resmin alt tagı

Havacılık Yönetimi Lisans Öğrencilerinin Meslek Tercih Eğilimlerinin İncelenmesi

Havacılık yönetimi bölümünden mezun olan kişiler havayolu işletmelerinde, havalimanı işletmelerinde, yer hizmeti kuruluşlarında, hava kargo kuruluşlarında, havacılık otoritelerinde çalışabilmektedirler.

Havacılık yönetimi lisans öğrencilerinin meslek tercihleri genellikle havacılık sektöründe liderlik ve yönetim pozisyonlarına odaklanır.

En Çok Tercih Edilen Meslekler

  1. Havayolu İşletmeciliği: Havayolu şirketlerinde yönetim pozisyonlarına ilgi duyan öğrenciler, operasyonlar, insan kaynakları, gelir yönetimi gibi alanlarda kariyer yapmayı hedefler.
  2. Havalimanı Yönetimi: Havalimanlarında idari veya operasyonel pozisyonlarda çalışmak isteyen öğrenciler, terminal işletmeciliği, hava trafiği kontrol, güvenlik ve lojistik gibi alanlarda uzmanlaşmayı düşünür.
  3. Havacılık Emniyeti: Havacılık sektöründe güvenlik ve emniyet açısından uzmanlaşmak isteyen öğrenciler, havacılık emniyeti veya sivil havacılık otoritelerinde çalışmayı hedefler.
  4. Havacılık Danışmanlığı: Havacılık sektöründe şirketlere danışmanlık yapmak isteyen öğrenciler, havacılık yönetimi becerilerini kullanarak stratejik planlama, operasyonel iyileştirme ve maliyet analizi gibi alanlarda uzmanlaşabilir.
  5. Hava Taşımacılığı Lojistiği: Hava kargo ve lojistik şirketlerinde çalışmak isteyen öğrenciler, tedarik zinciri yönetimi, lojistik operasyonları ve hava kargo operasyonları gibi alanlarda kariyer yapmayı hedefler.

Bu tercihler, öğrencinin ilgi ve yeteneklerine göre değişebilir. Ayrıca, deneyim, ağ ve mezuniyet sonrası eğitim de kariyer yolunda önemli rol oynayabilir.

İnsansız Hava Araçları ve Otopilotlar

 

İnsansız Hava Aracı Nedir?

İnsansız hava araçları kısaca İHA olarak adlandırılırlar. Günümüzde yaygın olarak kullanılan dronlar için de insansız hava aracı diyebiliriz. İnsansız hava araçları, uçuş esnasında fiziksel olarak içerisinde insan bulunmayan hava araçlarıdır. İnsansız hava araçları yönetilme şekillerine göre uzaktan kumanda edilerek uçanlar ve belli bir uçuş planı üzerinden otomatik olarak uçanlar olmak üzere ikiye ayrılırlar.

İnsansız hava araçlarının en büyük avantajlarından biri de aracın içerisinde aracı kontrol edecek bir insan olmadığı için aracın manevra ve operasyon kabiliyetleri yüksek olur. Bu da aracın düşman tarafından fark edilebilme ihtimallerinin azalmasını sağlar.

 

İHA Sınıflandırmaları

İHA’lar kullanım alanlarına göre sınıflandırılabilirler.

  • Sivil ve Ticari İHA’lar
  • Çatışma İHA’ları: Saldırı kapasitesine sahip olan ve yüksek riskli görevlerde kullanılan insansız hava araçlarıdır.
  • Lojistik İHA’lar: Hızlı bir şekilde kargo teslimi için kullanılan insansız hava araçlarıdır.
  • Araştırma ve Geliştirme İHA’ları: İnsansız hava araçlarını geliştirmek amacıyla üzerlerinde deneme yapılan araçlardır.
  • Keşif ve Gözetleme İHA’ları: Askeri olarak kullanılırlar. Düşmana ait bilgileri toplamak için kullanılan insansız hava araçlarıdır.
  • Hedef ve Yem İHA’ları: Askeri olarak kullanılırlar. Düşmana karşı yem olarak kullanılan insansız hava araçlarıdır.

Otopilot Nedir?

Otopilot, otomatik pilotun kısaltılmış hâlidir. Havacılıkta otopilot, bir hava aracının kontrolünün sürekli olarak manuel bir şekilde bir insan tarafından kontrol edilmemesi durumudur. Otomatik pilotlar operatörlerin aracı kontrol etmesine yardımcı olur.

Otopilot Hangi Durumlarda Kullanılır?

Otomatik pilot uçağın kalkışından kısa bir süre sonra devreye girer. Uçak inişe geçene kadar otomatik pilot aktif hâlde kalır ve iniş esnasında kontrolü pilot devralır. Aynı zamanda pilotun görüş alanının azaldığı durumlarda ve uçuş sisteminin arızalandığı durumlarda pilotun kontrolünde devreye girer.

Uçaklar İçin Neden Yüksek İrtifalara Çıkmak Avantajlıdır?

 

Uçakların yüksek irtifalara çıkmasının ekonomik, kötü hava koşullarından ve trafikten kaçınma, acil durumlarda müdahalenin kolaylaşması gibi bazı avantajları vardır.

Ekonomik Avantaj

Atmosferde yükseldikçe yer çekimi kuvveti azalır. Yer çekiminin azalması gazların yoğunluğunda da azalmaya sebep olur. Uçaklar yoğunluğu az olan gazın içerisinde yoğunluğu fazla olan gaza göre daha rahat hareket edebilmektedirler. Yani daha az yakıt kullanarak daha hızlı yol alabilirler. Bu durum ekonomik açıdan önem arz etektedir.

Kötü Hava Koşullarından Kaçınmak

Hava olaylarının çoğu 36 bin feet’e kadar olan troposferde gerçekleşmektedir. Troposfer tabakasının üzerinde olmak kötü hava koşullarından kaçınmayı sağlar. Bu sebeple uçakların troposferin üzerinde uçması hava koşulları sebebiyle oluşabilecek olası tehlikeleri önlemiş olur.

Trafikten Kaçınmak

Alçak atmosferde bulunma ihtimali olan kuşlar, böcekler, helikopterler ve hafif uçaklar nedeniyle hava trafiği yaşanabilmektedir. Uçaklar maksimum irtifada uçarak trafiğin önüne geçmiş olurlar.

Acil Durum Müdahaleleri

Yüksek irtifada uçan uçakta oluşan bir arızaya müdahale etme süresi alçak irtifada uçan uçağa göre daha fazladır. Yani bu demektir ki yüksek irtifadaki uçakta oluşan herhangi bir arızayı gidermek için manevra yapmadan önce düşünmek için daha fazla zaman vardır. Bu durum daha güvenli bir ortam oluşturmuş olur.

 

Kumanda Kontrol Sistemlerinden Lövye ve Joystick Ne Demektir?

Uçaklarda lövye ve Joystick uçağın hareketini kontrol eden kumandalardır.

Lövye ve Joystick

Pilot, lövyeyi hareket ettirerek uçağın yönünü ve yüksekliğini kontrol eder. Lövye, pilotun uçuş kontrol yüzeylerine (ailerons, elevators ve rudder gibi) girdi yapmasına yardımcı olur ve pilotun uçağı istenen şekilde yönlendirmesini sağlar. Bu sayede uçağın kontrolü sağlanmış olur.

Joystick, pilotun elinde bulunan kolu olan bir cihazdır. Genellikle kokpitin ön tarafında bulunur ve pilotun eliyle kolayca kullanılabilmesi için ergonomik bir yapıya sahiptir. Joystick, uçağın yönünü, yüksekliğini ve eğimini kontrol etmek için kullanılır. Pilot joysticki ileri veya geri hareket ettirerek uçağın yönünü belirler. Sağa veya sola döndürerek uçağın yatışını kontrol eder. Ayrıca yukarı veya aşağı hareket ettirerek uçağın yüksekliğini ayarlar.

Joystick, çok sayıda sensör ve elektronik bileşenlerle bütünleşmiş olarak çalışır ve pilotun girdilerini uçak kontrol sistemi tarafından anlaşılır hale getir. Bu sayede pilot, uçağın istenen şekilde yönlendirilmesini sağlar ve uçuş kontrol yüzeylerine gerekli komutları iletebilir.

Uçak kontrolünde kullanılan lövye ve joystick genellikle aynı işlevi yerine getirir, ancak tasarımsal farklılıkları vardır. Lövye genellikle bir sap şeklinde ve pilotun eliyle sıkıca kavranabilen uzun bir griftir. Joystick ise genellikle daha kısa ve yuvarlak bir tasarıma sahiptir.

Lövye Kullanımının Avantajları

  • Ergonomi: Lövye, genellikle pilotların eline daha doğal bir şekilde oturur, bu da uzun uçuşlarda daha az yorgunluk anlamına gelir.
  • Hassasiyet: Lövye genellikle daha uzun bir kolu olduğundan, pilotlara daha hassas kontrol imkânı sağlar.

Joystick Kullanımının Avantajları

  • Hızlı Tepki: Joystick, daha kısa bir hareket mesafesine sahiptir, bu da hızlı tepki verme yeteneğini artırır.
  • Dijital Kontrollerle Uyumlu: Joystick, dijital uçuş sistemleriyle daha iyi uyum sağlayabilir, çünkü genellikle elektronik kontrollerle entegre edilebilir.

 

Her iki kontrol yöntemi de pilotun tercihlerine, uçağın tasarımına ve kullanım amacına bağlı olarak seçilebilir. Lövye genellikle büyük uçaklarda, özellikle de ticari uçaklarda tercih edilirken, joystick daha küçük uçaklarda ve genellikle hafif uçaklarda kullanılır. Bu tür uçaklarda joystick manevra kabiliyetini arttırır.

Havacılık Sektöründe Kullanılan Yakıtların Havaya Saldığı Zararlı Gazlar Nelerdir?

Havacılık endüstrisinde petrolden elde edilen nafta ve kerosen tipi yakıtlar kullanılmaktadır. Her iki yakıt da petrolden damıtılarak elde edilir. Yolcu uçaklarında kullanılan yakıtların çevreye yaydıkları gazlar, zehir oranı yüksek gazlardır. Bu gazlar, ozon tabakasına yakın bir noktadan salındığı için ozon tabakasına olan etkileri yüksektir.

Kullanılan Yakıtların Havaya Saldığı Zararlı Gazlar

  1. Karbon Dioksit (CO2): Uçaklarda kullanılan yakıtın neredeyse 3 katı kadar karbon dioksit gazı açığa çıkar. Atmosfere salınan karbon dioksitin %2’si havayolu tarafından oluşmaktadır.
  2. Nitrojen Oksit (NOX): Nitrojen oksit, uçak yakıtının yüksek basınçta ve ısıda yakılmasıyla açığa çıkar. 1 kilogram yakıt yakıldığında ortalama 11-18 gram nitrojen dioksit gazı açığa çıkar. Bu gaz ozon tabakasına zarar veren bir gazdır.
  3. Karbon Monoksit (CO): Karbon monoksit gazının uçak alçak irtifalardayken çevreye olan olumsuz etkisi daha fazladır.
    Hidrokarbonlar (HC): Hc emisyonu diğer gazlara oranla çok daha düşüktür.
  4. Sülfür Dioksit (SO2): Sülfür dioksit motorun içerisinde bulunan yakıt içindeki sülfür bileşiklerinden oluşur. Bu bileşiğin yanması sonucu asit ortaya çıkar.

Havacılık Endüstrisi Uluslararası Düzenlemelere Nasıl Uyum Sağlar?

Havacılık endüstrisi uluslararası havacılık otoriteleri sayesinde uluslararası düzenlemelere uyum sağlamaktadır.

Otorite Nedir?

Otorite, herhangi bir konudaki yeterliliğini herkese ispatlamış bir kişinin ya da kurumun kendine sağladığı güven, itaat yaptırım koyma ve kullanma gücüdür.

Uluslararası Havacılık Otoriteleri Nelerdir?

  • ICAO-Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü: Sivil havacılıktaki kuralları ve gerçekleşen faaliyetleri en geniş kapsamlı olarak düzenleyen uluslararası bir kuruluştur. En önemli görevi ise uluslararası düzeyde hava taşımacılığının emniyetli, verimli olabilmesi için üye devletlerin birbirleriyle iş birliği içerisinde çalışmasını sağlamaktır. Ülkeler, havacılığa dair yapacakları düzenlemeleri ICAO’nun belirlediği standartlara göre hazırlamalıdırlar.
  • IATA-Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği: IATA’nın amacı uluslararası hava ulaşım hizmetiyle ilgilenen işletmeler arasında iş birliği kurmaktır. Aynı zamanda hava ulaşımının düzenli, ekonomik ve emniyetli olmasını sağlar. Hava ticaretinin geliştirilmesi, hava ulaşımının düzenli, ekonomik ve emniyetli olması gibi sorunlarla ilgilenir.
  • EUROCONTROL-Avrupa Hava Seyrüseferi Güvenliği Teşkilatı: Asıl amacı Avrupa bölgesindeki hava trafik operasyonlarının verimli, çevre dostu ve emniyetli gerçekleşmesini sağlamaktır.
  • ACI-Uluslararası Havalimanları Konseyi: Havalimanı işletmelerinin çıkarlarının ve önceliklerinin ön planda tutulduğu bir otoritedir.

Uçakların Yakıt Depoları Nerededir?

 

Uçaklarda yakıt deposu birçok farklı yerde bulunabilmektedir.

Genellikle yakıt deposu, uçakların kanatlarında ve gövdede bulunur. Uçağın her iki kanadında bulunan yakıt depoları, uçuş için gerekli olan yakıtın %70’ini içerirken gövdede bulunan yakıt deposu ise %30’unu içermektedir. Ekstra olarak uçaklarda yedek yakıt deposu da bulunmaktadır. Bu depo ise uçakların yatay kuyruğunda bulunur. İhtiyaç hâlinde son olarak buradaki yakıt kullanılır.

Yakıtın Çoğu Neden Kanatlarda Bulunur?

  • Depodaki yakıt tükendikçe uçağın ağırlık merkezi değişeceğinden dolayı yakıtın büyük bir kısmı uçağın kanatlarında bulunmaktadır. Eğer ki yakıt deposu gövdenin önünde veya arkasında bulunsaydı, uçuş sırasında azalan yakıt uçağın dengesinde bozulmaya sebep olurdu. Bu da uçuş sırasında büyük bir problem oluştururdu.
  • Uçuş esnasında gövdede bulunan ağırlık kanatlara biner. Bu durumda kanatların sağlam olması gerekir. Yakıt depoları kanadın yatayla oluşturduğu açıyı korur.
  • Hava akımından dolayı kanatlarda bir çırpınma hareketi oluşur. Bu çırpınma hareketinin büyüklüğü uçak kanadına zarar verir. Kanatlarda bulunan yakıt depoları bu hareketi minimuma indirerek kanadın hasar görmesine engel olur.

Otomatik ve Manuel Pilotaj Arasındaki Fark Nedir?

 

Otomatik Pilotaj Nedir

Otomatik pilotaj, bir aracı veya sistemleri belirli bir şekilde kontrol etmek için kullanılan bir teknolojidir. Programlanmış talimatlar veya sensörler aracılığıyla aracın işlevlerini gerçekleştirir ve kullanıcının müdahalesine gerek duymadan hareket edebilir. Örneğin, uçaklarda otomatik pilotaj sistemi, hedef rotaya göre yükseklik, hız ve yön gibi parametreleri kontrol edebilir.

Manuel Pilotaj Nedir

Manuel pilotaj, insan kullanıcının doğrudan aracı veya sistemleri kontrol etmesidir. Bu durumda, kullanıcı araca komutlar verir ve araç bu komutlara göre hareket eder. Örneğin, bir uçakta pilot, kontrol yüzeylerini (kumanda kolları ve pedal) kullanarak uçağın hareketlerini kontrol eder.

Otomatik Pilotajın Avantajları

  • Güvenlik Artışı: Otomatik pilotaj, insan hatalarını azaltarak uçuş güvenliğini artırabilir.
  • Yakıt ve Enerji Verimliliği: Otomatik sistemler, optimal uçuş parametreleri ile yakıt tüketimini minimize edebilir.
  • Yorgunluk Azaltma: Uzun uçuşlarda pilot yorgunluğunu azaltarak seyahat konforunu artırabilir.
  • Hassas Kontrol: Otomatik pilot, hassas uçuş kontrolü sağlayarak belirli koşullarda daha iyi performans gösterebilir.
  • Uçuş Planlama ve Takip: Rotaya göre otomatik uçuş planlaması ve takibi yapabilir.

Otomatik Pilotajın Dezavantajları

  • Teknik Arızalar: Sistem hataları veya teknik arızalar, otomatik pilotajın güvenilirliğini azaltabilir.
  • İnsan Müdahalesi Gerekliliği: Acil durumlarda insan müdahalesi gerekebilir, bu da pilotun sürekli olarak uyanık ve hazır olmasını gerektirir.
  • Yüksek Maliyet: Otomatik pilot sistemleri yüksek maliyetli olabilir, bu da uçakların genel maliyetini artırabilir.
  • Gelişmiş Eğitim Gereksinimi: Pilotlar, otomatik pilot sistemlerini kullanabilmek için özel eğitim almalıdır.
  • Teknolojik Bağımlılık: Otomatik pilotajın aşırı güvenilmesi durumunda, pilotların manuel uçuş becerileri zamanla azalabilir.

Manuel Pilotajın Avantajları

  • Esneklik ve Beceri: Manuel pilotaj, pilotlara uçağı çeşitli koşullarda esnek bir şekilde kontrol etme yeteneği sağlar.
  • Acil Durum Müdahalesi: Pilotlar, beklenmeyen durumlar veya acil durumlar karşısında hızlı ve esnek bir şekilde tepki verebilirler.
  • Duygusal İşlevler: Pilotlar, empati ve duygusal anlayış gibi insana özgü yetenekleri kullanarak yolcu memnuniyetini artırabilirler.
  • Maliyet: Manuel pilotaj, otomatik sistemlere kıyasla başlangıçta daha düşük maliyetli olabilir.
  • Becerilerin Sürdürülmesi: Manuel pilotaj, pilotların manuel uçuş becerilerini sürdürebilmelerine olanak tanır.

 

Manuel Pilotajın Dezavantajları

  • Yorgunluk ve Dikkat: Uzun süreli uçuşlarda pilot yorgunluğu ve dikkat dağılması riski vardır.
  • İnsan Hataları: İnsan faktörü, manuel pilotajda hataların kaynağı olabilir ve bu da güvenlik riski yaratabilir.
  • Enerji Tüketimi: Pilotların manuel kontrolü, otomatik sistemlere göre daha fazla enerji tüketebilir.
  • Uçuş Parametrelerinin Optimize Edilmesi: Otomatik sistemler, uçuş parametrelerini daha iyi optimize edebilirken, manuel pilotaj bu konuda daha sınırlı olabilir.
  • Eğitim ve Beceri Gereksinimi: Manuel pilotaj, uzun ve özel eğitim gerektirebilir; bu da pilotların yeteneklerini sürdürebilmeleri için sürekli eğitim alması anlamına gelir.

Eskiyen Uçaklar Nasıl Yenilenir ve Modernize Edilir?

Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte uçaklar da performanslarının arttırılması amacıyla yenilenirler. Eski uçakları yenilemek ve modernize etmek, birkaç farklı adım içeren detaylı bir süreçtir.

Uçakların Yenilenme Aşamaları

  • Kapsamlı Bir Değerlendirme: Öncelikle, uçağın mevcut durumunu gözden geçirmek için bir değerlendirme yapılması önemlidir. Motorlar, kanatlar, gövde, aviyonik sistemler gibi tüm bileşenler değerlendirilmeli ve gereksinimler belirlenmelidir.
  • Yapısal Güçlendirme ve Yenileme: Uçakların yapısal bileşenleri zamanla aşınabilir veya eskiyebilir. Bu nedenle, modernize edilen uçaklarda yapısal güncellemeler yapılması önemlidir. Örneğin, daha hafif malzemelerle yapılan yeniden tasarlanmış kanatlar veya gövde parçaları kullanılabilir.
  • Aviyonik Güncellemeler: Eski uçakların aviyonik sistemleri genellikle eski teknolojiye dayanır. Bu nedenle, navigasyon sistemleri, otomatik pilot, iletişim ekipmanları ve diğer aviyonik bileşenlerin güncellenmesi önemlidir. Daha modern ekipmanlar, uçağın performansını artırabilir ve güvenliği sağlayabilir.

  • Motor Yükseltmeleri: Uçak motorları teknoloji ilerledikçe daha verimli ve güçlü hale gelir. Eski uçakların motorları modernize edilerek daha yüksek performans, daha az yakıt tüketimi ve daha az emisyon elde edilebilir.
  • Yakıt Verimliliği İyileştirmeleri: Yakıt verimliliği önemli bir faktördür. Eski uçakların yakıt verimliliği sık sık modern uçaklara göre daha düşüktür. Yapılan yapısal iyileştirmeler, aerodinamik geliştirmeler ve hafif malzemelerin kullanımıyla yakıt tüketimi azaltılabilir.
  • Yolcu Konforu: Eski uçakların iç mekânı ve kabin düzenlemesi genellikle modern standartlara uymaz. Yolcu konforunu artırmak için koltuklar, eğlence sistemleri ve diğer iç mekân özellikleri güncellenebilir.
  • Güvenlik Geliştirmeleri: Eski uçaklar, modern güvenlik gereksinimlerini karşılamayabilir. Bu nedenle, modernizasyon sürecinde güncel güvenlik standartlarına uygun hale getirmek için yenilikler yapılmalıdır.

Bu adımların her biri, eski uçakları yeniden canlandırarak daha güvenli, verimli ve modern hale getirmeye yardımcı olur. Ancak, her uçak tipi için spesifik gereksinimler ve maliyetler bulunur. Bu nedenle, modernizasyon sürecinde bir uzmana danışmak önemlidir.

 

Uçak Motoru Nasıl Çalışır?

Uçak motorları oldukça karmaşık sistemlerdir ve havacılık mühendisliği alanında derinlemesine incelenirler. Uçak motorları, havacılıkta kullanılan 2 temel türü bulunan motorlardır: pistonlu motorlar ve jet motorları. İki tip motor da farklı prensiplere dayanmaktadır.

Uçak Motor Tipleri

Pistonlu motorlar, içten yanmalı motorlara benzer ve genellikle küçük uçaklarda kullanılır. Bu motorlar, silindirlerde meydana gelen patlama gücünü kullanarak ileri doğru itme sağlar. Silindirlerdeki yanma sonucu oluşan gaz basıncı, pistonları aşağı doğru iter ve dönme hareketine dönüşerek pervaneleri döndür.

Jet motorları ise daha büyük uçaklarda kullanılır ve genellikle turbofan motorları olarak bilinir. Bu motorlarda havadaki oksijenin ve yakıtın birleşimiyle yanma gerçekleştirilir ve jet itki prensibi kullanılarak uçağa itki sağlanır. Birçok bileşenden oluşan kompleks bir yapıya sahiptirler, ancak genel olarak havanın emildiği bir kompresör, yanma odası ve çıkıştaki egzoz nozulu gibi temel bölümleri bulunur.

 

Kanatlar Uçaklara Nasıl Birleştirilir?

Kanatlar, uçak gövdesine nasıl birleştirildiğine bağlı olarak farklı yöntemlerle uçaklara monte edilir. İki yaygın yöntem “gövde üstü birleştirme” ve “gövde altı birleştirme” olarak adlandırılır.

Kanat Birleştirme Yöntemleri

Gövde üstü birleştirme: Bu yöntemde, kanatlar uçağın gövdesinin üzerine monte edilir. Kanat üzerindeki özel bağlantı noktaları, uçağın gövdesine entegre edilmiş takviye noktaları veya sabitleme noktaları ile eşleşir. Kanatlar, genellikle cıvatalar, perçinler veya kaynaklama gibi güçlü birleştirme yöntemleriyle gövdeye sabitlenir.

Gövde altı birleştirme: Bu yöntemde, kanatlar uçağın gövdesinin altına monte edilir. Kanatlar, genellikle burulma ve bükülme etkileriyle başa çıkabilmesi için uçağın gövdesine tiyatro veya süzülme bağlantıları ile bağlanır. Tiyatro bağlantıları, kanatların gövdeye bağlanmasını sağlarken, süzülme bağlantıları ise kanatların yukarı-aşağı hareketini düzenler.

Kanatların uçağa bağlanmasında kullanılan yöntemler, uçak tipine, boyutuna ve tasarımına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Bu yöntemler, yapısal bütünlüğü sağlamak, aerodinamik performansı optimize etmek ve uçuş güvenliğini sağlamak amacıyla dikkatlice tasarlanır ve hesaplanır. Uçak üreticileri, bu bağlantı noktalarının sağlamlığını ve güvenilirliğini test etmek için sıkı kalite kontrol süreçleri uygular.

Bir Uçak Ne Kadar Yüksek İrtifalara Çıkabilir?

Uçakların çıkabilecekleri maksimum yükseklik uçağın cinsine, motor yapısına, kanat yapısına göre değişkenlik göstermektedir.

Örneğin yolcu uçakları genellikle 32 bin feet (yaklaşık 10 km) civarında yükseğe çıkarken ticari uçaklar genelde 35 bin feet (yaklaşık 10,6 km) yükseğe çıkmaktadırlar. En büyük ticari yolcu uçağı olan Airbus A380-800, 43 bin feet (yaklaşık 13 km) yükseğe çıkmaktadır.

Bir uçağın çıkabileceği maksimum irtifa uçağın üretilme ve kullanılma amacına göre değişiklik göstermektedir. Savaş, casus uçakları için bu irtifa yolcu uçaklarına kıyasla daha yüksektir.
En yüksek irtifaya çıkan yolcu uçağı Concorde’dur. Alçak irtifalarda uçarken sürükleme fazla olacağından dolayı uçağın hızını azaltacaktır. Concorde ses hızından daha hızlı uçabilme özelliğine sahiptir. Bu yüzden yüksek irtifalarda uçar. Concorde uçağının çıktığı maksimum yükseklik 60 bin feettir (yaklaşık 20 km).


En hızlı jet uçak olan Lockheed SR-71 casus uçağı ise dünyanın en hızlı ve en yüksek irtifada uçabilen operasyonel insanlı uçağıdır. 28 Temmuz 1976’da 85 bin feet (yaklaşık 25 km) yüksekliğe çıkarak “mutlak irtifa rekoru” nu kırmıştır.

resmin alt tagı

Herkes İçin Havacılık Derneği, 2015 yılında öğrenciler tarafından kurulan ve yönetilen bir dernek olarak İLK ve TEK olma özelliğiyle havacılık tarihine imzasını bırakmıştır.

Bugün itibariyle ise 3150+ üyesi ve 7 temsilciliği ile Havacılığın En Büyük Sivil Toplum Kuruluşu haline gelmiştir.

Mail Formu

     

    İletişim

    Yenişehir Mahallesi Osmanlı Bulvarı No:2 Ayport Sitesi A Blok Ofis No:2
    Pendik/ İstanbul

    info@herkesicinhavacilik.com