resmin alt tagı

İlk Hava Trafik Kontrolörü Kimdir?

Bir uçağın uçması için pilot, yardımcı pilot, gerekiyorsa uçuş mühendisleri yeterlidir. Ancak konu birden fazla uçak olunca devreye hava trafik kontrolörleri girer.

Hava Trafik Kontrolörleri, havadaki ve yerdeki uçakların hareketlerini belli kurallar çerçevesinde havacılık otoriteleri ile düzenleyerek havacılığın güvenliğini sağlar. Yanlış freyz kullanımı veya söylenecek eksik veya yanlış cümle, uçağın yanlış hareket etmesine dolayısıyla uçağın kazalara karışmasına neden olur.

İlk Hava Trafik Kontrolörü Kimdir?

Yerde uçakları çarpışmamaları için yönlendiren ilk kişi -ilk hava trafik kontrolörü- 1929’da Lambert Field’da çalışmak üzere seçilen Archie W. League olmuştur. Lambert Field’da bir şemsiye altında oturarak gösteri uçaklarına ne zaman kalkış ve iniş yapacaklarını belirten bayraklar sallardı. Bunun yanında pisti yanlış kullanan uçakları kırmızı bayrak ile uyarırdı.

League’in havacılığa katkıları, bayrak sallamanın çok ötesine geçiyor. League; 1936’da Federal Havacılık İdaresi’ne hava trafik kontrolörü olarak atandı, 1973 yılına kadar FAA’da çeşitli pozisyonlarda çalıştıktan sonra 1986 yılında yaşamını yitirdi.

İlk Türk Kadın Hava Trafik Kontrolörü Kimdir?

Ülkemizin ilk kadın hava trafik kontrolörü Nazmiye Göyük’tür. Nazmiye Göyük, Devlet Havayolları Umum Müdürlüğü’nde göreve başlamış ve alanındaki ilk kadın olmuştur. Bunun yanında Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nin Hava Trafik Kontrol bölümünde uzun süre dersler vermiştir.

Havacılık Neden Özellikle 1980’lerden Sonra Gelişmiştir?

Havacılık tarihi başladığından beri maliyetli ve ulaşılması güç bir sektör olmuştur. İlk zamanlarda hava yolu şirketleri devlet ortaklıklarıyla sermaye sağlayıp kuruldukları için devlet malı sayılıyordu. Hava yolu taşımacılığı 1980’li yılların başlarına kadar dünya genelinde havacılık otoriteleri tarafından çok sıkı düzenlemelere maruz bırakılmış ve pazardaki rekabet kontrol altında tutulmuştur. 1980’li Yıllarda Sıkı Denetimlerin Başlıca Sebepleri Nelerdir?

Devletlerin ve otoritelerin, hava yolu şirketlerini bu kadar sıkı kontrol altında tutmalarının başlıca sebepleri; özelleşmeyi engellemeye çalışmaları ve havacılığı devlet gücü olarak görmeleriydi. IATA’nın 1980 öncesinde kabin içi konfora bile karışmak istemesi bu otorite denetlemelerine örnek olarak verilebilir.

Hava yolu şirketleri, 1980’li yılların yarısına kadar, ABD dışındaki neredeyse tüm ülkelerde devlet sahipliği ve kontrolü altında olmuştur. ABD, 1980’li yıllardan itibaren, serbest hava yolu pazarı politikasını tüm dünyaya yaymaya başlamıştır. Bu sayede diğer ülkelerde de serbest hava yolu piyasasının önü açılmaya başlamıştır. Serbest Piyasa Dönemi Sonrası Rekabet

Serbest hava yolu piyasasının önü açıldıktan sonra sıkı devlet kontrolleri ve diğer havacılık otoriteleri tarafından yapılan baskı da azalmıştır. Özelleşme arttıkça şirketler kendi bünyelerindeki teknik personel ve kabin ekiplerini eğitmeye, geliştirmeye başlamıştır. Hava araçları siparişleri artışı gözlenmiştir. Artık hava yolu şirketleri, devletlerin güç yarışını değil sektör içindeki diğer şirketlerle olan yarışı kazanmaya çalışmışlardır.

Bu yarışı kazanma çalışmalarının hizmet kalitesinin arttığını söyleyebiliriz. Zira uçuş rotalarının artması, bilet fiyatlarının düşmesi, sıklığın artması, uçuş konforu müşterilerin önemli istekleri arasındadır. Ayrıca, farklılaşma stratejisini izleyen hava yolu şirketleri hali hazırda birbirine çok benzeyen hizmetlerini farklılaştırabilmek amacıyla konfor temelli bileşenler üzerinde de sürekli yaratıcı iyileşmeler yapmak zorunda kalmaktadır.

Rakipler arasında bir yarış olmazsa havayolu işletmelerinin bu tür çabalar içine girme ihtimallerinin azalacağını düşünmekteyiz. Hatta hizmetin kalitesini kendi aralarındaki anlaşmalarla belli bir seviyede tutmak bile isteyebilirler bu sayede yüksek hizmet veren şirketlerle rekabet etmek zorunda kalmayacak ve müşteri kaybetmeyeceklerdi.

Dünyanın En Eski Hava Yolları Hangileridir?

Hava yolu dünyada en çok tercih edilen ulaşım türü olmaya devam ediyor. Uzakları kısa sürede yakın kılmak ve sevdiklerimize kolayca ulaşmak için hava yolu seyahatleri çokça tercih ediliyor. Wright Kardeşlerin ilk uçuş denemesinden beri birçok hava yolu kurulmuştur. Günümüze gelebilenler olduğu kadar maalesef faaliyetlerini durduranlar da olmuştur.

1.KLM (Hollanda Kraliyet Hava Yolları)

Günümüzde hali hazırda faaliyetlerini sürdüren en eski hava yolu KLM’dir. KLM 7 Ekim 1919’da Hollanda’nın Rotterdam şehrinde kurulmuştur. İlk seferini 1920 yılında Amsterdam-Londra arasında yapmıştır. Amsterdam Schipol Havalimanı’nı merkez olarak kullanır. 2. Avianca

Kolombiya merkezli bu hava yolu 5 Aralık 1919 tarihinde faaliyete geçmiştir. Avianca aynı zamanda Kolombiya’nın bayrak taşıyıcı hava yoludur. Uçuşlarını Bogota Uluslararası Havalimanı merkezli gerçekleştirir. Çeşitli birleşmeler yaşayan Avianca 2012’de Star Alliance üyesi olmuştur.

3. Qantas Airways (Queensland and Northern Territory Aerial Services)

Avustralya ulusal hava yolu 16 Kasım 1920’de Winton merkezli kurulmuştur. Bugüne kadar hiç ölümlü kazası bulunmayan bir şirkettir. Düzenlediği Sidney-Dallas uçuşu dünyada kesintiye uğramadan devam eden en uzun uçuşlardan biridir.

4. Aeroflot (PAO Aeroflot)

Rusya’nın en büyük ve bayrak taşıyıcı hava yolu 3 Şubat 1923 tarihinde kurulmuştur. Merkezi, Şeremetyevo Uluslararası Havalimanı’dır.  Nisan 2006’dan beri Aeroflot, SkyTeam’in tam haklı bir üyesidir.

5. Czech Airlines (CSA Czech Airlines )

Çek Cumhuriyeti’nin ulusal hava yolu ve bayrak taşıyıcı şirketi 6 Ekim 1923 tarihinde kurulmuştur. Prag merkezli havacılık faaliyetlerini gerçekleştirmektedir. 2001 yılından beri SkyTeam üyesidir.

6. Finnair

Finlandiya’nın 1 Kasım 1923 tarihinde kurulan ulusal hava yolu şirketidir. Helsinki merkezli faaliyetlerini sürdürmektedir. Oneworld hava yolu ittifakına 1997’de katıldı. 7. Delta (Delta Hava Yolları)

Amerika’nın Georgia eyaleti Atlanta merkezli 30 Mayıs 1924 yılında kurulmuş ülkesinin en büyük hava yolu şirketlerinden biridir. ABD’nin halen faaliyet gösteren en eski havayolu şirketidir.

8.Tajik Air

Tajik Air 3 Eylül 1924 tarihinde kurulmuştur. Başlangıçta Aeroflot’un bir parçası olarak ortaya çıkan Tajik Air ülkesinin bağımsızlığından sonra kendisi de bağımsız olmuştur. Tacikistan Duşanbe merkezlidir.

9. Air Serbia

Sırbistan’ın bayrak taşıyıcısı olan bu hava yolu 17 Haziran 1927 yılında Aeroput olarak kurulmuştur. Havayolu, 2013 yılında yeniden adlandırılıp yeniden markalanıncaya kadar Jat Airways olarak biliniyordu.  26 Ekim 2013’ten itibaren Air Serbia adını almıştır.

10. Iberia (íneas Aéreas de España)

İspanya’nın bayrak taşıyıcı olan bu hava yolu 28 Haziran 1927 tarihinde faaliyete Madrid merkezli olarak başlamıştır.

Wright Kardeşler’in Hayatı

17 Aralık 1903 tarihinde, kendi yaptıkları motorlu uçak ile başarılı bir uçuş gerçekleştiren Wright Kardeşler, tarihe adını yazarlarken aynı zamanda havacılık için de yeni bir devrin kapısını aralamışlardır. Peki Wright Kardeşler ’in hayatı nasıl geçmiştir?

Wilbur ve Orville Wright kardeşler Ohio eyaletinin Dayton şehrinde dünyaya gelmişlerdir. İki kardeşten büyüğü olan Wilbur 16 Nisan 1897’de, Orville ise 19 Ağustos 1871’de doğmuştur. Babaları Milton Wright ise bir Protestan rahipti.

Rahip olan babaları gittiği vaaz dönüşlerinde çocuklarına çeşitli oyuncak getirirdi. Bu dönüşlerinin birinde ise bir helikopter modeli getirmesi bu kardeşler için uçma tutkusunun başlangıcı olmuştur.

Liseden sonra iki kardeş de öğrenimlerine devam etmemiştir. 1892 yılında bir işyeri açıp bisiklet tamirine başlamışlardır. Burada tamir edip imal ettikleri bisikletler sayesinde maddi kaynak bulan kardeşler aynı zamanda uçma tutkuları hakkında yaptıkları çalışmalar için burayı bir atölye olarak kullanmışlardır.

Wright Kardeşler, kendilerine uçmakla ilgili fikir vermesi adı kuşların nasıl uçtuğuyla ilgili her şeyi öğrenmeye başladılar. Kanadın eğme açısıyla ilgili gözlemlerini sürdüren kardeşler, kanat eğimi terimini buldular ve çeşitli kanat profilleri çizerek rüzgâr tüneli testleri yaptılar.

Bu sırada yaptıkları model uçaklar, uçurtmalar ve planörler sayesinde ise kendi deneyimlerini ilerlettiler. İşe ilk olarak uçmayı öğrenmekle başlayan Wright Kardeşler, planör yardımıyla bunu hallettiler. Defalarca yaptıkları ve uçtukları planörler sayesinde çalışmaları motorlu uçaklara doğru değişmeye başladı.

O günlerde piyasada var olan içten yanmalı motorların hepsi çok ağırdı ve bu yüzden uçakta kullanmaya müsait değildi. Bir teknisyen yardımıyla çok daha hafif bir motor yapmayı başaran Wright Kardeşler, ilk uçaklarının yapımına başladılar.

Yaptıkları uçak sayesinde aralık ayında uçuş denemeleri yapan kardeşler, ilk denemede 12 saniye havada kalmışlardır. O gün yapılan son deneme 59 saniye havada kalıp 250 metre yol kat etme ile sonuçlanmıştır. Gökyüzü motorlu uçak ilk o gün tanışmıştır fakat bu durum Wright Kardeşler’in ABD’de adlarının duyulmasına yetmemiştir. Wright Kardeşler Adını Nasıl Duyurdu?

ABD’de beklenilen itibarı görmeyen Wright Kardeşler’den Wilbur 1908 yılında yaptıkları uçaklardan birisi ile Fransa’ya gidip burada halka açık bir gösteri düzenlemiştir. Bu sırada yaptıkları icatları pazarlayıp bazı anlaşmalar yaptı.

Amerika’da kalan kardeş Orville burada gösteriler düzenleyip uçaklarını tanıtıyordu. Yaptıkları başarılı uçuş denemeleri neticesinde ABD hükümeti ile savaş departmanına uçak yapımı için anlaştılar.

Henüz 45 yaşında iken tifoya yakalanan Wilbur 1912 yılında vefat etti.

Ardından 1915 yılında şirket hisselerini satan Orville ise 1948 yılında yaşamını yitirdi.

Sesten Hızlı Uçabilen Yolcu Uçağı, Concorde! 

Concorde için sadece sesten hızlı uçabilen bir uçak demek yeterli olmaz, sesin tam 2 kat hızında uçabilmekteydi.

Concorde’un Üretim Aşaması 

Concorde’un yapım fikri ilk 1965 yılında ortaya çıktı. Bu amaç doğrultusunda ilk olarak İngiltere’de ‘Sesten hızlı uçak komitesi’ kuruldu. Proje İngiltere ve Fransa ile imzalanan anlaşma çerçevesinde geliştirilmiştir. Concorde uçağı ilk deneme uçuşunu 2 Mart 1969 tarihinde Fransa’nın Toulouse kentinde yaptı. İlk sesten hızlı uçuşunu ise 1 Ekim 1969 tarihinde gerçekleştirmiştir, resmi olarak hizmete bundan 7 yıl sonra yani 21 Ocak 1976 da girmiştir. Concorde normal uçuşta saatte 2bin 132 kilometre hıza erişiyor ve yerden 18 bin 200 metre yükseklikte uçuyordu. Normal yolcu uçaklarının yaklaşık 5 saatte aştığı Atlantik’i Concorde uçakları normal şartlarda 3 saatte aşabiliyordu. Concorde’un dış yüzeyi çok hafif ve ısıya dayanıklı titanyum malzemesinden üretilmişti. Uçuş sırasında diğer uçaklar kalorifer çalıştırırken sürtünme nedeniyle gövde çok fazla ısındığı için Concorde soğutuluyordu. Stratosferde 18 bin metre yükseklikte uçtuğu için uçak sarsılmıyor ve türbülansa girmiyordu.

Concorde’un Yapısal Özellikleri

Tek koridorlu 2+2 oturma düzenine sahip ve 100 yolcu kapasitesi olan Concorde delta şeklindeki kanatları ve kanatların altında bulunan turbojet motorları, uzun ve ince tüpe benzeyen dar gövdesi ve aşağı yukarı hareket edebilen burnu sayesinde diğer yolcu uçaklarından kolaylıkla ayırt edilebilmekteydi.

Concorde Uçağının Uçuş Maliyeti Ne Kadardı?

Uçak uçuş süresinin %60’lık kısmında full power % afterburn kullanmaktadır. Afterburn ise yakıt tüketimini oldukça artırmaktadır. Kendisinden 2,5 kat fazla yolcu taşıyan bir uçaktan tam 4 kat fazla yakıt tüketmekteydi. Concorde 1 yolcusu için 100 km de yaklaşık 20 litre kerosen tüketmektedir. Sadece bir yolcunun yakıt maliyeti 1.080 TL ye ulaşmaktadır. Uçuş bakım maliyetleri ve işletme maliyetleri eklendiğinde ise bu rakam katlanarak artar. 2003 yılında bir yolcu bileti 6000 $ ulaşmıştır. Tek bir operasyonda yaklaşık 90.000 litre yakıt tüketmektedir. 1 Concorde uçağını kaldırmak 6 adet Boeing 747 seferine eşdeğer maliyet gerektirmekteydi. Uçağın maliyeti proje başında düşünülen miktarın 6 kat üzerine çıkmıştır. Bu yüzden teknoloji, mühendislik ve tasarım harikası olarak görülen Concorde ticari açıdan ise büyük bir hüsran olarak görülmektedir. Concorde’un Son Seferi

25 Temmuz 2000 yılında Paris Charles de Gaulle Havaalanı’ndan kalkışından 1,5 dakika sonra geçirdiği kaza sebebiyle uçuşlar durdurulmuştur. Güvenirliliğin az, maliyetin yüksek olması ve yolcu kapasitesinin sınırlı olmasından dolayı üretimden kaldırılmıştır. Son ticari seferini ise 24 Ekim 2003 tarihinde Londra-New York arası yapmıştır.

Concorde Genel Özellikleri

  • Mürettebat:9
  • Kapasite: 92-120 yolcu
  • Uzunluk:61,65 m
  • Kanat Açıklığı:25,6 m
  • Yükseklik:12,20 m
  • Yakıt Kapasitesi:95.680 kg
  • Boş Ağrlık:78.700 kg
  • Motor :4*Rolls Royce-Snecma Olympus 593
  • Menzil:7.250 km
  • Seyir Sürati:2.158km/s (Mach 2.02)

Sıcak Hava Balonu Uçuş Prensibi Nedir?

Balonun Tarihi

1766 yılında Henry Cavendish’in hidrojenin havadan hafif olduğunu keşfetmesi ve 1767 yılında Joseph Black tarafından bu havadan hafif gaz ile uçulabileceğinin öne sürülmesi ile balon fikri ortaya çıkmıştır. Balonla ilk uçuş ise 4 Haziran 1783 yılında Montgolfier Kardeşler tarafından yapılmıştır. Keten bir torbayı sıcak hava ile dolduran kardeşler, 450 metre kadar yükselip 1,5 millik bir mesafeyi kat etmeyi başarmışlardır.

Sıcak Hava Balonunun Parçaları Nedir?

Sıcak hava balonunu oluşturan 3 temel parça vardır:

  • Kubbe
  • Sepet
  • Burner

Kubbe

En yaygın kubbe malzemesi yırtılmaz naylondur. Kubbenin alt tarafında bulunan açık kısmı ise itfaiyeci giysilerinde de kullanılan ateşe dayanıklı Nomex ile yapılır.

Sepet

Sepet, pilot, yolcu ve yakıt tanklarının taşındığı kısımdır. Kolay tamir edilebildiği ve hafif olduğu için genellikle bambu ve örgü saz kullanılır.

Burner

Balonun yakma birimi olan burner, oldukça güçlü bir alev çıkararak balonun içindeki havanın ısınmasını sağlar. Pilot balonu alçaltmak istediği zaman ise balonun içindeki havanın soğumasına izin vererek balonu alçaltır. Uçuş Prensibi

Sıcak hava balonlarının en temel uçuş prensibi serin havada sıcak havanın yükselmesiyle olur. Etrafına göre ısınan hava soğuk havadan hafif olur ve bu şekilde yükselmeye başlar. Pilot balonun yükselmesini ise paraşüt valfi adı verilen bir delik ile yapar. Eğer pilot balonu yükseltmek isterse ateşleyiciyi açıyor ve havayı ısıtıyor, tersi durumda ise balonu alçaltmak istediğinde ise tepede bulunan delik açılıyor ve balonun içindeki sıcak havanın uçmasına izin veriliyor.

Pilot Balonun Yönünü Kontrol Edebilir Mi?

Pilotların balonun yön kontrolü üstünde etkisi kısıtlıdır. Balonun yönünü rüzgâr yönü belirler. Balonu yönlendirmek için değişik irtifalarda esen ve değişik yönleri olan rüzgarlar kullanılır.

Uçaklarda Yakıt Kaçağı Varsa Ne Olur?

Air Transat Uçuş 236

Toronto saatiyle 21.00’den hemen önce, A330, 293 yolcu ve 13 mürettebatla Toronto’dan havalandı. Yakıt tanklarında 46.9 ton yakıt vardı. Uçuşlarını gerçekleştirmeleri için yeterliydi. Uçuştan dört saat önce, mürettebatın haberi olmadan, 39.000 fitte seyir halindeyken, sağ taraftaki depodan motora yakın olan deponun borusundan yağ sızıntısı başladı. Bir süre sonra mürettebat, iki numaralı motordaki yüksek yağ basıncı sıcaklığı göstergelerini fark etti bu süreçte yakıt sızıntısı olduğunu gösteren hiçbir belirti olmadığı için bakım kontrol merkezi mürettebattan sadece izlemede kalarak kontrol sağmasını istedi. Bir süre sonra mürettebat yakıt dengesizliği konusunda uyarıldı. Durumun ciddiyetini anlayan mürettebat iniş yapma kararı aldı. Ve kısa süre sonrada belirli aralıklarla yakıtı biten motorlar kapandı. Ancak güvenli bir şekilde iniş sağlandı. Yakıt Sızıntısı

Uçaklarda herhangi bir sızıntının olup olmadığını kontrol ederek güvenlik sağlamak açısından, yakıt sızıntısı kontrol listesine göre kontrollerimizi sağlamalıyız. Sırasıyla gerçekleştirilen bu işlem tehlike anında bizi harekete geçirecektir. Yakıt sızıntısı kontrol listesini sıralamamız gerekirse;

  • Denge anahtarı ve çapraz besleme anahtarları açık ise kapatılır.
  • Her kanatın kendi motorunu beslemesi açısından merkez tank depoları kapatılır.
  • Olası bir tehlike anını tespit etmek için depodaki yakıt miktarını ve zamanı not edilir. Eğer sızıntıyı onayladıysak ve gerçekten motor sızıntısı ise, daha fazla yakıt kaybının önüne geçmek için o taraftaki motoru kapatabiliriz. Uçak motor ile uçamaya devam edecektir, olası tehlikeli önlemek adına en yakın havaalanına iniş yapılması için yönlendirilecektir. Uçaklarda yakıt kaçakları zamanında kontrol sağlanarak müdahale edildiği zaman kontrol altına alınabilir ve güvenlik açasından tehlike oluşturmaz. Burada en önemli konu yakıt kontrol listesine göre kontrolleri sağlayarak, aniden gelişen sızıntıları daha çabuk fark edebilmektir. Özellikle merkez tank depoları kapatılmalı ki, bütün yakıt sızıntıdan dolayı kaybolmasın, en azından bir motor çalışır halde olarak güvenli bir iniş yapılmasını sağlasın.Başta verdiğimiz örnekteki gibi kazalar artık yaşanmamaktadır. Çünkü uçuşlardan önce gerekli bütün kontroller Air Transat Uçuş 236’ ya benzer örnekler yaşanmaması için titizlikle sağlanmaktadır.

İnsansız Hava Araçlarının Tarihi

İnsansız Hava Araçları Tanımı ve Kullanım Amaçları

İçerisinde yönlendirici bir pilot veya herhangi bir yolcu barındırmayan İHA (İnsansız Hava Araçları); uzaktan kumandayla veya otomatik olarak hizmet vermektedirler. Kullanım amaçlarına ve görevlerine göre içerisine lazer tarama cihazı, GNSS, video kamera gibi donanımlar yerleştirilir. Askeri, sivil veya bilimsel amaçlı kullanımlara elverişli olan bu uçaklar geliştirildiği günden beri yoğun ilgi görmektedir.

Günümüzde İHA’ların kullanımı iki yolla gerçekleştirilmektedir. İlk olarak İHA, bir pilot gözetiminde yerden havalandırılarak GPS ile kontrol edilebilir. İkinci bir seçenek ise daha önceden kullanılmış bir uçak programının İHA’ya işlenmesidir. İHA’lar yakıtına göre, kanat yapısına göre gibi birçok teknik özellikleri bakımından sınıflandırılabilse de bu sınıflandırma ICAO genelgesinde iki sınıf olarak geçer: otomatik ve uzaktan kumandalı.İnsansız Hava Araçlarının Tarihi  

İHA’ların tarihi gelişimlerine bakacak olursak aslında bilinenin aksine onların kullanımı oldukça eskiye dayanmaktadır. İlk insansız hava saldırısı olarak kabul gören olay Avusturya ile İtalya (Venedik) arasında geçmiştir. 22 Ağustos 1849 tarihli bu olay Avusturyalıların İtalya’ya gözdağı vermek için içi fitillerle dolu pilot olmaksızın 200 balonu şehrin meydanına bırakmasıyla ortaya çıkmıştır. Ancak bu girişim çok verimli sonuçlanmamıştır. Rüzgârın etkisiyle balonların çoğu geriye dönmüş ve yine Avusturya sınırlarında patlamıştır. Bu sonuca rağmen bu olay insansız hava araçlarının ilk kullanımı olarak tarihe geçmiştir. Aslında askeri alanda kullanımı söz konusu olduğunda 1793 yılında Amerika’nın iç savaş sırasında yalnızca gözlem için balonları kullanmasını da sayabiliriz.

İnsansız ilk uçağın tarihi ise daha ileriye dayanmaktadır. İlk olarak Birinci Dünya Savaşı’nın bitmesine yakın geliştirilen bu uçaklar, “uçan bombalar” olarak bilinen jiroskop kontrollü uçakla gerçekleştirilmiştir. Daha sonra 1917’ de ABD Silahlı Kuvvetleri bu konuyu dikkate alarak kendi bünyelerine “otomatik uçan uçak” olarak bahsi geçen uçağı eklemişlerdir. Ancak bu girişimleri istedikleri gibi ilerlememiş her ne kadar 1918 yılında uçuşu sağlansa da savaşta kullanamamışlardır. Ancak bu faaliyet beraberinde gelecek birçok çalışma için yön gösterici ve heveslendirici olmuştur.

İkinci Dünya Savaşı ve sonrasında bunlara ek birçok tasarı ve çalışma eklenmiştir. Bugüne kadar Vietnam, Afganistan savaşları gibi birçok savaşta kullanılmış ve bundan sonra da kullanılmaya devam edilecektir. Tasarımı, teknik özellikleri ve güvenirliliği açısından gün geçtikçe iyileşen İHA’lar geleceğin teknolojisine yalnızca bir basamaktır.

Bin Yıl Önce Havacılık Nasıldı?

Bin yıl önce havacılık var mıydı? Yoktu dediğinizi duyar gibiyim. İsterseniz gelin birlikte bakalım, öğrenelim bin yıl önce havacılık var mıydı? Havacılık, aslında insan tarihçesinde geçmişten günümüze kadar gözlemlenen ve sürekli gelişen çalışmalar sonucu ortaya çıkan bir konuydu. İnsanların, kuşların nasıl uçtuğunu merak ederek başlayan bu serüven, insanlarda uçma isteği uyandırmaya başlamıştı. Hatta Yunan Mitolojisi’nde yer alan İkarus’da bunlardan biriydi.Efsaneye göre dönemin Kral’ı Minos, İkarus ve babasını Girit Ada’sında labirent gibi bir alana hapseder. İkarus’un babası Daedalus bu hapis hayatından sıkılarak kaz tüylerinden oğlu İkarus’a ve kendine kanatlar yapıp adadan kaçmayı planlar. Planları doğrultusunda uçmayı başaran baba ve oğul geçmişte bilinen ilk efsanevi uçuşu gerçekleştirmişlerdir.O dönemlerde insanlar havacılıkla ilgili çalışmalarında ‘’kuşların uçuşunu taklit etmekten ileriye gidememişlerdir.’’ Fakat o günlerden günümüze doğru yaklaştığımızda insanoğlunun zeplin, planör, balon ve uçak gibi ilgi çekici hava araçlarında bulmaktan geri kalmamışlardır. Bundan dolayı havacılık insanoğlunun her alanında vardı aslında.

Günümüze Doğru Havacılık?

Geçmişten günümüze doğru yaklaştığımızda, havacılık alanında bazen efsanelerden yararlanarak bazen de havacılıkla ilgili çalışmalarda bulunup adını tarihe kazımış birçok isim vardır. Bu isimlerden biri de Leonardo da Vinci’dir. Çizimlerini günümüzde de görebileceğimiz da Vinci, geçmişten günümüze kadar ulaşmış bir planör taslağı oluşturmuştur. Taslağı oluşturulan bu planör bulunduğu dönemde yapılmamış fakat 19.yüzyılda o dönemin malzemeleri tahsis edilerek yapılmıştır. Da Vinci’nin taslağından yola çıkarılarak tamamlanan bu prototip uçurulmaya çalışılmış ve uçtuğu gözlemlenmiş. Daha sonrasında teknolojinin de gelişimiyle bazı müdahalelerde bulunarak bu prototip geliştirilmiştir.Leonardo da Vinci’den günümüze doğru yaklaştığımızda havacılık alanında birçok gelişme görülmüştür. Her bir yüzyılda havacılık, teknolojinin de gelişimiyle kendini geliştirmeye devam etmiştir. Son olarak Wright Kardeşler yapmış oldukları planöre ilk başta motorsuz uçuşlar deneyerek ardından bir motor yerleştirerek, 17 Aralık 1903 tarihinde ilk motorlu uçuşu gerçekleştirmişlerdir. Bu durumun havacılığın günümüzde an ve an gelişmesinde büyük katkısı olmuştur.

 

 

 

resmin alt tagı

Herkes İçin Havacılık Derneği, 2015 yılında öğrenciler tarafından kurulan ve yönetilen bir dernek olarak İLK ve TEK olma özelliğiyle havacılık tarihine imzasını bırakmıştır.

Bugün itibariyle ise 3150+ üyesi ve 7 temsilciliği ile Havacılığın En Büyük Sivil Toplum Kuruluşu haline gelmiştir.

Mail Formu

     

    İletişim

    Yenişehir Mahallesi Osmanlı Bulvarı No:2 Ayport Sitesi A Blok Ofis No:2
    Pendik/ İstanbul

    info@herkesicinhavacilik.com