Denizcilik faaliyetleri, Mısır’da Nil Nehrinde milattan önce başlamıştır. Havacılık faaliyetleri ise 20. Yüzyılın başlarında başlamıştır. Yani denizcilik faaliyetlerinin tarihi daha eskiye dayanmaktadır.
Denizcilik Hukuku
Deniz ticaretinin yaygın olduğu dönemlerde ticaret yapanların arasındaki anlaşmazlıkları ortadan kaldırmaya yönelik yasalarla ortaya çıkmıştır. Daha sonrasında özel uluslararası hukuku baz alarak genişletilmiştir. Her ülkenin kendi içinde denizcilik faaliyetlerini düzenleyen bir mevzuatı olsa da konu uluslararası bir olay olmasından dolayı yanı zamanda uluslararası deniz hukuku da gelişmiştir.
Havacılık Hukuku
Hava yolculuğu ile ilgili olan kaygıları ilgilendiren hukukun dalıdır. Hava yolculuğunun ayrılmaz bir parçası olmasından ötürü uluslararası bir hukuk meselesi olarak nitelendirilebilinir. Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) tarafından genel kurallar sağlanır. Denizcilik hukuku ile endişe alanları birbirini çoğunlukla kapsar.
Havacılık belli başlı bazı kuralları denizcilikten almıştır. Denizcilik havacılıktan daha önceki yıllarda başlamış olduğu için seyrüsefer planlamaları daha yerleşik hale geçmişti. Denizcilikte kullanılan bazı kısaltmalar, alfabeler hali hazırda bulunmaktaydı. Bunlar alınıp daha sonra ortaya çıkan havacılığa uygun hale getirilip kullanılmaya başlandı.
- Uçağın sol tarafında kırmızı, sağında yeşil ışık olması.
- “Welcome on board” tabirinin hem gemide hem de uçakta kullanılması.
- Hem kokpite “flight deck” hem de güverteye “deck” denmesi.
- “Captain” sıfatının hem uçakta hem gemide kullanılması.
- Pilotların giydikleri üniformadaki çizgilerin sırmalı olması.
- Havacılıkta “nautical mile” kullanılması.
Yukarıda verilen örnekler denizcilik ve havacılığın ortak olduğu belli başlı durumlardır.