resmin alt tagı

Uçaktaki Işıklar Ne Anlama Gelmektedir?

Uçaklarda Kaç Tane Işık Var?

Uçakların dış tarafında sıkça kullanılan yedi tane ışık vardır. Bu ışıklar kullanım amaçları ve şekillerine göre ayrı başlıklar altında anlatılabilir. Uçak Kanatlarındaki Işıkların Anlamları Ne?

  1. Navigasyon ışıkları: Uçan bir uçağa aşağıdan bakıldığında özellikle gece daha belli olan kırmızı ve yeşil lambaları görürüz. O ışıklar navigasyon ışıklarıdır. Gece ve gündüz her zaman açıktır. İki kanatta da farklı renkler bulunur. Bunun sebebi uçağın hangi yöne gittiğini bilmek içindir. Kırmızı lamba her zaman sol kanatta, yeşil ışık ise her zaman sağ kanatta bulunur. Pilotlar uçağa ilk bindiği anda bu lambaları yakar ve uçak seferden dönüp uçağı park edene kadar bu lambalar açık kalır. Bu ışıklar havada diğer uçakların, kulenin veya insanların uçağın gittiği yönü ve uçağa ne kadar yakın olduğunu gösterir.
  2. Strobe ışıklar: Çarpışma önleyici ışıklar olarak da bilinirler.  Gece ve gündüz açık olması gereken bu ışıklar, kalkış için pistin başında açılır ve kalktıktan sonra kapatılır. Eğer uçak iniş yapacak ise de indikten sonra taksi yoluna girerken kapatılır. Kanatta bulunan navigasyon ışıklarının arka tarafında bulunur ve belirli zaman aralıklarında yanıp sönerler. Uçakta, sağ ve sol kanatlarda birer tane, kuyruğun alt kısmında da bir tane olmak üzere toplamda 3 tane strobe ışık vardır.
  3. Beacon Işıklar: Uçak gövdesinin üst ve alt taban kısmında birer tane bulunur. Uçak motoru çalışmaya başladığı zaman açılır ve motorlar kapanana kadar açık kalır. Işıklar aralıklı olarak yanıp sönerler ve ışık kırmızı renklidir.
  4. Taxi: Bu ışıklar kısa far ışıkları olarak da adlandırılır. İniş esnasında uçak pisti terk edip taksi yoluna yaklaşırken veya uçak pistten uzaklaşırken açılır ve sonrasında kapatılır. Gece uçuşlarında kullanılır. Uçağın tipine göre sayısı ve yeri değişiklik gösterir.
  5. Landing (Uzun Far): Bu ışıklar pisti tamamen aydınlatacak güce sahiptir bu yüzden iniş ve kalkışlarda pistin aydınlatılması için kullanılır. Kuleden uçuş izni alan pilot pist başına gelip kalktıktan hemen önce ve indikten sonra taksi yoluna girene kadar açık tutar. Işıkların yakılması veya söndürülmesinde hem iniş hem de kalkış için 10.000ft irtifa değerine ulaşılması gerekmektedir.
  6. De-Ice: Kış aylarında uçağın kanatlarında ve motor yüzeylerinde oluşmuş olan buzları görmek için kullanılır. Uçak gövdesinin yanlarında birer tane bulunur ve ışıklar arka tarafa yönlendirilmiş şekilde konumlandırılmıştır.
  7. Logo Işıkları: Uçağın kuyruk kısmındaki logonun görünmesini sağlayan ışıklardır. Her uçakta bulunmayabilir. Genelde gece uçuşlarında kullanılır.

Bu Işıklar Nasıl Kontrol Edilir?

Binlerce waltt’lık ışıklar ve bunları açıp kapamak için onlarca düğme… İki pilotunda rahatça ulaşabilmesi için bu düğmeler üst panelde yer alır. Taksi ve iki kalkış ışığı sol tarafta bulunurken alt taraftaki üç büyük düğme iniş ışıklarını kontrol eder. Konum, çarpışma önleyici ve kanat ışıklandırmasını kontrol eden ışıklar ise dört siyah düğmedir.

Uçakların Kule ile Bağlantısı Olmadığında Nasıl İniş Yaparlar?

Kulenin Görevi Nedir?

Hava kontrolörü, yardımcı olan birimlerle, teknik bazı ekipmanları ve donanımları kullanarak uçakların emniyetli, zamanında kalkış yapmalarını ve iniş yapacakları ana kadar düzenli bir şekilde uçmalarını sağlarlar. Hava kontrolörü pilotlarla telsizler aracılığıyla iletişim kurar. Bir hava kontrolörü aynı anda birden fazla uçağı kontrol etmekle sorumludur ve bu sayı bazen 40-50 uçak sayısına kadar çıkabilir. Kule ile Uçağın Bağlantısı Koparsa Ne Olur?

Kule operatörü ile pilot arasındaki iletişimi sağlayan sistemlerde bir sorun olup devre dışı kalırsa “Aldis (Sinyal) Lambaları” kullanılır. Aldis Lambaları mors kodları ile haberleşmeyi sağlamak için, kontrol kulesinde bulundurulması gereken sinyal lambalarıdır. Aldis Lambaları; Kırmızı-Yeşil-Beyaz renklerde sinyal verebilmektedir. Havadaki veya yerdeki bir uçağa yapması gereken hareketleri anlatabilmek için meydan kontrolörü tarafından aldis lambası ile uçaklara ışık sinyalleri gönderilir.

Aldis lambasının havadaki uçak için anlamları;

  • Devamlı Yeşil: İniş serbest anlamına gelir.
  • Kesik Kesik Yeşil: İniş için geri dönün anlamına gelir.
  • Devamlı Kırmızı: Diğer uçağa yol verin ve meydan turuna devam edin anlamına gelir.
  • Kesik Kesik Kımızı: Meydan emniyetli değil ve iniş yapmayın anlamına gelir.
  • Kesik Kesik Beyaz: Bu meydanda inin ve aprona doğru gidin anlamı vardır.
  • Kırmızı İşaret Fişeği: Daha önce verilmiş talimatlara rağmen şimdilik iniş yapmayın ve diğer talimatı bekleyin anlamına gelir.

Aldis lambasının yerdeki uçak için anlamları:

  • Devamlı Yeşil: Kalkış için serbest, kalkış yapılabilir anlamına gelir.
  • Kesik Kesik Yeşil: Taksi serbest anlamına gelir.
  • Devamlı Kırmızı: Dur anlamına gelir.
  • Kesik Kesik Kımızı: ‘İniş sahasını terk edin’ anlamına gelir.
  • Kesik Kesik Beyaz: ‘Meydanda hareket ettiğiniz yere geri dönün’ anlamına gelir.

Aldis lambaları ile yönlendirilen pilot, sakin bir şekilde lambaların anlamlarını takip etmeli ve en güvenli şekilde uçağı indirmeli veya kaldırmalıdır. Aksi taktirde bir kazaya ya da birçok can kaybına neden olabilir. Bu sebepten dolayı pilotların uçuş esnasında kule ile iletişimleri sürekli olarak sağlanmalıdır.

Uçak Kazalarından Sonra Sağ Kalan İnsan Psikolojisi

Hayatta Kalma İhtimali Nedir?

Uçak kazaları sağ kurtulma şansının çok az olması nedeniyle en ciddi kazalardan biri olarak kabul edilir. Hollanda merkezli danışmanlık şirketi olan To70 ve Havacılık Güvenlik Ağı’nın yayımladıkları raporlarda uçağın çok güvenli bir araç olduğu ve uçak kazasında ölüm ihtimalinin 16 milyonda 1 olduğu söylenir. Öyle ki hayatta kalma şansı yangın seviyesine, kazanın yaşandığı sırada uçağın yerden yüksekliğine ve uçağın düştüğü yerin coğrafi yapısına göre de değişiyor. Uçak kazalarında ölüm ihtimali 11 milyonda bir iken, otomobil kazalarında ölüm ihtimali 5 binde 1’dir. Yani ticari uçaklar en az yürüyen merdivenler kadar güvenli diyebiliriz. Bu kadar güvenli olması nedeniyle ‘Benim seyahat ettiğim uçak kaza yapmaz.’ düşüncesi akıllarda yer etmemelidir. Uçuş anında tüm emniyet kurallarını bilmek ve gerektiğinde uygulanması gerektiği unutulmamalıdır.

Sağ Kalanlar Neler Yaşadı?

1992’de Vietnam’da düşen bir uçaktan sağ çıkan Annette Herfkens olanların bir rüya olduğunu hissetmiş ve gözlerini kapatıp bu anın geçmesini beklemiş. Çığlıkları ve hızlanan motor sesini duyan Annette, uçaktaki son bir patlamadan sonra kendine gelebilmiş ve çığlık atarak tepki verebilmiş. Gözlerini açtığında etrafta birkaç koltuk ve bir motor olduğunu görmüş. O kazadan 30 kişi dışında kurtulan olmamış.

1959 yılında Virginia’da düşen uçakta sağ kalan Phil Bradley, düşüş anında uçağın aşağıya doğru düştüğünü hissettiğini ve çığlıklar duyduğunu anlatmış. O çığlıklar arasında soğukkanlı davranmaya çalışmış ve kendine ‘Parasını verdim, gidersem koltuğumu da yanımda götürürüm!’ demiş. O anda belki herkes bu şakaya gülmeyebilir fakat Phil kendini sakinleştirmek için bunu yapmış ve hayatta kalmayı başarmış. Eğer diğerleri gibi paniğe kapılıp çığlıklar atsaydı o an kurtulabilir miydi veya akıllıca kararlar verebilir miydi? Ve o kazada kurtulan sadece kendisi olmayı başarabilir miydi? 12 Ekim 1972 Cuma günü, Uruguay’ın Old Christians isimli rugby takımı And Dağları üzerinden geçen bir uçuşla Şili’nin Santiago şehrine yaptığı uçuşta, alçak seyirlerde uçarken Şili-Arjantin yakınlarındaki zirveye çarptıktan sonra sağ kanadını kaybetmiş. Hemen sonrasında kopan sağ kanadın kuyruk kısmında büyük bir delik açılmasıyla pilotlar kontrolü de kaybetmiş. İkinci bir zirveye daha çarpıp sol kanatlar da kaybedilmiş. Uçak ancak dik bir yamaçtan kayarak kar yığınına takılıp durabilmiş. 45 yolcudan on sekizinin bazıları olay yerinde bazıları da sonraki günlerde vefat etmiş. Geriye kalan 27 yolcu o dondurucu soğukta hayatta kalmak için her şeyi yapmayı denemiş. Ancak yiyecek yetersizliği, arama kurtarma çalışmalarının çok yavaş ilerlemesi ve bir süre sonra durması nedeniyle kişiler çaresizlik içinde kalmış. Hayatta kalanlardan biri olan Nando Parrado, 2006’da yayınlanan kitabında yaşadıklarını anlatırken çok çaresiz şekilde kararlar aldığından bahsediyor. Yiyecek bulacak bir orman olmadığını, çevrede avlanabilecek bir hayvanın olmadığını, her ne kadar az yeseler de uçakta buldukları yiyeceklerin bittiğini, bagajların deri kısımlarını yemeye çalışıp içlerinde saman olması umuduyla söktükleri koltukların sünger olmasıyla orada kar, taş ve metal yığınından başka yenilecek bir şeyin olmadığını anlatıyor. Çaresiz kaldıkları için ölen arkadaşlarının etlerini yemeye başlayan grup bunun çok zor bir karar olduğunu söylüyor. 60 günün ardından batıya doğru sürekli yürüyüp karşılaştıkları köylülerden yardım isteyerek kurtuldukları söyleniyor. Yapılan röportajlardan sonra haberlerde insanlar bunun bir yamyamlık olduğunu söyleyip kişileri suçlamışlardır. Ölen kişilerin ailelerinin bile onları affetmesine rağmen bu olay yamyamlık olarak tarihe geçmiştir.

Kaza Anında Neler Hissederiz?

Kaza sırasında insanlarda hissedilen bazı psikolojik durumlar şunlardır:

  • Vertigo: Bir çeşit baş dönmesi hissidir. Bu histen dolayı yön bulamayabilir ve yürümekte zorluk çekilir.
  • Korku: Korku bir tetikleyici ile ortaya çıkar. Kalp daha hızlı atar veya kasılabilir. Bunun sonucunda daha çok kan pompalanır ve vücut kendini savunmaya alır. Beyin kişiye tehlikeden uzaklaşması için sinyaller gönderir.
  • Rüya olduğunu düşünmek: Georgia Medical Institute’ün yaptığı araştırmalara göre içinde bulunulmak istenmeyen bir durum veya olayda normalden fazla korku hissedildiği için beyin vücuda çok fazla sinyal gönderiyor ve vücut kasılıp seslere odaklanarak o an içinde bulunulan durumu, olayı veya mekânı inkâr etme durumu yaşar.
  • Stres: Korku ve güvensizlik duygularıyla birlikte vücuttaki denge bozulur, böylece ani stres altında kalınır.

Yukarıda belirtilen durumlar sakin kalarak kontrol altına almaya çalışılabilir. Sakin kalmak durumu daha iyi kavramaya yardımcı olur ve kişinin kendisi için en doğru yapılacak şeyin mantıklı şekilde düşünmeye başlamak olduğu idrak edilir. Panik yapmak kişiye yardım etmez. Kaza Anında Neler Yapabiliriz?

Kaza anında hayatınızı kurtarmak çok zor gibi görünür ve o an ölecekmiş gibi hissedilebilir fakat inanmakta güçlük çekilir. Çünkü insanlar tehlike anında hep kendini korumaya yönelik hareket eder.

Sanki kaza olacakmış gibi hazırlıklı olmak kişileri bu yüzden daha çok rahatlatabilir. Kişinin ne yapacağını bilmesi, önceden önlemler almak açısından kişinin kaza esnasında fazla hasar almanızı engeller. Kişiyi kaza anına psikolojik olarak hazır olmasını sağlar. Örneğin;

  • Uçağa binerken daha rahat şeyler giyilebilir. Topuklu ayakkabı yerine rahat bir spor ayakkabı tercih edilebilir. İçinde bulunulan uçakta yangın çıkarsa hızlıca koşup uzaklaşılması gerekir ve topuklu ayakkabılar pek yardımcı olmaz.
  • Uçak kazalarında bazı kopan parçalar vücutta kesikler oluşturabilir. Bu yüzden derin kesiklerden koruyabilecek kalın giysiler ya da uzun kollu giysiler tercih edilmesi önerilir.
  • Kapılara yakın olan koltukları seçilebilir. Bu kişinin uçaktan daha çabuk ayrılabilmesi için bir fırsattır.
  • Uçak seyahatlerinde koltuk seçimleri akıllıca yapılabilir. Kazalarda önde oturan yolcuların arka tarafta oturan yolculara kıyasla ölme ya da daha çok hasar alma ihtimali vardır. Bu yüzden koltuklar arka taraflarda da tercih edilebilir. Bu, kaza esnasında daha az yaralanma ihtimaline yardımcı olabilir.
  • Talimat verilmesi beklenmeyebilir. Kişiler kaza anında ‘Kemerlerinizi açabilirsiniz.’ uyarısının gelmesini beklemeyebilir. Çünkü talimat gelse bile panikten dolayı kemerini çözerken çok zorlanabilirler. Bu yüzden amaç uçağı hemen terk etmek olmalıdır ve hızlı bir şekilde kemerler bağlıysa çözüp uçaktan çıkılmalıdır.
  • Kaza anında bagajlar veya kişisel eşyaları almakla vakit harcanmamalıdır. Uçakta kaza sebebiyle yangın çıkabilir ve kişiler bagajlarını almaya çalışırken bulunulan yerde mahsur kalma ihtimali vardır. Sadece uçaktan çıkmaya odaklanılması gerekir.
  • Uçakların en fazla kaza yaptığı zamanlar iniş-kalkış zamanlarıdır ve uykuda olunmaması gerekir. Kişi kaza sırasında büyük bir gürültü ve darbe ile uyanabilir ve o an uyku sersemliğinden neler olduğunu kavrayamayıp uçaktan çıkamayabilir. Bu durum da olumsuz sonuçlara sebep olabilir.

Uçak İçindeki Ağırlık Dağılımının Uçuşa Bir Etkisi Var Mı?

Öncelikle bu sorunun cevabı evet, uçak içindeki ağırlık dağılımının uçuşa bir etkisi vardır.

Uçakların kalkış sırasında kaldırabileceği azami ağırlığa “azami kalkış ağırlığı” veya “maksimum kalkış ağırlığı” denir. İngilizcede “Maximum Take Off Weight” olarak belirtilir ve baş harflerinden oluşan MTOW, azami kalkış ağırlığı anlamına gelir. Günümüzde MTOW kavramı çok önemli bir rakamdır. Yeni yapılan uçaklar sadece yolcu ve yakıt kapasitesine göre kalkış yapamazlar. Uçağın doneleri üzerinden bu hesaplanmanın yapılması gerekir. Yükleme Yapılırken Dikkat Edilmesi Gereken Prensipler

Uçaklara yükleme yapılırken bazı prensiplere dikkat edilir. Bu prensipler uçaktaki can ve mala zarar gelmemesi için vardır ve bunlara uyulduğu taktirde uçak içindeki ağırlık dağılımının uçuşa etkisi de en az indirilebilir. Bu prensipler şunlardır:

  • Uçağın hasar görmemesini ve can güvenliğimizi korumak
  • Yükün hasar görmemesini ve mal güvenliğini korumak
  • Yük planlarının dışına çıkmamak
  • En kısa sürede emniyet kuralları doğrultusunda ve eksiksiz bir şekilde yükleme ve boşaltmayı gerçekleştirmek
  • Uçak ve yükün hasar görmeden güvenli bir şekilde kurallara uygun olarak en kısa sürede yüklemenin yapılması

Ağırlık Yapan Yükler Yüklenirken Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar

  • Uçağın ağırlık merkezi dikkate alınarak yükleme yapılmalıdır. Bu sayede yakıt tasarrufu sağlanır. Havayollarının belirtmiş olduğu ideal değerler baz alınmalıdır.
  • Yükleme sırasında, kompartıman içerisinde yer alan üst limit aşılmamalıdır. Bunun sebebi yükler ile tavan arasında, yeterli alan bırakılmazsa hava filtreleri havayı temizleyemez, ışıklandırma sistemlerine çok yakın olması sonucu ise hem yeterli aydınlatma sağlanamaz hem de sistemlerin ürettiği ısıdan dolayı yangın çıkabilir veya gereksiz yere yangın alarmı çalışabilir. Bu uçak uçarken büyük bir soruna neden olabilir.
  • Yüklenen yükler düzenli bir şekilde istiflenmelidir. Aksi taktirde uçağın ağırlık merkezinden dolayı burun veya arka tarafı dengesizlikten dolayı yere çökebilir ve uçak hasar alabilir.
  • Kargolar genelde ağır olduklarından ve en son indirilmeleri gerektiğinden dolayı ilk yüklenirler. Bu nedenle iyi bir şekilde hesaplama yapılmalı ve kaliteli bir istifleme yapılması şarttır. Aksi takdirde tekrar uçak boşaltılır ve yükleme yeniden yapılabilir. Bu durum müşteri memnuniyetsizliğine ve zaman kaybına yol açar.

Şekil Hafızalı Alaşımlar Nedir Nerelerde Kullanılır?

Şekil Hafızalı Alaşımlar Nedir?

Gerçek şekline veya boyutuna geri dönebilme yeteneğine sahip olan metalik malzemeler şekil hafızalı alaşımlar olarak adlandırılır. Bu alaşımlar ısı değişimlerine duyarlıdır ve kritik dönüşüm sıcaklıklarının üzerinde veya altında iki farklı kristal yapıya da sahip olabilirler. Düşük sıcaklıklarda deforme olmalarına karşılık yüksek sıcaklıklarda eski hallerine dönebilirler.

En çok kullanılan alaşımlar nikel-titanyum alaşımları ve bakır esaslı alaşımlarıdır. Bunun sebebi bu alaşımlar şekil değişimi esnasında önemli büyüklükte kuvvet üretebilirler. Endüstride en çok kullanılan alaşımlar; şekil hafızalı NiTi alaşımları ve bakır esaslı alaşımlardır. Bakır esaslı alaşımlar daha ucuz, korozyona karşı direnci az, eritilmesi daha kolay ve daha geniş potansiyel dönüşüm sıcaklık ayarına sahiptir. NiTi alaşımları ise korozyona karşı aşırı dirence sahip, çok daha yüksek sünekliğe sahiptir.

Şekil Hafızalı Alaşımlar Nerede Kullanılır?

İleride her alanda kullanılması düşünülen bu alaşımlar, günümüzde elektronik aygıtlar, uzay araçları, gözlük çerçeveleri, biyomedikal uygulamalarda, robotikte kullanılır. Tıp alanında; damar içindeki pıhtıların geçebilmesi, ortodontik tel uygulamaları ve çene cerrahisinde sıkça kullanılır.

Daha anlaşılır anlatmak gerekirse arabanızla yaptığınız bir kazada arabanın ön mekanizmasında oluşacak hasarlar için bir sürü para harcanır. Ama arabanızın ön mekanizması şekil hafızalı alaşım olsaydı ne olurdu? O zaman biraz sıcak su döker ve eski haline getirebilirdiniz. Bu sayede paranız sizde kalmış olurdu.

Havacılık Alanında Şekil Hafızalı Alaşımlar Nerelerde Kullanılır?

Şekil hafızalı alaşımlar, havacılık uygulamalarında ilk olarak 1970’li yılların başlarında F-14 savaş uçaklarının hidrolik borularında kaplin olarak kullanılmasıyla başladığı söylenilebilir. Bu uygulamada başarılı olduktan sonra, şekil hafızalı alaşımlar için havacılık alanında kullanımın önü açılmıştır. Aktüatörler başta olmak üzere titreşim sönümleyiciler, değişken nozul ve kanatlar, motor valfleri, yapısal bağlantı elemanları vb. mekanizmalar şekil hafızalı alaşımların havacılık alanındaki uygulamalarına örnek olarak gösterilebilir.

Akıllı malzemeler daha çok kontrol yüzeylerinde kullanılması planlanmaktadır. Akıllı kanat projesinin amacı, kanat yapısının değişik ortamlar için, akıllı malzemeler kullanarak optimize edilmesidir. Günümüzde mevcut menteşeli sistem yerine şekil hafızalı alaşımlar kullanılarak menteşesiz, kanadın devamı olarak gelen kontrol mekanizmaları geliştirilmektedir. Daha sonraki adımlarda ise tüm kanadın şekil hafızalı alaşımlardan oluşmasıdır. Bu sayede uçağın hava direnci düşürülerek performans artışı sağlanmış olabilmesi, iniş-kalkış sırasında %40’a kadar ses azaltılabileceği ve %3-12 arası yakıt tasarrufu yapılabileceği öngörülüyor. Ayrıca uçuş şartlarına göre aerodinamik kayıpları da minimize ederek en verimli kanat profiliyle uçması mümkün olacaktır. NASA ve Boeing tarafından üzerinde çalışılan esnek kanat tasarımları vardır. Bu yöndeki çalışmaları, NASA Armstrong Uçuş Araştırma Merkezi tarafından FlexFoil adıyla 2014’de gerçek uçuşlarda test edilmeye başlanmış ve başarılı sonuçlar alınmıştır.

Geliştirilen başka bir proje ise NASA, Boeing, General Electric Aircraft Engines, ve birkaç kuruluşun da bir araya gelerek oluşturduğu değişken alanlı fan nozulu teknolojisi (VAFN) gelecekte daha sessiz ve verimli jet motorlarına imkân tanıyor.

Şekil hafızalı alaşımların kullanıldığı diğer havacılık uygulaması ise Boeing firması tarafından denenmektedir. Boeing, şekil hafızalı alaşımlardan yapılmış olan aktüatörler kullanarak hareketli şeritler (chevron) tasarlamıştır ve Boeing 777-300 ER uçağı üzerine takılı olan GE90-115B jet motoru üzerinde test etmiştir. Bu şeritlerin görevi, hava ve sıcak gazı karıştırmaktır. Böylece ses oluşumunu azaltmaktır. Uçağın düşük hız ve irtifalarda, şeritler içe doğru kıvrılır ve hava-gaz karışımını sağlayarak motor sesini azaltır. Yüksek hız ve irtifalarda ise şeritler düzleşir ve motor performansını arttırır.

Şekil hafızalı alaşımlar insansız hava araçlarında da kullanılmaktadır. Şekil hafızalı alaşımlar kullanılarak insansız hava araçları için uyumlu kanatlar tasarlanabilir ve bu kanatlar değişebilen hava şartlarına göre şekil değiştirebilmekte ve aerodinamik optimizasyonu da sağlayabilmektedirler.

Electronic Speed Control Nedir Ne İşe Yarar?

ESC Nedir?

Electronic speed controller elektrikli hız kontrol cihazıdır. Fırçalı veya fırçasız olarak bir elektrikli motora giden hızı kontrol eden ve bataryadan gelen akımı düzenleyen alettir. Ayrıca motorun tersine dönmesini ve dinamik frenleme yapmasını sağlayan bir elektronik katıdır. ESC’ler motora giden elektrik basıncını düşürerek motorun hangi devirde döneceğini belirler. En basit şekliyle motorun hızını ve dönüşünü kontrol eden cihazlardır.

ESC Nerelerde Kullanılır?

Uzaktan kumanda ve araç uygulamalarında bu alet sıkça kullanılır.

  • Elektrikli arabalar, bisikletler ve uçaklar
  • Helikopterler
  • Uçaklar
  • Tekneler
  • Multicopterler
  • ESC Frimware

ESC Neye Göre Nasıl Seçilir?

  1. Hangi tip araçta kullanılacağına bakılmalıdır. (Araba, tekne, uçak, drone)
  2. Motorun fırçalı mı yoksa fırçasız mı olduğuna bakılmalı ve ona uygun ESC tercih edilmelidir.
  3. Kullanılacak motorun volt ve amper gibi teknik bilgilerine bakılmalıdır.
  4. Motorun maksimum kaç amper ile çalıştığına göre alınacak ESC’nin de amper değeri belirlenmelidir.
  5. Motorun çalışma voltajı ve kullanılacak bataryanın voltaj değerine göre ESC’nin voltaj değeri dikkate alınmalıdır. Motorun ve bataryanın voltaj değeri de ESC’nin voltaj değerinden yukarıda olmamalıdır.

Havacılıkta ESC’lerin Kullanımı

İnsansız hava araçları maliyet, kullanım rahatlığı ve güvenlik gibi birçok nedenden dolayı diğer hava araçlarına göre daha hızlı bir şekilde popüler olmuşlardır. İnsansız hava araçları uzaktan algılama, yük taşıma, bilimsel araştırma, hassas saldırılar ve arama kurtarma görevlerinde çalışırlar. Havada uzun süre kalabilmeleri, kalkış ve inişin otomatik olması ve çok yüksek irtifalara ulaşabilmelerin de ESC’nin çok büyük etkisi vardır.

Model uçak ve helikopterlerde kullanılan ESC’ler tek yönlü çalışır ve tek yönde hızı kontrol edilmesini sağlar. Uçan araçlarda geri yönlü hareket mümkün olmadığı için çift yönlü ESC’lere ihtiyaç olmamaktadır ve genellikle BEC özelliği vardır. Fakat yüksek amperli bazı uçak ve helikopterlerin ESC’lerinde BEC olmayabilir. Bu durumlarda alıcıyı ve servo motorlarını beslemek için harici olarak BEC veya harici batarya kullanılır.

Drone ESC’lerinde BEC özelliğine ihtiyaç yoktur. BEC olan ESC’ler ile drone yapılmak istenirse, kontrol kablosunun pozitif kablosu kesilip kullanılır. Ayrıca drone ESC’leri uçak ESC’lerinden farklıdır. HZ değerleri helikopter ve uçaklarda 50HZ’lik ESC’ler kullanılırken, drone ESC’leri çoğunlukla 400HZ ve üstü olur. (BEC: Battery Eliminator Circuit, Pili gereksiz kılan devrelerdir.)

resmin alt tagı

Herkes İçin Havacılık Derneği, 2015 yılında öğrenciler tarafından kurulan ve yönetilen bir dernek olarak İLK ve TEK olma özelliğiyle havacılık tarihine imzasını bırakmıştır.

Bugün itibariyle ise 3150+ üyesi ve 7 temsilciliği ile Havacılığın En Büyük Sivil Toplum Kuruluşu haline gelmiştir.

Mail Formu

     

    İletişim

    Yenişehir Mahallesi Osmanlı Bulvarı No:2 Ayport Sitesi A Blok Ofis No:2
    Pendik/ İstanbul

    info@herkesicinhavacilik.com