Pilotların iş yükünü azaltan, onların stres düzeylerini düşüren yegâne yardımcı sistemlere oto pilot deriz. Pilotlar kalkış yaptıktan sonra inişe geçene kadar uçakları oto pilota devrederler tabii kontrol mekanizmasını ellerinde tutarak. Oto pilotlar her ne kadar pilotlara yardımcı olsa da pilotlar uçuşlarında 150’den fazla insanın hayatından sorumlu oldukları için tüm kontrolleri ellerinde tutarlar. Oto pilot sistemler bazı durumlarda iniş aşamasında bile çalışabiliyorken kalkış aşamasında açık olmuyorlar. Pilotlar uçuşlarında kısa bir süreliğine manuel olarak uçakları kontrol etse de özellikle kalkış gibi komplike olaylarda oto pilot yetersiz kalıyor. Aynı durum sistem arızaları için de geçerli. Eğer oto pilot yazılımında ya da sisteminde bir hata meydana gelirse yani oto pilot bozulursa kokpitte ses ve parametrelerle uyarı verilmeye başlanır. Bu arızayı pilot çözüme kavuşturamazsa oto pilotu devre dışı bırakıp manuel uçuşa geçerler. Zaten tüm pilotlarımız eğitimlerinde ATPL lisanlarını alırken önce manuel olarak uçuş yapıyorlar daha sonra tüm eğitimlerini tamamladıktan sonra oto pilotu kullanmaya başlıyorlar.
Oto Pilot Devre Dışı Kaldığında Yolcular Bunu Hissedebilir mi?
Uçakta olan bir arızayı ya da sorunu hissedebilmemiz için o sorunun gövde, kanat ya da kuyrukta olması gerekir. Uçağın yaşayabileceği sistem arızalarını yolcuların hissetmesi pek mümkün değildir çünkü uçaktaki tüm sistemlerin yedeğinin yedeği bulunmaktadır ve herhangi bir sorunda diğer yedekler devreye girer. Aynı durum oto pilot içinde geçerli. Fakat dediğim gibi sorun devam ederse ve bir çözüme ulaşılamazsa kokpitte her zaman durumu ele alacak iki pilot bulunmaktadır. Aslında oto pilotta oluşabilecek hiçbir sorunda endişelenmeye gerek yoktur çünkü onları kontrol eden ve mükemmel uçuş kabiliyetine sahip pilotlarımız bulunmakta o yüzden kimsenin korkmasına ya da endişelenmesine gerek yok.