resmin alt tagı

Havacılıkta En Sık Karşılaşılan Arızalar Nelerdir?

Havacılıkta En Çok Karşılaşılan Arızalar

Havacılık, günümüzde en güvenli ulaşım araçlarından biri olarak kabul edilse de teknik arızalar her zaman ihtimal dahilindedir. Bu arızalar, uçuş gecikmelerine, iptallere ve hatta kazalara yol açabilir. Bu yazıda, havacılıkta en çok karşılaşılan arızalara ve bunların etkilerine göz atacağız.

  1. Motor Arızaları: Uçak motorları, karmaşık ve hassas cihazlardır. Yüksek sıcaklık ve basınç altında çalışırlar ve bu durum arıza riskini artırır. En yaygın motor arızaları arasında şunlar yer alır:
  • Yakıt sistemi arızaları: Yakıt sızıntıları, tıkanmalar veya pompalarda arızalar motorun durmasına neden olabilir.
  • Hava girişi arızaları: Hava girişlerindeki tıkanmalar veya buzlanma motorun gücünü düşürebilir veya durmasına neden olabilir.
  • Yağlama sistemi arızaları: Yağ sızıntıları veya yağ pompasında arızalar motorun aşınmasına ve hasar görmesine neden olabilir.
  1. Hidrolik Sistem Arızaları: Uçakların hidrolik sistemleri, kanatçıklar, iniş takımları ve frenler gibi birçok önemli sistemi çalıştırır. Hidrolik sistemde bir arıza meydana gelirse, bu sistemlerin işlevini yerine getirmesi engellenebilir ve uçuş güvenliği tehlikeye girebilir.
  2. Elektrik Sistem Arızaları: Uçakların elektrik sistemleri, birçok kritik sistemi çalıştırır. Elektrik sisteminde bir arıza meydana gelirse, bu sistemlerin işlevini yerine getirmesi engellenebilir ve uçuş emniyeti tehlikeye girebilir.
  3. Aviyonik Arızaları: Uçakların aviyonik sistemleri, navigasyon, iletişim ve uçuş kontrol sistemlerini içerir. Aviyonik sistemde bir arıza meydana gelirse, pilotların uçağı güvenli bir şekilde kontrol etmesi zorlaşabilir.
  4. Hava Durumu ile İlgili Sorunlar: Kötü hava koşulları, uçuş gecikmelerine, iptallere ve hatta kazalara yol açabilir. Yoğun sis, şiddetli yağmur ve fırtınalar uçuş emniyetini tehlikeye atabilir.

Arızaların Etkileri: Havacılıkta karşılaşılan arızalar, uçuş gecikmelerine, iptallere ve hatta kazalara yol açabilir. Bu durum, yolcular için zaman kaybına, maddi zarara ve hatta can kaybına neden olabilir. Havayolu şirketleri de arızalar nedeniyle büyük maddi kayıplar yaşayabilir.

Arızaları Önleme: Havacılık sektörü, arızaları önlemek için birçok önlem almaktadır. Bu önlemler arasında şunlar yer alır:

  • Düzenli Bakım: Uçaklar, sıkı bir bakım programına tabi tutulur. Bu program, olası arızaları önceden tespit edip düzeltmeyi amaçlar.
  • Eğitim: Pilotlar ve teknisyenler, arızaları nasıl tespit edip düzeltecekleri konusunda düzenli eğitim alırlar.
  • Teknoloji: Havacılık sektörü, arızaları önlemede yeni teknolojiler geliştirmeye devam etmektedir.

Havacılıkta arızalar her zaman risk teşkil etse de sektör bu riski en aza indirmek için birçok önlem almaktadır. Düzenli bakım, eğitim ve yeni teknolojilerin kullanımı ile havacılık emniyetinin artırılması için çalışmalar devam etmektedir.

 

FOD Nedir?

Havacılıkta farklı türde hasarlar vardır. Bunların en önemlilerinden biri yabancı madde hasarıdır (FOD). Yabancı madde; sistemli bir parçanın, aracın güvenilir bir şekilde çalışmasını veya performansını olumsuz yönde etkileyebilecek fiziksel ya da ekonomik unsurlardır. Literatürde Foreign Object Damage olarak adlandırılır. Bu hasarlar uçak, destek ekipmanları ve uçak motorları için tehdit oluşturan yabancı maddelerin sebep olduğu hasarlardır. Uçak motorlarının yerde iken yabancı maddelerin motorun içine çekilmesi, motor parçalarının içine girince sistemlerin tamamen arızalanmasına ya da devam uçuşun emniyetsiz olmasına neden olmaktadır.

FODRAD Nedir?

Pist üzerindeki yabancı maddeleri tespit ederek operatöre uyarı verir. Yabancı maddenin pist üzerindeki konumunu ve anki görüntüsünü kamerayla operatöre gösteren radar sistemidir. FODRAD ülkemizde geliştirilen ilk FOD tespit radarıdır. İlk olarak Uluslararası Antalya Havalimanına kurulmuştur.

Temel Özellikler

  • Her piste 4 adet milimetre Dalga Radarıyla 4 adet gece ve gündüz görüşlü optik sensör,
  • Milimetre-dalga radar ağı ve veri füzyonuyla 7/24 sürekli otomatik gözetleme,
  • Pist haritasında FOD’un konumunu ve kamera görüntüsünü gösterme,
  • Optik sistemde sis/titreşim/gürültü giderme, IR aydınlatmayla gece görüş yeteneği,
  • Tek merkezden izleme ve kumanda olanağı,
  • 5 yıl süren veri ve görüntü kaydı,
  • Tespitlerden ortaya çıkmış istatistiksel bilgilerin çıkarımları ve raporlanması,
  • FOD tespiti edildiğinde sesli ve/veya görsel uyarı oluşturulması, gerçek zamanlı gösterimi,
  • FAA (Federal Havacılık İdaresi) kriterlerini karşılayacak şekilde oluşturulan tasarım.

Tehdit ve Hata Yönetimi (TEM) Modeli Nedir?

TEM modeli, pilotların ve uçuş ekibinin yapacağı olası hataların önlenmesi ve bu hataların tespiti üzerinde kurulmuş, güvenlik yönetim yaklaşımı olarak tanımlanabilir. Bu yaklaşıma göre özellikle insan kaynaklı hataların temelinde; gelen tehdidi anlamama, çözüme kavuşturamama ve sonrasında hataya sürüklenme durumu yatmaktadır.

TEM çerçevesi Texas Üniversitesi’ndeki psikologlar tarafından 1994 yılında geliştirilmiştir.  Bu çerçeve Mürettebat Kaynak Yönetimi stratejilerini kullanarak uçuş gerçekleştiren ekibe hata ve tehdit konusunda kapsamlı eğitimler vermektedir. Özellikle uçuş esnasında karşılaşılan problemlerin hızlı bir şekilde çözülmesi gerekliliği, bu modelin destekleyicilerini arttırmış havacılıkta da kullanılmaya başlanmıştır.

Modeldeki Tehdit Örnekleri Nelerdir?

  • Dikkatsizlik
  • Kaçırılan yaklaşma
  • Yoğun hava trafiği
  • Zaman baskısı
  • Uçuşun sapması
  • Hava durumu
  • Otomatikleşme
  • Yabancı olunan havalimanı

Tehdit ve Hata Yönetimi (TEM) Modelinin Önemi

Bu model özellikle pilotun psikolojik durumuyla alakalı hataları yönetmekte büyük bir öneme sahiptir. Teknik bilgilere sahip olma konusunda problem yaşamayan uçuş ekibi, emniyet ile alakalı konularda tecrübeler sonrası etkili kararlar alabilir, bu da hata ve tehdidi arttırıp uçuşu tehlikeye sokabilir. Uçuşun tehlikeye girmemesi için öncesinde alınan emniyet eğitimi ekibin hem farkındalığını hem de bilgi kaynaklı stresini azaltır.

SHELL Modeli Nedir?

Shell modeli 1972 yılında Edwards tarafından geliştirilmiş, 1984 yılında Hawkins tarafından “Yapı Taşları” adı verilen model ile açıklanmıştır. Havacılık sektöründe insan faktörlerini, havacılık ve çevre arasında ilişkiyi, sistem kaynaklarını açıklamak için geliştirilmiş kavramsal bir yaklaşımdır. Bu modelin ismi bileşenlerinin baş harflerinden oluşmaktadır: software (yazılım), hardware (donanım), environment (çevre), liveware (insan).

İnsan-İnsan

Çalışan personeller faaliyetlerini sürdürürken diğer personellerle etkileşim içindeler. İnsan-insan etkileşimi çalışanın performansını etkileme potansiyeline sahip olduğu için insanlar arası ilişkinin iyi düzeyde olması gerekir. İletişim, liderlik, takım ruhu, ekip çalışmaları gibi teknik olmayan becerilerden kaynaklanan sorunların önüne geçmeyi hedefler. Bu ilişkileri iyileştirmek için zaman yönetimi, stres yönetimi, iletişim, liderlik, karar alma vb. gibi konuları kapsayan eğitimler düzenlenir.

İnsan-Yazılım

İnsan ile fiziksel olmayan unsurlar arasındaki ilişkiyi içerir. Kitaplar, bilgisayarlar, iş ilanları, semboller, yöntemler örnek gösterilebilir. Hava yollarında kullanılan levhalar, işaretleme sembolleri veya operasyon sırasında kullanılan check-list gibi örnekler hata yapmayı engellemek içindir.

İnsan-Donanım

İnsanların çalışırken kullandıkları araç gereçler veya donanım ile arasında olan ilişkilerdir. İnsanların konforlu çalışması adına yapılan daha rahat koltuklar, masalar gibi çalışma alanlarını kapsar. Çalışana zaman tasarrufu sağlayacak sistemler ya da kod-konum gibi kolaylık sağlayacak kumandalar örnek gösterilebilir.

İnsan-Çevre

Tamamen insan kontrolü dışında gerçekleşen hava olayları gibi durumlardır. Bu bileşende gerçekleşebilecek her unsur insanların kararını ve davranışını etkileyebilecek düzeydedir. Sıcaklık, yağış gibi olaylar havacılıkta pist ve iniş-kalkışı etkileyen önemli faktörlerdir.

Pistte Oluşan Lastik İzleri Nasıl Temizlenir?

Havaalanındaki uçak pistlerine bakıldığında pist üzerinde bir takım lastik izleri olduğu gözlenmektedir. Lastik izi, uçak tekerleğinin piste teması sonucunda sırt deseninin oluşturduğu izdir.

Pistte Lastik İzleri Nasıl Oluşur?

  • Uçak iniş yaptığı sırada iniş takımlarındaki tekerleklerin dönmemesiyle.
  • Hareket etmeyen uçak, pist içerisinde sürüklerken.
  • İniş esnasındaki uçağın iniş takımlarının ilk asfaltla temasında.

Pistteki Lastik İzleri Nasıl Temizlenir?

Pist üzerindeki lastik izleri aslında kauçuktur. Pistin temizlenme kısmında yapılan işlem pist üzerinden kauçuğun çıkarılmasıdır. Temizlik işleminde yüksek basınçlı su, kimyasal temizleme ve mekanik kaldırma yöntemleri kullanılmaktadır.

Yüksek Basınçlı Su

Pist, yüksek basınçlı su tekniği ile temizlenir. Yüksek basınçlı su operasyonlarının, hava sahasının bütünlüğünü bozduğu ve birden fazla kullanımdan sonra pist yüzeyini bozduğu bilinmektedir.

Kimyasal Temizleme

Pistin kimyasallar kullanılarak temizlenmesi, pist yüzeyinin fırçalanması ve ardından düşük basınçlı su kullanılarak temizlenmesidir. Kimyasalların lastik ile reaksiyona girmesinden dolayı pistin temizliği yapıldıktan sonra pist bir süre kullanılmamaktadır.

Kauçuk Birikmesi Ne Tür Sorunlara Yol Açar?

Pist üzerindeki kauçuk birikimi pistin sürtünmesini olumsuz etkiler ve uçağın fren performansını düşürür. İniş halinde bir uçağın piste indiği anda suda kızaklama (tekerleklerin kayması) durumunu ortaya çıkarabilmektedir.

Havacılıkta Olumlu Emniyet Kültürü Nasıl Oluşturulur?

Havacılık faaliyetlerinin ilk başladığı yıllarda uçak kaza sebeplerinin çoğunun teknik faktörlerden dolayı ortaya çıktığı görülmüştür. Günümüzde ise teknik faktörler yerini insan ve örgütsel faktörlere bırakmıştır. Bu tür kazaların yaşanma olasılığını en aza indirmek için çalışanların emniyet kültürünü benimsemesi gerekmektedir.

Havacılık Emniyeti

Sivil havacılık faaliyetlerinin, gerçek hayat şartlarında, tüm bilinen risk faktörlerinin ortaya konulduğu ve kaçınıldığı, kabul edilebilir risk seviyelerinde gerçeklemesiyle hava aracı kazalarından muaf olma, kazalara ya da olaylara sebep olabilecek faktörlerin ortadan kaldırılmış olması halidir.

Emniyet Kültürü

Emniyet konusunda örgütün sahip olduğu yerleşik inançlar ve değerler kümesidir. Örgüt kültürünün bir alt kültürüdür. Örgüt yöneticilerinin alması gereken sorumluklarla belirlenir. Bütün seviyelerdeki personelin emniyet konusundaki tutumudur. Olumlu Emniyet Kültürü Bileşenleri

  • Raporlama Kültürü: Çalışanlar potansiyel tehlikeler ve risklerle ilgili bir durum yaşandığında buna kendi hataları dahil özgürce ve gönüllü olarak rapor etmelidir. Bu raporların gizliliği sağlanmış, gönüllü bildirimleri teşvik eden ve bildirildiği zaman çalışanların cezalandırılmadığı bir sistem olması gerekir.
  • Bilgilendirme Kültürü: Emniyetin sağlanması için toplanan bilgi; teknik faktörlerden, insan faktörlerinden, örgütsel faktörlerden, kazalardan, olaylardan ve denetlemelerden elde edilir. Bu bilgiler toplandıktan sonra analiz edilir. Raporlama kültürünün yaygınlaşması hedeflenir.
  • Öğrenme Kültürü: Çalışanların, becerilerini geliştirir. Bilgilerini güncel tutarlar. Emniyetle ilgili her olaydan ders çıkartılır ve gereken değişimler aksatılmadan gerçekleştirilir.
  • Esneklik Kültürü: Örgütün değişimlere bağlı olarak yeni şartlarda da potansiyel tehlikelerle ve risklerle karşılaştırıldığında yapısal olarak uyguladıkları yöntemleri değiştirmeleri, yeni eğitimler düzenlemeleri, yeni ikazların geliştirilmesi gerekebilir. Bu durumlarda da üst yönetimin desteği gözle görülebilir seviyede olmalıdır.
  • Adalet Kültürü: Çalışanların raporlamalardan korkmasını ortadan kaldırılması hatta buna teşvik edilmesi için güvene dayalı bir ilişki bulunur. Yöneticiler, çalışanları suçlamak yerine olayı detaylıca incelediklerinde bilgilenecekleri bilincini oluşturmayı hedeflerler. Bu şekilde emniyeti arttırabileceklerini bilirler.

Havacılık Örgütlerinde Olumlu Emniyet Kültürünün Geliştirilmesi

Emniyet için gereken kurallar sadece merkez tarafından belirlenirse ve uygulamada çalışanlar bunu benimserken bazı sorunlar ortaya çıkabilir. Emniyetin sağlanması için en büyük güvence, emniyet konusunda duyarlı, bilgili ve biri diğerini olumlu etkileyen çalışanlardır. Nitekim Reason, “emniyetin tesis edilerek sürekliliğinin sağlanmasında, en etkin faktör insandır” demektedir.

Olumlu bir emniyet kültürünün benimsenmesi ve güçlenmesi için üst yönetimin desteği zorunludur. Olumlu bir emniyet kültürünün oluşması için örgütün bunu benimsemiş olması gerekir. Güven kavramı, örgütteki insan ilişkilerini yapıcı olmasını sağlayarak başarı elde ettirir. Bazı araştırmalardan elde edilen sonuçlara göre örgütte birbirine güvenen çalışanlar tarafından yüksek motivasyon, yüksek performans, etkili iletişim ve daha yenilikçi düşünce üretiminin olduğu fark edilmiştir. Aslında böylelikle emniyetin sağlanması için raporlama kültürü güven çerçevesinde yaygınlaşmaktadır.

Olumlu emniyet kültürünün oluşmasında rol oynayan bir diğer unsur adalettir. Ödül ve cezaların nasıl olması gerektiği konusunda ortaya çıkan sosyal kurallar örgütsel adaleti meydana getirir.

Olumlu Emniyet Kültürünün Karakteristik Özellikleri 

  • Karşılıklı güvene dayalı iletişim vardır.
  • Emniyetin güvence altına alınması için yüksek çaba sarf edilmelidir.
  • Önleyici tedbirlerin etkin olduğuna dair güven hissedilmelidir.
  • Olumlu emniyet kültürünün tesis edilmesi ve geliştirilmesi için yönetime düşen görevler vardır. Bu çabaların sonucunda; örgüt kültüründe emniyeti güçlendirecek değişim gerçekleşir, çalışanlara kültürel unsurlar aracılığı ile iletilir ve onların davranışlarını etkiler.

Olumlu emniyet kültürünün güçlenmesi için örgüt kültürünün ideal davranışları desteklemesine duyulan ihtiyacı bir kez daha farkına varırız.

Havacılıkta Hata ve İhlal Arasındaki Fark Nedir?

Havacılık faaliyetlerinde çok büyük bir önem taşıyan emniyet kavramı şöyle açıklanır; “hata ve ihlallerden kaçınarak kural koyucuların organizasyonları ile uyum içinde kazalardan, ciddi olaylardan, tehlikelerden, yaralanmalardan, ölümlerden kötü bir sonuca sebep olan veya olabilecek etkenlerden uzak olma durumu” olarak tanımlanmaktadır.

Emniyetsiz hareketler, iki kategoriyle tasnif edilmektedir.

  • Hata: Akıl yürütme ve fiziksel durumların istenen sonucu başaramamasıdır.
  • İhlal: Kural ve yönetmelikleri bilinçli olarak önemsememektir.

Havacılık emniyetinde kazalara sebep olan kusurlar, hata ve ihlal olarak iki farklı kavram şeklinde ayrılmaktadır. Hatalar ve ihlaller arasındaki temel fark, personelin niyetidir. Kural ve prosedürleri usulüne uygun şekilde uygulayarak elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan ancak hedefine ulaşamayan bir yetkili personel ‘hata’ yapmış olmaktadır. Havacılıkta, bir kaza gerçekleşmeden önce milyonlarca operasyonel hatanın yapıldığı istatistiksel olarak onaylanmıştır.

Başka bir deyişle kural ve prosedürlere bilinçli olarak uymayan yetkili personel için ‘ihlal’ söz konusu olmaktadır. İhlaller genel olarak durumsal ve rutin ihlaller olmak üzere iki farklı duruma ayrılmaktadır. Durumsal ihlaller, zaman baskısı veya yüksek-ağır iş yükü gibi, anlık faktörlerden kaynaklanmaktadır. Rutin ihlaller ise iş akışının içerisinde sürekli tekrar edilen durumların ve bu nedenle de zamanla iş yapmanın normal yolu gibi görülmeye başlanan ihlallerdir. Hata ve İhlal Arasındaki Belirgin Fark Nedir?

Hata, istek dışı standarttan farklı hareket, uygulama olarak adlandırılır. Bu hepimizin günlük hayatta yaptığı kasıtsız bir hareket. Yapılacak iş bilerek farklı yapılıyorsa bu kasıtlı bir davranış olarak değerlendiriliyor bu da ihlal olarak karşımıza çıkıyor.

Dirty Dozen Nedir?

Dirty Dozen kavramı en yaygın insan hatalarını ifade eder. 12 maddeden oluşur. İlk olarak Kanada Sivil Havacılık Otoritesi (Transport Canada) tarafından ortaya çıkarılmış ve insan faktörü eğitimlerinin içeriğine dâhil edilmiştir. Bu 12 madde şu şekildedir:

  • İletişim Eksikliği
  • Kendine Güvenme
  • Bilgi Eksikliği
  • Zihin Dağınıklığı
  • Ekip Çalışmasında Eksiklik
  • Yorgunluk
  • Kaynak Eksikliği
  • Baskı
  • Özgüven Eksikliği
  • Stres
  • Bilinçsizlik
  • Normlar

Havacılık Güvenliği ile Havacılık Emniyeti Arasındaki Fark Nedir?

Emniyet; güven, güvenlik gibi kelimelerle bağdaşır. Tedbirleri yaşam ya da ölümle ilgili büyük sonuçlanmaması için alınmasıdır. Güvenlik; toplum yaşamında insanların refahı için yasal olan düzenin aksamadan devam etmesi, bireylerin korkusuzca yaşayabilmesi için sağlanan olanaklardır. Havacılık Emniyeti

Havacılık emniyeti ile ilgili zıt düşen en önemli kavram “risk” kavramıdır. Risk kelimesi ise en genel şekilde; belirli bir zaman dilimi içinde herhangi bir olumsuz durum ile karşılaşmamayı istemek ve beraberinde oluşturacağı herhangi bir tehlike ile karşılaşma olasılığıdır.

Havacılık Emniyeti, hava sektöründe oluşabilecek tüm risklerin, insan hayatını tehlikeye atan durumların, sabotaj ve terör gibi suç olaylarının kanunsuz şekilde yaşanmaması için alınan tüm önemleri kapsar. Gerekli tedbirlerin alınmasıyla risk olasılığını en aza indirmeyi amaçlar.

Havacılık Güvenliği

Havacılıkta güvenlik kavramı havacılık sektöründe en önemli kuruluşlardan birisi olan Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı (International Civil Aviation Organization-ICAO) tarafından geniş bir tanım yapılmıştır. “Uluslararası sivil havacılığı kanunsuz eylemlere karşı korumayı amaçlayan çeşitli önlemler ile insan ve malzeme kaynaklarının birleşimi” olarak tanımlamaktadır. Emniyet ve Güvenlik Kavramları Arasındaki İlişki ve Farklar

Havacılık emniyetinin tamamen sağlanması halinde güvenliğin de yeterli olduğu söylenebilir. Havacılık emniyeti tüm havacılık güvenliğini kapsayan daha geniş bir alandır.

Havacılık sektöründe iki kavram arasındaki en büyük fark uçuşun gerçekleştirildiği operasyonel zamanlarda ortaya çıkmaktadır. Bu sürede oluşan riskler, ortaya çıkış durumuna göre, “kasıtlı” ve “kasıtsız” olarak ikiye ayrılır. Kasıtlı olarak ortaya çıkan durumlar “güvenlik” kavramı kapsamında ele alınırken, kasıtsız olarak ortaya çıkan durumlar “emniyet” kavramı kapsamında değerlendirilir. Bu bakış açısı ile havacılık sektöründe güvenlik ve emniyet kavramları genel olarak birbirinden bu şekilde ayırt edilebilir.

Apronda Neden Fosforlu Kıyafetler Giyilir?

Havacılık kuralları kan ile yazılmıştır…

Maksimum dikkat isteyen sektörlerden birisi havacılıktır. En ufak bir hatada sadece maddi değil ciddi oranlarda can kayıpları da yaşanmaktadır. Bununla birlikte havacılık otoriteleri belli kurallar çerçevesinde yönetmelikler yayınlamaktadır. Ülkemizdeki havacılık kurallarını belirleyen ve bunları yayınlayan Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, birçok senaryoyu göz önüne alarak yönetmelikler veya kılavuzlar yayınlamaktadır.

Apron operasyonlarının emniyetli bir şekilde gerçekleştirilmesi için SHGM tarafından “Apron Operasyonları Emniyet Kılavuzu” yayınlanmıştır.  Bu kılavuz içeriğinde genel bilgilerin yanı sıra iş güvenliği ve sağlığı hakkında da kullanılması gereken koruyucu giysi ve ekipmanlar bulunmaktadır.

Apron personeli gerekli durumlarda emniyet ayakkabıları, eldivenleri, dizlikleri, görünürlüğü yüksek fosforlu kıyafetler, kulak tıkaçları ve güneş gözlükleri kullanmalıdır. Apronda, görünürlüğü yüksek fosforlu giysilerin giyilmesi emniyet açısından büyük öneme sahiptir. Dikkat çekici olan bu fosforlu kıyafetler apronda herhangi bir istenmeyen olay yaşanmaması için kullanımı zorunludur.

Milyonları Kurtaran Fosforlu Kıyafetler

Üzerinde ışık yansıtan reflektör şeritlerin bulunduğu kıyafetler iş güvenliği açısından sadece havacılıkta değil birçok tehlike içeren sektörde kullanılmaktadır. Gece ve gündüz şartlarında kişilerin farkındalığını sağlamak için üretilen bu özel giysilerin kullanımı zorunludur.

IATA (Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği), apron personeli tarafından gün boyunca dikkat çeken fosforlu kıyafetler kullanılmasını zorunlu kılmaktadır. Düşük görüş koşullarında personelin fark edilmesini sağlayan bu kıyafetler yaralanmaları önlemek için gereklidir. Fosforlu Kıyafetlerin Renk ve Bedenleri

Fosforlu kıyafetlerin renkleri, gündüz görüşü kolaylaştırmak adına turuncu, sarı veya kırmızı renkteki fosforlu kumaşlardan yapılmaktadır. Önünde ve arakasında bulunan ışık yansıtıcı reflektörler sayesinde geceleri fark edilir olmaktadır. Fosforlu kıyafetler, bir yere takılmaması için personelin üzerine tam oturmalıdır. Aynı zamanda kişisel koruyucu donanımlar, 28695 sayılı Kişisel Koruyucu Donanımların İşyerlerinde Kullanılması Hakkında Yönetmeliğe uygun olmalıdır.

Anti Collision Beacon (ACB) Nedir?

Beacon ışıkları uçakların gövdesinde ve altında bulunur. Bunlara Beacon ışıkları ya da Anti Collision Beacon (ACB) denir. Uçakların motorları çalıştığı andan itibaren bu ışıklar yanmak zorundadır. Motor kapatılana kadar havada ve yerde sürekli olarak ışıldayarak yanıp sönmeye devam eder. Bu ışıklar gece gündüz güvenlik amacıyla ve motorun çalıştığını göstermek için yanmaya devam ederler. Motorlar kapatıldıktan sonra bir müddet daha yanıp söner ve sonrasında durur.
Beacon ışıklarının diğer bir amacı ise pilotların, yer ekibi ile görsel iletişimde olmasını sağlamaktır.

Gövdenin altında ve üstünde olmak üzere toplam 2 adet Beacon ışıkları vardır. Flip-flop şeklinde devamlı olarak yanıp sönmeye devam eder. Bu ışıklar kırmızı renkte yanar. Navigasyon ışıklarından sonra motorun çalıştığını göstermek amacıyla yandığı için gece gündüz fark etmeksizin gerekli durumlarda mutlaka yanmalıdır.

Anti Collision Beacon (ACB) Işıklarının Açık Olduğu Durumlar

Beacon ışıklarının açık olduğu durumlarda motor çalıştığı için uçağa yaklaşılmamalı ve bu bölgeden uzak durulmalıdır. Personel haricinin yaklaşmaması gerekir. Beacon ışıklarının açık olduğu durumlarda uçağa yalnızca GPU bağlanabilir. Gerek duyulursa sadece ön dikme takozları değiştirilebilir. Anti Collision Beacon (ACB) Işıklarının Önemi

Uçaklarda 2 tip motor bulunur. Bu motorların çalışma prensipleri sebebiyle kurallara uyulmadığı takdirde kazalar ölümle sonuçlanabilir. Bu yüzden Beacon ışıklarına dikkat edilmelidir.

Aldis Lambası Nedir?

Aldis lambası, uçak pilotu ile kule operatörü arasında iletişimi sağlayan sistemlerin devre dışı kalması sonucunda, mors kodları ile haberleşmeyi sağlamak amacıyla, kontrol kulesinde bulunan sinyal lambasıdır. Farklı renklerde sinyal vermektedir. Havacılıkta da kullanılan bu lamba, denizcilik alanında da kullanılmaktadır. Aldis Lambasının Tasarımı

Aldis lambası, lambanın önüne monte edilmiş panjurların manuel olarak çalıştırılan bir basınç anahtarıyla veya daha sonra üretilen versiyonlarında otomatik olarak açılıp kapatılmasıyla odaklanmış bir ışık darbesi üretir. Işığı darbelere odaklamak için içbükey bir ayna bir tetikleyici tarafından eğilir.

Lambalar genellikle optik görüş ile donatılmıştır. En sık deniz gemilerinde ve hava trafik kontrol kulelerinde kullanılmakla birlikte renk sinyalleri kullanılarak mors alfabesiyle mesajlar aktarılmıştır.

Lambanın üzerindeki deklanşörü açıp kapatan bir kolu çevirerek, mesajları iletmek için ışık yanıp sönmeleri kullanılmıştır.

Parlak güneş ışığı koşullarında bile ufka sinyal vermek için karbon ark lambası kullanılmıştır. Aldis Lambası Nasıl Çalışır?

Aldis lambası, iki tetikleyici tarafından çalışır. İlk tetik daha büyük olup lambayı aydınlatırken, ikinci tetik daha küçük olup lambanın içinde ışık huzmesi yükselten bir reflektör çalıştırır.

Aldis lambasının çalışma yöntemi ünite üstündeki görüşü kullanarak uçağa nişan almaktır. İlk tetik kullanılarak lamba aydınlatılır. Kontrolör daha sonra ikinci tetiği kullanarak reflektörü çalıştırır ve ışık huzmesinin görüş alanı pilot ile hizaya getirilir.

Havacılıkta Emniyet Kültürü ve Reason’un Emniyet Kültürü Modeli

Havacılığın ilk yıllarında ortaya çıkan kaza veya bu tür olaylar incelendiğinde sorunların genellikle teknik açıdan olduğu gözlemlenmektedir. Günümüzde ise teknolojinin gelişmesiyle birlikte bu teknik sorunlar yerini insan faktörü ve örgütsel faktörlere bırakmıştır. Bu da emniyet faktörünün alanının ve sorumluluğunun gelişmesine sebep olmuştur.

Emniyet Kültürü Nedir ve Ne Zaman Ortaya Çıkmıştır?

Emniyet kavramı; insan faktöründen oluşabilecek sorunları önlemek amacına dayanır. Bir uçağın kaza sebebi araştırıldığında ve analiz edildiğinde organizasyonel hatalar olduğu görülür. Bu da kurum içerisinde “emniyet kavramı”nın önemini gösterir.

Bu açıdan herhangi bir kurumda herhangi bir pozisyonda çalışan her kişinin hata önlemede aktif rol alması gerekmektedir.

Emniyet kültürü, emniyete ilişkin paylaşılan inanışlar, değerler, uygulamalar ve tutumlardır. Emniyet kültürü kavramından ilk kez 1986 yılında Çernobil nükleer faciasından sonra hazırlanan hata raporunda bahsedilmiştir. Bunun nedeni ise bu facianın sebebinin örgütsel sorunlardan kaynaklanmasıdır.

Reason’un Emniyet Kültürü Modeli

James Reason’a göre emniyet kültürü, herkesin kullandığı ancak çok az kişinin gerçek anlamı veya nasıl ölçüleceği üzerinde uzlaştığı bir kavramdır. Emniyet kültürünü açıklayan çoğu tanıma göre iki bölümden meydana gelmektedir. Birinci bölüm, örgütte bulunanların emniyeti gerçekleştirmek için paylaştıkları inançlar, tutumlar veya değerlerdir. İkinci bölüm ise, daha çok somut olandır. Örgütün sahip olduğu emniyet seviyesini ve bu emniyet seviyesini yükseltebilmek için gerekli olan yapıları, uygulamaları, kontrolleri ve politikaları kapsar. Aslında kapsamlı bir emniyet kültürü tanımlamasının yapılması yerine emniyet kültürünün bulundurması gereken önemli özellikler belirlenmeli ve bunlar vurgulanmalıdır.

Reason Emniyet Modeli Kaç Bileşenden Oluşur ve Bunlar Nelerdir?

Reason’a göre emniyet modeli 4 bileşenden oluşmaktadır. Bunlar: Adil Kültür, Raporlama Kültürü, Öğrenme Kültürü ve Esnek Kültür.

Adil kültür; bulunduğu örgütlerde, yöneticilere suçu yüklemek yerine olayı tüm yönleriyle dikkatlice araştırarak çok daha fazla şey öğrenebileceklerini, bilgilenebileceklerini ve bunun sayesinde de emniyeti artırabileceklerini bildiklerini, buna inandıklarını ve böyle bir yaklaşıma değer verdiklerini belirtmiştir.

Raporlama Kültürü; adil kültürde çalışan kişiler kendi hatalarını raporladıklarında suçlanmazlar. Böylece örgütte yapılan hatalardan öğrenme imkânına kavuşabilirler. Burada aslında örgüt için önemli olan şey insanların kendi hatalarını raporlamaları ve bunlardan ders çıkarmalarıdır.

Öğrenme Kültürü; bir örgütte öğrenme kültürünün oluşabilmesi için raporlama kültürünün bulunması gerekmektedir. Eğer olaylar hakkında analiz edilip rapor yapılmazsa hatalardan sonuç çıkarılamaz.

Esnek Kültür; örgüt içerisinde durumlar ve olaylar değiştiğinde bunu uyum sağlama kültürüne sahip olma anlamındadır.

resmin alt tagı

Herkes İçin Havacılık Derneği, 2015 yılında öğrenciler tarafından kurulan ve yönetilen bir dernek olarak İLK ve TEK olma özelliğiyle havacılık tarihine imzasını bırakmıştır.

Bugün itibariyle ise 3150+ üyesi ve 7 temsilciliği ile Havacılığın En Büyük Sivil Toplum Kuruluşu haline gelmiştir.

Mail Formu

     

    İletişim

    Yenişehir Mahallesi Osmanlı Bulvarı No:2 Ayport Sitesi A Blok Ofis No:2
    Pendik/ İstanbul

    info@herkesicinhavacilik.com