resmin alt tagı

Uçak Kanardları Ne İşe Yarar?

Hepimizin bildiği üzere uçakların kanatlarında birçok parça bulunmaktadır. Bu parçaların birçok görevleri bulunmaktadır. Parçalar hız düşürme, yön değiştirme gibi birçok işleve sahiptir. Bu parçalardan biri de kanardlardır.

Kanard, normal uçakların aksine ana taşıyıcı kanatların arkada olduğu, yatay sabitleyicinin önde olduğu uçak tiplerini anlatmak için kullanılır. Ön tarafta bulunan kontrol etmeye yarayan yüzeyler de kanart olarak adlandırılır. Kanard konfigürasyonun kullanılmasında ki en büyük amaç ana kanat yükünü azaltarak manevra yeteneğini arttırmaktır. Kaç Tip Kanard Çeşidi Vardır?

Kanart tiplerine göre çeşitli avantajları vardır. İki tip kanart vardır. Bunlar, Kontrol kanartı ve Taşıyıcı kanart. Kontrol kanartı uçaklarda önde bulunan kanartlar taşımayı paylaşmaz sadece kontrol için kullanılır. Bazı uçaklarda ise taşımanın bir kısmını taşıyıcı kanatlar üstlenir. Bu kanat tipi sürüklemeyi azaltarak ağırlıktan azalma sağlar bu durum da yakıttan tasarruf sağlar. Yukarda bahsedildiği gibi kanard konfigürasyonları normal yolcu uçaklarında genel olarak kullanılmayan bir şekildir. Karışık bir aerodinamiğinin olması ve genelde jetler için kullanılması da farkını bize gösterir.

Uçağa Kuş Çarparsa Ne Olur?

Uçaklar ve kuşlar aynı gökyüzünü kullandıkları için maddi ve manevi birçok kayıp ortaya çıkabiliyor. Canlılar için olan kayıpları günümüzde maalesef pek engelleyebildiğimiz söylenemez. Ancak uçağa kuş çarpması ciddi maliyetli sorunlara yol açtığı için insanlar bunun önüne geçebilmek için birçok çalışma yapmış ve yapmaya devam etmektedir. ABD’de bir yılda kuş kazalarından dolayı uçaklarda 1.2 Milyar dolar zarar meydana getirmiştir. Bu fiyat sadece uçakta meydana gelen zararlardır. Rötarlar ve uçuş iptalleri ayrı maliyetler çıkartabilir. En Sık Kuş Kazaları Ne Zaman Olur?

Kuşlar genellikle uçağın kalkış iniş zamanlarında uçak ile çarpışırlar. Kuş kazalarında genellikle küçük çaplı hasarlara yol açar. Ancak kuşlar uçağa çarptığında motora girme durumları da olabilir. Motorlardan birine ya da ikisini de girmiş olabilirler. Uçak motorları en az bir kuş girme durumuna dayanabilecek şekilde üretilmiştir. Eğer tek motora kuş girmesi durumunda motor durur ise uçak uçuşuna tek motorla devam edebilir.  Bu durumda meydana gelen kuş girmesi durumlarında uçak düşmesi durumu oldukça düşüktür.

Türbülans Nasıl ve Neden Oluşur?

Türbülans bir doğa olayıdır. En sade biçimde düzensiz hava hareketi olarak açıklanabilir. Atmosferdeki hava sürekli hareket halinde olduğu için bazı hava olayları sonucunda uçağın kanatları altındaki ve üstündeki hava akımları bozulabilir ve hava boşlukları oluşabilir. Güneş’ten gelen enerjinin farklılıklar sonucu atmosfer basıncının değişmesi, farklı hızlarda hareket eden hava kütleleri, havanın bir dağ kütlesi etrafındaki hareketi, jet akımları gibi farklı nedenlerden dolayı oluşabilir. Türbülans boyunca uçak sallanıp titreyebilir. Türbülanslar nedeniyle uçak irtifa kaybedebilir. Türbülanslar şiddetli ya da hafif olabilir. Türbülansların süresi ise hava akımının durumuna göre kısa ya da uzun sürebilir. Bir doğa olayı olması ve sıklıkla görülmesi yüzünden tehlikeli durumlar doğurabilir. Türbülansın tahmin edilmesi veya uçak radarları tarafından görüntülenmesi mümkün değildir. Bu nedenle uçaklar türbülansa girdiği sırada eğer yolcuların emniyet kemerleri takılı değilse yaralanmalar ortaya çıkabilir. Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle beraber kullanılan uçakların türbülans nedeniyle düşme ihtimali çok azdır. Uçaklar her türlü türbülansa dayanacak şekilde tasarlanır ve üretilir.

Pilotlar Stres Yönetimini Nasıl Sağlıyorlar?

İnsanlarda stres fiziksel ve çevresel faktörler olarak iki kategoride oluşur. Fiziksel strese örnek olarak açlık, acı, yetersiz uyku ve çevresel stres için gürültü kirliliği, sıcaklık, kalabalık gibi etmenler etki edebilir. Tüm bu faktörler bir araya geldiğinde pilotlara ve uçuş ekibine stres hormonu sağlamasını etkileyebilir.

Pilotlarda, devamlı telsiz iletişim sesi, makine ve sistemi sesleri, basınç değişimleri, hava kalitesi, sarsıntı, ikazlar, jet lag gibi etmenler strese sebep olabilir. Bir pilotun bir strese vereceği tepkiyle bir başka pilotun vereceği tepki aynı olmayabilir. Stres yönetimi, pilotun uçuşta doğru kararlar verip hata yapmaması için oldukça önemli bir beceridir. Stresi kontrol etmek için birçok strateji vardır. Bunlar yeterli beslenme, kaliteli uyku, egzersiz yapma, rahatlama teknikleri öğrenme gibi stratejiler stresle başa çıkmanın bilinen yolları olsalar da pilotlar için ek stres yönetimi yolları vardır. Bunlar: Stres Yönetim Yolları

Hazırlık: Beklenmedik durumlar için gerekli teknik bilgiye sahip olmak ve acil durumda bu bilgiye danışabilmek çok önemlidir ve stresi azaltmaya yardımcı olur.

Öngörü, Planlama ve İletişim: Uçarken oluşabilecek olası bütün tehlikeli durumları önceden görebilmek, bu tehlikeli durumlara karşı hazırlıklı olmak ve uçuş ekibini olası durumlarda ne yapılması gerektiğini, görev dağılımını anlatması stresi azaltacaktır.

Kaynakların Kullanımı: Bütün kaynakları doğru ve etkili kullanmak stres yönetimini oldukça etkiler.

CRM (Crew Resource Management): Ekip kaynak yönetimi, etkili ekip koordinasyonu, ekip çalışması ve stres yönetimi gibi konularda bilgi verir. Daha az hata yapmayı sağlar ve bu sayede uçuşun daha güvenli ve verimli olmasına katkıda bulunur.

Zaman Yönetimi: Görevlerini olabildiğince zamanında yerine getirmek stresi azaltan etkenlerden biridir.

Pilot ve Kabin Memurları Bütün Ülkelere Vizeleri Var Mı?

Havacılık sektörünün en çok göze çarpan meslekleri hosteslik ve pilotluktur. Bu mesleklerin seyahat etme ayrıcalıkları insanları oldukça cezbetmektedir. Ancak çalışma şartları ya da nasıl yurt dışında bu kadar gezdiklerini hep merak etmişizdir. Bu soruların başını da hosteslerin ve pilotların hangi pasaportu kullandıkları çekmektedir. Yurt Dışında Pilot ve Kabin Memurları Kimlik mi Kullanır?

Nasıl Türkiye içinde bizi tanıtan kimliklerimiz bulunuyorsa ve kimliklerimiz zorunluysa aynı şekilde yurt dışında da bizimle ilgili bilgilerin olduğu ve bizi tanıtan pasaportlarımızın olması da zorunludur. Öncelikle ülkemizde kullanılan pasaportları inceleyerek en son da hostes ve pilotların kullandığı pasaporta bakalım. Ülkemizde Kullanılan Pasaport Çeşitleri Nelerdir?

Ülkemizde 4 farklı pasaport bulunmaktadır. Bunlar;

Umuma mahsus pasaport (bordo): Standart harç ödeme yapılan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından özel yetki ya da durumu olmayanların kullandığı pasaporttur.

Hususi pasaport (yeşil): Devlette çalışan ve belli kademelerde olan kişilerin alabildiği pasaport çeşididir. Maalesef tüm devlet çalışanları kullanamaz.

Diplomatik pasaport (siyah): Başta Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri olmak üzere üst makamlarda yer alan kişilerinin kullanabildiği pasaporttur.

Hizmet pasaportu (gri): Devlet çalışanları yeşil pasaport kullanamıyor ve siyah pasaport alabilecek yetkisi yoksa çalıştığı yerin açıklama kağıdıyla devlet dairesinden alınabilen pasaporttur. Bu pasaport devlet için yurt dışında görev yapacak kişilere verilir.

Pilotlar ve kabin memurları uçuşlar için gri pasaport çıkarttırırlar. Gri pasaport birçok ülkeye vizesiz giriş yapılabilmesini sağlar. Gri pasaport sadece görev için kullanılır ve görev süresini kapsar, görev süresinden sonra gri pasaportunuzu turistik amaçla kullanamazsınız.

CRM Nedir?

CRM kavramı, Amerikan Ulusal Taşımacılık Emniyet Kurulu’nda çalışan John K. Lauber tarafından 1986 yılında ortaya atılan bir kavramdır. CRM İngilizceden çevrilmiş bir kavramdır. Müşteri ilişkileri yönetimi (Customer Relationship Management) anlamına gelmektedir. Şirketlerin CRM ile en büyük amacı müşterileriyle olan ilişkilerini derinleştirip zenginleştirerek satışlarını arttırmak için kullanmış olduğu uygulama, teknoloji ve stratejiler bütünüdür. CRM yaklaşımını şirketlerine adapte etmiş tüm organizasyonlar müşteri odaklı olmakta ve müşteri ile olan ilişkilerin geliştirmeyi amaçlar. Bugün büyük şirketlerden, orta ölçekli ve mikro ölçekli firmalara kadar tüm firmalar satışlarını karlarını artırmak CRM yazılımlarına başvururlar. Müşteri ilişkilerinde verimliliği arttırmak amacıyla öncelikle müşterilerin ve potansiyel müşterilerin neye ihtiyaçları olduğunu iyi anlamak ve bu ihtiyaç doğrultusunda ürünler geliştirmek, sonrasında ürünü doğru zamanda, doğru fiyatla ve doğru yerde sunmak gereklidir. Bu işlemler oldukça uzun ve meşakkatli olduğu için sistemi oturtmakta oldukça zordur. CRM yazılımları ise bu işlemleri daha kısa sürede maksimum verimle yaparak şirketlere büyük avantaj sağlar.

CRM havacılıkta ise uçuş emniyetinin sağlamak ve uçuş ekibinin verimliliğinin arttırılabilmesi için, mevcut tüm kaynakların etkin ve verimli kullanımı anlamına gelmektedir. 1979 yılında NASA kokpitteki iş gücü yönetimini düzenlemek amacıyla çalışmalar yürüttü. Bu çalışmalar CRM’nin başlangıcıydı. Daha sonrasında kokpitle sınırlı kalmayıp teknisyen, mühendis ve uçuş güvenliğiyle ilgili olabilecek diğer herkes CRM’ye dahil edilerek bugünkü şeklini alması sağlanmıştır.  Türkiye’nin CRM Kavramı ile Tanışması

1988 yılında THY Genel Müdürü Cem Kozlu sayesinde CRM Türkiye’de havacılık sektöründe kullanılmaya başlanmıştır. Cem Kozlu Türkiye’de ki kaza verilerini incelediğinde en büyük problemlerin kabin ekibi ve pilotlar arasındaki hiyerarşi belirsizliği, iletişim kusurları, disiplin, hatalı kararlar, yanlış liderlik anlayışı ve takım yönetimi konusundaki başarısızlıklar sorunların nedenleri arasındadır. Bu yüzden Türkiye havacılık sektöründe büyük çaplı eğitimler verilmeye başlanmıştır. Günümüzde de hala devam eden eğitimler günden güne hızını ve etkisini artırarak havacılık sektörüne büyük katkı sağlamaktadır.

Bir Uçak Günde Sadece Bir Defa Mı Uçar?

Her geçen gün genişleyen havacılık sektöründe uçaklar dur durak bilmeden mesai yapıyor. Havacılık sektörü 7/24 canlı bir sektördür. Binlerce uçağın olduğu bu sektörde her gün milyonlarca yolcu, kargo, taşıt gibi akla gelebilecek birçok canlı ve cansız varlık taşınıyor. Bu kadar hareketli bir sektörde bir uçağın günde bir kere uçuş yapması sizce mümkün mü? En basit halini düşünürsek uçaklar bazı noktalara aktarmalı olarak uçuş yapar. Hem fazla yolcu taşıma imkânı hem de mali açıdan tasarruf sağlayan bu sistemde zorunlu durumlar ya da anlaşmalar hariç iki uçak kullanılması pek görülebilen bir durum değildir. Sadece aktarmalı uçuşları bile düşünsek hiçbir uçak günde sadece bir kere uçuş yapmaz. Özellikle yurtdışı uçuşlarında 3 noktaya iniş yapan uçaklar çok sık bulunmaktadır. Mesela THY her gün 200 binden fazla yolcu taşıyor ve neredeyse her dakikada bir uçuş gerçekleştiriyorlar. Bu kadar çok uçuş gerçekleştiren bir firmanın uçaklarının günde sadece bir kere uçması imkânsızdır.

Birden fazla uçuş yapan uçaklar iniş yaptıkları noktalarda yakıt, ikram gibi ihtiyaçlarını giderip bir sonra ki noktaya uçuşlarını gerçekleştirebilirler.  Uçakların yaptıkları mesailer yılın farklı zamanlarında değişiklik gösterebilir. Normal bir gün için de gökyüzünde 10 000 ile 14 000 arası uçak bulunabilir. Yoğun bir günde ise bu sayı 20 000’i bulabilir. Gün içinde gökyüzünde ki uçakların çoğu ise tekrar eden uçuşlar yapar.  Bu kadar uçuşun yapıldığı sektörde firmaların uçaklarına sadece bir uçuş yaptırması pek mümkün değildir. Birçok açıdan da zarar ettirtir. Bu yüzden uçaklar günde birden fazla kez uçuş yapabilir bu uçuşların sayıları da artabilmektedir.

Uçaklardaki Oksijen Maskelerinin Özellikleri ve Kullanım Amaçları ?

Yolcuların can güvenliği için kullanılan oksijen maskesi sistemi aslında oldukça önemlidir. Uçaklarda her sistemin yedeğinin yedeği olduğu gibi oksijen maskelerinin de yedeği var hatta otomatik sistem bozulduğunda pilotların manuel olarak oksijen maskelerinin kapağını açabilmeleri için sistem de bulunmakta.  Uçaklar çok yüksek irtifalarda uçuş yaptıkları için bizim yeryüzünde ki gibi nefes alabilme imkânımız yoktur. Hatta uçuş yapılan yükseklikte sıcaklık, basınç, oksijen miktarı farklı olduğu için yalıtımsız bir ortamda yaşayabilme şansımız yoktur. Bu yüzden uçakların iç hava basıncını, oksijen seviyesini, sıcaklığını ve daha birçok parametreyi hesaplayan bir sistem bulunur. Sistem bir terslik algıladığında kokpite bildirir ve sorun çözülmezse maskelerin kapaklarını açar. Oksijen maskeleri takıldıktan sonra yaklaşık 15 dakika kadar bize oksijen sağlayabilir. Uçak modeline göre de değişiklik gösterebilir.  Oksijen tüplerinin içinde saf oksijen bulunmamaktadır. Uçakta sıkıştırılmış saf oksijen bulundurmak çok tehlikeli olduğundan oksijen tüpünün içinde Baryum Peroksit adlı bir madde bulunur.

Ani basınç kaybı yaşanan durumlarda önce bilinç kaybı, hareketlerde yavaşlama, görüş bozukluğu yaşanmasına sebep olurken ileri durumlarda organlarda iflas, beyin hasarı ve ölüm gerçekleşebilir. Bu yüzden maske takmama gibi bir durum olamaz. Oksijen maskesini kendinize doğru çektiğinizde oksijen akışı başlamaktadır. Maskeyi taktıktan sonra torbanın şişmemesi gayet normaldir. Bu, maskenin bozuk olduğunu işaret etmez. Oksijen maskesi kabin içi oksijen azalması ya da basınç kaybı gibi durumlarda açılır ve bu durumlar genelde çok uzun sürmez ya da acil durumda pilotlar hemen inişe geçer. O yüzden kendinizi, çevrenizi ve kabin görevlilerini zor duruma sokmadan sizden istenileni yapın ve koltuğunuzdan ayrılmayın. Sizin ve uçaktakilerin sakin tavırlar o an için en önemli şeydir. Bunu unutmayın.

 

Spotter’lar Ne İş Yaparlar?

Türkiye de mesleki bir anlam son yıllarda kazanmış ama birçok yerde oldukça popüler olan bir meslek olan “havacılık fotoğrafçılığının” ismi spotterdır. Fotoğraf çekme eylemine spotting, fotoğrafı çeken kişiye ise spotter denir. Havacılığa ve fotoğrafçılığa merakı, ilgisi olan kişilerin zevkle yapabileceği bir iş bence. Fotoğraf çekerken yeni yerler görebilir yeni insanlarla tanışabilir ve yeni şeyler öğrenebilirsiniz.

Günümüzde birçok bilgiye ulaşmak çok kolay. Aynı durum uçuş bilgileri için de geçerli. Eğer kendinize gideceğiniz yerle ilgili, uçuşlarla ilgili, çekim yapacağınız saat, hava durumu gibi faktörlerle ilgili bir program hazırlarsanız ve elinizde profesyonel bir kamera bulunuyorsa sizin önünüzde durabilecek pek engel yok demektir. Fotoğrafçılık hakkında basit bilgiler, mükemmel pozu yakalamak için geçireceğiniz saatlerde fikir alışverişinde bulunabileceğiniz bir arkadaşınız varsa ve biraz da sabrınız bulunuyorsa neden siz de spotter olmayasınız? Spotter olmaya karar verirseniz fotoğraflarınız paylaşmaktan çekinmemelisiniz. Ayrıca havalimanlarının yasak olan bölümlerine girmemeli ve yasakları ihlal etmemelisiniz.  Eğer sizde spotter olmayı gerçekten düşünüyorsanız şimdiden alıştırma yapmaya başlamalısınız çünkü fotoğrafçılık hem de havacılık fotoğrafçılığı çok kolay bir iş değildir.

Gibraltar Uluslararası Havalimanı’nın Diğer Havalimanlarından Farkı Nedir?

Dünyanın birçok yerinde havalimanı bulunmaktadır. Bu havalimanlarının pistleri yapılırken dikkat edilmesi gereken noktalar bulunmaktadır. Pist uzunluğu, rüzgar, pistin materyali gibi. Ancak bazı havalimanları var ki pilotlar orada iniş kalkış yaparlarken iki kere düşünmek zorunda kalırlar. Bunlardan biri de Gibralta Uluslararası Havalimanı’dır. Nam-ı diğer Cebelitarık Uluslararası Havalimanı. Bu havalimanının da diğer “tehlikeli” havalimanları gibi kendine özgü bir olayı vardır. Havalimanı Birleşik Krallığına aittir ve çok fazla yolculuğa izin verilmez. Havalimanı İngiltere Savunma Bakanlığı’nın kontrolü altındadır. Tarifeli olarak İngiltere ve İspanya’ya uçuş yaparken sezonluk olarak Malta’ya da uçuş bulunmaktadır.

Havalimanları şehirden uzak insanları tehlikeye atmayan bir şekilde yapılandırılırken Gibraltar Havalimanı şehirden sadece 500 metre ileri kurulmuştur. Üstüne üstlük de pist trafik akışının olduğu bir yoldan geçmektedir. Yani pistten bir uçak geçeceği zaman tüm yaya ve araç trafiği duruyor. Güzel bir görsel şölende olsa tehlikeli olduğu gerçeğini değiştirmiyor. İlgili otoriteler tüm güvenlik önlemlerini aldıklarını belirtse de Cebelitarık Havalimanının en tehlikeli havalimanları arasında olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Eğer bir gün Cebelitarık şehrine ya da havalimanına yolunuz düşerse kendinize dikkat edip elinizi uzatsanız değebileceğiniz mesafede ki uçaklarla bol bol fotoğraf çekinmeyi unutmayın.

Dünyanın En Büyük Uçak Motoru Hangisidir? Özellikleri Nelerdir?

Boeing firmasının tasarladığı 737 Max uçaklarının yaşadığı kazalardan sonra firmayı toparlamak amacıyla geliştirilen 777X model uçağı için tasarlanan motorlar dünyanın en büyük uçak motorudur. General Electric’e ait GE9X adlı bu motor farklı uçaklardaki denemesinden sonra 777X’e takılacak. Firma GE9X motorunu 2016 yılından beri testlere tabii tutuyor. Testlerin büyük çoğunluğu Amerika’nın Ohio eyaletinde gerçekleştiriliyor. Birçok farklı testten geçen bu uçak ve motor en son eylül ayında stres testinde hasar almıştı ve yeniden geliştirilmek üzere hangara alınmıştı. Uzun yıllardır test aşamasında olan bu uçak ve motoru düzenlemelerden sonra geçtiğimiz ocak ayında yaptığı test uçuşunu başarıyla tamamladı.

Özellikleri Nelerdir?

Dünyanın en büyük uçak motorunun boyutu tam olarak Boeing 737’nin gövdesi kadar. General Electric firmasının mühendisleri tarafından üretilen ve geliştirilen motorun fan kanadı sayısını 22’den 18’e düşürmesi ve karbon fiber kompozitlerden tasarlaması motorun ağırlığını azalttı. 3D ile üretilen yakıt nozülleri, seramik kompozit malzemelerle üretilmiş parçaları sayesinde yakıt tasarrufunu %10 arttırıyor. GE9X 47.6’lık bir itiş gücüyle uçaklara birçok savaş motorundan daha yüksek bir itiş gücü kazandırıyor. Boeing, 737 Max’lerin kaybettirdiği para ve imajlarını bu uçak ve motoru sayesinde geri kazanabileceklerini düşünüyorlar. Şirket 400 milyon doların üstünde bir rakamla 777X uçaklarından 300’ün üstünde satış yaptıklarını belirtti aynı zamanda GE firması GE9X için QatarAirways, Lufthansa gibi havacılık sektörünün ileri gelen firmalarından 700’den fazla sipariş gelmiş. Umarız Boeing’in bu serisi ve en büyük motorları herhangi bir kaza yaşamaz.

Barra Havalimanı’nın Diğer Havalimanlarından Farkı Nedir?

Dünyanın en tehlikeli havalimanı sıralamasında en üst sıralardan girmeyi Barra Havalimanı dünyanın ilk plaj pistlerine sahiptir. İskoçya’nın Barra adasında yer alan bu pist 1930’lardan beri kullanılıyor. Adanın kuzeybatısında bulunur.

3 pisti bulunan havalimanında ki tüm pistler kum üstündedir. Uzunlukları 680 metre ile 846 metre arasında değişiklik göstermektedir. Pilotların en çok korktuğu havalimanlarından biri olan Barra Havalimanı, namına rağmen yılda 10 000 yolcu almaktadır.

Her yıl 1500 uçağın iniş kalkış yaptığı bu havalimanı her gün bir defa yaşanan gelgit yüzünden kapanıyor. Tüm uçuşların bu gelgite göre ayarlandığı havalimanında şu ana kadar herhangi bir kaza yaşanmamıştır. Kum piste iniş yapabilen küçük uçakların kullanıldığı havalimanı oldukça dikkat çekici yapısıyla insanları kendisine çekmektedir.

resmin alt tagı

Herkes İçin Havacılık Derneği, 2015 yılında öğrenciler tarafından kurulan ve yönetilen bir dernek olarak İLK ve TEK olma özelliğiyle havacılık tarihine imzasını bırakmıştır.

Bugün itibariyle ise 3150+ üyesi ve 7 temsilciliği ile Havacılığın En Büyük Sivil Toplum Kuruluşu haline gelmiştir.

Mail Formu

     

    İletişim

    Yenişehir Mahallesi Osmanlı Bulvarı No:2 Ayport Sitesi A Blok Ofis No:2
    Pendik/ İstanbul

    info@herkesicinhavacilik.com