resmin alt tagı

Pilot Seçiminde Psikolojik Değerlendirme

 

Pilotların Genel Geçer Görevleri

Pilotlar ticari, askeri, sportif ve buna benzer birçok amaçla uçuşu gerçekleştiren ve hava aracını kullanan kişilerdir. Dünya ülkelerinde yapılan operasyonların çoğunluğu ise ticari amaçlı yapılan yolcu uçuşları oluşturur. Bu durumda pilot sadece uçağı yönetmekle kalmaz, birçok insanın hayati sorumluluğunu da almış olur. Bu durumda hava yollarının pilot alımları ve eğitimleri sürecinde son derece dikkatli olması gerekir.

Psikolojinin Havacılıktaki Önemi

Pilotları genellikle stresli ve tehlikeli koşullar altında uçmak zorunda olduklarından başvuruda bulunan adaylarının alımlarında psikolojik faktörlerin değerlendirilmesi kritik önem taşır. Psikolojik özellikler açısından bu mesleğe uygun kişilerin alımı, daha sonra yaşanacak büyük çaplı kazaların oranını azaltır. Doğrudan ya da dolaylı uçak kazalarına neden olabilmelerinin yanı sıra psikolojik özellikler, pilotun performansını düşürebilir ve potansiyel olarak yıkıcı sonuçlarla uçuşun emniyet ve güvenliğini tehdit edebilir. Güvenli ve verimli bir uçuş için pilotlarda olması gereken psikolojik özellikler şunlardır:

  • Duygusal istikrar
  • Muhakeme sorumluluğu
  • Aşırı strese neden olan durumlarla başa çıkma yeteneği,
  • Kural ihlallerine veya dikkatsiz ve dürtüsel davranış kalıplarına kaymamak,
  • Uçuş sırasında ekip çalışması gerektiren işlerde kişiler arası iletişim becerileri,
  • Ciddi kişilik bozukluklarının olmaması,
  • Önceki yaşantısında zihinsel bir hastalığının bulunmaması,
  • Anti-depresan ilacı kullanmaması,
  • Uyumlu bir kişiliğe sahip olması,
  • Stres yönetimi ve konsantrasyonunu maksimum seviyede kullanabilmesi,
  • Acil durumlarda soğukkanlı kalabilme becerisine sahip olmasıdır.

Sonuç olarak pilot adayları mülakat sürecinde karşılaşacakları psikolojik süreçleri, yapılacak fizyolojik ve psikolojik testleri göz önünde bulundurarak, pilot olmak için yeterli ve gerekli özelliklere sahip olduklarından emin olmalılardır. Yapılan son araştırmaların da bizlere gösterdiği uçak kazalarındaki insan faktörünün büyük olması, şirketlerin ve havacılık kuruluşlarının daha detaylı bir seçim sürecini bu doğrultuda ise daha detaylı bir psikolojik değerlendirmeyi gerekli hale getirmiştir.

Uçuş Ekibi Kaynakları Yönetimi

 

Ekip Kaynak Yönetiminin tanımı havacılık sektörünün başrollerinde olan uçuş ekibinin emniyetli, güvenli ve verimli bir uçuş gerçekleştirmek için elindeki bütün kaynakları etkili bir biçimde kullanmasıdır.

 Kaynak Yönetiminin Amacı Nedir?

1950li yıllarda güvenilir turbo jet motorlarının üretimi ile birlikte uçuş kazalarında önemli ölçüde azalmalar görülmüştür. Uçağın teknik sorunlarının azalmaya başladığı bu dönemde, kazaya neden olan durumlar için gözler artık dış etkenlere değil, insan kaynaklı sorunlara çevrilmiştir. Bu kapsamda ise insanın diğer alanlarla ilişkileri gözlemlenmeye başlanmıştır. Kokpit ekibi ve kabin etkileşimi başta olmak üzere sahip oldukları ekipmanları etkin bir biçimde kullanabilmeleri dâhilinde güvenli bir şekilde uçuş gerçekleştirebilmek ana amaçtır.

Ekip Kaynak Yönetimindeki Özellikler

İnsanın diğer alanlarla etkileşimi ile birlikte bilgi, zaman, donanım, iletişim becerileri, problem çözme, ekip ruhu ile çalışmak, karar verme vb. bu gibi kaynak ve durumların etkili bir şekilde kullanımı ile uçuş seyrüsefer faaliyetlerinin emniyetli bir biçimde gerçekleştirilmesi de ekip kaynak yönetimini açıklar.

Kaynak Yönetim Maddeleri      

1) İletişim ve koordinasyona ilişkin tutumlar: Bireyin diğer ekip üyeleriyle iletişim kurma ve çalışma becerileri olarak tanımlanabilir.

2) Kokpit Yönetimine İlişkin Tutumlar: Liderlik ve emir komuta sorumluluğu, uçuş operasyonlarında ekibin ortak sorumluluk ve görev dağılımı olarak tanımlanır.

3) Acil Koşullarda Bireysel Performansa İlişkin Tutumlar:

Stres yönetimi, acil koşullarda konsantrasyonun maksimum seviyede kullanılabilmesi, endişe ve korku gibi duyguları etkin bir şekilde yönetme ve çözüme odaklanabilme olarak tanımlanabilir.

Son yıllarda başarılı bir uçuş operasyonunun gerçekleştirilmesi için tek başına uçuş becerilerinin yeterli olamayacağı, aynı zamanda ekiple birlikte iş yapabilme becerileri gibi beşerî faktörleri temel alan uçuş ekibi kaynak yönetimi becerilerinin pilotlarda bulunması gerekliliği ifade edilmektedir.

Türkiye’de Sivil Havacılık Sektörünün Gelişimine Genel Bir Bakış

Sivil Havacılık Nedir?

Sivil havacılık, askeri amaçla yapılan uçuşlar kapsamında olmayan, spor ya da ticari faaliyet olarak yürütülen uçuşlara verilen genel bir isimdir. Bu faaliyetler kapsamında;

  • Planör, yamaç paraşütü, yelken kanat
  • Yolcu ve yük taşımacılığı
  • Arama kurtarma faaliyetleri
  • Hava trafik hizmetleri
  • Meteorolojik faaliyetler
  • Hava taksi ve bu gibi faaliyetleri içerir.

 

Türkiye’nin Sivil Havacılıktaki Gelişimi

İlk sivil hava taşımacılığına 1933’de 5 uçak kapasiteli küçük bir filoyla “Türk Hava Postaları” adı ile adım atılmıştır. İlerleyen yıllarda ise Türkiye sivil havacılık sektöründe çok hızlı bir ilerleyiş içine girmiştir. Uçuş emniyeti ve güvenliği, farklı alanlarda geliştirilen havacılık faaliyetleri, uluslararası havacılık antlaşmalarına dâhil olma ve uçuş ağlarını genişletmek gibi birçok girişimlerde bulunularak Türkiye sivil havacılık alanında ön plana çıkarılmıştır.

Türkiye ve Sivil Havacılıktaki Anlaşmaları

Türkiye, Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı (ICAO), Avrupa Sivil Havacılık Konferansı (ECAC), Avrupa Hava Seyrüseferi Emniyeti Teşkilatı (EUROCONTROL), D8 Sivil Havacılık Çalışma Grubu ve JAA-TO üyesidir. Bunlara ek olarak 168 ülke ile ikili olarak havacılık anlaşması olan Türkiye, havacılık sektörünün dünya rekabetinde en çok uçuş ağına sahip ülkelerin başında geldiğini söyleyebiliriz.

 

Türkiye’de Sivil Havacılık Eğitimleri

Sivil Havacılığın ülkemizdeki bu hızlı değişim ve gelişimi ile eğitim ve iş alanında da yoğun talep toplayan bir sektör haline dönüşmüştür. Bunun sonucunda İstanbul, Eskişehir, Anakara, Kayseri, Muğla başta olmak üzere ülkemizin çeşitli illerinde havacılık kurumları ve üniversiteleri açılmış ve çeşitli alanlardan sivil havacılık eğitimi verilmeye başlanmıştır. Bu sayede sivil havacılık ülkemizde farklı bölgelere yayılarak da gelişimine devam etmiştir

 

Girmiş olduğu anlaşmalar ve yapmış olduğu diğer faaliyetler kapsamında Türkiye ulusal ve uluslararası Sivil havacılık sektöründe hızlı ve köklü bir ilerleme katetmektedir.

Uçakta Elektrik Nasıl Elde Edilir?


Uçakların uçmaları için elektrik önemli bir kriterdir. Ama genel geçer sistemlerimizde olduğu gibi havada uçan bir taşıyıcıya kablolar ve bilinen yollarla elektrik bağlanamaz. Uçakların da elektrik sistemlerini sağlamak için kendi kullandıkları yöntemler vardır.

Uçaklarda Bulunun Elektrik Kaynakları
Aküler: Motorda ya da yardımcı güç kaynağında (APU) ilk çalışmanın gerçekleşmesi için ihtiyaç duyulan elektriği üretir. Acil durumlarda kullanımıyla birlikte yedek enerji kaynağı olarak da uçakta konumlanır
Jeneratörler: Motordan veya APU ile alınan dönme hareketini akımla elektriğe çevirirler ve uçağın sistemlerini beslerler.
Alternatörler: Uçağın motor ve varsa APU ile aldıkları dönme hareketini, akım elektriğine çevirirler. Alternatörler, motorların farklı bölgelerinde güvenilir enerji sağlarlar.


Uçaklarda gücün ana üreticisi jeneratördür ve bu jeneratörler uçakların motorlarında bulunurlar. Örnek olarak 2 motorlu bir uçak düşünüldüğünde, bu uçak 2 adet jeneratöre sahiptir. Yukarda da belirtildiği üzere bu jeneratörler motorlardan aldıkları hareket enerjisiyle, motorun çalıştığı süre boyunca uçağa enerji ve elektrik sağlarlar. Uçakta 2. elektrik sağlayıcı ise uçakların kuyruk kısımlarında konumlandırılmış ve bir nevi uçak motoru sayabileceğimiz APU jeneratörüdür. Bütün bunların yanında dışarıdan elektrik almak için konumlandırılmış bir Harici Güç Ünitesi de bulunmaktadır.
Uçağın ilk motor çalıştırmasında ihtiyaç olunan enerji APU ya da yerdeki Harici Güç Ünitesi tarafından sağlanırken, motorlar harekete geçtiği an kendi elektriğini üretmeye başlar. Bütün bu sistemlerin yanında, acil durumlar için gövdenin içinden dışarı açılan ve RAT olarak isimlendiren yedek bir parça da bulundurulmaktadır. Havayolları uçak ve yolcuların emniyeti için her türlü ihtiyaç duyulan sistemlerle ve bunlara ek olarak yedek parçalarıyla birlikte uçuşa hazırlanmaktadırlar.

Uçakta Tuvalet ve Lavabo Sisteminde Kullanılan Sulara Ne Oluyor

 

Uçuş esnasında uçak tuvaletleri düzenli olarak kullanılan bir alandır. Çoğu insan tuvalet ve lavabolardaki bu suyun nereden geldiğini, nereye gittiğini hatta uçuş esnasında havaya mı boşaltıldığına kadar merak etmişlerdir.

Suların Uçağa Taşınması ve Boşaltımı

Öncelikle uçaklardaki bu konuyla ilgili görevlendirilmiş bölüm Ramp alanında görev yapan kişilerdir. Uçaklarda su sisteminin asıl amacı ise, uçağın içerisinde bulunacak olan ekip ve yolcuların kullanacakları temiz suyu lavaboya ve suya ihtiyaç duyulan kabinlerine kadar ulaştırmaktır. Bu görevde kullanılan ve bu işlevi en sağlıklı ve verimli bir şekilde yerine getirmesi için özel malzemelerle tasarlan su tankı, uçuş öncesi su servis panelleri ve dağıtım sistemleri de kullanılarak gereken temiz suyu uçağın içerisine genellikle kargo bölümüne bulunan temiz su depolarına aktarır. Aynı şekilde destek ve bağlantı kelepçeleri ile uçağa monte edilen bu sistem sayesinde tuvaletlerde, lavabo ve servis kabininde kullanılan sular borular yardımıyla uçak dışına atılır. Atık su sisteminde buna gri su sistemi adı verilir. Alınan atıklar ise kanalizasyonlara boşaltılır.

Uçaklarda Kullanılan Su Miktarı

Uçaklar genellikle uçuşun sonuna kadar yetecek miktarda su taşıyamaz ve bu nedenle birçok farklı ülkedeki kaynaklardan tekrar dolum yapmak zorundadır. Suyun miktarı yolcuların sayısına ve uçuşun süresine göre belirlenmektedir.

Sonuç olarak uçak tuvaletlerinde kullanılan sular, zannedildiği gibi uçaktan aşağıya atılmıyor. Atıklar inişten sonra özel araç tarafından çekiliyor, arıtılıyor ve daha sonra da kanalizasyona götürülüyor.

Uçuş Kazalarında İnsan Faktörü

Uçuş kazaları, olaya neden olan durumlar bilindiği ölçüde engellenebilir. Sebep olan durumlar ise iyi bir kaza araştırma sonucunda belirlenebilir. Uçuş kazalarına neden olan 5 ana faktör bulunmaktadır. Bunlar:

-İnsan Faktörü

-Makine Faktörü

-Yönetim faktörü

-Ortam faktörü

-Görev faktörü olmak üzere sıralanabilir.

Geçmişten Günümüze Değişen Kaza Faktörleri

Son zamanlarda yapılan güncel istatistiklere göre kaza nedenleri arasında yüzde seksen oranında insan hataları gelmektedir. İnsan faktörünün bu kadar ağırlıklı olmasının genel sebebi ise günümüzdeki gelişmiş teknoloji ve bu sayede teknik sorunların en aza indirilmesidir. Bilindiği üzere havacılık sektörünün ilk yılları emniyet açısından düşük ve kazaya sebep olan mekanik ve üretime dayalı kaza oranlarının yüksek olduğu dönemlerdir. Ancak günümüz şartlarında bu durum tersine dönmüştür. Fakat insan hatası kümesi içerisinde yaşanan kazaların bütün sorumluluğunu kaptan pilota vermek de büyük hatadır. İnsan kaynaklı kaza durumları araştırılırken uçak içi ve uçak dışı, o uçuşta görev alan bütün ekip incelenmelidir.

İnsanın Yapısı ve Kazalarla Bağlantısı

İnsan psikolojik ve fizyolojik olgulardan oluşan bir yapıdadır. Ve insan doğası gereği hata yapma eğilimlerine sahiptir. Kazalara sebep olan birkaç faktör insanın becerisi, refleksleri, yetenekleri, bilgi ve eğitim düzeyi, zeka muhakemesi, heyecanı, duyarlılığı, dikkati, stresi, kişilik yapısı ve sağlığı sayılabilir.

Kaza Oranlarını Azaltma Çalışmaları

Kaza oranlarını en alt düzeye çekmek için incelenmesi gereken sorular şunlardır:

  • Kazanın nasıl olduğu,
  • Hangi faktörlerin kazaya sebep olduğu,
  • Sonuçlara bakılarak neler yapılması gerektiği.

Havacılık sektöründe işe alımlar ve bu alımlardaki aşamalar sağlıklı ve verimli bir uçuş gerçekleşebilmesi için son derece kritiktir. Havalimanlarında çalışanların nitelikleri ve bunlarla birlikte onlara verilen eğitim düzeyi o şirketin ve şirketi kullanacak yolcuların kaderini belirler. Kaza oranlarının azaltılması için verilen eğitimlerin aşağıdaki noktalar üzerinde durulması son derece önemlidir;

  • Acil Durum Eğitimleri
  • Uçak Prosedürleri
  • İletişim ve Ortak Karar Alma
  • Ekip Çalışması

 

resmin alt tagı

Herkes İçin Havacılık Derneği, 2015 yılında öğrenciler tarafından kurulan ve yönetilen bir dernek olarak İLK ve TEK olma özelliğiyle havacılık tarihine imzasını bırakmıştır.

Bugün itibariyle ise 3150+ üyesi ve 7 temsilciliği ile Havacılığın En Büyük Sivil Toplum Kuruluşu haline gelmiştir.

Mail Formu

     

    İletişim

    Yenişehir Mahallesi Osmanlı Bulvarı No:2 Ayport Sitesi A Blok Ofis No:2
    Pendik/ İstanbul

    info@herkesicinhavacilik.com