçe artmakta ve uçan arabalar bulunana kadar da artmaya devam edecektir.

Her Uçak istediği Yere Uçabilir Mi?

Hepimiz sonsuz ve eşsiz olan gökyüzünün özgürlüğünü merak etmişizdir. İşin içinde olan uçaklar ellerinde bu kadar imkân varken istediği yere uçabilir mi? Tabi ki hayır! Neden mi? Gelin hep birlikte inceleyelim. Uçaklar maalesef kuşlar kadar özgür değildir. İstedikleri an istedikleri yere uçamazlar çünkü belirlenmiş hava koridorlarına ihtiyaçları vardır. Yani etrafımızda ki yapay olan her şey gibi belli bir kontrol altında olmaları gerekmektedir.

Uçaklar Neye Göre Uçar?

Rota

Burada en büyük rol tabi ki rotalar, kule ve pilotundur. Şuan biz bu bilgileri okurken havada binlerce uçak bir yerden bir yere uçuş yapıyor ve hepsi havada aynı anda farklı yönlere doğru fakat isteklerine göre değil rotalarına göre hareket ediyorlar. Rotalar sayesinde bu binlerce uçak birbirine çarpmadan ve en güvenli şekilde gitmeleri gereken yerlere gidiyor. Eğer uçaklar kendi iradesi ve istekleri ile hareket edebilseydi şu an her birinin kaza haberini konuşuyor olurduk.

Kule

Kule, pilotlara telsiz vasıtasıyla bilgi ve talimatlar veren pelerinsiz kahramanlarımızdan oluşan bir ekiptir. Kule, kendi kontrol sahalarındaki yüzlerce uçağa aynı anda hizmet vererek onların emniyetli ve belirli bir düzen içinde uçmalarını, zamanında havaalanlarından çıkıp zamanında varış noktalarını ulaşması için sağlayan ekiptir.

Pilot

Uçağın motor çalıştırmasından kalkışına, hava koridorundaki uçuşun tırmanacağı uçuş seviyesine, gerektiğinde koruması gereken hızdan alçalmasına ve inişine kadar her olay pilota bağlıdır. Yukarıda da okumuş olduğumuz gibi uçaklar istedikleri yerlere uçamazlar. Fakat acil bir durum olursa bu iş değişebilir ve rota değişikliği yaparak en yakın havaalanına iniş yapabilirler. İşte bu yüzden ayaklarımızı yerden kesen bu güzel uçaklar acil durum dışında istediği yerlere uçamazlar.

 

 

Yeni Alınan Uçaklar Neden Islatılır?

Bazen bir havalimanına inen uçağın iki yanında itfaiyeler su püskürtürler ve uçak oluşturulan bu “su takı, su selamı ( Water Salute) ” adıyla bilinir.Uluslararası sivil havacılık literatüründe oldukça sık karşılaşılan bu durumdur.

Havalimanlarında Su Selamı (Takı) Nedir?

İki itfaiyenin karşılıklı olarak su sıkması ve uçağın oluşan bu su gösterisinin altından geçmesi ile tamamlanan bu seremonidir. Bazen üç araçla, su toplarının merkezinde toplantı yaparak gerçekleştirilebilir.

 Havalimanlarında Su Selamı (Takı) Neden Yapılır?

Su selamı vermenin başlıca nedenleri vardır. Su selamı askeri gazileri, yabancı devlet adamlarını ve yeni havayolu hizmetini gururlandıran çok özel bir havaalanı geleneğidir. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi iki kaynaktan ( genelde ARFF itfaiyeleri olur) püskürtülen ve yaklaşık 2 dakika süren saygı, şeref ve şükranın göstergesi bir  seremonidir.

Su Selamı Hangi Durumlarda Yapılır?

  • Havalimanı’na ilk defa iniş yapan birhavayolu şirketi için
  • Ticari şekilde ilk defa uçuş yapan biruçak için
  • Uçağın pilotu veya ATC ( Hava Trafik Kontrolörü) emekliye olduğu zaman
  • Havayolu şirketi dünya üzerinde bir havaalanındanson uçuşunu yapıyorsa
  • Önemli şahsiyetleri ya dadevlet adamları onurlandırmak için genellikle bu durum söz konusudur.

Su Selamı Geleneği İlk Ne Zaman Yapılmaya Başlandı?

Kimse bu geleneğin ne zaman ve nasıl başladığı hakkında tam bir bilgi sahibi değildir. Ancak uçaklar daha hayatımıza girmeden öncede gemiler için uygulanmaktaydı.

Eski dönemlerde deniz yoluyla okyanusu aşan gemilere geldikleri limanda römorkörler ile buna benzer bir seremoni yapılıyordu. Yani bu gelenek sadece uçaklara özgü değildir.  Bu seremoni havacılara fikir vermiş olabilir.

 

 

 

 

Bir Uçak Kaç Yıl Uçabilir?

Uçaklar da bizler gibi doğar, yaşar ve ölür yani üretilir, kullanılır ve ömrü tükenir. Her uçağın belli bir ömrü vardır. Bu ömür uçaktan uçağa, modelden modele farklılıklar gösterir. Uçağın kullanım şekline göre bile farklılık gösterir. Çoğu uçağın ömrü döngüsüne göre hesaplanır. (Uçağın kalkış-inişine döngü denir.) Uçakların ömrü 20.000 döngünün üstünde ya da 20 yıldır. Ama genelde uçakların belirlenen döngülerinin üstüne çıkılır. En güzel örneği 2018 yılında “Göklerin Kraliçe’si” olan Boeing 747 serisinin uçağı planlanan ömrünü tüketip üstüne ekledi ve 48 yılın sonunda emekli oldu. Boeing 747 gibi birçok uçak sayılabilir. A330, B777, A321 serili uçaklar 99’lı yıllarda uçuşa başlamıştır ve 20 yıldan daha uzun süre uçuş yapmışlardır. Ömründen önce, sonra veya tam zamanında emekli olan birçok uçak bulunmaktadır. Uçaklar parçaları zarar gördüğünde ya da eskidiğinde hangara girer kendini yeniler ve uçuşuna devam eder. Büyük metal yorgunluğu olan uçaklar ya da düzeltilemeyecek durumda olan uçaklarsa emekliye ayrılır. Emekliye ayrılmayan ama eski uçaklar havayollarının kararıyla genelde kargo uçağına çevrilirler. Hem maliyet düşürürler hem de yeni bir uçak almaktan kaçınmış olurlar. Havayolları, özellikle orta halli havayolları eski uçakları kullanmaya devam ederler. Bu pek sorun teşkil etmez çünkü parça yenileme işlemleriyle ömürlerini uzatırlar.

Ömrünü Doldurmuş Uçaklara Ne Olur?

Uçaklar, döngülerini tamamladıktan sonra son havalimanlarına iniş yaparlar yani uçak mezarlıklarına götürülürler. Orada sağlam parçaları havayolları tarafından alınır, geri kalanlar da geri dönüşüm için beklerler. Tabii ki bazıları müzeye gider bazıları da insanlar tarafından alınır ve farklı tasarımda mekanlar yapılmak için kullanılır. Bu şekilde sonsuza kadar kullanılabilirler belki de kim bilir. Ancak bir gerçek var ki hiçbir uçak sonsuza kadar göklerde kalamaz…

Bir Uçağı Kaç Kişi Uçurur?

Söz konusu havacılık olduğunda emniyet ve güvenlik kavramları azami önem arz eden konulardır. Çünkü ‘Havacılıkta kurallar kanla yazılır.’ sözü gibi acı bir gerçek vardır. Tarih boyunca yapılan birçok kaza ve birçok insanın ölümüyle yazılan bu kurallar her ince ayrıntının havacılıkta ne kadar önemli oluğunu gösteriyor. Bu sebepledir ki uçak tasarım mühendisleri tasarımını yaptıkları uçaklarda en az %50 emniyet faktörünü öngörmektedir.

Peki Emniyetli Bir Uçuş İçin Kaç Pilot Gerekir?

Uçağın uçuşu amaçlandığında bir pilot da yeterli olacaktır. Ama böyle bir durumda uçuşun emniyeti konusunda sıkıntılar çıkabilir. Bu yüzden bir uçuşun emniyetli geçmesi için ise kokpitte iki pilota ihtiyaç vardır. Bu pilotlardan birisi kaptan pilot diğeri ise yardımcı pilottur (First Officer). Bu iki pilot arasında yapılan bir görev dağılımıyla iş yükü azaltılır. PM (Pilot Monitoring) ve PF (Pilot Flying) olarak görev dağılımı yapan pilotlar her daim birbirleriyle koordineli çalışmak ve iletişimde olmak durumundadır. Bu iş dağılımı ise kaptan pilot tarafından yapılmaktadır. PF uçağı uçurur gerekli kararları ve kuleyle irtibata geçer ve gerekli durumlarda ise PM’e gerekli talimatlar verir. PM ise sistemleri kontrol etmek ve yönetmekle görevlidir. PM’in görev tanımının içinde ise hızları kontrol etmek, flapları kaldırmak, iniş takımlarını kumanda etmek yer alır. Ayrıca PF’den gelen talimatları da yerine getirmekle sorumludur. Böylece yapılan görev dağılımıyla pilotların hem iş yükü azalır hem de herhangi bir acil durumda kokpitte bulunan iki pilottan birisi durumu kontrol altına almaya çalışır.

İkiden Fazla Pilot Olamaz Mı?

Henüz uçak sistemlerinin günümüzdeki kadar gelişmiş olmadığı yıllarda kokpitte bir de uçuş mühendisi bulunurdu. Pilotlarla aynı eğitimi almış bu mühendis uçağı uçurmaz havada uçağın teknik yapısını kontrol etmekle sorumluydu. Alet panosunda bulunan göstergeler sayesinde sistemlerin kontrolünü sağlar ve gerekli hesapları yapardı. Fakat özellikle 1980li yıllardan sonra kokpitte bilgisayar bazlı sistemlerin yapımıyla bu mühendislerin yerini bu sistemler almıştır.

Uçaklar Neden Kara Kutudan Yapılmıyor?

 

Uçak kazaları ne yazık ki çok büyük can ve mal kayıplarına neden oluyor. Bu kazalarda uçak parçalansa bile kara kutu sapasağlam çıkarılıyor. Kara kutu bu kadar sağlamken peki neden uçaklar kara kutudan yapılmıyor?

Uçak kazalarının en büyük tanığı kara kutulardır. Uçuş anındaki veriler burada kaydedilir. Herhangi bir hava olayını, kazanın nedenini öğrenmek için kara kutudaki verilerden yararlanılır. Bir kazada uçak paramparça olurken kara kutu sağlam bir şekilde çıkarılıp, incelenir. Uçuş verilerini, kokpit seslerini kaydeden bu kutu paslanmaz çelikten yapılır. Ayrıca ısı ve yangına karşı korunması için de plastikle çevrili sıvı köpükle donatılmıştır. Bu kutular o kadar sağlam ki; denize düşmüş bir uçak seneler sonra çıkarılabilmiş. Buna rağmen kayıtlara sapasağlam ulaşılmış, dilenip, incelenmiş. Bu kadar sağlam malzeme varken uçaklar neden karar kutu malzemesinden yapılmıyor, sorusuna gelecek olursak: Eğer uçak kara kutu malzemesinden yapılsaydı uçamayabilirdi, uçsa bile maliyeti fazla olurdu tüm bunlar dışında en önemlisi can kayıpları yine de önlenemezdi. Kara kutu ağır malzemelerle yapılan küçük bir cihaz. Bu malzemelerle yapılmış bir uçağı havalandırmak için daha fazla güç kullanmak gerekecek. Bu güç artışı da maliyet demek. Ayrıca irtifaya sahip uçağın, herhangi bir sebep sonucu düşmesinde yolcuların kurtulma olasılığı yoktur. Düşen bir asansörde olduğu gibi uçak bütünüyle çarpsa bile çarpmanın şiddetinden can kaybı olur. Bu yüzden uçağın hangi malzemeden yapıldığının önemi yoktur.

Bir uçağı kara kutu malzemesinden yapmak, parçalanmadan; yangından zarar görmesini önler. Fakat bu o uçakta can kayıplarının yaşanmayacağı anlamına gelmemektir.

resmin alt tagı

Herkes İçin Havacılık Derneği, 2015 yılında öğrenciler tarafından kurulan ve yönetilen bir dernek olarak İLK ve TEK olma özelliğiyle havacılık tarihine imzasını bırakmıştır.

Bugün itibariyle ise 3150+ üyesi ve 7 temsilciliği ile Havacılığın En Büyük Sivil Toplum Kuruluşu haline gelmiştir.

Mail Formu

     

    İletişim

    Yenişehir Mahallesi Osmanlı Bulvarı No:2 Ayport Sitesi A Blok Ofis No:2
    Pendik/ İstanbul

    info@herkesicinhavacilik.com