resmin alt tagı

SR-71’in Özellikleri Nelerdir?

Hava araçlarının keşif-gözlem faaliyetleri amacıyla kullanılması bizi balonların savaşlarda kullanılmasına götürmektedir. Tarihte hava araçları, ilk önce keşif-gözlem amaçlarına hizmet etmiştir. Sonrasında kazanılan uçuş deneyimi ve gelişen teknoloji ile çeşitli mühimmatları taşıyıp kullanma kabiliyeti elde etmişlerdir. Bu gelişmeden sonra hava araçları ilk görevleri olan keşif-gözlemden sapıp hava desteği gibi taarruz görevlerine ağırlık vermeye başlamışlardır.

SR-71 Nereden Çıktı?

Amerika Birleşik Devletleri, Rusya’nın elinde bulundurduğu füzeleri ve diğer askeri ekipmanları gözlemlemek için gözlem uydularının yanında hava araçları da geliştirmekteydi. U-2 Dragon Lady uçağının düşürülmesinden sonra ABD’li yöneticiler “Olamaz, hava savunma sistemleri çok güçlü. Buna bir çözüm bulmalıyız.” derken, çözümü “Daha yükseğe çıkarsak belki bizi göremezler” olarak düşünmüşler ki, U-2’den daha yükseğe çıkan, daha hızlı ve daha kabiliyetli bir uçak yapıp hemen kullanmaya başladılar.

SR-71, ismindeki “R” harfinden de anlaşılacağı gibi Reconassiance yani keşif-gözlem uçağıdır. “S” harfine geldiğimizde ise bu platformun bir uzay aracı (Spaceplane) olduğu görülmektedir. 71 numarası ise tahmin edebileceğiniz üzere platformun tasarım numarasıdır. 1962 isimlendirme sistemine göre RS-71 olması gerekmektedir. Ancak zamanın yöneticilerinin dil sürçmesi nedeniyle SR-71 olarak anılmaktadır. (Platformun görevi, platform tipi – model numarası (GörevTip-Numara))

SR-71 Özellikleri

Bahsettiğimiz üzere SR-71 bir keşif-gözlem uçağıdır. Ve U-2 uçağının Sovyetler Birliği üzerinde “başarısız” olması üzerine geliştirilmiştir. O zamanlarda Sovyet hava savunma sistemlerinin çok yükseklere erişemediği düşünüldüğü için U-2’den de yüksek irtifalara çıkması planlanmıştı. SR-71, 85.000+ feet yüksekliğe, 3,2 Mach (5,900+ km/h) hıza ulaşabilmektedir. Sahip olduğu güçlü turbojet motorların yanında, tasarımı ve yüksek irtifalarda seyir etmesi nedeniyle çok yüksek hızlara rahatlıkla ulaşabilmektedir. Navigasyon konusunda da ayrı bir mühendislik harikası olan bu platform, yıldız referanslı navigasyon sistemlerinin yanında standart navigasyon sistemlerine sahiptir.

İnsan “Bu kadar yüksekten uçan bu platform nasıl casusluk yapıyor?” diye sormadan edemez değil mi? Hemen onu da açıklayalım. SR-71 platformumuz casusluk için şu sistemlere sahip: Elektronik istihbarat (ELINT) modülleri, yana bakan tarama radarları (SLAR), yüksek çözünürlüklü optik gözlem sistemleri, çeşitli kızılötesi sensörler, sentetik açıklıklı radar (SAR) ve savunma için elektronik tedbir sistemleri (ECM). Bu sistemleri korumanın yanında tabiki içindeki mürettebatı da korumak için %92 oranında titanyumdan imal edilen bu platform 11.000+ sorti görev yapmıştır. Ayrıca bu platform havada yakıt ikmali de yapabilmektedir.

SR-71’in bildiğimiz modeli dışında birkaç farklı modeli daha bulunmaktadır. Eğitim için SR-71B, CIA faaliyetleri için A-12 ve M-21, önleme faaliyetleri için ise geliştirilmesi planlanmış ancak başarılı olamamış YF-12A.

Çok uzun tutmak istemesem de M-21 modeli üzerinde durmak istiyorum. CIA tarafından kullanılan bu model, Lockheed tarafından geliştirilmiş D-21 İHA sistemini taşıyıp fırlatabilmekteydi. Çok başarılı bir proje olmasa da modern platform taşıyıcıları alanında önemli örneklerden biridir.

Günümüzün İleri Teknoloji Avcı Uçakları

Avcı uçakları ya da savaş uçaklarının hedef vurmak, uçakları etkisiz hale getirmek, keşif yapmak, personel ve mühimmat taşımak gibi amaçları bulunmaktadır. Genellikle küçük, hızlı, hafif ve manevra kabiliyeti yüksek uçaklardır. Bu uçaklar gelişen teknoloji şartlarına göre iyileştirilerek nesillere göre sınıflandırılmaya başlanmışlardır.

Avcı Uçağı Nesilleri ve Genel Özellikleri

  • Nesil Savaş Uçakları (1940-1950’ler) : Turbojet motor, ses altı hız, genellikle radar yok. Örnek olarak Messerschmitt Me 262 Schwalbe, Heinkel He 162 Salamander.
  • Nesil Savaş Uçakları (1950-1960’lar) : Yüksek hız, güdümlü füze ve radar kullanabilme. Örnek olarak North American F-100 Super Sabre, Convair F-102 Delta Dagger.
  • Nesil Savaş Uçakları (1960-1970’ler) : Ses üstü hız, gelişmiş silah sistemleri ve motorlar. Örnek olarak McDonnell Douglas F-4 Phantom, Northrop F-5 Tiger.
  • Nesil Savaş Uçakları (1970-1990’lar) : Dijital aviyonikler, uçuş kontrol sistemi, yükseltilmiş manevra kabiliyeti ve gelişmiş silah sistemleri. Örnek olarak McDonnell Douglas F-15 Eagle, Lockheed Martin F-16 Fighting Falcon.
  • Nesil Savaş Uçakları (1990-2000’ler) : Aviyonikler ve sınırlı gizlenebilirlik. Örnek olarak Dassault Rafale, Boeing F-15E Strike Eagle.
  • Nesil Savaş Uçakları (2005-Günümüz) : Gelişmiş radar ve ses üstü hızlarda uçuş, gelişmiş aviyonik sistemler, ileri düzey gizlenebilirlik. Örnek olarak Lockheed Martin F-22 Raptor, Lockheed Martin F-35 Lightning II.

Günümüzün Avcı Uçakları

Günümüzde kullanılan ve geliştirilmeye devam eden uçaklar gelişmiş aviyonik sistemlere, ses üstü hızlarda ardyanmasız seyire, ileri düzey gizlenebilirliğe ve gelişmiş radar sistemlerine sahiptirler. Yeni nesil uçakların daha hassas sensörleri, gelişmiş aerodinamik yapıları ve gelişen elektronik sistemleri sayesinde tespit edilmeleri daha zor hale gelmiştir.

5. Nesil Savaş Uçaklarının Genel Özellikleri

  • Daha gelişmiş manevra kabiliyeti
  • Ses hızının üzerinde seyir
  • Düşük termal iz ve radar görünürlüğü
  • Geliştirilmiş radar, bütünleşik görev sistemleri, sensörlerle desteklenen durumsal farkındalık
  • Geliştirmeye açık sistemler

5. Nesil Savaş Uçaklarının Kullanım Alanları

  • Hava-kara ve hava-hava vuruş, varyantları ile hava-deniz de görev alabilirler
  • Hava savunma ve taarruz görevleri
  • İstihbarat ve keşif
  • Elektronik saldırı

5. Nesil Savaş Uçakları

  • Lockheed Martin F-22 Raptor
  • Lockheed Martin F-35 Lightning II
  • Sukhoi Su-57
  • Chengdu J-20
  • Shenyang J-31
  • Mitsubishi X-2 Shinshin

Hayalet Uçaklar Radarda Nasıl Görünmez Olur?

Hayalet Uçak Nedir?

“Stealth” yani hayalet uçak, radar verilerinde görüntülenemeyen ya da görüntülenmesi çok güç olan uçaklara verilen yaygın bir isimdir.

Radar Nedir?

Radar sistemleri, havacılık alanında uçakların yerini tespit etmek amacıyla kullanılan oldukça başarılı sistemlerdir. Radarın çalışma prensibi temelde elektromanyetik dalgaları gönderip yansıyanları toplamaktır. Bir cisim radar tarafından gönderilen elektromanyetik dalgaları radara yansıtabilirse radarda görüntülemek mümkün olur. Ancak bu elektromanyetik dalgaları emerse ya da radara yansıtmak yere farklı yerlere yansıtırsa radardaki görüntüsü küçülür ya da radarda görüntülenemez.

Uçakları radarlarda görünemez yapmanın en temel yolu, radardan gönderilen elektromanyetik dalgaları yansıtarak alıcı antene ulaşmasını engellemektir. Hayalet uçakların tasarımı da bu doğrultuda yapılarak radarda görüntülenmeleri neredeyse imkansızlaştırılır. Görüntülenmeleri mümkün olsa bile bir kuş gibi görünür. Hayalet Uçakların Tasarımlarındaki Başlıca Prensipler

Hayalet uçakların radarda görüntülenememelerinin altında yatan en büyük sebep, tasarımlarıdır. Hayalet uçakların radarda görüntülenmesini önlemek amacıyla yapılan tasarım özellikleri şunlardır:

  • Radar dalgalarını soğuran kaplama kullanılarak elektromanyetik dalgaların alıcı antene ulaşması engellenir.
  • Metalik olmayan uçak iskeleti, uçağın radarda görünürlük oranını düşürmektedir.
  • Elektromanyetik dalgaları emici materyaller, elektromanyetik dalgaları yansıtmak yerine ısıya dönüştürürler.
  • Hedefe kilitlenirken yaydığı dalgalardan dolayı radara yakalanmamak için pasif kızıl ötesi cihazlar ve düşük seviyeli sensörler tercih edilir.
  • Yuvarlak olmayan egzoz borusu kullanılır ve kızılötesi cihazlara yakalanmayı önlemek amacıyla sıcak egzozun soğutulması sağlanır.
  • Kuşu andıran dış tasarım çok yükseklerde uçtukları için düşmanı aldatmaktadır.
  • Bir ses patlaması (sonic boom) yaşanmaması için düşük hızlarda uçacak şekilde tasarlanmıştır.

Hayalet Uçakların Radara Yakalanması Mümkün Değil Midir?

Hayalet uçakların radara yakalanma olasılığı sıfır değildir. Ancak normal uçaklara göre radara yakalanma olasılıkları çok düşüktür.

Hayalet uçakları tespit etmek için şu yöntemler kullanılabilir:

  • Düşük dalga frekanslı radar
  • Çoklu dalga yayıcı
  • Radarlardaki işlemci gücü
  • Kızılötesi arama ve takip sistemleri

Yolcu Uçakları Gösteri Uçakları Gibi Keskin Manevra Yapabilir Mi?

Boeing 787-9 Dreamliner uçağı Paris hava gösterileri için prova yaparken görüntülenmişti. Normal kalkış yapan uçak bir anda dikey bir şekilde yükselmeye başlamıştı. Böyle bir kalkışı normal havaalanlarında görmemiz mümkün değil.

Dik tırmanış büyük bir hava direnci ortaya çıkarır çünkü uçak ileri doğru giderken normalden daha az aerodinamik bir konumdadır. Uçağın hızını azaltır ve neredeyse durma noktasına gelmektedir. Bunun sırrı kanatların altında bulunan iki büyük General Electric motorunda yatıyor. Birden fazla motora sahip bütün uçaklar tüm motorları kullanmadan kalkış gücüne sahip olmalıdırlar. Yani uçak eğer 2 motora sahipse kalkışı tek motorla, dört motorluysa üç motorla kalkış yapabilmelidir.

Askeri uçaklar ise sesten hızlı uçabilen ve manevra yeteneği yüksek araçlardır. Bu sebeple bu tür dik manevraları ve kalkışları daha rahat yapabilirler. Uçaklar Nasıl Manevra Yapar?

Uçağı havada tutan dört temel kuvvet vardır bunlar taşıma, ağırlık itme ve sürükleme kuvvetleridir. Uçağa etki eden dört kuvvet birbirini dengelediği zaman uçak sabit hızda ilerler.

  • İstikamet Dümeni (Rudder) uçağın kuyruk bölümünde bulunur uçağın dönüş (yaw) kontrolünü ve uçuşta uçağın sağa, sola manevra yapmasını sağlar.
  • Elevatör ise uçağın yukarı aşağı (yunuslama) kontrolünü sağlar.
  • Aileron uçağın yatış (roll) kontrolünü sağlamaktadır. Aileronlar birbirinin tersi yönünde hareket sağlar. Yani kanadın altında hareket eden aileronlar çarpan hava sayesinde kanadı yukarı kaldırırken, yukarı çıkan aileronlar ise kanadı aşağı yönde hareket ettirir.

Uçakta Kanatlar Neden Altta, Üstte veya Ortada Olur?

Uçağı oluşturan temel yapılar içinde kanatların görevi, basınç farkı oluşturarak uçağın havaya kalkmasını ve havada tutunmasını sağlamaktadır. Bunun yanı sıra kanatlar, yakıt tankı olarak da kullanılmaktadır.

Farklı uçak tiplerine bakıldığında kanatların uçağa yerleştirilmesi bakımından bazı farklılıkları olduğu görülmektedir.

Kanadın konumu bakımından uçaklar 3 şekilde uçağa yerleştirilir;

  • Alttan kanat
  • Ortadan kanat
  • Üstten kanat

Alttan Kanat

Günümüz yolcu uçaklarında en çok kullanılan kanat tipidir. En önemli getirisi ise iniş takımlarının yerleştirilebilir olmasıdır. Aksi halde iniş takımlarının gövde içerisinde yerleştirilmesi gerekir ki nispeten küçük olan yolcu uçakları için istenmeyen bir durumdur.

Alttan kanat için diğer avantajlı bir durum ise hava aracı ile yer arasında bir tampon görevi görüyor olmasıdır. İstenmeyen bir durumla karşılaşıldığı zaman yere yakın kanatlar sayesinde durumlarda yere çarpma şiddetini hafifletilebilmektedir. Fakat bunun yanında uçağın itici güçlerinin de yere yakın olması gelecek tehlikelere karşı risk oluşturmaktadır.

Uçağın kanat kök kesitinin geniş bir alan kaplamasına imkân vermesi sağladığı diğer avantajlı bir durumdur. Bu sayede kanada daha fazla sivrilik verilip kanat girdabı etkileri azaltılabilir. Bu durum ise kanat verimliliği açısından oldukça faydalıdır. Ortadan Kanat

Ortadan kanat yerleşimine bakıldığında bu kanadın en önemli avantajı kanat-gövde birleşmesi için asgari bir alana ihtiyaç duymasıdır. Yani bu demek oluyor ki yüzey azaldığı için doğrudan sürtünme azalmaktadır diğer bir ifade ile sürüklemeyi azaltmaktadır.

Ortadan kanat yerleşimindeki en önemli problem ise yayılı bir alanda olan taşıma kuvvetleri sebebiyle oluşan eğilme momentini karşılamaktır. Bu eğilme momentini karşılamak için gövde içinden geçmesi gereken yapısal düzenlemeler vardır. Bu durum ise gövde hacminin verimli kullanılmasını engeller. Uçağın boş ağırlığının artmasına sebep olan hantal halka kirişleri de kullanmak zorunlu hale gelmektedir. Bu sebeplerden ötürü günümüzde çok tercih edilmez. Üstten Kanat

Genellikle kargo uçaklarında tercih edilen bu kanat yerleşimi sayesinde uçağa yapılan yükleme ve boşaltmalar daha rahat olmaktadır.

Diğer bir avantajı bu kanat yerleşiminin uçağa kazandırdığı kararlılıktır. Kötü hava şartlarında karşılaşılan hava burgaçları, kanadın uçağa kazandırdığı kararlılık sayesinde fazla müdahale gerektirmeden çözülebilmesidir. Fakat uçağın bu kararlılık durumu manevra kabiliyetini de etkilemektedir. Manevra kabiliyetini azalttığı için pilotların işini zorlaştırabilmektedir.

Kanatların yerden yüksek olması “Yamaha” (Yabancı Madde Hasarı) zararını en aza indirmektedir. Fakat kanatlar yerden yüksekte olduğu için gövdeye takılan iniş takımları yapısal olarak uçağı zorlayabilmektedir.

resmin alt tagı

Herkes İçin Havacılık Derneği, 2015 yılında öğrenciler tarafından kurulan ve yönetilen bir dernek olarak İLK ve TEK olma özelliğiyle havacılık tarihine imzasını bırakmıştır.

Bugün itibariyle ise 3150+ üyesi ve 7 temsilciliği ile Havacılığın En Büyük Sivil Toplum Kuruluşu haline gelmiştir.

Mail Formu

     

    İletişim

    Yenişehir Mahallesi Osmanlı Bulvarı No:2 Ayport Sitesi A Blok Ofis No:2
    Pendik/ İstanbul

    info@herkesicinhavacilik.com