Bekleme salonlarında veya uçağa bindiğimiz zamanlarda pilotlar karşımıza çıkabilir. Sürekli şık giyinen pilotların yüzlerinde sakal olmadığını fark ettiniz mi? Aslında bunun bir nedeni var. Kabin içerisinde ani basınç kaybı ve yangın çıkması durumunda yayılacak duman, pilotların doğru kararlar verememesine hatta bilinç kaybına yol açabilir. Bu gibi olağanüstü durumlarda pilotların işleyişi doğru bir şekilde yürütebilmesi için kabin içerisinde oksijen maskeleri bulunur. İşte bu noktada pilotların maskeyi yüzlerine tam oturması ve herhangi bir oksijen kaybı yaşamaması için sakallarının kesilmiş olması istenir. Hiçbir FAA ( Federal Sivil Havacılık ) düzenlemesinde pilotların sakal kesmelerine değinmez, ancak havayolu şirketleri belli başlı personel kurallarına sahiptir. Bazı havayolu şirketleri saç sakal bakımında çok katı olabiliyorken bazıları düzgün bir şekilde kesilmiş belirli uzunluğa kadar sakalın olmasında sakınca görmüyor. Örneğin ülkemizde THY’de personellerin sakal bırakmalarına izin verilmiyor. Ancak Pegasus Airlines’ta böyle bir kısıtlamanın olmadığını söyleyebiliriz.
Simon Fraser Üniversitesi’nin Yaptığı Araştırma Sakalların Sorun Yaratmayacağını Söylüyor.
SFU’nun hipobarik odasında yapılan bu araştırma ile Air Canada pilotlarına sakal bırakabilme izni getirmişti. Bu araştırma öncesine kadar birçok havayolu şirketi ve Air Canada pilotlarının temiz tıraşlı bir yüze sahip olmalarını istiyordu. Acil durumlarda maskelerde sızdırmaların yaşanmaması için temiz tıraşlı bir yüzün olması gerektiğini düşünmüşlerdir. Ancak 2016 yılında şirket, SFU’nun Çevresel Tıp ve Fizyoloji Birimi direktörü Sherri Ferguson’u ve ekibini farklı sakal uzunluklarındaki yüz maskelerinin etkinliğini araştırmak için tuttu. Ferguson’un yaptığı açıklamada şu şekilde diyor. ‘’ İki hedefimiz vardı, ilk olarak kabin içerisindeki basınç kaybında sakallı bir pilotun hipoksiden korunabileceğini belirlememiz gerekiyordu. İkincisi de, kabinde ateşten duman çıkması durumunda maskenin zehirli dumana karşı yeterli korumayı test etmekti.’’ Araştırmacılar, katılımcıları üç gruba ayırdı: az miktarda sakallı olanlar, orta miktarda sakallı ve uzun sakallı olanlar. Katılımcılar öncelikle bir hipobarik odaya konuldu ve her bir yükseklikte katılımcıların oksijen doygunluk seviyelerini ölçtüler. Çünkü doygunluk seviyelerinde bir düşüş yaşanması, maskelerin sızıntılı olduğunu gösterecekti. İkinci test için araştırmacılar, yangın dumanına benzer koşullar yaratmak için sulu gözlere ve akciğerlerde yanma hissine neden olan stanik klorür kullandılar. Her iki araştırma sonucunda da sakal bırakmanın pilotlar için hiçbir problem yaratmadığına ve maskelerin sakallara bakmaksızın korumayı sürdüğünü belirtirler.