resmin alt tagı

Havalimanı Mı, Havaalanı Mı Doğrudur?

Günlük hayatta sık sık kullanılan bu kelimeler çoğu zaman yanlış kullanılıyor. Sıklıkla kullanılan bu kelimelerin ikisi de aslında doğrudur. İki farklı kelimelerin birleşimiyle oluşan havalimanı ve havaalanı kelimeleri anlamsal olarak birbirlerinden farklılık göstermektedir.

Genel olarak havaalanları yurt içi uçuşlar gerçekleştirirken havalimanları yurt içi uçuşların yanı sıra yurt dışı uçuşları da gerçekleştirmektedir. Havalimanlarında yurt içi ve yurt dışı uçuşlarını ayıran farklı terminaller bulunmaktadır. Bu alanlar iç hatlar terminali ve dış hatlar terminali olarak birbirinden ayrılmaktadır.

Havalimanı ile Havaalanı Arasındaki Fark Nedir?

Havaalanı; hava araçlarına iniş, kalkış ve taksi yapmasına olanak tanıyan karada veya suda bulunan hava sahalarına denir.

Havalimanı; uluslararası hava trafiğinde geliş ve gidişlere hizmet vermek için tesis edilmiş olup; gümrük, göçmenlik, halk sağlığı, hayvan ve bitki karantina işlemlerini bünyesinde yürütüldüğü havaalanıdır. Havalimanlarında Neler Bulunur?

Ülkeden ülkeye değişebilmekle birlikte genel olarak bazı birimler havacılık standartları ile belirlendiği için bu standartlara uyması gerekmektedir. Uluslararası uçuşların gerçekleştirildiği havalimanlarında gümrük ofisleri, güvenlik noktaları ve dış hatlar terminali bulunması zorunludur.

Bu havalimanlarında vergi muafiyeti olan alanlardaki duty free noktalarının yanı sıra lounge, bekleme salonu, yemek alanları, döviz büroları, sağlık ofisleri vb. birçok farklı alan ve ofis bulunabilir. İç hatlar uçuşu yapan havaalanlarına oranla daha büyük olan uluslararası havalimanları, IATA ve ICAO tarafından belirlenen standartlardandır. Havalimanlarının IATA ve ICAO kodları bu kurumlar tarafından belirlenmektedir. Havalimanı ile Havaalanı Arasındaki Anlam Ayrımı

Uzun yıllar boyu havalimanı ile havaalanı arasında anlamsal olarak fark olmasına rağmen DHMİ Yönetim Kurulu’nun 18.02.2012 tarihindeki toplantısında almış olduğu karar ile bu ayrım kalkmış, karışıklığa son verilmiştir.

DHMİ Genel Müdürlüğü işletiminde bulunan tüm havaalanları, teşkilat yapılarında değişiklik yapılmaksızın, bu tarihten sonra “Havalimanı” olarak anılmaktadır. ICAO koduna sahip olan tüm havalimanları uluslararası statüye sahip olmaktadır. Bununla birlikte dış hatlara sahip olan havalimanları, uluslararası havalimanı olarak da anılmaktadır.

Uluslararası Anlamda Kullanılan Kelimelerin İngilizceleri

Airfield: Uçak inip kalkabilen alanlardır.

Airport: Bakım, vize ve gümrük gibi imkanlara sahip olan uçuş tesisidir.

Airstrip: Tek piste sahip havalimanıdır.

Aerodrome: Her üç tanıma da giren uçuş tesisinin resmi adı.

Airspace: Hava sahası. Bir ülkenin hakimiyetinde bulunan uçuş bölgesi.

Follow Me Hizmeti Veren Araçlar Ne Kadar Pahalı Olabilir?

Follow me araçları havalimanı apronunda hizmet veren sarı renkli araçlardır. Uçak ve araçları yönlendiren bu özel donanımlı araçlar pist-apron-taksi sahalarında görev yapmaktadır. Meydanı bilmeyen veya kartlara sahip olmayan birçok pilot bu hizmete ihtiyaç duymaktadır. Havalimanına yeni gelen uçağa yolu göstermek amacıyla hizmet veren bu araçlar farklı marka ve fiyatlarda olmaktadır. Havalimanı Follow Me Araçları Nasıl Belirlenir?

Spesifik bir kıstas olmamakla birlikte follow me araçları havalimanı işletmesinin anlaşmış olduğu otomobil üreticisine ait araçlar özel donanımlarla revize edilerek kullanılmaktadır. Farklı model ve markalarda olabilen bu araçlar değişik fiyatlarda karşımıza çıkmaktadır.

Dikkat çekici olması için sarı renklere boyanan follow me araçlarından hiçbiri İtalya’nın Bologna havalimanında görev yapan Lamborghini Huracan kadar göz alıcı değil. Hem yolcular hem de uçuş ekibinin ilgisini çeken bu arabalar dünyanın en pahalı ve hızlı araçları arasında yer almaktadır. Havalimanlarında nadir de olsa milyonluk araçlar kullanılabilindiği gibi çoklukla sıradan araçlar kullanılmaktadır. Sadece İtalya’da değil ülkemizde kısa süreyle olsa da benzer bir örneği görülmüştü. İstanbul Havalimanı’nda dünyada en çok satan hibrit otomobillerden biri olan BMW İ8 kısa süreyle hizmet vermişti. Türkiye’de satış fiyatı bir milyon 177 bin liradan başlayan bu lüks araçlar özel donanımıyla herkes tarafından büyük ilgi toplamıştı. BMW İ8 dışında BMW İ3 ve Dacia Duster follow me araçları olarak kullanılmaktadır.

Çevre Dostu Elektrikli Araçlar

İstanbul Havalimanı’nda elektrikli araçlara öncelik verilmesi konusunda çalışmalar yapılmaktadır. Yerli üretim olan TOGG elektrikli araçları 2022 yılında seri üretime geçmesinin ardından, Karbonsuz Havalimanı Projesi kapsamında, İstanbul Havalimanı’nda kullanılması bekleniyor.

Apronda Neden Fosforlu Kıyafetler Giyilir?

Havacılık kuralları kan ile yazılmıştır…

Maksimum dikkat isteyen sektörlerden birisi havacılıktır. En ufak bir hatada sadece maddi değil ciddi oranlarda can kayıpları da yaşanmaktadır. Bununla birlikte havacılık otoriteleri belli kurallar çerçevesinde yönetmelikler yayınlamaktadır. Ülkemizdeki havacılık kurallarını belirleyen ve bunları yayınlayan Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, birçok senaryoyu göz önüne alarak yönetmelikler veya kılavuzlar yayınlamaktadır.

Apron operasyonlarının emniyetli bir şekilde gerçekleştirilmesi için SHGM tarafından “Apron Operasyonları Emniyet Kılavuzu” yayınlanmıştır.  Bu kılavuz içeriğinde genel bilgilerin yanı sıra iş güvenliği ve sağlığı hakkında da kullanılması gereken koruyucu giysi ve ekipmanlar bulunmaktadır.

Apron personeli gerekli durumlarda emniyet ayakkabıları, eldivenleri, dizlikleri, görünürlüğü yüksek fosforlu kıyafetler, kulak tıkaçları ve güneş gözlükleri kullanmalıdır. Apronda, görünürlüğü yüksek fosforlu giysilerin giyilmesi emniyet açısından büyük öneme sahiptir. Dikkat çekici olan bu fosforlu kıyafetler apronda herhangi bir istenmeyen olay yaşanmaması için kullanımı zorunludur.

Milyonları Kurtaran Fosforlu Kıyafetler

Üzerinde ışık yansıtan reflektör şeritlerin bulunduğu kıyafetler iş güvenliği açısından sadece havacılıkta değil birçok tehlike içeren sektörde kullanılmaktadır. Gece ve gündüz şartlarında kişilerin farkındalığını sağlamak için üretilen bu özel giysilerin kullanımı zorunludur.

IATA (Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği), apron personeli tarafından gün boyunca dikkat çeken fosforlu kıyafetler kullanılmasını zorunlu kılmaktadır. Düşük görüş koşullarında personelin fark edilmesini sağlayan bu kıyafetler yaralanmaları önlemek için gereklidir. Fosforlu Kıyafetlerin Renk ve Bedenleri

Fosforlu kıyafetlerin renkleri, gündüz görüşü kolaylaştırmak adına turuncu, sarı veya kırmızı renkteki fosforlu kumaşlardan yapılmaktadır. Önünde ve arakasında bulunan ışık yansıtıcı reflektörler sayesinde geceleri fark edilir olmaktadır. Fosforlu kıyafetler, bir yere takılmaması için personelin üzerine tam oturmalıdır. Aynı zamanda kişisel koruyucu donanımlar, 28695 sayılı Kişisel Koruyucu Donanımların İşyerlerinde Kullanılması Hakkında Yönetmeliğe uygun olmalıdır.

Acil Çıkış Yolcusu Nedir? Sorumlulukları Nelerdir?

Çoğu uçak yolcusu, acil çıkış koltuklarını oturma mesafesi geniş olduğu için seçmektedir. Aslında bu koltuklarda oturmanın yasal sorumluluklarının yanı sıra acil durumlarda diğer yolcuları güvenli bir şekilde tahliye etmek gibi sorumlulukları da bulunmaktadır. Bir uçağın acil durum çıkış koltuklarından birini seçildiğinde, konumuyla birlikte gelen tüm görevler üstlenilmesi gerekiyor. Hatta çoğu havayolu, bu görevleri açıkça belirtiyor, bunları listeliyor. Kabin memurları acil çıkış yolcularına meydana gelebilecek acil durumlarda bu sorumlulukları yerine getirip getiremeyeceklerini veya istekli olup olmadıklarını soruyor. Onay verildiği takdirde acil çıkış yolcuları tüm sorumlulukları üstlenmiş bulunur. Acil Çıkış Yolcularının Gereksinimleri

  • En az 15 yaşında olunmalı.
  • Acil çıkış kapağını kaldırıp manevra yapabilecek fiziksel yeteneğe sahip olmalıdır.
  • Görevleri üstlenmeye hazır ve istekli olduklarını beyan etmeleri gerekir.
  • Bir refakatçinin veya personelin yardımına ihtiyaç duymaması gerekir.
  • Özel yardıma ihtiyaç duyan herhangi biriyle (bebek) veya bir hayvanla (hizmet hayvanları dahil) seyahat etmesi gereklidir.
  • Havayolunun kendi ulusal dilini konuşup okuyabilmesi gereklidir.
  • Emniyet kemeri uzatmasına ihtiyaç duymaması gereklidir.
  • 27 kg kaldırabilecek kabiliyete sahip olması gereklidir. (Sadece pencere çıkışları için)
  • Tahliye prosedürlerini ve mürettebat talimatlarını anlayabilir ve bu bilgileri diğer yolculara sözlü olarak aktarabilmelidir.

Acil Durum Sırasındaki Bir Kişinin Genel Olarak Sahip Olduğu Görevler

Acil durumda bir kişinin genel olarak sahip olduğu görevler arasında acil durum kapağını hızlı bir şekilde açmak, sürgüyü serbest bırakmak ve korkmuş yolcuları çıkarmak yer alır. Tahliye sırasında yeterince iyi duyabilmek ve görebilmek gerekir. En önemlisi mürettebatın talimatlarını anlamak ve bunları uygulayabilmek gerekir.

Uçuş Esnasında Herhangi Bir Motor Arızasında Ne Devreye Girer?

Seyahat ederken uçağın düşmesi hemen hemen birçok insanın aklına gelmiştir. Uzmanlar, çok motorlu uçakların bir motorunun arızalanmasının herhangi bir soruna yol açmayacağını söylüyor. Hatta uçağın tüm motorları dursa bile sorunsuz bir şekilde uçağı indirmek de mümkün. Motorun durması, uçuşu engelleyecek veya kazaya neden olacak bir sorun değildir. Çünkü aslında uçaklar her ne kadar motorlar sayesinde uçsa dahi kanatlar da uçuşu yerine getirebilmek için gerekir.

Uçak motorlarının çalışmasını basitçe açıklamak gerekirse şu şekilde açıklanabilir: Havanın kontrollü bir oranda yakıtla yakıldığı uçak motoruna çekilir. Bu hava/ısı karışımı genişler ve pistonu iter. Böylece krank mili ve pervane döner. Her silindirin içindeki pistonlar, dört adımlık bir döngüyü devam ettirerek itki kuvvetini oluşturur. Bir uçağın motoru, bu şekilde çalışarak uçağı ileri doğru itecek şekilde tasarlanmıştır. Uçak, motorların hızlı itilmesinin yanı sıra havada tutunmasını kanatlar sağlamaktadır. Uçak kanatlarının kavisli tasarımı, uçağı gök yüzünde tutan kuvveti ortaya çıkarmaktadır. Kanat airfoil yapısından dolayı akan havanın sebep olduğu basınç; kanat üstünde alçak basınç oluştururken, kanat altında yüksek basınca sebep olur. Böylelikle kanat üzerinde kontrollü bir hava akışı sağlanarak uçak gökyüzünde yukarı doğru hareket ederken, motorlar da ileri gitmesini sağlar.

Bir Motor Arızalanırsa Pilotlar Ne Yapar?

Tüm pilotlara, temel havacılık kurallarına uyumaları gerektiği öğretilir. Havada bir şeylerin ters gitmeye başladığı zamanlarda belirli bir yol izlemektedirler. Bunlar sırasıyla avigate, navigate ve communicate şeklindedir. Yani aslında uçuş ekibi önce uçağı uçurmaya öncelik vermelidir. Seyir yolunu doğrulamadan veya düzeltmeden önce uçak tamamen kontrol altında olması sağlanmalıdır. Daha sonra pilotların uçmasını istediği yerde uçtuklarından emin olmaları gerekir. Son olarak kule ile iletişim kurarlar. Çift motorlu bir uçakta herhangi bir uçak arızası, pilotların uçağı en yakın uygun havalimanına indirmesi gerekecektir.

Uçaklarda Birden Fazla Motor Bulunur

Çoğu ticari uçak, tek bir motorla çalıştırılmaz. Aksine arızaya karşı koruma sağlamak için birden fazla motora sahiptirler. Her motor diğerlerinden bağımsız olarak çalışır. Bu nedenle, motorlardan biri arızalanırsa, diğeri çalışmaya devam edecektir. Bununla birlikte, bir uçağın tüm motorlarının arızalandığı durumlar da bulunmuştur. Kaptan Sully Sullenberger’ın uçağının her iki motoru da arızalandıktan sonra suya acil iniş yapmak zorunda kaldığı Hudson Nehri inişinin yaygın bir örneği. Her ne kadar tarihte bu tarz durumlar görülse de uçuş sırasında aynı anda birden fazla motorun arızalanma olasılığı yok denecek kadar azdır. Bir Motor Arızasının Etkileri Nelerdir?

Asimetrik İtiş/Kontrol Edilebilirlik: Bir motor arızalanırsa ve kapanırsa, diğer motorun itme gücü, hava hızındaki azalmayı durdurmak için arttırılır. Bu, uçağın çalışan motordan uzaklaşmak istemesine ve bir dönüşe girmesine neden olur. Kontrol edilmediği taktirde bu olay uçağın kontrolünün kaybedilmesine neden olacaktır. Pilotlar tarafından manuel olarak düzeltilerek uçağın dengede ve kontrolde kalması sağlanır.

İrtifa: Uçak gücünün yarısı mevcut olmadığından seyir yüksekliğini koruyamayacaktadır. Uçak arıza anında seyir halindeyse, kalan motor tarafından korunabilen bir ara irtifaya hızlı bir şekilde iniş gerçekleştirmesi gerekecektir.

Sistemler: Uçağın sistemlerinin çoğu, motorlarından güç almaktadır. Bunlar hidrolik, pnömatik ve elektrik sistemlerdir. Bu sistemin bazı parçaları artık mevcut olmayabilir ve bu da uçağın performansını etkileyebilir. Sistemlere enerji sağlayan bir motor bulunmadığı için APU denilen yarımcı güç ünitesi devreye sokularak sistemler için gerekli enerji karşılanabilir.

İniş Performansı: Bir motoru kaybetmek genellikle iniş için farklı bir flap konfigürasyonu gerektirir. Daha düşük flap konfigürasyonuyla iniş gerçekleştirmek için gerekli iniş mesafesi artmaktadır. Bu nedenle pilotların iniş yapmayı seçtikleri havalimanı dikkatlice düşülmelidir. Havaalanının bulunduğu hava durumu, pist uzunluğu ve uçak ağırlığı bu konuda büyük öneme sahiptir.

Enerji İhtiyacı

Uçaklarda RAT (Ram Air Turbine) adında, gerektiğinde uçağın ihtiyacı olan elektriği üreten, pervane sistemi bulunmaktadır. Normal şartlarda uçak motorları sayesinde uçak sistemleri için elektrik üretilmektedir. Motorların işlevlerini yerine getiremediği durumlarda RAT sayesinde temel seviyede elektrik ihtiyacı karşılanır. Bazı uçaklarda gövdede bazı uçaklarda kanatta olan bu türbinler, acil durumlarda kendi kendine devreye girebildiği gibi pilotlar tarafından da devreye sokulabilmektedir.

Bir Motor Arızası Olasılığı Nedir?

Meydana gelen önemli teknolojik gelişmeler sayesinde motorlar inanılmaz derecede yüksek standartlara sahip olarak üretilmiştir. Son on yıldır motor arızaları, pilotların çoğunun sadece simülatörde görecekleri kadar azalmıştır. Uçuşun herhangi bir aşamasında motor arızasının oldukça düşük olmasıyla birlikte, pilotlar her zaman beklenmeyeni bekler. Bu yüzden herhangi bir sorun olduğunda pilotlar hızlı bir şekilde baş edebilmektedir.

Jet Lag’den Daha Az Etkilenmek İçin Neler Yapılabilir?

İnsan vücudu 24 saatlik döngüyle çalışan sirkadiyen ritme sahiptir. Jet lag; günlük hayatta biyolojik ritim denen bu döngünün, çoğunlukla uzun uçuşlar sonucunda, seyahat ettiğiniz ülkenin yerel saati ile uyuşmamasından kaynaklı olarak bazı rahatsızlıkların ortaya çıkmasıdır. Başta uyku bozukluğu olmak üzere birçok farklı belirtileri ile insan hayatını zorlaştırmaktadır.

Jet Lag Belirtileri Nelerdir?

Jet lag belirtileri kişiden kişiye değişebilmektedir. Tek bir belirti görülebildiği gibi birden fazla belirtinin de baş gösterdiği durumlar bulunmaktadır. Jet lag belirtileri:

  • Uykusuzluk veya uyuyamama gibi uyku problemleri
  • Dikkat toplamakta güçlük çekmek
  • Duygu durumu değişikliği
  • Sindirim sistemi bozuklukları
  • Gündüz yorgunluğu
  • Zinde hissetmeme

Bu belirtiler en az iki saat diliminde seyahat edildiğinde ortaya çıkabilmektedir. Ortaya çıkma süresi bir veya iki gündür. Özellikle doğu yönünde yolculuk yapılmasında görülen bu rahatsızlık, ne kadar zaman dilimi geçilirse o kadar semptom görülme oranı artarak etki süresi uzayacaktır. Her insanda farklı semptomlar görülebildiği gibi genellikle bir günde iyileşmektedir. Jet Lag Neden Oluşur?

Güneş ışığının etkisi: Biyolojik ritmi düzenleyen önemli faktörlerden birisi olan güneş ışığı, bu konuda oldukça önemli bir yere sahiptir. Güneş ışığını algılayan beyin, az sayıda melatonin salgılar. Melatonin vücuttaki senkronizasyonu sağlayan bir hormon olduğu için fazla maruz kalındığı zaman vücuttaki senkronizasyonda bozulmalar meydana gelir. Sonuç olarak bir veya birçok semptom görülebilir.

Kabin basıncının ve atmosferin etkisi: Yapılan araştırmalara göre jet lag belirtileri sadece zaman dilimi kaynaklı olmayıp, zaman diliminden bağımsız olarak kabin basıncındaki değişiklik ve yüksek irtifa gibi faktörlerin de jet lag belirtilerine katkıda bulunduğu görülmüştür. Genellikle uçaklarda nem seviyeleri düşük tutulduğu için uçuş sırasında yeterli su içilmemesi jet lag belirtilerine yol açar. Jet Lag’den Daha Az Etkilenmek İçin Neler Yapılabilir?

  • Uçakta Uyumak

Jet lag etkisinde kalabileceğiniz doğuya doğru bir uçuş gerçekleştirecekseniz, uçakta uyumanız biyolojik saatinizin etkilenmesini önleyebilir. Yapacağınız rahat koltuk seçimi sayesinde daha rahat uyuyabilirsiniz. Uçak sesi ve ışığından rahatsız olmamak adına kullanacağınız uyku maskesi ve kulak tıkacı sayesinde, daha rahat uyumak mümkün hale gelmektedir.

  • Stratejik Uçuş Saati Seçimi

Stratejik uçuş saati en etkili yöntem olabilmektedir. Akşam erken saatlerde varacağınız bir uçuş planlaması yapmak, jet lag etkisinden korunmak için bir seçenek olabilir. Böylece seyahat ettiğiniz ülkede uyku saatine kadar uyanık kalmak daha kolay olacaktır.

  • Değişikliği Öngörmek

Doğuya doğru uçuş gerçekleştirileceği zaman uçuştan birkaç gün önce daha erken saatlerde uyanmak etkili bir yöntem olabileceği gibi, aynı zamanda batıya doğru uçuş gerçekleştirileceğinde daha geç saatlerde uyanmak, seyahat edeceğiniz ülkeye uyum sağlamak için etkili bir yöntem olabilmektedir.

  • Yaşam Tarzına Dikkat Etmek

Uçuşun olduğu gün alkol ve kafein gibi biyolojik saati etkileyen içeceklerin tüketiminden kaçılması gerekir. Eğer bu tür içecekler tüketilirse, jet lag etkisi daha da kötüleşebilir.

  • Güneş Işığının Etkisi

Seyahat ettiğiniz ülkede, henüz hava kararmadıysa, yeni saat düzenine alışmak için dışarı çıkarak çevrede dolaşmak etkili olabilir. Güneş ışığından faydalanarak, senkronizasyon sağlayan melatonin hormonu salgılanmasını sağlayabilirsiniz.

  • Yemek Seçimi

Melatonin hormonunun vücut düzeni için ne kadar önemli olduğu bilinmekte. Güneş ışığının olmadığı zamanlar için yapacağınız yemek seçimlerini patates, mantar, kabak, domates gibi sebzelerden yana kullanarak melatonin alabilirsiniz.

Havada Panik: Panik Bozukluğu ve Uçuşa Etkileri Nelerdir?

Panik bozukluğu hem uçuş ekibinin hem de yolcuların maruz kalabileceği beyin performans düşüklüklerinden birisidir. Panik atak kontrolsüz gelişerek kişinin yoğun kaygı ve korku nöbetlerini geçirmesine neden olur. Yolcularda uçak korkusu üzerine gelişebildiği gibi kabin ekiplerinde de çeşitli nedenlerden dolayı ortaya çıkabilmektedir. Özenle seçilen uçuş ekibi her ne kadar sağlıklı olursa olsunlar panik atak geçirebilmeleri mümkündür.

Psikolojik olarak, çok endişeli durumlardaki insanlar dünyayı olumsuz olarak görmeye başlarlar. Karışıklık başlar ve insanlar gerçekten yapabildikleri şeyleri kontrol edemeyeceklerine inanmaya başlar. Doğal olarak, yaklaşmakta olan kıyamet duygusu kişiyi ele geçirerek uçucuyu görevinden uzaklaştırabilmektedir. Panik Atak Belirtileri Nelerdir?

Yaşanan panik ataklar yoğun kaygı ve korkuya neden olmaktadır bu yüzden kişiye ciddi derecede rahatsızlık verir. Daha önceden yaşanmış olan olayların tekrar yaşanabilir olması endişesinden dolayı kişi sürekli tedirgin hale gelir. En ufak bir korku durumunda panik atak kontrolsüzce gelişerek davranış değişikliklerine sebebiyet vermektedir. Tedavi edilmesi gereken bir bozukluk olan panik atağın semptomlarını tanımak gerekir. Panik atak belirtileri:

  • Çarpıntı
  • Göğüs ağrısı
  • Nefes darlığı veya boğuluyormuş gibi olma
  • Baş dönmesi
  • Bayılacak gibi hissetme
  • Terleme
  • Üşüme, titreme veya ateş basması
  • Bulantı
  • Uyuşma veya karıncalanma
  • Kan basıncının yükselmesi

Panik ataklar genelde kendiliğinden bitmektedir. Genellikle yirmi otuz dakika civarında süren panik atak süresi, kişiden kişiye değişerek iki dakika olabildiği gibi gün boyu da sürebilmektedir.

Stres Yığılması

Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB) kaza ve olay raporları stres örnekleriyle doludur. En iyi şartlarda uçuş gerçekleştirecek olan pilotlar bile kötü hava koşullarıyla karşılaşabilecekleri gibi beklenmedik bir şekilde arızalanan ekipmanlarla karşılaşmaları da mümkündür. Havanın tahmin edilenden kötü olduğu veya ilk yaklaşımın kaçırıldığı bir gün olabilir. Bu faktörler üst üste gelerek stres yaratan hale gelir. Pilotun onlarla baş edebileceğinden daha hızlı biriktiği durumlarda stres atmak veya başa çıkmak dışında seçenekleri bulunmamaktadır. Alana bağlı pilotun strese girme olasılığı daha yüksektir. Çevresinde olup biten tüm olayları bir araya getiren pilotlar, iyi tanımlanmış bir doğal ufka yaptıklarıyla aynı faaliyeti panele monte edilmiş küçük bir cihaza veya ekrana bakarak gerçekleştirmede sorun yaşayabilirler. Sebep ne olursa olsun, bir noktada duygular hâkim olarak paniğe yol açmaktadır. Bu durumda panik, pilotun duygularının karar verme veya beyne gelen bilgileri mantıksal ve rasyonel olarak işleme yeteneğini geçersiz kıldığı bir durum olarak tanımlanabilmektedir. Bu beyini kilitleyen durumda, iyi donanımlı uçaklarla uçan eğitimli pilotların bile uçakların kontrolünü kaybettiğine oto pilotu açmak gibi basit bir eylemi neden yerine getiremediğine dair açıklama sunar. CRM ve Panik Atak

Kalp krizinden daha çok tehlikeli olabilen panik atak, kokpitte çok ciddi durumlara sebebiyet vermektedir. Panik atak geçiren pilot hava açlığı yaşayarak kokpit camlarını açmak isteyebileceği gibi kokpit dışına çıkma, sürekli ayakta gezinme gibi kontrolsüz davranışlar gösterebilir. Uçuş ekibinde olumsuz etkilere yol açan bu durumun ne kadar süreceği bilinmediği için, pilotu stabilize etmek ve en yakın havalimanına iniş yapmak en doğru hareket olacaktır. Dikkat, konsantrasyon ve bellek fonksiyonlarının zayıflamasını sağlayan panik bozukluğu, pilotun hata potansiyelini de arttırmaktadır.

Panik Bozukluğunun Tedavisi

Genellikle geçici olarak ilaç kullanımı sonucunda tedavi edilmektedir. FAA’in onayladığı ilaçların yanı sıra panik atağa neden olan tetikleyiciler için terapi yöntemleri kullanılmaktadır. Stres seviyesinin düşürülmesi sağlanarak, panik atakların şiddeti ve sıklığı azaltılabilmektedir. Panik atağın ertelenmeden tedavi edilmesi gerektiği gibi hayatınızı bir süre buna göre şekillendirmeniz gerekebilir.

Faydalı Yük Fırlatma Sistemleri Nedir?

Faydalı yük, uzayda belirli yörüngede dolaşan veya belirli bir irtifadan başlayarak düşüş gösteren ve bu düşüş sırasında bir bilimsel görevi yerine getirmek için tasarlanmış olan sistemlere denir. Uzaydaki yerçekiminin etkilerini görmek için yapılmış ve 120 km irtifadan düşmek üzere serbest bırakılan kapalı bir deney düzeneği de faydalı yük sistemleridir. Roketler ise bu faydalı yükü belli bir irtifaya güvenli bir şekilde bırakmak için tasarlanan, çeşitli yakıt türleri kullanabilen taşıma araçlarıdır. Roketin Fırlatılması

Tipik bir uçuş boyunca roket üzerindeki kuvvetlerin hem büyüklüğü hem de yönü oldukça fazla değişir. Kalkış anında rokete etki eden temel kuvvetler ağırlık ve itkidir. Dikey bir fırlatma için, itki ağırlığın tam karşısında bulunur. Kalkış sırasında roketin ivmelenmesi, Newton’un ikinci hareket yasası kullanılarak basit cebir bilgileri ile hesaplanabilmektedir.

Normal uçuş koşullarında, roketin uçuş yolu boyunca kararlı kalabilmesi için roketin aerodinamiği kullanılmaktadır. Aerodinamik kuvvetler hızın karesine bağlı olduğu için ve hız, kalkışta nispeten küçük olduğu için aerodinamik kuvvetlerin büyüklüğü de düşüktür. Kalkışta hiç veya az aerodinamik kuvvet olduğunda, roket sürekli halde olmaz. Düşük hızda kararlılık sağlamak ve roketin yanal sapmalar yaşamaması için, roketler fırlatma rayı boyunca fırlatılır. Ray, roketin kenarı boyunca küçük bir tüp olan fırlatma pabucuna yerleştirilir veya roket üzerindeki buton rayda ilerleyerek kalkış sırasında roket ray boylamında hareket eder. Fırlatma Sistemleri

Bir fırlatma sistemi; fırlatma aracı, fırlatma rampası ve diğer çeşitli altyapı bileşenlerinden oluşmaktadır. Genel olarak faydalı yükü taşıma amacı ile yapılan roketlerin fırlatılmasında kullanılan bu sistemler birçok farklı türde bulunabilmektedir.

Harcanabilir Fırlatma Araçları: Tek kullanımlık olarak tasarlanmıştır. Genellikle faydalı yükünden ayrıldıktan sonra atmosfere girerek bu sırada parçalanarak yok olurlar.

Tekrar Kullanılabilen Fırlatma Araçları: Atmosfere sağlam olarak iniş gerçekleştirirse kurtarıldıktan sonra tekrar fırlatılabilir. Yeniden kullanılabilmesi sayesinde uzaya veya atmosfere birden fazla yük taşıması yapılabilir. Tekrar kullanılabilen fırlatma araçlarına uzay mekiği örneğini verilebilirken son zamanlarda SpaceX çalışmalarında yere iniş gerçekleştirilen yeniden kullanılabilir roketler de tasarlanmaktadır.

Aerodinamik Dengeyi Etkileyen Faktörler

Uçakların güvenli ve verimli çalışmaları için birçok faktörün yanında uygun ağırlık ve denge kontrolü de etkin bir şekilde rol oynamaktadır. Bu ağırlık ve denge sistemleri arasında üç farklı unsurdan oluşmaktadır: uçağın tartılması, ağırlığın korunması ve denge kayıtları, uçağın uygun şekilde yüklenmesi. Bu unsurlardan herhangi birindeki yanlışlık tüm sistemi bozar. Eğer uçak yanlış tartılmışsa veya kayıtlar hata içeriyorsa, son yükleme hesaplamalarının herhangi bir anlamı kalmamaktadır.

Makinistin yüklemeden sonraki denge noktalarını hesaplamasında pilotun pistten kalkış mesafesini, kalkış zamanını ve hızını daha emniyetli bir şekilde yerine getirebilmesi için önemlidir. Denge, uçağın maruz kaldığı geri sürtünme, itme, ağırlık, kaldırma kuvveti olmak üzere dört kuvvetin eşit bir şekilde bulunma durumudur. Uçağın ağırlık merkezinin değişmesi gibi birçok neden ile uçuşu etkileyen önemli bir faktördür. Denge Durumunu Bozan Durumlar

  • Kırım geçirme
  • Büyük tadilat geçirmesi
  • Uçağın boyanması
  • Modifikasyon değişimi
  • Dengesiz yükleme

Dengenin Önemi

Stabil uçuş için uçağın dengeli olması; uçağın pozisyon, yük, yakıt, titreşim ve uçuş rahatlığı sağlayarak güveni sağlar. Uçağın pozisyonu, denge merkezinin hesaplanması sırasında kullanılan ayar açısı üzerindeki düzeltmeler için uçağın statüsü, yerde veya uçuşta otomatik sıfır yük kontrolü gibi self kontrollere müsaade edilebilmelidir.

Dengenin Bozulma Nedenleri

Temel boyutlar, uçağın yatay referans hattına, kontrol noktalarının uzaklığı şeklinde bulunmaktadır. Bu düzgünlük dışındaki boyutlar, uçak yapısındaki muhtemel bozuklukları göstermektedir. Uçağın yapısındaki yer değiştirme, burkulma, eğiklik, çarpıklık; uçağın iniş sırasında veya uçakta aşırı yüke maruz kalması nedeniyle meydana gelmektedir. Bunların yanı sıra yapısal hasarlar da meydana gelebilmektedir. Aşırı Yükleme Sonucunda Meydana Gelebilen Problemler

  • Uçak ihtiyacı olan kalkış hızından daha fazla hıza ihtiyaç duyar bu yüzden daha uzun bir pist gerekir.
  • Uçağın tırmanma hızı ve açısı azalır.
  • Seyir hızı azalır.
  • Seyir menzili kısalır.
  • Manevra kabiliyeti azalır.
  • İniş takımlarına aşırı yük biner.

Pilotlara verilen çizelge ve tabloların bulunduğu POH veya AFM kitaplarında herhangi bir ağırlık için beklenen performanslar yazmaktadır. Dikkatli bir ön kontrol sayesinde uçağın aşırı yüklü olup olmadığı kontrol edilmelidir bununla birlikte önerilen uçuş güvenli bir şekilde gerçekleştirilebilir.

resmin alt tagı

Herkes İçin Havacılık Derneği, 2015 yılında öğrenciler tarafından kurulan ve yönetilen bir dernek olarak İLK ve TEK olma özelliğiyle havacılık tarihine imzasını bırakmıştır.

Bugün itibariyle ise 3150+ üyesi ve 7 temsilciliği ile Havacılığın En Büyük Sivil Toplum Kuruluşu haline gelmiştir.

Mail Formu

     

    İletişim

    Yenişehir Mahallesi Osmanlı Bulvarı No:2 Ayport Sitesi A Blok Ofis No:2
    Pendik/ İstanbul

    info@herkesicinhavacilik.com