resmin alt tagı

Havacılıkta Kriz Yönetimi ve Acil Durumlar Nelerdir?

Havacılıkta Kriz Yönetimi ve Acil Durumlar: Güvenli Gökyüzü için Hazırlık

Havacılık, karmaşık ve sürekli değişen bir sektördür. Havaalanları, hava yolları ve diğer havacılık paydaşları, her gün insanları ve malları güvenli ve verimli bir şekilde taşımak için büyük bir sorumluluk taşırlar. Bu karmaşıklık ve sürekli değişen ortam, beklenmedik olaylara ve krizlere karşı da artan bir risk anlamına gelir.

Kriz Yönetimi Nedir?

Kriz yönetimi, bir organizasyonun beklenmedik ve kritik bir durumda nasıl tepki vereceğini ve bu durumdan nasıl kurtulacağını planlama, organize etme ve yönetme sürecidir. Havacılıkta kriz yönetimi, acil durumları önlemeyi, bunlara hızlı ve etkili bir şekilde müdahale etmeyi ve krizin yol açtığı hasarı en aza indirmeyi amaçlar.

Havacılıkta Acil Durumlar

Havacılıkta acil durumlar, uçuş güvenliğini tehdit eden veya tehdit etme potansiyeli olan olaylardır. Bunlar arasında şunlar yer alabilir:

  • Teknik arızalar
  • Hava koşulları
  • Pilot hatası
  • Yolcu veya mürettebatın tıbbi acil durumları
  • Hava korsanlığı veya terör saldırıları

 Kriz Yönetim Planı

Her havacılık organizasyonu, olası acil durumlara karşı kapsamlı bir kriz yönetim planı hazırlamalıdır. Bu plan, aşağıdakileri içeren bir çerçeve sunmalıdır:

  • Risk Değerlendirmesi:Olası acil durumların belirlenmesi ve bunların olasılık ve etki derecelerinin değerlendirilmesi.
  • Erken Uyarı Sistemi:Acil durumların erken tespiti ve ilgili birimlere haber verilmesi için bir sistemin kurulması.
  • Acil Durum Müdahale Planı:Her acil durum türüne özel müdahale prosedürlerinin belirlenmesi.
  • İletişim ve Koordinasyon Planı:Kriz anında farklı birimler ve paydaşlar arasındaki iletişim ve koordinasyonun nasıl sağlanacağının belirlenmesi.
  • Eğitim ve Tatbikatlar:Personelin acil durumlara karşı eğitilmesi ve kriz yönetim planının düzenli olarak tatbik edilmesi.
  • Kriz Yönetimi Ekibi: Kriz yönetimi planının uygulanmasından sorumlu bir kriz yönetimi ekibi oluşturulmalıdır. Bu ekip, organizasyonun farklı departmanlarından ve uzmanlık alanlarından temsilcilerden oluşmalıdır.

Havacılıkta Kriz Yönetimi Örnekleri

  • 2009 yılında Hudson Nehri’ne inen US Airways uçağı, kriz yönetiminin başarılı bir örneğidir. Pilotların soğukkanlılığı ve mürettebatın hızlı müdahalesi sayesinde 155 yolcu ve mürettebat hayatta kalmıştır.
  • 11 Eylül 2001 saldırıları, havacılık sektöründe kriz yönetiminin önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Bu olaydan sonra havacılık güvenliği ve kriz yönetimi prosedürleri önemli ölçüde geliştirilmiştir.

Havacılıkta kriz yönetimi, güvenli bir gökyüzü için hayati önem taşımaktadır. Her havacılık organizasyonu, olası acil durumlara karşı kapsamlı bir kriz yönetim planı hazırlamalı ve bu planı düzenli olarak test etmelidir. Kriz yönetimi, sadece bir planlama süreci değil, aynı zamanda bir zihniyet ve kültür değişimidir. Havacılık sektöründe çalışan herkes, krizlere karşı hazırlıklı olmalı ve gerektiğinde hızlı ve etkili bir şekilde müdahale edebilmelidir.

 

 

Hasta Nakil Uçakları Nedir?

Hasta nakil uçakları, hastaların acil durumlarda taşıyıcıları hava yoluyla hızlı ve güvenli bir şekilde taşımak için tasarlanmış özel uçaklardır. Bu uçaklar, acil sıkıntı durumlarında hastaların sıkıntısını önlemek ve hastaların sağlık durumlarının korunmasını sağlamak amacıyla tasarlanmıştır. Bu uçaklar, genellikle acil müdahale için kullanılan helikopterlerin yerine geçebilir ve hastanın durumuna göre, hastaların sağlık durumunu gözetmek ve desteklemek için ilave donanımlara sahiptir.

Uçaklar, hasta personeli ve tıbbi malzemeleri taşımak için tasarlanmıştır ve çoğu durumda, hastanın konforu için gerekli tüm tıbbi hizmetleri sunmak için donanımlıdır. Bunun yanı sıra kritik zamanlı durumlarda ise kısa mesafelerde doğrudan hastanenin önünde iniş yapabilen, hastayı alıp doğrudan varış hastanesine transfer edebilen ambulans helikopterler de kullanılır.

Hasta Nakil Uçakları Faydaları

  • Hızlı Taşıma: Hasta nakil uçakları, hastaların acil durumlarda hızlı bir şekilde taşınmasını sağlar. Bu, hastaların tedaviye erken erişmesini ve iyileşme sürecini hızlandırır.
  • Geniş Ulaşım Ağı: Hasta nakil uçakları, hastaların kısıtlı ulaşım ağına rağmen, hastanelere ulaşmasını sağlar.
  • Daha Fazla Hastaya Erişebilme: Hasta nakil uçakları, acil tıbbi durumlarda hastaları bir merkezden diğerine ulaştırmak için kullanılır. Bu sayede hastalar daha kaliteli sağlık hizmetlerinden yararlanma şansına sahip olurlar.
  • İleri Seviyede Tıbbi Destek: Hasta nakil uçaklarında çalışan uzman tıbbi personel, hastaların ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli olan uzmanlıklara sahip olurlar. Bu, hastalar için daha iyi sağlık hizmetleri sunmak için büyük bir avantajdır.
  • Güvenlik: Hasta nakil uçakları, çok hassas cihazlar içerir. Bu cihazlar, hastanın güvenli ve rahat bir şekilde transfer edilmesini sağlamak için tasarlanmıştır.

Hasta Nakil Uçakları Donanımları

Hasta nakil uçaklarının donanımı genellikle, hasta nakli için gerekli tıbbi ekipmanlar, uzman personel ve tıbbi cihazların kullanımını sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Donanım arasında hasta monitörleri, hasta ambülatörleri, oksijen tankları, defibrilatörler, ilaçlar ve hastaların gerçek zamanlı bilgilerini ve tarihçelerini tutabilecek olan dijital hasta evrakları bulunmaktadır. Ayrıca, hızlı bir şekilde hastaların transferi için gerekli olan en güvenli yerleri sunmak için gelişmiş hava güvenliği sistemleri de mevcuttur. Uzman sağlık ekibi, hasta nakil uçaklarında bulunmalıdır. Ekibin üyeleri, tıbbi hizmetlerin başarılı bir şekilde gerçekleşmesi için ekipmanları kullanmak ve hastaların ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli olan özel eğitimleri almış olmalıdır.

Ram Air Turbine Nedir ve Nasıl Çalışır?

Ram Air Turbine (RAT), hava aracının kanatlarına veya gövdesinin altına monte edilen ve alternatif veya acil durum hidrolik veya elektrik güç kaynağı olarak kullanılan küçük bir türbindir. RAT, uçağın hızına bağlı olarak hava akımından güç üretir, elektrik jeneratörüne veya hidrolik pompaya bağlı olabilir.

Ram Air Nedir?

Ram kelimesi İngilizce’de çarpmak, vurmak, toslamak anlamına gelir. Ayrıca koyunların tokuşması da “ramming” olarak tabir edilir. Bu bağlamda Ram Air kelimesini uçağa çarpan hava olarak değerlendirebiliriz.

Ram Air Turbine Nasıl Çalışır?

Uçaklarda bulunan RAT, güç kaybı durumunda açılan 40 cm yarıçapında ve ortalama 6000 rpm hızla dönen küçük bir yardımcı pervanedir. Uçak uçarken çarpan hava akımından güç üreterek çalışır ve türbinin dönmesine neden olur. Türbin bir jeneratöre veya bir hidrolik pompaya bağlıdır.

Bu tarz sistemlerde havanın hızı, türbinin dönüş hızıyla ve dolayısıyla üretilen güç miktarı ile doğru orantılıdır. Uçak daha yüksek hızla uçarken türbin pervaneleri daha yüksek hızla dönecek ve bu hızlı dönüş daha yüksek miktarda hidrolik basıncı sağlayacaktır.

Acil Durumlarda RAT’ın Önemi

RAT’lar, dünya çapında belgelendirilmiş 16 acil durumda 1.700 kişinin hayatını kurtarmaya yardımcı olmuştur. RAT, bu kazalarda kontrol kaybını önleyip uçağın havada kalmasına yardım etmiştir. Fly By Wire ile uçuş kontrol yüzeylerinin hareketinin sağlandığı uçaklarda RAT’ların kullanımı çok önemlidir.

 

Kargo Kapısı Havada Açılırsa Ne Olur?

Kargo uçaklarının ve yolcu uçaklarının gövdelerinde yükleri daha rahat yüklemek amacıyla kargo kapıları bulunur. Bu kapılar uçağın gövdesinin sol alt tarafında yer alır. Oldukça büyük olan bu kapılar kargo ve konteyner yüklemek için tasarlanmıştır. Bazı nedenlerle bu büyük kapılar havada kontrolsüzce açılabilir ve ciddi kaza, kırım gibi olaylara sebep olabilir.

Normal şartlarda seyir halinde yüksek irtifada olan bir uçağın oksijen yetersizliğini alana basınç vererek yeterli oksijen miktarına ulaşması sağlanır. Kargo kapılarının açılmasının en büyük sebeplerinden biri bu alanda yeterli basıncın olmamasıdır. Bir başka sebep ise herhangi bir bakım onarım aksaklığından meydana gelebilir. Havacılık tarihinde kargo kapılarının yanlış tasarlanması, kapının tam kapatılmaması gibi tatsız kazalarda yaşanmıştır.

Pilotlar Bu Durumda Ne Yapar?

Bu gibi aniden gelişen durumlarda pilotlar konu ile ilgili checklisti inceleyerek belirtilen konutları hızlıca yapmalıdırlar. Fakat pilotların ilk görevi uçuş öncesinde üzerine düşen, uçağın rutin bakımlarını yapması ve gerekli kontrolleri yerine getirmesi gerekmektedir. Pilotla beraber tüm uçuş ekibinin talimatlara uygun olarak yolcuları ikaz etmeli ve tüm güvenlik önlemlerini almalıdır.

Kabin Memurları Acil Durumlara Ne Kadar Hazırlıklıdır?

Yolcu taşımacılığı yapan hava araçlarında, uçak içerisindeki yolcuların konforu ve güvenliği ile ilgilenilmesinden, gerekli bilgilerin yolculara aktarılmasından, hatta ihtiyaç halinde pilotun talimatlarının yerine getirilmesinden sorumlu görevliler “kabin memuru” ya da “kabin görevlisi” olarak tanımlanmaktadır. Erkek kabin memurlarına “host”, kadın kabin memurlarına ise “hostes” denilir.

Kabin Memurlarının Görevleri Nelerdir?

Hostes ve hostların görev yaptıkları alan, kokpit kapısından başlayarak arka mutfak bölümüne kadar olan bölgeyi kapsamaktadır. Kabin memurlarının bu alandaki görev yetkisi hem normal hem de acil durumlar için geçerlidir. Kabin memurlarının başlıca görevlerini şöyle maddeleyebiliriz:

  • Bir kabin memuru yolcuların tüm istekleri ile ilgilenmekle yükümlüdür. Bazı hava yollarında ise sadece belirli zamanlarda yolcular için servis ve büfe hizmetini başlatmaktadırlar.
  • Temel görevlerinden birisi de yolculara acil durumlarda ne yapılacağını hem işitsel hem de görsel olarak anlatmaktır.
  • Kabin memurları, kabin içerisindeki olası yangın veya duman oluşumunu engellemek için belirli periyotlarda kabini ve tuvaletleri gözlemektedirler.
  • Acil durumlarda acil çıkış kapısını açmak da kabin memurlarının görevidir. Bununla birlikte acil çıkış kapısının yanındaki koltukta oturan yolcular da bu işin sorumluluğunu kabul etmiş sayılırlar.

Kabin Memurları Acil Durum Eğitimlerini Nasıl Alır?

Kabin memurları uçuş eğitim binalarında verilen eğitimler ile, havada karşılaşacakları olumsuz koşullara karşı hazırlanmaktadır. Alev, duman, basınç boşalması, yangın, türbülans, hastalanan veya kural dışı yolcu gibi tüm zorlu şartlara karşı eğitimler verilmekte ve bu eğitimler her yıl tekrarlanmaktadır. Kabin memurları, yolcu emniyetini ve ilk yardımını sağlamak için gerekli bilgileri simülatör kabinlerinde, kurallar ve prosedürler doğrultusunda tek tek uygulayarak öğrenmektedir.

Ülkemizde Türk Hava Yolları (THY) Uçuş Eğitim Başkanlığı Kabin Eğitim Müdürlüğü tarafından THY Uçuş Eğitim Merkezi’nde her yıl düzenlenen eğitimler verilmektedir. Bu eğitimler sonucunda uluslararası geçerliliğe sahip olan ve başarılı olan kursiyerlere verilen sertifikayı alamayan personel, uçuş ekibine katılamamaktadır.

Peki Kabin Memurları Acil Durum Anında Nasıl Davranır?

Kabin memurlarının, acil bir durum söz konusu olduğunda ilk görevi; kaptan pilotun talimatını aldıktan sonra uçakta bulunan bütün yolcu ve ekibi, uçak sertifikasyonunda test edilmiş süreler içerisinde tahliye etmektir. Uçaklardaki kabin memuru sayısı planlanırken en önemli detay, tahliyeye uygun sayı vermektir. Tahliye için 50 yolcuya 1 kabin memuru düşmektedir. Örneğin; çalışabilir durumda olan 3 kabin memurunun bulunduğu uçakta 151 yolcu uçmasına izin verilemez, 1 kişi indirilir.

Kısacası, kabin memurları her yıl tazelenen eğitimler sonucunda, acil durum ekipmanlarını nasıl kullanacaklarını ve yolcuları nasıl yönlendireceklerini öğrenmekte ve hem uçak içinde hem de uçak dışında yaşanabilecek olası felaketlerin önüne geçerek, hayat kurtarmaktadırlar.

ETOPS Nedir?

Yolcu taşıyan uçaklar, ilk zamanlarda tek motorlu olarak üretilmiş ancak uçakların hızının artması için zamanla daha kuvvetli motorlar kullanılmış ve motor sayıları arttırılmış; zamanla iki, üç, dört hatta ağır kargo operasyonlarını yürüten Antonov An-225’te 6 adet motor kullanılmıştır. Peki ya bu motorlardan biri veya daha fazlası bozulup, işlevini yerine getiremeyecek hale gelirse uçuş süreci nasıl işliyor?

Uçak motorunun işlevi, uçağın kanatları sayesinde sağladığı kaldırma kuvvetini sürekli hale getirmek suretiyle uçağı havada tutmaktır. Günümüz yolcu uçaklarında iki adet motor bulunmaktadır ve bu motorlarda acil bir durum olması halinde uçağın en fazla kaç dakika uçabileceği ETOPS düzenlemeleri ile belirlenir.

ETOPS, “Genişletilmiş Menzilli Çift Motorlu Çalışma Performansı Standartları” anlamına gelir. Çift motorlu uçakların acil iniş için uygun olan en yakın havalimanından 60 dakikalık rotalarda uçmasına izin veren bir sertifikadır. ETOPS’un pilotlar arasında kullanılan anlamı da “Engines Turn or Passengers Swim” şeklindedir. ETOPS’un Tarihi

Genişletilmiş Menzilli İkiz Motorlu Operasyonlar için ICAO Gereklilikleri (ETOPS), çift motorlu uçaklar için modern üç ve dört motorlu uçaklarınki ile tutarlı olan genel bir operasyonel güvenlik düzeyi uygulamak üzere tanıtıldıkları 1985 yılından beri yürürlüktedir.

  • İlk defa 1985 yılında, Trans World Airlines’a çift motorlu 767 uçağını Boston’dan Paris’e uçması için özel izin verildi (ETOPS 120).
  • Birkaç yıllık ETOPS 120 deneyiminden sonra 1988 yılında 180 dakikalık ETOPS süresi uygulanmaya başladı.
  • 2009 yılında 240 dakikalık ETOPS süresi Airbus A330 ile mümkün kılındı ancak bu süre belirli durumlarda uygulanabilmektedir.
  • 2011 yılında Boeing, 777’nin üç farklı motor seçeneği için FAA’dan ETOPS 330 için tip onayı aldı ve ETOPS 330 ile ilk ticari uçuşu 2015 yılında gerçekleştirdi.
  • Airbus A350, ETOPS 370 onayı alan ilk ticari uçaktır.

ETOPS Onay Süreci

ETOPS onay süreci iki kısımdan oluşur: ilki uçak gövdesi ve motorunun temel ETOPS gereksinimlerini karşılamadığına dair tip sertifikasyonu, ikinci süreç ise havacılık otoritelerini ETOPS uçuşlarını gerçekleştirebilme konusunda ikna etmektir.

  • Tip Sertifikasyonu: Tip sertifikasyonu birtakım testleri içerir. Bu testler genellikle okyanusun üzerinde uçak motorları kapatılarak yapılır. Test uçuşu sırasında uçuş ekibinin kaybedilen motordan dolayı uçağın kontrolünde sıkıntı yaşamaması önemlidir. ETOPS 180 onayı alan bir uçak, tam kapasiteyle motorlarını kullanmadan 3 saat uçabilmelidir.
  • Operasyonel Sertifikasyon: İkinci süreç ETOPS operasyonel sertifikasyonu olarak adlandırılır ve normal mühendislik ve uçuş prosedürlerine ek olarak ek özel mühendislik ve uçuş ekibi prosedürlerine uyumu içerir. Pilotlar ve mühendislik personeli, ETOPS için kalifiyeli ve eğitimli olmalıdır. Uzun mesafeli uçuşları gerçekleştiren deneyime sahip bir hava yolu şirketine derhal ETOPS operasyon onayı verilebilir, diğerlerinin ise bir dizi ETOPS kanıtlama uçuşu ile yeteneklerini göstermesi gerekebilir.

Deprem Uçakta Hissedilebilir Mi?

Bir uçak yolculuğu yapıyorsunuz ve uçağın penceresinden küçücük görünen binaların yıkıldığını görüyorsunuz ve korkmaya başlıyorsunuz. Aklınıza ilk gelen şeylerden biri acaba uçakta depremi hisseder miyiz? Bu sorunun cevabı deprem olursa ve bizde uçaktaysak bunu hissetmeyiz ama deprem uçağı çok az da olsa etkiler. Atmosferdeki gazların kütlesinden dolayı depremin etkisi dalgalarla uçağı etkiler. Ancak uçuş emniyeti açısından olumsuz bir etki yaratmaz. Depremlerin oluşturduğu sismik dalgalar normal bir uçağın uçuş yüksekliği olan 30.000 feet yani 9.144 metre ‘ye ulaştığında yoğunluğu iyice düşmüş olacaktır.

Deprem anında en güvenli yerlerden biri de uçaklardır. Tabii havada oldukları sürece. Depremin olması tabii ki de uçağın havaalanına inmesini ve kuleyle irtibatının zorlaşmasına neden olur.

Depremin Uçaklara Dolaylı Etkileri

  • İneceğiniz havaalanının kulesi zarar görebilir.
  • Pilotların kule ile iletişim kurduğu radar ve radyo sistemleri zarar görebilir.
  • Pist ışıkları ve aydınlatma sistemleri hasar alabilir.
  • Pistte bulunan ve uçakların güvenle inmesini sağlayan ILS sistemi depremden dolayı hasar alabilir.
  • Uçak pisti depremden dolayı zarar görmüş olabilir ve uçağın inişine engel oluşturabilir.

Pistler deprem nedeniyle çok ciddi hasar alabilir ve o esnada iniş yapmak üzere olan bir uçak olabilir. Pilotların tehlikeli bir durumla karşılaştığı çok açık. Kontrol kulesindeki görevli kontrolör eğer pilotla iletişim kurabilirse onu farklı bir havaalanına yönlendirebilir ama kontrolör depremden etkilendiyse burada pilota fazlasıyla iş düşüyor. Pilotun iyi bir gözlem yapması, durumu değerlendirmesi ve bir acil durum planı yapması gerekir.

Acil Çıkış Yolcusu Nedir? Sorumlulukları Nelerdir?

Çoğu uçak yolcusu, acil çıkış koltuklarını oturma mesafesi geniş olduğu için seçmektedir. Aslında bu koltuklarda oturmanın yasal sorumluluklarının yanı sıra acil durumlarda diğer yolcuları güvenli bir şekilde tahliye etmek gibi sorumlulukları da bulunmaktadır. Bir uçağın acil durum çıkış koltuklarından birini seçildiğinde, konumuyla birlikte gelen tüm görevler üstlenilmesi gerekiyor. Hatta çoğu havayolu, bu görevleri açıkça belirtiyor, bunları listeliyor. Kabin memurları acil çıkış yolcularına meydana gelebilecek acil durumlarda bu sorumlulukları yerine getirip getiremeyeceklerini veya istekli olup olmadıklarını soruyor. Onay verildiği takdirde acil çıkış yolcuları tüm sorumlulukları üstlenmiş bulunur. Acil Çıkış Yolcularının Gereksinimleri

  • En az 15 yaşında olunmalı.
  • Acil çıkış kapağını kaldırıp manevra yapabilecek fiziksel yeteneğe sahip olmalıdır.
  • Görevleri üstlenmeye hazır ve istekli olduklarını beyan etmeleri gerekir.
  • Bir refakatçinin veya personelin yardımına ihtiyaç duymaması gerekir.
  • Özel yardıma ihtiyaç duyan herhangi biriyle (bebek) veya bir hayvanla (hizmet hayvanları dahil) seyahat etmesi gereklidir.
  • Havayolunun kendi ulusal dilini konuşup okuyabilmesi gereklidir.
  • Emniyet kemeri uzatmasına ihtiyaç duymaması gereklidir.
  • 27 kg kaldırabilecek kabiliyete sahip olması gereklidir. (Sadece pencere çıkışları için)
  • Tahliye prosedürlerini ve mürettebat talimatlarını anlayabilir ve bu bilgileri diğer yolculara sözlü olarak aktarabilmelidir.

Acil Durum Sırasındaki Bir Kişinin Genel Olarak Sahip Olduğu Görevler

Acil durumda bir kişinin genel olarak sahip olduğu görevler arasında acil durum kapağını hızlı bir şekilde açmak, sürgüyü serbest bırakmak ve korkmuş yolcuları çıkarmak yer alır. Tahliye sırasında yeterince iyi duyabilmek ve görebilmek gerekir. En önemlisi mürettebatın talimatlarını anlamak ve bunları uygulayabilmek gerekir.

Uçaklar Tek Motorla Uçabilir Mi?

Yolcu uçakları genel olarak değerlendirildiğinde iki ya da daha fazla motorla uçar. Fakat bütün uçaklar tek motorları eksik şekilde de uçabilirler. İki motorlu bir yolcu uçağında bütün planlamalar tek motora göre yapılır. Yani uçağın motorlarından bir tanesi bozulsa bile uçak tırmanışa sıkıntısız bir şekilde devam edebilir. Kısacası ikinci motor güvenlik için bulunur da diyebiliriz. Bir motorun arızalanması uçakların güç ve hızında azalmaya neden olacaktır. Bu yüzden pilotlar daha düşük irtifaları tercih etmelidirler. Tek motor arızalandığında uçuş biraz zor olacağından uçağın iniş hedefi değiştirilebilir. Uçakların Havada Tüm Motorları Durursa Ne Olur?

Uçaklarda uçmayı sağlayan iki temel öğe vardır. Kanatlar ve motorlar. Uçak motorlarının durmasının farklı sebepleri olabilir. Bunlara örnek olarak motora kuş girmesi, yağ sızıntısı verilebilir.  Fakat uçağın iki motorunun da aynı anda bozulması çok düşük bir ihtimaldir. İki motoru da bozulduğu takdirde bu uçağın direkt olarak yere çakılacağı anlamına gelmez. Tüm motorları bozulan bir uçak sorunsuz bir şekilde 150 km uçabilir. Böylece kanatlar ve dümen ayarlaması yapılarak uygun bir iniş alanı bulup uçağın süzülerek inmesi sağlanabilir.

Hava Trafik Kontrolörleri Acil Durumu Nasıl Yönetir?

Havacılık sektörü seyahat ve taşıma yönünden diğer sektörlere kıyasla daha güvenli olmasının yanında acil durum ya da kaza gibi olaylara da şahitlik etmiştir. Havacılıkta yaşanan acil durumlar doğru şekilde kontrol edilemezse büyük mal kayıplarına hatta ölümcül kazalara sebebiyet verebilir. Havacılıkta acil durum yönetiminde trafik kontrolörlerin rolleri büyüktür.

Muhabere Kaybında

Muhabere kaybı, pilot ile hava kontrolörünün arasındaki iletişimin kopması ile oluşan duruma denir. Eğer pilot kontrolörün mesajlarını alabiliyor fakat, bunu sesli olarak geri bildiremiyorsa, tanıtma işareti göndererek mesajın alındığını karşı tarafa bildirir. İki taraf arasında asla iletişim kurulamıyorsa pilot transponder kodu olarak 7600 kodunu bağlar. 7600 kodu havacılıkta radyo kaybı anlamına gelmektedir. Muhabere kaybı yaşayan uçak ile iletişim kurmak için farklı yöntemler kullanılabilir. Aynı kontrol bölgesinde, aynı şirkete ait uçan bir uçak daha varsa bu uçağa muhabere kaybı yaşayan uçağın bilgisi verilerek çağrı yapması istenir. Aynı şirkete ait uçak yoksa herhangi bir uçağa, muhabere kaybı yaşayan uçakla iletişim kurması için talepte bulunulur. En önemli alternatif iletişim aracı acil durum frekanslarıdır. Uçuş durumunda olan tüm uçaklar acil durum frekanslarını dinlemek zorundadır. 121.5 frekansı acil durum frekansı olarak kullanılmaktadır. Muhabere kaybı yaşayan uçaklara bu frekanstan çağrı yapılarak iletişim kurulması sağlanır. Buzlanma

Meteorolojik olayların sonucunda meydana gelen ve uçağın havada kalmasını zorlaştıran bir olaydır. Buzlanma rapor edildiği zaman hava trafik kontrol birimi diğer trafiklere bilgi vermeli, mümkünse uçakların süratlerine müdahale etmeden hızlı yaklaşmalarına müsaade etmelidir. Buzlanmanın olduğu bölgelerde uçaklar bekletilmemelidir. Pilot uçağın buzlanmasını önlemek için yüksek hızla ve hızlı bir alçalma oranıyla alçalma talep etmelidir ve bu talep karşılanmalıdır. Kötü hava koşullarında uçakların buzlanmasını engellemek için De-icing ve Anti-icing işlemleri yapılmaktadır. Uçakların kanatları, gövdesi ve hareket kabiliyetine etki eden diğer parçaları kalkıştan önce donma noktası düşük malzemelerle yıkanmaktadır. Bu işleme Anti-icing denmektedir. Motor Arızası

Kuş çarpması, yakıt problemleri, mekanik problemler, basınç problemleri, türbülans, meteorolojik problemler motor arızasına sebep olabilen etmenlerdir. Motor arızası yaşayan bir uçak, motorunu tekrar çalıştırmak için hava akışını hızlandırarak hava trafik biriminden alçalma talep edebilir. Eğer motor arıza sorunu çözülemezse en yakın meydana iniş planlanmalı ve gerekli güvenlik önlemleri alınmalıdır. Tek motorda meydana gelen arıza emniyetli bir iniş gerçekleştirmeye engel değildir ancak iki motorda da arıza oluştuysa bu durum kritiktir ve her olasılık hesaplanıp, her olasılığa göre hazırlık yapılmalıdır. Motor arızası olan uçak iniş yaptıktan sonra pist kontrolü yapılır ve pist temizse inişlere müsaade edilir.

Havada Yakıt Boşaltma Prosedürü Nasıldır?

Uçakla seyahat ederken kafanızı pencereye doğru çevirdiğinizde gördüğünüz, hatta yerden bakıldığında bile gözle görülebilen ve kanatlardan çıkan beyaz bir sıvı görülebilmektedir. Peki, pilotlar neden yakıt boşaltımı yaparlar? Neden maliyeti yüksek olan yakıtı boşaltma ihtiyacı duyarlar? Bu durumun birçok sebebi vardır.

Uçakların Ağırlık Limitleri

Uçakların güvenlik limitleri ile belirlenen maksimum iniş ağırlıkları vardır ve bu genellikle kalkış ağırlığından daha düşüktür. Bunun nedeni ise gidilecek yere kadar gerekli olan yakıttır. Yakıt kullanılıyor ve uçak varacağı meydana geldiği zaman kullanılan yakıtın ağırlığı kadar hafiflemektedir. Bu limitlere uyulduğu takdirde inişinden sonra uçak, yapısal bir hasara uğramıyor. Uyulmadığı takdirde ise uçağın iniş takımları ve gövdesi yapısal hasara uğrayabilir ve bakıma alınabilir. Uçakların ağırlıkları üretilen tipe göre farklılık göstermektedir.

Uçakta Yaşanan Acil Bir Durum

Kalkıştan sonra, uçakta yaşanan teknik arıza ya da hastalanan yolcu nedeni ile yaşadığı acil durumdan sonra pilotlar kalkış gerçekleştirilen meydana ya da yakındaki bir meydana iniş yapabilmek için ağırlığı azaltabilmek adına yakıt boşaltımı yapmaktadırlar. Bu işleme fuel dumping ya da fuel jettison ismi verilmektedir. Her uçakta yakıt boşaltım sistemi bulunmamaktadır. Sistem bulunmayan uçaklar, kule tarafından belirlenen güvenli rota ve irtifada tur atarak yakıtı yakarlar. Boşaltılan yakıt, yüksek irtifalarda bırakıldığı için yere inmeden gaz bulutu olarak dağılmaktadır.

Dump Sistemi Bulunan Uçaklar

Bu sistem her uçak tipinde bulunmamaktadır. Ancak havayolu şirketleri, dump sisteminin bulunmadığı uçaklara fazladan bir işlem ile birlikte ekleyebilmektedirler. Geniş gövdeli yani, Airbus 330, 350, 380 ve Boeing 747, 777 uçaklarına bu sistem eklenebilmektedir. Dar gövde, yani Airbus 320 ve Boeing 737 gibi modellerde bu sistem bulunmamaktadır.

‘Mayday’ Kelimesi Ne Anlama Gelir?

Uçaklarda acil bir durum yaşandığında kokpitte neler yaşanır ve pilotlar nasıl bir yol izler? ‘MayDay’ çağrısı ne anlama gelmektedir? Hangi durumlarda bu çağrı kullanılır? Uçaklar, en güvenli ulaşım yollarının başında gelmektedir. Gün geçtikçe artan teknoloji sayesinde günümüzdeki uçak yolculukları daha güvenli hale gelmektedir. Ancak bazı zamanlarda ‘acil durum (emergency)’ adı verilen anlar yaşanılabiliyor. Bu anlarda pilotlar, gerekli prosedürleri uygulayarak, acil durumdan mümkün olabildiğince hızlı ve hatayı en aza indirgeyerek can ve mal kaybına engel olmaktadırlar. Pilotların acil bir durumda uygulaması gerekli olan prosedürlerden biri de ‘MayDay (Acil Durum Çağrısı)’dır. Acil durum çağrısı, bulunan radyo istasyonları ya da uluslararasındaki frekansı 121,5mhzile yapılmaktadır. Yer ile temasa geçilir, eğer yer ile bağlantı sağlanamazsa, havadaki diğer uçaklardan mayday çağrısını iletmesini talep edebilmektedir. Bir uçak mayday çağrısı yaptığında, havada aynı frekansta bulunan uçaklar sessizlik sağlamalıdır.

Mayday Çağrısı Gerektiren Durumlar Hangileridir?

  • Zorunlu iniş
  • Motor durması
  • Uçaktaki yangın ya da yapısal hasar
  • Uçağın tamamen kaybolması
  • Uçakta bulunan yakıtın azalması
  • Meteoroloji şartlarının pilotun uçamayacağı seviyeye düşmesi
  • Gece uçuşuna izin verilmeyen uçuşlarda karanlığın çökmesi

gibi durumlardır.

Mayday Çağrısı Nasıl Yapılmaktadır?

Sırasıyla şu şekilde çağrı yapılmaktadır;

  • Mayday Mayday Mayday
  • Aranılan İstasyon
  • Uçağın Çağrı Adı
  • Uçağın Tipi
  • Acil Durumun Türü
  • Sorumlu Olan Pilotun Niyeti
  • Uçağın Acil Durum Anındaki ya da Bilinen Son Konumu (İrtifa/İstikamet)
  • Pilotların Lisansları ve Derecelendirmeleri gibidir.

Faydalı Olabilecek Diğer Bilgiler İse Şunlardır;

  • Uçağın Havada Kalış Süresi
  • Uçaktaki Kişi Sayısı
  • Uçağın Rengi ve İşaretleri
  • Uçakta Bulunan Hayatta Kalma Araç-Gereçleri

Ayrıca, sahte bir çağrı yapılması durumunda birçok ülkede geçerli olan hapis ve tazminat cezaları ile cezalandırılırlar.

 

 

resmin alt tagı

Herkes İçin Havacılık Derneği, 2015 yılında öğrenciler tarafından kurulan ve yönetilen bir dernek olarak İLK ve TEK olma özelliğiyle havacılık tarihine imzasını bırakmıştır.

Bugün itibariyle ise 3150+ üyesi ve 7 temsilciliği ile Havacılığın En Büyük Sivil Toplum Kuruluşu haline gelmiştir.

Mail Formu

     

    İletişim

    Yenişehir Mahallesi Osmanlı Bulvarı No:2 Ayport Sitesi A Blok Ofis No:2
    Pendik/ İstanbul

    info@herkesicinhavacilik.com